Öyle bir teknoloji hayal edin ki, uzaktan kumandayla hareket ettirilsin

Dönüştürücü

Çalışma prensibiyse aslında tıpkı bir telekomünikasyon yayınına benziyor. Beraberinde bir gezegen keşif aracıyla da çalışabilen sistem aynı zamanda yol gösterici ve aydınlatıcı olarak kullanabilir. Günümüz bilim insanları, henüz aydınlatamadığımız karanlık ortamları keşfetmenin peşinde. Çünkü bunlar, suyun bulunabilme ihtimalinin en yüksek olduğu yerler. Örneğin Mars’ın mağaralarından birinin içinde su bulunması sadece gezegen araştırmalarını bambaşka bir noktaya taşımakla kalmayacak, oraya gönderilecek astronotlar için de kullanılabilecek. Ama hepsinden önemlisi; diğer gezegenlerdeki mağararaların keşfi. Böyle bir keşif, olası yaşam izlerinin de elde edilebileceği anlamına geliyor. Dünya’daki örneklerine baktığımızda, mağaraların tıpkı bir zaman kapsülü gibi binlerce hatta yüzbinLerce yıllık tarihi yansıttığını görüyoruz. Çünkü elverişli ortamları nedeniyle jeokimyasal izleri çok uzun süre koruyabiliyorlar. Bu mağaralar, gelecekteki Mars kaşifleri için de korunaklı bir yaşam olanı sunabilir.






