Bilim - Teknoloji - İnovasyon

Yavru kral kelebekleri nasıl tek başlarına göç edebiliyorlar?

Yavru kral kelebekleri göç yollarını bilmedikleri halde nasıl tek
başlarına göç edebiliyorlar?

BİLİMİN tüm mantıklı yaklaşımları deneyip test ettiği halde cevabını bir türlü bulamadığı, gizemini hala koruyan durumlardan biri bu. Aslında kral kelebeklerinin göçünü benzersiz yapan birçok faktör var. Onların 5.000 kilometrelik destansı yolculuğu başka hiçbir türün göç serüveniyle kıyaslanamayacak kadar çok gizem içeriyor.

Yavru kral kelebeklerKral kelebekleri, kısacık hayatlarına rağmen en uzun süre göç eden ve bu sürede*en fazla yol alan tür unvanına sahip. Hayatlarını sadece 100 metrekarelik bir alanda geçirebilen bu güzel kelebekler, her yıl soğuklar yaklaştığında Kanada’dan Meksika’ya kadar göç ediyorlar. Yolculuklarına başlamadan önce bol miktarda çiçek özüyle besleniyorlar. Yolculukları esnasında birçok defa fırtına ve şiddetli yağmura denk geldiklerinden genelde savrularak yön değiştirmek zorunda kalıyor ama buna rağmen hiçbir zaman kaybolmuyorlar, Bu nedenle göç yolları hiçbir zaman aynı değil. Çoğu kez, daha önce hiç görmedikleri yerlerden geçmek zorunda kalıyorlar. 8-10 hafta süren zorlu yolculukları sonunda Aralık ayında Meksika’nın ılıman iklimine ulaştıklarında, Mart’a kadar 4 ay boyunca kış uykusuna yatıyorlar. İlkbaharın gelmesiyle birlikte geri dönüş yolculukları başlıyor.

Kral kelebeklerinin gizemleri; göçleri boyunca geceyi geçirmek için seçtikleri ve bir süre dinlendikleri ağaçlarla başlıyor. Bunları büyük bir özenle seçtikleri biliniyor ama neden özellikle bu ağaçları tercih ettikleri bilinmiyor. Ağaçların türü önemli değil çünkü bir geceyi okaliptüs ağacında geçirirken başka bir geceyi geçirmek için sedir ağacını seçebiliyorlar. Fakat çok ilginçtir ki farklı zamanlardaki göçleri için de hep bu ağaçları kullanıyorlar. Aradan yıllar geçmiş olsa da (kuzeye ya da güneye göç etmeleri fark etmiyor) kral kelebeği oteline dönüşen bu ağaçlar onlara nesiller boyu hizmet ediyor. Üstelik şunu da hatırlatmak gerek; bu kelebeklerin ömürleri öyle kısa ki bunu yapmaya devam edenler hep bir sonraki nesle ait oluyor. Yani hatırlıyor olmaları söz konusu bile değil.

Kral kelebekleri, tırtıL halinden kurtulup kelebeğe dönüştüklerinden itibaren 6 hafta yaşayabiliyorlar. Dolayısıyla tek bir göç yolculuğu bile bir nesilde tamamlanamıyor. Gidiş-dönüş yolunda tam 4 nesil değiştiriyorlar. Göçün tamamlanmasını sağlayan 4. nesil, diğerlerinden 6 ay daha fazla yaşıyor. Eğer bu neslin böyle bir özelliği olmasaydı, üreme organları gelişmeden ölür ve soylarının devamını getiremezlerdi. İşte bu da onların ikinci gizemi. Ve bu noktadan sonra doğan ilk nesil, herhangi bir göçü tamamlamış olan önceki bir nesille karşılaşmıyor. Çünkü onlar geri dönüş yolunda yumurtalarını uygun yerlere bırakıp ölmüş oluyorlar.

Yani her yıl Kanada’daki yuvalarına dönmeyi başaranlar yepyeni bir nesil oluyor. Bunlar, kendilerinden öncekilerin kuzeye doğru başlattıkları göçü içgüdüsel olarak devam ettiriyorlar. Bu da onların üçüncü gizemi. Özetle, Kanada’dan yola çıkanlar yolda ölüyor. Ölmeden önce bıraktıkları yumurtadan çıkan ve kelebeğe dönüşen yavrular yola devam edip yine kendi yavrularını oluşturmadan önce ölüyor. Önceki neslin torunlarına bırakmış oluyorlar bu göç yolunu. Torunların da ömrü yetmiyor, onların çocukları tamamlıyor.

Bilim insanları, kelebeklerin konaklamak için seçtikleri ağaçları araştırdıklarında, çevrelerindeki diğer ağaçlardan kimyasal ya da fiziksel anlamda belirgin bir farkları olmadıklarını gördüler. Birkaç araştırmada, bu seçilmiş ağaçların renklerinin kamufle edilmesi ve kokularının bastırılması gibi çeşitli aldatmaca yöntemleri de kullanıldı. Ama kral kelebekleri bu değişimlere aldırmadan aynı ağaçları seçtiler. Yeni nesillerin göç yollarını nasıl tayin edebildiğine bakıldığındaysa birkaç fikir üretildi. Bunlardan biri güneşi pusula gibi kullanıyor olabilecekleri. Antenlerini de GPS gibi kullandıkları tahmin ediliyor. Antenleri olmadığında yön bulma yeteneklerini kaybediyorlar. Bazı araştırmacılarsa, bu kelebekLerin beyinlerinde moleküler bir saat olduğunu, antenleri yardımıyla güneşten aldıkları veriyi beyinlerinde bir şekilde bilgiye çevirebil-diklerini düşünüyor.

Kısa cevap: Bu konu hala gizemini koruyor olsa da birkaç iyi teori mevcut.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu