Haberler

Türkiye yeni nesil tarıma nasıl hazırlanıyor?

Covid-19 "Gelecek tarımda” tezini doğruladı

1.7 MİLYAR TL’LİK DEV

Türkiye’de yaş sebze ve meyve sektörünün öncü firmalarından biri de hiç kuşkusuz Çekok Gıda. Türkiye’nin ilk 250 şirketinden biri olan olan Çckok Gıda A.Ş. Adapazarı, Niğde, Mersin ve Antalya’daki çiftliklerinde toplamda 12 bin 500 dekarlık alanda 35 farklı ürün çeşidi ve yaklaşık 50 bin ton ürün kapasitesiyle Türkiye’nin yaş sebze ve meyve ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan firmaların başında geliyor. Ayrıca, bu dört farklı bölgeden kendi frigorifik tırlarıyla topladığı ürünleri Türkiye’nin beş farklı bölgesindeki, son teknolojiyle donatılmış fabrikalarında paketleyerek, yurtiçi ve yurtdışı müşterilerine ulaştırıyor. Sakarya Karasu çiftliğinde başta kivi olmak üzere, armut, elma, ayva ve Trabzon hurması (cennet meyvesi), ceviz, fındık; Niğde çiftliğinde elma, nektarin ve kiraz; Antalya’da ise narenciye, nar, Trabzon hurması, yenidünya yetiştiriyor. Ayrıca seralarında dönemsel olarak, karpuz, kavun, domates, biber, salatalık, patlıcan gibi sebze üretimi de yapıyor.

Çekok Gıda CEO’su Cevdet Çekok, kendi üretimlerinin toplam ciro içindeki payının yüzde 20-25 arasında değiştiğini söylüyor. Çiftliklerde teknolojiyi maksimum düzeyde kullandıklarını belirten Çekok, şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Her sektörde olduğu gibi, biz de teknolojinin tarıma uyarlanabilen tüm faydalarından yararlanıyor ve tarıma yönelik son teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Meyve bahçelerimizde görülen hastalık ve zararlılara karşı gerekli ön tedbirlerin, önceden belirlenip uygulanabilmesi için, Mctos Erken Uyarı Sistemi kullanıyoruz. Dolu zararını engelleyebilmek için dolu topu, file örtü sistemimiz mevcut. Dolu topu ile bahçenin üzerine dolu gelmesini engelliyoruz. Çiftliklerin tamamında otomatik bilgisayar kontrollü damla sulama sistemi vc gerektiği kadar besleme yapabilmek için programlanmış gübreleme dozaj üniteleri, gerektiği kadar ilaçlama yapabilen bizim arazimize özel tasarlanmış GPS kontrollü ilaçlama makinaları mevcut. Meyve hasadı için meyveye zarar vermeyi en aza indiren hasat makinalarımız var. En yeni teknolojileri kullanıyoruz. Hasatta kullanılan tarımsal makinalar, gerek üretim sezonu içerisindeki tarımsal faaliyetlerin eksiksiz sürdürülebilmesi için kullanılan tüm alet, edevat ve ekipmanlarımızın yanı sıra, insansız bir şekilde traktörlerimizi yönlendiren GPS dijital tarım teknolojisinden faydalanıyoruz.”

Sebze üretiminde özellikle seralarda arı kullanımı oldukça yaygındır. Çekok Gıda ilk defa meyvecilikte de arı kullanmaya başlamış. Cevdet Çekok, “Bu sezon meyve döllemesini doğal olarak sağlayan Türkiye’de meyvecilikte bir ilk olan kendi bünyemizde bahçelerimizde kendi arılarımızı tüm sezon bulundurmak için arı denemelerimize başladık. Böylece yetiştirdiğimiz meyveler daha lezzetli, raf ömürleri daha uzun, zararlılara karşı daha dayanıklı olacak” diyor. Çekok Gıda, yıllık 250 bin ton meyve işlerken başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Hindistan’a kadar geniş bir coğrafyaya ihracat gerçekleştiriyor.

NARENCİYE’NİN KRALI

İzmir merkezli Kral Tarım ağırlıklı olarak narenciye alanında faaliyet gösteriyor. 1950 yılından bu yana faaliyette bulunan firma, ticaretinin ağırlığını narenciye ürünleri oluşturmakla birlikte çilek, domates ve diğer sebzelerin de ticaretini yapıyor. İzmir Urla, Narlıdere ve Giımüldür’deki bahçelerinde mandarin çeşitleri, greyfurt, limon, nar ağırlıklı üretimi var. Firmanın CEO’su Erdinç İnan Yılmaz, üretimde teknolojiye büyük önem verdiklerini belirtiyor. Yılmaz, “Üretimde sulama sistemlerimiz tam otomasyonlu ve uzaktan kontrollü sistemlerden oluşmakta bu sayede elektrik fiyatlarının avantajlı olduğu ve sıcağın olmadığı akşam ve gece saatlerinde serin havada damlama sulama sistemi ile sulama yapabiliyoruz. Aynı şekilde gübreleme sistemlerimizde ayarlandığı ölçüde toprak analizlerinde çıkan ihtiyaca göre otomasyonlu şekilde gübrelemeyi gerçekleştiriyor” diyor.

YERLİ TOHUM ATAĞI

Türkiye’de yıllık 50 milyon ton civarında sebze meyve üretimi gerçekleşiyor. Bu ürünlerin tüketiciye ulaştığı en önemli kanallardan biri market zincirleri. Bugün artık pazarlardan ve manavlardan daha çok yaş meyve sebze marketlerde satılıyor. CarrefourSA da bu konuda iddialı adımlar atıyor. ‘Yerli Tohum – Taze Mahsul’ projesiyle öne çıkan firmanın Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, şu bilgileri veriyor:

“Projemizle kooperatif çatısı altında hizmet veren küçük ölçekli yerli üreticiye destek vererek yerli ürünleri reyonlarımızda müşterilerimizle buluşturduk. Üreticilerle alım garantili sözleşmeli çalışma modelini başlattık. Projelerimizde gözettiğimiz en önemli husus, yerli üreticiyi desteklemek ve yerli üretimin artırılması. Bu vizyonla devam eden çalışmalarımızın kapsamını Tarım ve Orman Bakanlığı, TİGEM ve TAGEM ile başlayan işbirliğimiz sonucunda genişlettik. Devletimizle el ele verdik ve yüzde 100 yerli tohumlarla üretilen ilk hasat ürünlerimizi müşterilerimizle buluşturmaya başladık. Anadolu’nun mirasını canlandırmak ve gelecek nesillere ulaştırmak istiyoruz. Yerli üreticiyi destekleme kapsamında devam eden sözleşmeli üretim modeli ile reyonlarımızda yerli tohum yaş sebze-meyve ürünleriyle müşterilerimizi buluşturmaya başlamıştık. Yeni iş birliğimiz sayesinde Tarım ve Orman Bakanlığının izniyle, TAGEM’den patentli, TlGEM’a ait yerli tohumların üreticilere ulaştırılmasını sağlıyoruz. Yüzde yüz yerli ve milli ürünler, üretici desteği ile yetişiyor, ilk hasadı gerçekleşen ürünler reyonlarımızda müşterilerimizle buluşmaya başlıyor, ilk hasat ürünler reyonlarımızda satılmaya başladı. İşbirliği çerçevesinde yazlık ve kışlık üretim yapılıyor. Üretilen ürünler arasında Özçelik-Domates, Ipekçe-kokteyl domates, Hızır-salatalık, Özge-sivribiber ve Ünlü-kavun bulunuyor. Ürünler, paketli şekilde marketlerimizde müşterilerin beğenisine sunuluyor.”

CarrefourSA, sebze ve narenciye özelinde Akdeniz Bölgesi’nde sahil şeridinde üretim yapan çiftçilerden alım yapıyor. Elma grubunu Orta Anadolu Bölgesindeki üreticilerden temin ediyor. Patates ve soğan alımmı Niğde, Afyon, Eskişehir, ödemiş ve Polatlı bölgelerinden karşılıyor. Türkiye’nin birçok farklı bölgesinden, 8 bine yakın çiftçi ile çalışıyor. Kartallıoğlu’nun verdiği bilgiye göre, firma aylık 10 bin ton yaş sebze meyve alımı yapıyor. CarrefourSA’larda en çok tüketilen ürünler patates, soğan, muz, domates, salatalık, limon, portakal, elma ve karpuz…

İYİ TARIMIN ÖNCÜSÜ

‘İyi Tarım’, çevreye, insan ve hayvan sağlığına zarar vermeyen, doğal kaynakların korunduğu, izlenebilirlik ve sürdürülebilirliğin tesis edildiği ve gıda güvenliğinin sağlandığı tarımsal üretimi ifade eder. 2010’da Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde başlatılan “İyi Tarım Uygulamaları” (ITU) standardında üretilen taze meyve ve sebzeyi mağazalarında satışa sunan ilk perakende zincirinin Migros olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bu işin öncülüğünü yapmış bir market zinciri. ekme’ tsa^-Migros Ticaret A.Ş. Meyve Sebze ve Et Pazari ama Direktörü Ekmel Baydur, “Üreticilere eğitimler vererek ITU kalite yönetim sistemlerini kurmalarında ve ITU belgesi edinme süreçlerinde destek sağlıyoruz. Üretimin devamlılığını sağlamak için pazar garantisi veriyoruz” diyor. Ata tohumlarına dönük çalışmalarının da bulunduğunu belirten Baydur, “Tarımsal üretimin çeşitliliğinin korunması için yürüttüğümüz Anadolu Lezzetleri projesi ile kaybolmaya yüz tutmuş lezzetleri gün yüzüne çıkararak aslına uygun reçetelerle ürettiriyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığının desteğiyle sandıklardaki binlerce yıllık tohumların yeniden üretilmesini sağlayan ata tohumları ürünlerini de mağazalarımızda satışa sunuyoruz” diyor. Toplamda 3 bin 16 üretici ile çalıştıklarını belirten Baydur şunları söylüyor:

“Türkiye’de tarım alanında önemli bir yere sahip olan kooperatiflere, üreticilere alımlarda öncelik sağlıyoruz. Türkiye’nin her bölgesinde meyve sebze alım bölgemiz var. 400 bin ton meyve sebze alımı yapıyoruz. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde beş adet Meyve Sebze Satınalma Bölge Müdürlüğü Deposu ve dört adet tali depomuz var. Meyve-sebze alım ve dağıtım merkezlerimizi, Türkiye çapında çiftçilerimizin en yakınlarına konumlandırdık. Bu sayede en taze ürünleri müşterilerimize hızla ulaştırabiliyoruz. 2250 kişilik dev bir manav kadromuz var. Türkiye’nin en fazla meyve, sebze, et ve taze unlu mamulleri satan perakendecisiyiz. Ciromuzun yüzde 77si- tarıma dayalı. Özellikle taze gıdaların kesintisiz üretiminin , hem sağlık hem de bulunurluk açısından kritik önemi nedeniyle çiftçilerimizin emeğinin karşılığını güvenle alabilmeleri için her türlü desteği sağlıyoruz. Tüm yıl için üretimlerinin planlamasını yapıyoruz. 2020’de Tarım Kredi Kooperatifleriyle (TKK) olan işbirliğimizi iki katına çıkararak 100 milyon TL’Iik alım yapacağız.”

Satın alma miktarlarının arttıkça üreticinin cesaretlendiğini belirten Baydur, “Satın alım miktarlarımız arttıkça üreticilerimiz de daha cesur davranarak bölge ve iklim şartlarına uygun yeni ürünleri tarım alanlarına ekleyebiliyorlar. Çok yakın bir zaman önce Türkiye’nin ithal ettiği kivi ve avokado artık yerli üretim haline geldi. Kiviyi Doğu Karadeniz Bölgesi üreticilerinden TKK vasıtasıyla alıyoruz.

Avokadoyu ise Akdeniz Bölgesi üreticilerimizden temin ediyoruz. Son dönemde fazla üretilen enginar ve fesleğenin tamamını yerel kooperatifler işbirliğiyle satın aldık” diyor.

İDDİALI GELİYOR

Son dönemlerde taze meyve sebzeye dönük yatırım yapan market zincirlerinden biri de A101. Türkiye genelinde 9 binin üzerinde mağazasıyla hizmet veren firma, bu yılın başında Meyve Sebze Genel Müdürlüğü diye ayrı bir birim oluşturarak bu alana iddialı bir giriş yaptı. Üreticiden aldığı meyve ve sebzeyi Türkiye’nin her ilçesine yayılmış marketleri aracılığıyla tüketiciye ulaştırıyor. Marketlerinde 12 ay boyunca, sürekli olarak satılan 30 ürün bulunuyor. 15 çeşit de sezonluk ürün bulunduruyor. Meyve sebze alımlarmı Türkiye’nin dört bir yanındaki üreticiler, tüccarlar, ihracatçılar, ithalatçılar ve kooperatiflerden yapıyor. Henüz yeni olduğu için sözleşmeli üreticisi yok ama bu konuda detaylı bir çalışma yürütülüyor.

A101 Genel Müdürü Erhan Bostan, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Sözleşmeli üretim konusunda gerek kamu kurumlan gerekse özel sektörle görüşmelerimiz devam ediyor. Şirketimizin aldığı karar gereği merkezileşen operasyonumuzun henüz üç aylık bir geçmişi olması sebebiyle, bu konuyla ilgili çalışmalarımız 2021 ve sonrasında hız kazanacak. Meyve sebze depolarımızdan ilki Antalya’da

1 Mayıs’ta faaliyete geçti. Üretim bölgelerinde, doğrudan üreticilerden aldığımız ürünleri, meyve sebze depolarımız aracılığıyla Türkiye’deki tüm il ve ilçelere ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu sayede yerli üretimi ve üreticilerimizi destekliyoruz. Meyve sebze aylık alım miktarlarımız sezonluk ürün sayılarındaki farklılıklara ve yeni açılan mağaza sayılarımıza göre değişiklik göstermekle birlikte şu an ortalamada aylık 30-40 bin ton civarında. Yılsonunda ise bu rakamı 50-60 bin tonlara çıkarmayı hedefliyoruz.

METRO İHRACAT DA YAPIYOR

30 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası market zinciri Metro, sadece Türkiye’deki marketler için değil dünya genelindeki Metro’lar için de yaş meyve sebze alımları yapıyor. Coğrafi işaretli yerel ürünlerle ilgili de çok özel çalışmalar yürüten ve market raflarında bu ürünlere özel yer açan Metro Türkiye Satın AJmadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Aikaç, “Yerel ve coğrafi işaretli ürünlerimizin dünya pazarında hak ettiği yeri bulması için de önemli adımlar attık. 10 Metro ülkesine 7 bin 500 ton coğrafi işaretli, yerli tohum içeren yerel ürün ihracatı gerçekleştirdik” diyor. Firma, yaş meyve sebze alımlarını Antalya, Bursa, Adana, Mersin, İsparta ve Burdur’dan yapıyor. Aynı zamanda sezona ve ürüne bağlı olarak da Ege Bölgesi’nden ve tüm Türkiye’den ürün alımı yapıyor. Türkiye genelinde 800’ün üzerinde üretici, üretici örgütü, kooperatif ve diğer tedarikçilerle iş birliği yapıyor. Metro, kooperatifleri desteklemek için Tarım Kredi Kooperatifi’nin logolu meyve sebze ürünlerini satan ilk nokta. Teknoloji noktasında üreticilere destek olduklarını belirten Alkaç, “Metro Türkiye olarak teknoloji kullanımından doğru ambalaj kullanımına, lojistik uzmanlığımızla soğuk zincir koruma sistemi uygulamamızdan hidrofonik üretime kadar birçok alanda çiftçilerimize destek oluyoruz” diyor.

DÜNYANIN EN BÜYÜK SERASI

Türkiye örtü altı üretimde dünyada söz sahibi ülkelerden biri. Yaklaşık 650 bin dekarda örtü altı üretim yapılıyor. 12 bin dekar alanda ise topraksız tarım tabir edilen son teknolojiyle donatılmış seralar bulunuyor. Bu seralarda yüzde 90 domates üretimi gerçekleşiyor. Çok az bir miktarda da diğer sebzelerin üretimi yapılıyor. 11 ay kesintisiz domates üretimi yapıldığını belirtelim. Sera Bir Başkanı Müsliim Yanmaz, teknolojik sera yatırımlarında henüz yolun başında olunduğunu bu alanda yeni yatırımların yapılacağını söylüyor. Serkon-der Başkanı Halil kozan da sera kurulu-munda artık dünyanın en önemli ülkelerinden biri olduğumuzu vurguluyor.

Kozan bu konuda oldukça iddialı. Bu konudaki en iyi ülkelerden Hollanda ile yarışır hale geldiklerini vurguluyor. Türkiye’nin değil dünyanın en büyük serasının İzmir Bergama’da olduğunu biliyor muydunuz? Agrobay Seracılık’a ait seranın büyüklüğü 800 dönümün üzerinde. Dünyada bu ölçekten büyük sera yok. Tamamen

teknolojik bir seradan bahsediyoruz. Adeta domates biber fabrikası gibi çalışıyor. Serayı yöneten Agrosay Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Şentürk yılda 14 bin ton üretim yaptıklarını ve Agrobay markasıyla ihraç ettiklerini belirtiyor. Firmanın seralarında domates, çeri domates ve salkım domates ağırlıklı üretim yapılıyor. Bir miktar biber ve patlıcan üretimi de var.

Türkiye’nin en teknolojik seralarından bir diğeri de Aydın Köşk ilçesinde. İnşaat ve enerji sektöründe faaliyet gösteren MB Holding tarafından kurulan seranın büyüklüğü 42 dekar. Halen 120 dekarlık yeni bir sera için çalışmalar yürütülüyor. Daha önce kulis sayfalarımızda bahsetmiştik.

Yeni kurulan sera bir ilk olacak. Seranın üzerine güneş enerji santrali kurulacak. Böylece domates üretilirken, monte edilmiş panellerle elektrik enerjisi elde edilecek.

Sultan Sera Genel Müdürü Neslihan Budaklı, “Teknolojik bir seramız var. Bunun yanında çok modern bir paketleme tesisimiz de mevcut. Domatesleri el değmeden toplayıp paketliyoruz” diyor.

İHRACAT FARKI

Yaş meyve ve sebze üreticileri üretime ara vermezken ihracatçılar durur mu. Koronaovirüs salgını döneminde de ihracatta kesinti olmadı. Dünyanın dört bir yanına ihracat yapmaya devam ettiler. 2019’da 140 ülkeye 2.3 milyar dolar yaş meyve sebze ihracatı gerçekleştirildi. Yaş meyve sebze ihracatında en önemli ülke Rusya Federasyonu. Bu ülkeyi sırasıyla Almanya, Irak, Ukrayna ve Romanya takip ediyor. Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan’ın verdiği bilgiye göre, 2019’da yaş meyve sebze sektöründe en fazla ihracatı yapılan ürün geçen seneye göre ihracatında toplamda yüzde 11.31 artış göstererek 347 milyon dolar ihracat değerine ulaşan mandarin oldu. Söz konusu ürün grubunu sırasıyla domates, limon, kiraz, vişne ve üzüm takip ediyor.

Yazgan, birlik olarak geçen yıl 129 milyon dolarlık ihracat yaptıklarını belirtiyor. Yazgan’ın verdiği göre birlikten en fazla ihracatı yapılan ürün ise kiraz ve vişne. Bu iki ürünü, siyah zeytin, incir, biber ve nar takip ediyor. İlk üç aylık Türkiye geneli ihracatın 638 milyon dolar olduğunu belirtelim. İlk üç ayda en fazla ihracat domateste olmuş. Tarımda dijitalleşmenin önemli olduğunu vurgu yapan Yazgan, tarım arazilerinin küçüklüğü ve dağınıklığının dijitalleşmenin önündeki en büyük engel olduğunu vurguluyor. Yazgan, “Diji-talleşme önemli. Tarımın en önemli girdilerinden olan ilaç, gübre ve sulama enerji bedelleri bu uygulamaların hayat bulmasıyla büyük ölçüde azaltılabilecek. Hastalık ve zararlıların iklim parametreleri ve görsel yapay zekâ ile takibi sayesinde doğru zamanda ilaçlama yapüması sağlanabilecek; böylece gereksiz ilaçlama maliyeti azaltı-.. lab’ileceği gibi ihracat ve iç pazarda en önemli sorun olan kalıntının önüne geçilebilecek” diyor.

“TEKNOLOJİ KULLANIMI ÇOK ÖNEMLİ”

Akdeniz Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nejdat Sin, Türkiye’nin birçok tarım ürününde söz sahibi olduğunu vurguluyor. Sin’in verdiği bilgiye göre, Türkiye dünya yaş sebze üretiminde beşinci, yaş meyve üretiminde dördüncü sırada. Ürün grubu bazında, kiraz, incir ve kayısı üretiminde dünyada birinci, ayva üretiminde ikinci, domates üretiminde dördüncü, turunçgiller üretiminde sekizinci sırada yer alıyor. Türkiye’nin ihracatta çok şanslı bir ülke olduğunu belirten Sin, üreticilere şu tavsiyelerde bulunuyor:

“Turunçgillerde erkenden geçe kadar tüm türlerde iyi durumdayız. Ancak özellikle geç mandarin çeşitlerinde, geç olgunlaşan limona ihtiyaç var. Çekirdeksiz ürünler ön plana çıkıyor. Sert çekirdekli olarak bilinen kiraz, kaysı, nektarin, şeftali erkenci dönem ve geç dönem olgunlaşanlar-da ciddi bir.talep söz konusu, incirin her dönemi çok önemli ve ülkemiz için kiraz, kestane ve fındık gibi stratejik ürünlerden. Nar depolanması ile kalma değerini arttıran özel bir ürün. Ayva ve üzüm de yine erken dönemde başlayarak geç dönemde talep gören ürünlerden. Sebzede örtü altında özellikle topraksız kültürde ‘t% termal ısıtma yardımı ile domates üretimi konusunda çok önemli bir potansiyelimiz var. Salkım, tane, kokteyl domateslerde talep söz konusu. Ayrıca bunun dışında artık özellikli dediğimiz cherry, kokteyl domateslerde farklı ambalaj tiplerine giren ürünlerde ciddi bir talep söz konusu. Yayla domatesi olarak yazı yüksek yerlerde yetiştiricilik talep görüyor, örtü altı yetiştiriciliğinde kırmızıbiber başta olmak üzere tüm çeşitleri, kabak, patlıcan, erken dönemde karpuz önemli kalemler olarak görülmekte. Soğan ve patates gibi ürünler de artık özel kapsamda desteklenmeli. Bu ürünler stratejik ürün konumuna gelecek. Çay, fındık, Antep fıstığı gibi ürünlerimizin de önemli olduğunu belirtelim. Üreticiler özellikle teknoloji kullanımına yönelmeli.”

TARIM TENOLOJİLERİ GÜNDEMDE

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Demeği Başkanı ve Bilkent Cyberpark Genel Müdürü Faruk İnaltekin, koronavirüs salgım ile mücadele ettiğimiz bu dönemde, tarımın en önemli gündem maddelerinden biri olduğunun anlaşıldığını ifade ediyor. Tarımın her aşamasının dijitalleştirilmesi, Ar-Ge çalışmalarının hızla artırılması ve teşviklerin ivme kazanması gerektiğine değinen İnaltekin “Teknoparklar olarak bizim konuya bakışı mız tarımın ve devamında gelen gıda üretiminin teknolojiyle iyileştirilebilmesi, verimliliğin artması odağında. Tarımla alakalı yeni fikir ve metodlarla katma değerli ürün ve hizmetler bu dönemde ve gelecekte çok kritik öneme sahip. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yer alan firmalar, tarladan sofraya uzanan zincirin her bir halkasını daha da sağlamlaştırarak teknoloji üretmeye devam ediyor” diyor.

Önceki sayfa 1 2 3 4Sonraki sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu