Bilim - Teknoloji - İnovasyon

Fanuc, dünyanın önde gelen endüstriyel robot üreticisi

Sistem kuran robotlar

BUNDAN sekiz yıl önce ilk kez görüştüğüm ünlü Japon robotist Prof. Hiroshi Ishiguro’ya kendine tıpatıp benzeyen bir humanoid yapmasının arkasındaki amacı sorduğumda, “Varoluşu sorgulamak istedim” diye cevap vermişti. İçimden geçirdiğim, “İyi ama bu robot ticari bir hale dönüşmeyecek mi?” sorusunu Japon bilim adamına da yöneltmiştim. “Yo hayır, öyle bir amacım yok” demişti Prof. Ishiguro. O zamanlar ne Sop-hia vardı, ne Boston Dynamics’ın becerikli humanoid’leri.

Yıllar içinde öğrendiğim şey şuydu; “Japonlar yapar, bu teknolojik gelişme daha sonra dünyanın başka bir yerinde ürünleşir.” ,Prof. Ishiguro gerçekten de sadece bir bili->minsanı olarak “Nasıl daha iyi yaparım” sorusunun peşindeydi.

JAPONLARIN TEKNOLOJİ ANLAYIŞI

Geçtiğimiz günlerde bir araya geldiğim Japonya merkezli endüstriyel robot ve CNC (bilgisayar sayımlı makine yönetimi) sistemleri markası Fanuc’un Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit de benzer cümleler kurdu. Genel Müdür Yiğit, “Fanuc’un tek üretim merkezi Japonya. Kendi üretim sürecinde kullandığı 4 bininin üzerinde robot var. Kendi makinalarımızla kendi ürünümüzü üretiyoruz. Bugün Türkiye’de herkes endüstri 4.0’ı konuşuyor ama Fanuc’un üretim merkezinde zaten yıllardır robotlar robotları üretiyor. Bütün makinelerin işleyişini, üretim parametresini tek bir sistemden kontrol ediyoruz. Bizim stratejimiz, sadece var olan bir ürünü satmak değil, ürettiğimiz çözümleri karşı tarafa da uygulatmak” sözleriyle Japonların ürünün yanı sıra, sistem sattığını anlatıyor. Fanuc’ta teknolojide Japon anlayışım gösteren daha belirgin bir özellik sorduğumda ise Yiğit’in cevabı şöyle oluyor:

“Diğer sanayi devrimlerine baktığımızda her bir devrimin merkezinde bir ürün olduğunu görüyoruz. 4. sanayi devrimindeyse bir ürün yok. Ürün, esasında sistemin kendisi. Bu nedenle üç yıldır ‘Field System’ (alan sistemi) isimli yazılım üzerinde çalışıyoruz. Bu sistem ile arıza oluşmadan önce robotları, makinaları ya da farklı endüstriyel ürünlerden gelen bilgi alışverişini analiz edebiliyoruz. Bu, üretim sonuçlarından endişe etmememizi sağlıyor. Bu şekilde operatörlerin ve kullanıcılarının verimliliğini de en üst seviyeye çekiyoruz. Endüstrinin en büyük sorunlarından birinin operatör bulmak ve çalıştırmak olduğunu düşündüğümüzde, Field System er” gibi yazılımların önemli bir katkısı bulunuyor.”

Uluslararası Robot Federasyonu’na göre Fanuc dünya genelinde 530 binin üzerinde kurulu robotuyla, dünyanın en fazla kurulu robotuna sahip olan firma. 108 ülke ve 274 farklı lokasyonda aktif hizmet veriyor. Yapay zeka Fanuc’un hizmet ağında ve üretim kapasitesinde çok etkili bir teknoloji. “LVC-Learning Vibration Control” (Öğrenen Titreşim Kontrolü) yazılımı ile operatörün ma-nuel olarak yazdığı robot programı, robotlar tarafından çalıştırıldığında, robot programda otomatik iyileştirmeler yaparak çevrim süresini 7-15 saniye aralığında iyileştirebiliyor. 1 saniyelik iyileştirmenin yüz binlerce euro anlamına gelebildiği otomotiv gibi alanlar için bu muazzam bir avantaj oluşturuyor.

“İKİNCİ EL DAHA FAZLA MALİYET DEMEK”

Fanuc’un Türkiye’deki mevcudiyetiyle ilgili ilginç bir noktaysa Türkiye’deki ikinci el endüstriyel makine ve robot piyasasının çok az olması. Yiğit, bunun nedenini şöyle açıklıyor:

“Bizim ürünlerimiz yalın ve uzun ömürlü. Dolayısıyla robot sorun çıkarttığında hızlı aksiyon alabiliyoruz ve sorunu kolay çözebiliyoruz. Bu yüzden Fanuc’un ikinci el piyasası yok denecek kadar az. Türkiye’de ilk olarak yatırım maliyetine bakılıyor. Ürünün teknolojisi ya da sürekliliği pek konuşulmuyor. İkinci el robotlar teoride daha ekonomik gibi görünebiliyor fakat ömrünü tamamlamış bir robotun ne zaman ve ne şekilde problem çıkaracağı ve bunun maliyeti hiçbir zaman kestirilemiyor. Durum böyle olunca da kullanıcılar için sonradan oluşacak maliyetler ve iş gücü kayıpları ağır olabiliyor. Genelde küçük ölçekli ama küresel yenilikleri ve üretim teknolojilerini takip eden firmaların ikinci el robotlarla ilgili aksiyon alabildiklerini gözlemliyoruz. Bu firmalar için ‘robotla ilk kez tanışan ve bütçeleri limitli olan’ tanımlamasını yapabiliriz.”

“TÜRKİYE BAKİR BİR PAZAR”

İkinci el robotlar Türkiye’ye nereden geliyor? Yiğit, çıkış adreslerinin ABD, Almanya gibi endüstriyel robotları belirli aralıklarla yenileyen ülkeler olduğunu belirterek, “Bu ayrıma gitmek çok kolay değil ancak Türkiye ikinci el piyasası, örneğin Amerika veya Almanya’daki otomotiv firmaları… Bunlar 7 ile 10 yıl geçtikten sonra robotta bir probleme rastlamadıkları halde robotun ömrünü tamamladığını düşünüyor. Hattaki mevcut robotları söküp o robotları ikinci el ticareti yapan firmalara hurda fiyatına veriyorlar. Türkiye’de bu konuyla ügili 3-4 yıl önce bir kanun çıkardı. Eskiden ikinci el robotlar doğrudan Türkiye pazarına rahatlıkla girebiliyordu, şimdi gümrükten eskisi kadar kolay giremiyor” diyor.

Fanuc’a göre, Türkiye makine ve endüstriyel robot alanında gelişen ve bakir bir pazar. Türkiye’deki yatırımcılar, robotların çalışma prensiplerini yeni yeni öğrenmeye başlamış durumda. Yiğit, bu aşamada rollerinin fabrikaların üretim sürecinde insan ve robot ilişkisinin önemini ve farklılığını anlatmak olduğunu belirterek, “Üreticilerin ihtiyaçlarını analiz ediyor ve bu ihtiyaca yönelik kombine çözümler üretiyoruz. Bu çözümlerimizi sanal ortamda verilerle simüle ediyor ve bu şekilde üreticilere sağlayacağımız katma değeri reel olarak da göstermiş oluyoruz” diye konuşuyor.

Yiğit buna örnek olarak Golden Rose ve Torun Bakır örneklerini veriyor:

“Golden Rose, verimlilik noktasında sistemlerinde istediği performansı alamıyordu. Onlara üretimlerinde kullandıkları hidrolik enjeksiyon makinalarım Fanuc’un tam elektrikli servo makinalar-la değiştirmeyi önerdik. Elektrikli enjeksiyon makinasma geçtiklerinde hidrolik makinalardaki gibi yağ kullanımı olmayacağından fabrika ortamının kullanım açısından çok daha temiz olacağını, elektrikli makinalar servo motorlarla çalıştığı için gürültü kirliliğinin önemli oranda azalacağını ve en önemlisi hidrolik makinalara oranla enerji sarfiyatının yüzde 40 ile yüzde 60 oranda düşüreceğini belirttik. Bütün bu söylemleri ölçümleyerek çözümler geliştirdik. Torun Bakır’a ise 50 robot, 50 makine ve diğer yan ürünleri kurduk ve tüm sistemin birbiriyle senkron çalışmasını sağladık.”

Uç büyük ilde 50 öğrenciye staj ve iş imkanı

Fanuc, önümüzdeki günlerde “Fanuc ile Gelecek Şimdi” isimli, üniversite öğrencilerine yönelik bir mesleki eğitim ve staj programını resmen açıklayacak. Bu sosyal sorumluluk projesinde, ilk yıl için İstanbul, Ankara ve İzmir’den oluşan üç pilot bölgedeki 15 üniversite ve üretici-sanayici partner firmalar belirlendi. İstanbul, Ankara ve İzmir’de gerçekleşecek projede, üniversitelerin Makine mühendisliği, mekatronik mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği bölümlerinde okuyan üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerinin başvuruları alınacak. Kendisini fabrika otomasyonları alanında geliştirmek isteyen ve bu sektöre hevesle bakan yaklaşık 50 öğrenci, yazdığı makalelerden yola çıkılarak seçilecek. Bu gençlere toplam 48 saatlik üç tam gün sürecek ‘Robot veya CNC Temel Seviye Programlama Eğitimi’ verilecek. Eğitimler modern fabrika uygulamaları ile yakından ilgili olup, robotların programlanması ve çalıştırılması konusunda eğitmenlerimiz tarafından tam destek verilerek uygulamalı olarak aktarılacak. Bu akademiden eğitim alan öğrencileri staj yapmak istedikleri bölüm doğrultusunda öğrenciyi bulunduğu bölgedeki firmalardan birinde programa dahil edilecek. Bu süre zarfında da firmanın Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına yakından tanık olacak. Akabinde, öğrencinin gösterdiği performans ve firmanın ihtiyacı doğrultusunda süreci şekillendirecek.

Türkiye’de ağırlık otomotivde

Hem endüstriyel robot sektörünün hem de Fanuc’un cirosunun en önemli kısmını otomotiv oluşturuyor. Ama yeni dünya düzeninde robotların kullanım alanı genişleyerek savunma sanayi, havacılık, kozmetik, medikal, beyaz eşya, inşaat ve gıda gibi birçok farklı sektöre yayıldı. Türkiye’deyse aktif çalışan 50 binin üzerinde Fanuc kontrollü makina bulunuyor. CNC kontrol sistemleri alanında, Türkiye pazarının yaklaşık yüzde 46’sını Fanuc oluşturuyor. Robot alanındaysa bu oran yüzde 26. Fanuc’un Türkiye’deki en güçlü ayakları otomotiv, otomotiv yan sanayi ve genel endüstri alanlarında. Fanuc Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “Türkiye büyük ve oldukça rekabetçi bir pazar. Bu bağlamda uzun vadeli bir stratejiye sahip olmak gerekiyor” görüşünü aktarıyor.

Şule Güner

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu