Bilim - Teknoloji - İnovasyon

Sizin yerinize pazarlık yapan teknoloji

Yapay zeka teknolojisi, gündelik hayatta yapmamız gereken seçimler konusunda da bize yardımcı oluyor. Büyük miktarda veriyi hızla işleyebilen ”otomatik pazarlık sistemleri” işimizi çok kolaylaştıracak…

İNSAN hayatı dijitalleştikçe, günlük işlerimizi kolaylaştıran ve bazı işleri “makinelere” ya ada akıllı sistemlere bırakan yöntemler geliştiriliyor. Siz farkında olmasanız da, bu yöntemler arasında yapay zekanın katkısı büyük. Makinelerin insan gibi düşünmesini ve insanın kolayca karar almasını sağlayacak akıllı algoritmalar, kriterlerinizi bildirmeniz halinde binlerce veriyi analiz ederek sizin için en ideal sonucu ortaya koyuyor. Yapay zekanın genel kapsamını tarif eden bu yöntem, aslında sizin tahmin ettiğinizden de çok “işimize burnunu sokuyor”. Çünkü artık işlerimizi yapmak için pratik hayatta daha çok seçim yapmamız ve karar vermemiz gerekiyor. Oysa buna zamanımız yok.

Özyeğin Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Reyhan Erdoğan’ın üzerinde çalıştığı yazılımlar, pazarlık yaparak karar verdiren “otomatikleştirilmiş pazarlık sistemleri” yapay zekanın kullanımıyla ilgili ilginç örnekler sunuyor.

E-TİCARETTE KOLAYLIK

Yapay zekada pazarlık ne anlama geliyor? Kısaca şöyle açıklanabilir: Bir karar vermeniz gerekiyor, ancak karar vermenizi sağlayacak binlerce, hatta milyonlarca veri veya seçenek var. Bir insanın bu kadar çoklu veri arasından “en doğru” seçimi yapması, hem zaman hem de ciddi bir çaba meselesi. Bu yüzden devreye, yığınla veriyi kriterlerinize göre seçerek karar vermenizi sağlayan yapay zeka giriyor.

Diyelim, ailecek bir tatil planlıyorsunuz. Diyelim ki, aile bireyleri tatile ne zaman çıkılacağı, nereye hangi araçla gidileceği, ne tür aktiviteler yapılacağı gibi konularda farklı isteklere sahip. Tüm bu verilerin yazılımın bilgi tabanına girilmesi gerekiyor. Daha sonra kişilerin tercihleri modellendiriliyor. Örneğin biri Marmaris’i, diğeri Bodrum’u, başka biriyse Antalya’yı tercih edebilir. Bu veri tabanının ve modellendirilmenin tamamı algoritmanın en doğru karar vermesi için kullanılıyor. Siz Antalya’da bir tatil beldesi aradığınızda, makine öğrenimi ve akıl yürütme yöntemlerini kullanan yazılım sizin Akdeniz’de bir yere gitmek istediğinizi düşünebilir ve buna uygun bir sonucu karşınıza çıkarabilir.

Erdoğan, bu yöntemin e-ticarette nasıl kullanılabileceğini ise şöyle anlatıyor:

“Örneğin, sizin akıllı yazılımınız bu uygulamadan beş günlük bir tatil için Antalya’da beş yıldızlı deniz manzaralı iki kişilik oda, her şey dahil sistemde, İstanbul’dan uçak ile ulaşımın sağlandığı bir paket için maksimum 3 bin TL’lik bir teklif verebilir. E-turizm sitesindeki yazılım ise size Antalya’da beş yıldızlı X otelinde kara manzaralı iki kişilik bir odayı altı günlük, her şey dahil sistemde İstanbul’dan Y havayolu firması ile transfer dahil 3 bin 250 TL’lik bir karşı teklif verebilir. Bu tarz karşılıklı tekliflerle bir anlaşma sağlanabilir ve tatil paketiniz hazırlanabilir.”

OTONOM ARAÇLAR KARAR VERİYOR

Otomatikleştirilmiş pazarlık sistemlerinin e-ticaret alışverişlerinin yanı sıra yaygın olarak kullanıldığı bir alansa otonom araçlar. Sürücüsüz araçlar trafik kurallarına uygun bir şekilde sürülecek, ancak insanlar gibi aniden karar vermeleri gerektiğinde ne yapacak? Bu karar verme anında, yapay zeka devreye girerek bu otonom aracm trafik kurallarına uyarak bir seçim yapmasını sağlayacak. Erdoğan, bu sistemin trafikteki kullanımıysa şöyle açıklıyor:

“Hastası olan bir sürücü selektör yakarak otonom aracm önüne geçmek istediğinde bu araç nasıl karar verecek? Araçlar entegre edilen sensörlerle yakınındaki diğer araçlarla iletişime geçip otomatik pazarlık yapabilir ve kimin önce hareket edeceğine karar verebilir. Bu yönde uzlaşmaya varmaya çalışabilirler. Bunun dışında, günümüzün problemlerinden biri de trafik tıkanıklığı. Aynı yöne giden kişilerin kişisel akıllı yazılımları birbir-leriyle pazarlık yaparak, ne zaman kimin aracının kullanılacağına karar verebilir.”

Dijital kabus mu geliyor?

İSVİÇRE’NİN Davos kasabasında düzenlenen 48. Dünya Ekonomik Forumu (WEF), uzun zamandır siyasetin konuşulduğu bir yer değil. Dünya liderlerinin, dünyaya yön veren isimlerin, bilim-edebiyat-sanat dallarında söz geçen uzmanların katıldığı bu önemli zirvede, bir beyin fırtınası ortamında “dünyanın nereye gittiğine” ilişkin resim çiziliyor. 20-23 Ocak tarihleri arasında düzenlenen zirvenin katılımcıları bu yılki resmi biraz “ürkütücü” bulmuş. Pek çok katılımcı, yapay zeka ve akıllı robotlar başta olmak üzere gelişen teknolojinin “dijital totaliter” bir rejim kuracağı endişesini taşıyor.

Gözlerimizi ayırmadığımız akıllı cep telefonlarının insanları “dijital zombi” haline getirdiği, araçların otonom olarak hareket ettiği ve pratik hayatımızın yapay zekalı makinelerle robotlar tarafından yönetildiği ve bunun sonunun insanın hayatına dair kontrolü kaybedeceği yorumlan Davos’un ön plana çıkan konuları oldu.

Oturumlara konuşmacı olarak katılan ünlü İ isimlerin endişelerini aktarmak gerek. Ülkemizde de bir süre “en çok satanlar” listesinin zirvesinde kalan tekno-loji-antropoloji kitabı Homo Sapiens’in yazarı Yuval Noah Hariri en etkili tespitlerden birini yapmış. Hariri, online alışveriş ve sosyal medya ağlarının hakkımızda pek çok bilgiye sahip olduğunu hatırlatarak bu bilgilerin “bizi kontrol altına almak” ve “tamamen değişik canlılar olmamız” için kullanılacağı öngörüsünü dile getirdi.

DİJİTAL DİKTATÖRLÜK

Hariri, “Bilgiye sahip olanlar bizim hakkımızda karar verecek. Sadece insanlığın geleceğini değil, gelecek hayatın nasıl olacağım da kontrol altına alacaklar” sözleriyle insanlık adına karamsar bir tablo çiziyor.

“Demokrasi bu yeni koşullara ayak uyduramazsa insanlar dijital bir diktatörlüğün altında yaşamak zorunda kalacak” diyen Hariri’nin en vurucu açıklamalarından biriyse yapay zekayla ilgili oldu: “Sadece bilgisayarların değil, insanların ve diğer canlıların da hack’lendiği bir noktaya geldik. Bilgisayar teknolojileri, makine öğrenimi ve yapay zeka konularındaki gelişmeler bize bir bilgisayar gibi işlem gücü veriyor.”

Hariri’nin çizdiği acı tabloya destek veren bir başka konuşmacıysa ABD merkezli insan kaynakları şirketi Manpower’ın Fransa’daki başkanı Alain Roumilhac idi. WEF, 2026 yılında sadece ABD’de yeni teknolojiden etkilenen iş sayısının 1.4 milyon olduğu tahmininde bulunurken, Roumilhac “Bu sefer beyaz mı, mavi yakalı mı sorusunu soramadığımız bir durumla karşı kar-şıyayız” uyarısında bulundu.

Roumilhac hem el becerisi hem de idari beceriler isteyen pek çok işin yakın gelecekte robotlar tarafından yapılacağını belirterek, “Becerilerimizin ne olacağı konusunda bir devrim yaşıyoruz” tespitini yaptı.

BAĞIMLILIK YAPIYOR

insan ve insan kaynağının geleceğinin ne olacağına ilişkin kafa yorulan oturumların düzenlendiği Davos’ta ilginç bir de-ğerlendirmeyse ABD’li bulut yazılım şirketi Salesforce’un üst düzey yöneticisi Marc Beniofftan geldi. Benioff, internet uygulamalarıyla sigara arasında çok yakın bir paralellik olduğunu belirterek, “Ürün tasarımcıları yazılımların ara yüzlerini hiç olmadığı kadar bağımlılık yaratacak şekilde tasarlıyor. Bunun konuşulup tartışılması gerek. Teknolojinin normalleştirilmesi gerekiyor. Tıpkı diğer endüstriler gibi” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu