Bilim - Teknoloji - İnovasyon

Yemeğiniz yazıcıdan çıktı!

Bu yılın sonlarına doğru piyasalarda “üç boyutlu yiyecek yazıcıları” göreceğiz. Yazıcıdan bir bilgisayar çıktısı alır gibi bir tabak yemek alacağız. Acaba geleceğin mutfaklarını bu cihaz mı şekillendirecek?

ARTIK evli çiftler birbirlerine, “Hayatım, biraz gecikeceğim. Yemeğin fırında” yerine “Yemeğin yazıcıda” mesajı bırakacaklar. Akşam eve geldiğinizde eşinizi göremez, bu notu bulursanız, yapacağınız tek şey yazıcının düğmesine dokunmak olacak.

Fırında bekleyen yiyecek kadar lezzetli olmayabilir. Hatta sıcak bile olmayabilir. Ama bu örnek geleceğin mutfaklarının nasıl şekilleneceği konusunda bir fikir vermeye yetiyor.

Yemeğiniz yazıcıdan

Biraz ürkütücü. Bundan sonra yemeğimizi, bilgisayar, robot karışımı bir makine mi hazırlayacak? Usta aşçıların elinden çıkan yemekler tarih mi olacak? Dünyaca tanınmış şefler işsiz mi kalacak? Yakın gelecekte pek mümkün görünmüyor.

Gurmeleri tatmin edecek kalitede bir yemeğin yazıcılardan asla çıkamayacağını savunanların sayısı tahmin edemeyeceğiniz kadar fazla.

FANTEZİ CİHAZLAR

Önümüzdeki sonbahar aylarında piyasaya sunulacak olan “üç boyutlu yiyecek yazıcıları” (3D food printer), 500 dolar ile 14 bin dolar arası fiyatlardan satılacak. Bu cihazlara fantezi gözüyle bakanlar hiç de haksız sayılmaz. Çünkü bu yazıcıların tek işlevi, bir tüp ucundan hazır yapılmış bir macunu, ezmeyi ya da kremayı tabak üzerine sıkmaktan ibaret. Bilgisayarda değişik desenler çizip, yazıcıdan bu desenlerde çikolata çıkartabilir, misafirlerinizi etkileyebilirsiniz. Ya da bir kremayla, kek veya pastanızın üzerine dekorasyon yapabilirsiniz. Jöle ile yazıcıdan çocuklara değişik renklerde, vanilyalı, naneli, elma, kiraz, kavun aromalı şekerlemeler çıkarabilirsiniz.

İşlem, bir defada bir kat yapmaktan ibaret. Hepsi bu… Yazıcıdan patlıcan musakka, zeytinyağlı fasulye, acılı Adana kebap yapmasını bekleyemezsiniz. Halbuki günümüzde kullanılan bazı otomatlar bile bu yazıcılardan daha becerikli. Para atıp şekerleme paketi, kutu içecek aldığınız otomatlar günümüzde pizza bile yapabiliyor. Otomat, insan eli değmeden, gözünüzün önünde hamuru yayıyor, üzerine salça, peynir kırıntısı serpip, pişiriyor. Size iki dakika içinde sıcak sıcak sunuyor.

DAHA İYİSİNİ YAPARSINIZ

Biz yine yiyecek yazıcılarına dönelim. Bu yazıcılarla ilgili olarak yapılan demoların hiçbirinden tatmin edici bir sonuç çıkmadığını görebiliyoruz. Öncelikle birileri, bu kremaları, jöleleri, çikolata eriyiklerini hazırlamak zorunda. Bu malzeme yazıcının haznesine konuyor. Bir tüpten de tabağa ya da bir başka hazır malzemenin üzerine sıkılıyor. Bunu, huni biçimli bir krema torbasıyla siz de yapabilirsiniz. Üstelik el becerinizle harikalar yaratabilirsiniz. İşlemi daha sonra yapacaksanız, yazıcı haznesinde bulunan malzemeyi bozulmadan saklamak zorundasınız. Bazı basit sıcak yemekler için ısıtma özelliği olan yazıcılar var ama pahalı. Birkaç dolara satın alacağınız sıcak sandviçi yapmak için neden binlerce dolar harcayasınız ki?

KULLANIM ALANI KISITLI

Anlaşıldığı kadarıyla bu yazıcılar, şimdilik kaydıyla şekerleme ve çikolata süslemesinde kullanılacak. Tek faydası, şekerleme ve pasta imalatçılarına olacak gibi. Geleneksel yöntemlerle yapılması zor olan süslemelerin, yazıcıyla yapıldığında çok daha şık görünmesi bekleniyor. Çok hazneli yazıcılarda değişik renklerde süsleme yapılması mümkün olacak. Şekerden yapılmış fotoğraf kalitesinde desenler çıkarmak, lüks lokantaların işine yarayacak.

Her şeye rağmen piyasaya çıkacak ilk modellerin, kabarık satış etiketleri olacağı şimdiden duyuruldu. Bazı modeller ise evlerimizdeki fırınlardan daha büyük. Yiyecek yazıcılarına mutfaklarda yer açmak çok zor. Bu da, fazla , satış olmayacağı, paraya kıyıp deneyenlerin. memnun kalmaması halinde ise bu icadın tozlu raflara kaldırılmasının an meselesi olacağı anlamına geliyor. Piyasalardaki yenilikleri tanıtan Stuff Magazine’in editörlerinden Stephen Gra-ves, şu gözlemde bulunuyor: “Şimdiki durum, 1980’lerdeki bilgisayar kullanıcılarına benziyor. O yıllarda bilgisayar çalışmalarını kağıda dökmek isteyenler, bir bilgisayar dükkanına gidip yazıcısından birkaç sente çıkış alıyordu. Hiç kimse yüzlerce dolar harcayıp bir matris yazıcı (dot matrix printer) satın almıyordu.”

YENİ İCAT DEĞİL

Bu yazıcılar, yeni bir icat gibi gözüküyor. Oysa ABD’nin Güney Carolina eyaletinde bir şirket, üç boyutlu yazıcıların patentini 1986’da almıştı. Patenti elde tutma süresi dolduğundan bugün pek çok şirket üç boyutlu yazıcı piyasasına girmiş durumda. 30’dan fazla şirketin, piyasaya ilk çıkışı yapmak için birbiriyle yarıştığı biliniyor. Bunların hepsi, yiyecek yazıcısı değil. Karmaşık bir plastik kalıbı kolayca ve düşük maliyetle dökebilmek, pek çok sanayicinin rüyası.

Yiyecek yazıcıları sektöründe madalyonun diğer tarafı çok farklı. Şimdiden Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, Austin/Teksas merkezli bir mühendislik firmasından, astronotların kullanabileceği modeller geliştirmesini talep etti. Small Business Innovation Research (SBIR), astronotlara uzayda yemek hazırlayacak yazıcılar yapacak. Denemelerden başarılı sonuçlar alınırsa, Mars’a yolculuk gibi uzun sürecek uzay programlarında yiyecek yazıcıları yaşam destek sistemlerinin önemli bir parçası olacak. Şirketin işi kolay değil. Yiyeceklerin en az beş yıl raf ömrü olmasını sağlamak zorunda. Bu yazıcıların denenmesi bile yıllar alacak. NASA, ilk altı ay için 125 bin dolarlık bir fon ayırdı bile.

Açlığa çare olur mu?

Bilim adamları üç boyutlu yiyecek yazıcısını uzayda nasıl kullanacaklarına dair kafa patlatırken ABD’de sokaktaki vatandaş, donut’ların bu yöntemle nasıl sağlıklı yapılabileceği tartışması içinde.

Donut yapıp satan pek çok dükkan, ürünlerinde katkı maddesi olmamakla övünüyor. Ama diğer taraftan da hamurun kısa sürede bozulma tehlikesi var. Donut ve pek çok unlu mamulün hamuru, dört günde bozulmaya başlıyor. Oysa yazıcılara, plastik paket içinde yerleştirilecek hamur, her zaman taze ürün olarak yazıcıdan çıkabilecek. Her kesim, üç boyutlu yazıcıların artılarını eksilerini, ürün daha piyasaya çıkmadan tartmaya başladı. Yiyecek yazıcıların, dünyada açlığa çare olacağını düşünenler bile var. Aslında mevcut tarım sistemi, 11 milyar insanı doyuracak kapasitede [dünya nüfusu 7 milyar). Ne var ki, elde edilen ürün eşit dağıtılmıyor. Yiyecek yazıcılarının faydası ise dolaylı olacak. Bu yazıcılar için raf ömrü 30 yıl olan ürün paketleri hazırlanacak. Bu paketler, su, süt, yağ gibi sıvılarla karıştırılıp biraz ısıtılınca, son derece lezzetli yiyeceklere dönüşecek, iddiaya göre, yeryüzünde açlık kalmayacak. Fakat bu güzel tablo için biraz daha dişimizi sıkmamız gerekiyor.

Bir yazıcının hazırladığı yemeği yemek, içimize sinecek mi? Bu teknolojiye ne kadar hazırız? Piyasa gözlemcileri, mikrodalga fırınları örnek gösteriyor. Bu fırınlar 1970’lerde ABD’de piyasaya çıktığında tüketici kuşkuyla karşılamıştı. Radyasyonun yiyecekleri zehirleyeceği düşüncesi hakimdi. Oysa bu endişelerin yersiz olduğu anlaşıldı. Bugün mikrodalga fırını olmayan bir Amerikan evi yok gibi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu