Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Borsadaki yükselişin nedenleri ve beklentiler

yasar erdincGeçen hafta BIST-100 endeksinin 80 bine dayanmasının ardında içeriden ve dışarıdan kaynaklanan nedenler bulunuyor. Ancak cumhurbaşkanlığı seçimine doğru piyasalarda daha dikkatli hareket etmekte yarar var…

BORSA İstanbul (BIST) geçen haftaya stresli başlasa da haftayı coşkulu bir şekilde tamamladı. Endeks çok uzun bir aradan sonra 80 bine çok yaklaştı ve 79 bin 999 seviyesini gördü. Başta bankalar olmak üzere, holdingler ve aracı kurumlar önderliğinde BIST-100 endeksi yüzde 2’den fazla prim yaptı. Bankalar yüzde 3.28, holdingler yüzde 2.71 ve aracı kurumlar yüzde 7.35 değer kazandı. Son birkaç haftadır devam eden coşkunun bazı önemli sebepleri var…

Birinci Sebep: Haziran ayında Merkez Bankası’nm yapacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında en az 50 baz puanlık bir faiz indirimine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Fakat indirimin 50 baz puandan daha yüksek olabileceği beklentileri de var.

İkinci Sebep: Geçen hafta başta JP Morgan olmak üzere yabancı yatırım bankaları, Türk bankaları hisse fiyat hedeflerini yukarı çektiler; gerekçe olarak da faiz indirimlerinin banka karlılıklarını olumlu etkileyeceğini belirttiler.

Üçüncü Sebep: Bu hafta Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz kararı vereceği bir toplantı var. Bugüne kadar sadece gürleyen ama yağmayan ECB’nin bu hafta faizleri yüzde 0.25’ten 0.15 veya 0.10 seviyesine indirmesi bekleniyor. Analistlerin yüzde 90’a yakını atılacak adımın faiz indirimi olacağını düşünüyor. LTRO veya karşılık oranlarının indirilmesi ya da bankaların ECB’deki mevduatına negatif faiz oranı gibi önlemlerin olasılığı düşük görünüyor. Fakat ECB’nin yapacağı 10-15 baz puanlık bir indirim, halihazırda fiyatlara yansımış durumda.

Dördüncü Sebep: Mart ayı yerel seçimlerinden bir iki gün önce başlayan ve 61 bin seviyelerinden 79 binlere kadar olan yükseliş sonrasında kâr realizasyonu için piyasalara yeni alıcı gelmesi lazım ki, kârlı olanlar satabilsinler. İşte bu nedenle borsa genellikle olumsuz haberlere olumsuz reaksiyon vermiyor ya da verse bile bu durum adeta bir saman alevi gibi geçici oluyor. Bir başka deyişle piyasayı yukarı iten önemli güçlerden biri de, yabancıların da hissede olmaları.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

Burada şu an iki ana senaryo var: Olasılığı en yüksek senaryo Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına adaylı ğını koyması. İkinci ana senaryo ise adaylığını koymaması, Abdullah Gül’ü yeniden aday göstermesi. Bu senaryonun olasılığı piyasa tarafından çok düşük görüldüğü için ben olasılığı yüksek olan birinci senaryoya göre bir değerlendirme yapacağım…

Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanlığına aday olduğunda cumhurbaşkanı olarak seçilebileceği yönünde bir algılama var. Adaylığını açıkladıktan sonra anket sonuçları ve özellikle de 10 Ağustos’ta yapılacak ilk tur cumhurbaşkanlığı seçimleri piyasa dinamikleri açısından çok önemli olacak. Öte yandan muhalefet partilerinin adayları da açıklandıktan sonra yeni beklentiler oluşabilir. Haziran ayı ortalarından sonra siyaset sahnesi oldukça hareketlenecek. Dolayısıyla piyasalardaki olumlu havanın birkaç hafta daha sürmesini bekleyebiliriz. Fakat daha sonraki dönemde artacağını düşündüğüm belirsizlik piyasaların önüne bir set çekebilir. Yatırımcılar endeks 80 bine yaklaşmışken alım yapsalar bile teknik olarak en fazla 82-85 bin aralığı görülebilir -ki bunun da garantisi yok. Dolayısıyla bu aşamadan sonra borsada hisse alırken daha seçici olmak gerekiyor.

DOLAR/TL KURUNDA BEKLENTİ

“Dolar/TL kuru 2 TL’nin altına düşer mi” sorusu çok sık geliyor. Şu anki koşullarda bir değerlendirme yaptığımda bunun olasılığını düşük görüyorum. Geçen haftalarda 2.0630 TL seviyelerine kadar gerileyen kur geçen hafta 2.0930 civarından kapandı. İleride faiz indirimi beklentisi ve siyasi arenada havanın gerginleşebileceği beklentileriyle doların 2.05 seviyesinin altına inmesini beklemiyorum. Orta vade için (gelecek üç ay) 2.05-2.12 aralığında alım yapan biri, yüzde 5-6 getiri olasılığını yüksek gördüğümden portföylerin bir kısmını bu fiyat aralığından dövizde değerlendirebilir.

Faiz cephesinde ise, tahvil ve bono piyasasında gösterge faiz yüzde 8.47 seviyesine kadar geriledi ve haftayı yüzde 8.52’den kapattı. Dolayısıyla Merkez Bankası’nm en az 50 baz puanlık indirimini de fiyatlamış oldu. Faizlerde daha fazla geri çekilmenin zor olduğunu düşündüğümden yavaş yavaş tahvil ve bono fonlarından çıkılarak yabancı menkul kıymet fonlarına geçiş yapılabilir.

Herkese bol kazançlı bir hafta olması dileğiyle…

YAŞAR ERDİNÇ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu