Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Referandumdan ABD Doları çıkacak

Uzmanlara göre Yunanistan’daki kritik referandumdan sonuç ne çıkarsa çıksın, euro dolara karşı zayıf bir yıl geçirecek. Sandıktan “hayır” çıkması durumunda euro’daki kayıp hızlanacak. İç ve dış belirsizliklerin yoğun olacağı bu yıl TL, dolar karşısında iyice gerileyebilir…

BÜTÜN dünya nefesini tutmuş Yunanistan’ı izliyor. Herkes birbirine “Yunanistan euro’da kalacak mı, yoksa ayrılacak mı, iflas edecek mi, yoksa kemerleri sıkmayı kabul edip yeni kaynak bulacakmı” sorularını soruyor. Bu yazının yazıldığı saatlerde bu soruların yanıtım hala kimse veremiyor. Çünkü ne Yunanistan ne de AB cephesinden çok net bir açıklama gelmiş değil.

dolar

Buna karşın görünen o ki kısa vadede anlaşma sağlansa da sağlanmasa da Yunanistan dünyanın gündemini bir süre daha meşgul edecek.

Yani AB ile anlaşsa bile “Yunanistan düzlüğe çıktı” demek için henüz çok erken. Bu durum ise başta Avrupa Birliği olmak üzere euro üzerinde çok ciddi bir baskı oluşturuyor. Kısacası bugünkü şartlar göz önüne alındığında “2015 yılı yine dolar yılı” olacak gibi görünüyor.

Siz bu satırları okurken Yunanistan şayet son dakika sürpriz olmazsa referandumunu tamamlamış olacak. Başka bir deyişle Yunan halkı AB’nin istediği kemer sıkma programını ya kabul ya da reddetmiş olacak.

Şayet referandumdan “hayır” çıkarsa bu teknik olaııak Yunanistan’ın euro’dan ayrıldığı anlamına gelebilir. Yunanistan’ın ayrıl-ması ise domino etkisi yaratabilir. Bu yüzden bu kez gözler “Euro Aile-si”nin diğer zordaki ülkeleri olan İtalya, Portekiz ve Ispanya’ya çevrilebilir. Çünkü euro’dan ayrılması halinde Yunanistan’ı bu ülkelerin takip edeceği epeydir konuşuluyor.

İşte, bu karışık durumu kısaca böyle özetlemek mümkün…

TÜRKİYE DE ETKİLENECEK

Şimdi gelelim Türkiye’ye… Yunanistan’ın durumu aslında Türkiye’yi de etkiliyor. Önümüzdeki dönem Yunanistan’daki gelişmeler, FED’in faiz artırım kararı ile Avrupa Merkez Banka-sı’nın (ECB) parasal genişleme kararlarım ve euro/dolar paritesini etkileyecek. Bu ise söz konusu para birimleri karşısında TL’nin değerini belirleyecek.

Tabii bu arada yeni koalisyon hükümetinin kurulup kurulmayacağı, erken seçim olup olmayacağı, yeni ekonomi yönetiminin kimlerden oluşacağı ve alacakları kararlar gibi çok sayıda bilinmez de var.

Özetle, içeride ve dışarıda çok sayıda bilinmezin olduğu bir dönem daha yaşıyoruz. Her kesimi doğrudan ve dolaylı yoldan etkileyecek günler yakm. Biz de bu dönemi uzmanlara sorduk. Euro/dolar parite tahminlerini ve TL’nin bu para birimleri karşısındaki durumunu mercek altına aldık. İşte yanıtlar…

“DOLARDA REKOR GÖREBİLİRİZ”

Saxo Capital Markets Strateji Uzmanı Cüneyt Paksoy’a göre, euro/dolar paritesin-de bir süre daha aşağı yönlü hareket, yani euro’nun değer kaybı, buna karşın doların değer kazanımı devam edecek. Bugün euro/dolar paritesinde Yunanistan et-M kişinin çok öne çıktığını vurgulayan Paksoy, bunun dışında ECB’nin parasal genişleme içinde olması ve buna karşılık FED’in faiz artırımına gitme ihtimalinin de euro aleyhine baskı yarattığını hatırlatıyor. Kısa vadede euro/dolar parite-sinin kaderini Yunanistan’ın referandum sonucu ve iflas riskinin belirleyeceğini söyleyen Paksoy, iki senaryoya göre oluşacak durumu ise şöyle özetliyor:

“Yunanistan’da referandum sonrası çözümün masaya gelmesi halinde kısa vadeli yukarı yönlü bir tepkinin gelmesi mümkün olacak ve süreç Dolar Endeksi’ne bağlı normal seyrine geri dönecek. Ama referandum sonrası Yunanistan’ın iflası kesinleşir ve euro’dan çıkması realite olarak gündeme gelirse bu euro/dolar paritesinde orta ve uzun vadede diğer ülkelerin durumları ile de alakalı ortaya çıkacak belirsizliklere bağlı olarak euro aleyhine ciddi bir negatif baskı oluşturacak.”

‘TÜRKİYE YENİ HİKAYE YAZMALI”

TL’nin seyrini ise yeni koalisyon hükümeti ya da potansiyel erken seçim ihtimalinin belirleyeceğini söyleyen Paksoy bu konudaki beklentilerini ise şöyle özetliyor: “FED’in faiz artırım ihtimali ile güçlü kalmaya devam edecek Dolar Endeksi ve içsel siyasi gelişmelere bağlı olarak kısa ve orta vadede arada aşağı yönlü düzeltmeler gelebilir. Ancak ana yön, temel ve teknik olarak hala yukarı yönlü gibi duruyor. Bu etkenlerin dışında Yunanistan’ın referandum sonuçlarına göre bir çözümün masaya gelmesi, kısa vadeli etki dışında hem dolar/TL hem euro/TL olarak çok fazla etki yapmaz ve her iki kur yukarda saydığımız dinamiklerle hareket etmeye devam eder.

Ama çözümsüzlük oluşur ve bu global piyasalarda özellikle tahvil ve kurlar üzerinde ekstra bir harekete sebep olursa, dolar güçlenir. Gelişmekte olan piyasalar üzerinde baskı oluşursa da döviz sepetinin tekrar yukarı yönlü potansiyelim izleyebiliriz. Sonuçta dolar/TL tarafında global piyasalarda yeni dengeler kumlana kadar vola-tilite artacak ve yeni rekorlar görülebilir. Euro/TL’de ise euro/dolar paritesine göre seviyeler muhtemelen daha ölçülü belirlenecek.”

Paksoy’a göre, Yunanistan’ın riskinin her geçen gün arttığı bu günlerde Türkiye’ye sermaye girişinin olabilmesi için öncelikle yeni hükümetin kurulup siyasi istikrarın sağlanması gerekiyor. “Türkiye’nin satın alınacak yeni bir hikaye yazması gerekir” diyen Paksoy, bu süreçte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na da ciddi görevler düştüğünü belirtiyor.

TÜRKİYE POZİTİF AYRIŞMAYACAK

DenizBank Ekonomisti Ezgi Gülbaş’a göre, yakın dönemde Yunanistan ve Çin gibi ülkelerin yarattığı global riskler, tüm dünyayı ve Türkiye’yi negatif yönde etkileyecek. Zaten yılın ilk yarısında hem seçim öncesi belirsizlikler, hem de bölgedeki jeopolitik riskler nedeniyle Türkiye’ye yabancı sermaye girişi azalmış durumda. Gülbaş’m yılın ikinci yarısına ilişkin beklentileri ise şöyle:

“Yılbaşından haziran ortasına kadar olan dönemde, yurtdışı yerleşiklerin tahvil piyasasından nette 4.3 milyar dolar çıkışı olurken hisse senedinden 227 milyon dolar çıkış yaşandı. İlk dört ayda toplam doğrudan yatırım girişi ise 4.0 milyar dolar ile sınırlı kaldı. Küresel eğilimlerden bütün ekonomiler gibi Türkiye ekonomisi de etkileniyor. 2011’e kadar 10 yıllık dönemde ortalamada yüzde 10.6 büyüyen Çin ekonomisinde büyüme hızı geçen üç yılda ortalama yüzde 7.6’ya geriledi.

ÇİN ETKİSİ

Dünya Banka-sı’na göre Çin’in ekonomik büyümesindeki yüzde l’lik zayıflama, küresel ekonomik büyümenin yüzde 0.5 oranında azalması anlamına geliyor. Çin ekonomisinin zayıflama eğilimine girmesinden hem dış ticaret yoluyla hem de zayıflayan sermaye akımlarıyla gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülke olumsuz yönde etkilenecek.”

Çin’in negatif etkisinin yanı sıra Yunanistan’ın içinde bulunduğu durumun tüm piyasalar gibi Türkiye’yi de negatif etkileyeceğini söyleyen Gülbaş, “Küresel risk iştahındaki azalma ile Türkiye’de henüz politik belirsizliğin azalmadığı düşünüldüğünde, ülkemizin bu koşullarda pozitif ayrışmasını olası görmüyoruz” diyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu