Bilim - Teknoloji - İnovasyon

Yapay zeka dünyasına geçiş

Görünen o ki, önümüzdeki on yıllarda kademeli olarak “makineli” hayata, yapay zeka dünyasına geçiş yapacağız. Fakat geçiş sanıldığı kadar hızlı ve kısa sürede olmayacak. Ama sonunda gerçekleşecek…

YAPAY zeka ve robotiğin şimdiden gerek iş, gerekse günlük hayatta kapladığı yeri görenlerin sorduğu soruyu başlığımıza taşıdık. Pek çok teknoloji uzmanı ve “fütürüs-tik analist”, insanların günümüzde yerine getirdiği işlerin kademeli olarak yapay zeka ve robotlara bırakılacağını söylüyor. Bu nedenle herkes, kendisini nasıl bir gelecek beklediğini bilmek istiyor. İngiltere’deki Oxford Üniversitesi ve ABD’deki Yale Üniversitesi’nin yürüttüğü ortak bir çalışma da, işte bu sorunun cevabını 352 yapay zeka uzmanına sorarak aramış. Uzmanların çıkardığı tablo şöyle…

Önümüzdeki 45 yıl içinde yapay zeka insanların yaptığı işleri yapar duruma gelecek. Önümüzdeki 120 yıl içindeyse insanın yaptığı “tüm işler” otomasyona bağlanacak. Yani “çalışan insanın” yerini, durmak bilmeden çalışan makineler alacak. Biraz daha net bir tablo çizmeye ihtiyaç var gibi görünüyor.

robot

2030’DA, BİLEMEDİN 2050’DE.

Yapay zeka uzmanlarının tahminine göre, 2024 yılında yabancı dil tercümelerini artık makineler insanlardan daha iyi yapar durumda olacak. 2026 yılında bir makinenin lise öğrencisinin ev ödevi olan bir makaleyi çok iyi bir şekilde kaleme alabildiğini görebileceğiz. Öte yandan bir yıl sonra, 2027 yılında bir makinenin ağır bir kara aracım kolayca sürebildiğine şahit olacağız. Nobel Edebiyat Ödülü de 2049 yılından sonra, yapay zeka destekli bir makinenin olabilir. Çünkü uzmanların öngörüsü, makinenin 2049 yılında “en çok satan” kitaplar listesine girebilecek bir romanın yazarı olabileceğim gösteriyor.

Durun, bu kadarla da değil. Tahminler, “Bu iş insansız olmaz” dediğiniz iş alanlarının bile makinelere kalacağını gösteriyor. Söz gelimi, tıbbi ameliyatlar. 2053 yılında makinelerin insan yardımı almadan bir ameliyatı gerçekleştirebileceği düşünülüyor.

KISA SÜREDE DEĞİL

Araştırma sonuçlarım değerlendiren California’daki Makine Öğrenimi Araştırma Enstitüsü’nden Katja Grace, yapay zekanın insan dünyasına giderek dahil olmasının aynı zamanda büyük bir sosyal sorunu ortaya çıkaracağını ve bunları çözmenin zaman alacağını belirtiyor.

İngiltere’deki Sheffield Üniversitesi’nden Eleni Vasilaki ise, “Makinelerin karışık ama spesifik işleri insanlardan daha iyi bir şekilde yerine getirdiği gösteren veriler ortada. Ancak ‘insan zekasına çok yakın bir yapay zeka ortamının’ tahmin edildiği gibi kısa bir süre içinde gerçekleşeceğini sanmıyorum” yorumunu yapıyor.

Bu tahminler, şimdiden gözünüzü korkutmasın. Ancak görünen o ki, önümüzdeki yıllarda kademeli olarak “makineli” hayata geçiş yapacağız.

Bu geçiş sırasında geride kalan ülkelerse, ekonomik anlamda en çok “uluslararası fon” desteğine ihtiyaç duyulacak.

Pulitzer Ödülü bir makinenin olabilir

ABD’de gazetecilik, müzik ve edebiyat dallarında verilen Pulitzer Ödülleri’nin bu yılki sahipleri Nisan 2016’da Panama’nın bir offshore cenneti olduğunu belgelerle kanıtlayan medya kuruluşlarına gitmişti.

Forbes ve Associated Press’e (AP) iş ve spor dünyasından “makine tarafından yazılan” haberler gönderen ABD’deki Narrative Science isimli şirkete göre, 2030 yılından sonra saygıdeğer gazetecilik ödülü olan Pulitzer bir makinenin olabilir. 2030 yılına kadar gazetecilik işlerinin yüzde 90’ının makineler tarafından yerine getirileceğini tahmin eden şirketin kurucularından Kris Hammond, makine öğrenimi teknolojisi sayesinde algoritmaların 2 bin 500 kelimelik bir haber yazabilecek noktaya gelmesiyle gazetecilerin işlerini elinden alacağını söylüyor.

Narrative Science’ın yarattığı dil geliştiren algoritma, bir anda yaratıcı bir makineye dönüşerek söz gelimi basit bir futbol maçı skorundan yola çıkarak şöyle bir haber metni yazabiliyor: “Vodafone Arena’da gerçekleştirilen maçta, attığı golle takımı Beşiktaş’ı Galatasaray karşısında 1-0’lık skorla galibiyete taşıyan sağ kanat oyuncusu Gökhan Töre için pazar günü çok önemli bir gün oldu.”

Yine makine öğrenimini kullanarak iş ve ekonomi dünyasından haberler yazan yazılımlar üreten ABD’deki Automated Insights isimli şirketse AP için şu kısa haber metnini yazabilmiş:

“Apple, salı günü yılın ilk çeyreği için net gelirini 18.02 milyar dolar olarak açıkladı” veya “Kaliforniya merkezli The Cupertino şirketi hisse başına 3.06 dolar kar açıkladı.”

ABD’de ana akım medyanın yanı sıra küçük haber portallarına da kısa haber metinleri hizmeti sunan iki şirketin de yarattığı yazılımlar, en basit anlatımıyla “makineleri insanlaştırmaya” çalışıyor. Makine öğrenimi sürekli veri yüklenen algoritmaların sadece bu verilere bakmasını değil, hangi verinin önemli olduğuna ve haberi okuyacak kitlenin kim olduğuna ilişkin kitleyi belirleyebilmesini ve buna uygun bir şekilde metni kaleme almasını sağlıyor. İsveçli medya profesörü Christer Clervvall’ın dört yıl önce yaptığı araştırmaysa, insan ve makineler tarafından yazılan haber metinlerini karşılaştırmış. Deneklere hem insanın, hem de makinenin yazdığı spor haberi metinleriyle ilgili düşüncelerini soran ClervvaH’ın aldığı cevaplar, şimdilik makinelerin insanların empati kurma ve duygusal zeka geliştirme kabiliyetlerine sahip olmadığını gösteriyor. Denekler, spor muhabirlerinin yazdığı metinleri kolay okunabilir ve eğlenceli bulurken, algoritmanın yazdığı metinleri “daha bilgilendirici ve güvenilir” bulmuş.

Mars çölü’ne ”altınay” imzası

İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilerinden oluşan “İTÜ Rover Takımı” ABD’de 1-3 Haziran tarihleri arasında düzenlenen, ilk kez katıldıkları University Rover Challenge (URC- Üniversitelerarası Robotik Araç Yarışması) finalinde “Altınay Mars Kaşifi” isimli araçla yarışarak, “Bilim” kategorisinde dördüncü oldu. Bu yıl 13 ülkeden 82 takımın başvurduğu yarışmada, İTÜ Rover takımı tasarlayıp ürettikleri araçla teknolojik olarak dünyanın önde gelen birçok ülkesini geride bıraktı. URC yarışmaları, Utah eyaletinde “Mars Çölü” adıyla anılan, Kızıl Gezegen’le benzer zemine sahip ve gelecekte uzayda kullanılacak yeni nesil araçların denemelerinin yapıldığı alanda gerçekleştirildi. Dünyanın en saygın üniversitelerarası bilim etkinliklerinden birisi sayılan URC’ye katılmayı başaran İTÜ Rover Takımı, Altınay Havacılık ve İleri Teknolojileri biriminin sponsorluğunda yarışmaya seçilen ilk Türk ekibi olmuştu. Altınay Grubu, İTÜ Rover Takımına maddi desteğin yanı sıra pil, haberleşme, mekanik tasarım ve otonom sürüş gibi alanlarda teknik bilgi paylaşımı ve üretim desteğinde bulundu. Türk üniversitelerinden öğrencilerin önemli uluslararası platformlarda yarışmalarının önemine değinen Altınay Grup Strateji ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Serhat Oran, “İTÜ’lü gençlerimiz Türkiye adına çok önemli bir başarıya imza attı. Burada dereceye girmeleri tabii ki bizi çok mutlu ederdi. Ancak burada bulunan üniversitelerin büyük kısmı yaklaşık altı yıldır yarışmaya katlıyor. Pek çoğu araçlarını her yıl geliştirip modifiye ederek iyileştiriyor. İTÜ Rover Takımı ise URC’ye ilk kez katılan takımlar arasında açık arayla birinci geldi. Dolayısıyla takım kaptanı Tunç Türker’le birlikte tüm takım üyelerinin burada bulunmaları bile bizim ve ülkemiz için gurur kaynağı” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu