Bilim - Teknoloji - İnovasyon

Yapay zeka suç aleti olursa?

SON birkaç yıldır medyada şu tür haber başlıklarıyla sıkça karşılaşıyoruz. “Dünyanın en büyük şirketlerinden biri hack’lendi”, “Sanal hırsızlar dev alışveriş mağazanın internet sitesine kayıtlı bir milyon kişinin bilgilerine ulaştı.” Bu tür haberler, dünyanın en büyük şirketlerinin bile sanal güvenlik zafiyetleri olduğunu ortaya koyuyor.

Peki, kendilerini koruma altına almak için milyon dolarlık güvenlik sistemi oluşturmalarına rağmen, bu dev şirketlerin nasıl tuzağa düştüğünü düşünüyorsunuz? Cevabı ne yazık ki yapay zekada. Sanal hırsızlar, daha doğrusu suçlular “yapay zeka ile makine öğrenimi” (en basit anlamıyla bilgisayarların kendi kendine öğrenerek bir insan gibi sorunları çözme kabiliyeti kazanması) tekniklerini birlikte kullanarak erişilmeyecek sanılan şifrelere erişiyor.

Bu yasadışı sistem şöyle işliyor. Yapay zeka ve makine öğreniminde kullanılan yazılımlar bir şifreye ulaştığında bu bilgileri birbiriyle paylaşıyor. Birlikte güçlenerek girdikleri sanal boşlukları, şirketlerin yazılımlarını koruyan güvenlik sistemlerine karşı kullanıyorlar.

Bilgisayar Korsanlığı

ONLINE SATILAN SUÇ ALETLERİ

Bu suçun gerçekleştirilmesi için işleyen uluslararası bir karaborsa söz konusu. Sanal suç işlemekte kullanılmak üzere, yapay zeka ve makine öğrenimi teknikleri kullanan yazılım ve robotlar üretiliyor. Bu cihazlar hedef alman şirket veya kurumun güvenlik için kullandığı tüm sistemleri bloke edebiliyor veya hayalet gibi kendisini hissettirmeden güvenlik sisteminden kaçabiliyor. Bu cihazlar ne yazık ki kolay bir şekilde Online satın alınıyor. Bu tehlikeli cihazlara erişiminin bu denli kolay olmasıysa hemen her kurum ve kuruluşu hedef haline getiriyor.

Son birkaç yıldır ABD, Çin ve Rusya tarafından başta ticari olmak üzere çeşitli amaçlarla ülke kuramlarının hack’lendiği iddialarında bulunuluyor. Son olarak ABD’deki Demokrat Parti, Rusya’nın 8 Kasım’da düzenlenen Başkanlık seçimlerine müdahale ederek Donald Trump lehine hile yaptığını ileri sürmüştü. Anlaşılan o ki, “hack’leme ve sanal hırsızlık” iddiaları önümüzdeki yılların en çok konuşulan sıcak başlıkları arasında yer alacak. Ancak işin siyasi boyutunun yanı sıra, uluslararası güvenliği tehdit eden başka bir boyutu daha var.

ABD Başkanlık koltuğunu 23 Ocak’ta Trump’a bırakan Barack Obama, yapay zeka destekli robotların nükleer bir silahı harekete geçirme kabiliyeti olduğunu hatırlatarak bu durumun, ABD hükümetinin ilgilendiği en yüksek seviyeli güvenlik sorunu olduğunu söylemişti. Bu açıklama, aynı zamanda yapay zekanın “kötünün” eline geçmesi halinde bir felakete neden olacağının kanıtı sayılabilir.

Bu robotun elinden her iş geliyor

Fransa Bilim Araştırma Merkezi tarafından geliştirilen Pyrene, elinden her iş gelen bir robot. Pyrene 32 farklı hareketi gerçekleştirerek pek çok tamir işini yerine getiriyor. Boyu 1.75 metre ve ağırlığı 100 kg olan Pyrene’in vida büküyor, merdiven çıkarak ağırlık taşıyor. Fransız mühendisler, özellikle fabrikalarda ağır işleri insan yerine yapmak üzere tasarlanan Pyrene’in “dünyadaki ilk ağır işçi robotu” olduğunu söylüyor.

Geleceğin polisi de yapay zeka ile donanıyor

Sana! suçlular, “yapay zeka ve makine öğrenimi”nin güçlerini birleştirerek sanal güvenlik zincirlerini kırmaya çalışırken, ülkelerin güvenlik güçleri boş mu duracak? Tabii ki hayır.

Geçtiğimiz günlerde Amerikan polisine elektrikli silah, vücut kameraları ve her türlü dijital izleme-kayıt yönetimi hizmeti veren Taser International isimli şirket, ABD’deki Dextro ve Misfit isimli iki şirketi satın aldı. Kendi dijital birikimiyle bu iki şirketin yapay zeka deneyiminden yararlanmayı amaçlayan Taser, Amerikan polisinin iş yükünü büyük ölçüde hafifleterek yepyeni teknolojik bir boyut getirecek.

Yeni satılan alınan bu iki şirketteki 20 uzman, kamu güvenliği için yapay zeka ve makine öğrenimini devreye sokacak. Amaçlanan, polis memurunun elde ettiği görsel ve yazılı bilgileri kayda geçmek izin zaman ve emek harcamasındansa, yapay zekayla çalışan cihazların bu işi polis memurundan alıp otomatik olarak sisteme aktarması. Taser yetkilileri, kriminal verilerin kayda tutulması ve sisteme aktarılması işleminin polisin fazlaca zamanını aldığını belirterek, polisin sokakta gezerek olayları raporlama işlemini ortadan kaldırmayı hedefliyor. “Güvenlik ve yapay zeka” üzerinde araştırma yapan ABD’nin Stanford Üniversitesi’deki uzmanlar da Amerikan polisinin 2030 yılına kadar yapay zeka tekniklerini kullanmaya geçeceğini görüşünü paylaşıyor. Türkiye’de de yayınlanan Person of Interest dizisinde olduğu gibi, bir yapay zeka sistemi sayesinde cinayet ve terör saldırılarının işlenmeden önce önüne geçileceğini öngören uzmanlar, siber suç ve teröristlerin sanal ortamdan avlanabileceğini hesap ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu