Bilim - Teknoloji - İnovasyon

Çeçe Sineğinin Gen Haritası Çıkarıldı

cece sinegiAfrika kıtasında yaşayan çeçe sinekleri taşıdıkları trypanosoma parazitinden dolayı özellikle kırsal yörelerde insan ve hayvan sağlığını tehdit ediyor. Tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen uyku hastalığı çeçe sineğinin bulaştırdığı hastalıkların başında geliyor. Her yıl en az 60.000 kişi bu hastalıktan hayatını kaybediyor. Son yıllarda birçok Afrika ülkesinde görülen salgınlar gelişmiş ülkeler tarafından bağışlanan ilaçlar sayesinde önlense de Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 70 milyon insan bu hastalığa yakalanma riskiyle yaşıyor.

Bunun yanı sıra evcil hayvanlarda görülen çeçe sineğinin taşıdığı parazitlerin sebep olduğu hastalıklar Afrika ekonomisine çok büyük zarar veriyor. Bu da, tarım ve hayvancılığın gelişmesindeki en önemli engeli oluşturuyor.

Aynı zamanda bu sinekler Afrika’daki açık alanlarda özellikle parklarda çok yaygın bulunuyor, bu da turizm sektörünü tehdit ediyor.

Henüz aşısı olmayan uyku hastalığının teşhisi ve tedavisi hem çok zor hem de pahalı. Bu nedenle hastalığın önüne geçebilmek için farklı pek çok araştırma yapılıyor. Bu çalışmalardan biri de ABDdeki Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalında görevli Prof. Dr. Serap Aksoy ve arkadaşları tarafından yapıldı. Science dergisinin Nisan sayısında yayımlanan bu çalışmada ölümcül uyku hastalığının önüne geçebilmek için çeçe sineğinin gen haritası tespit edildi.

Bu araştırmada elde edilen gen haritası sayesinde çeçe sineğinin koku alma, görme, bağışıklık sistemi ve üreme fizyolojisinde rol alan genler ve proteinler hakkında yeni pek çok bilgi elde edildi. Özellikle çeçe sineklerinin üremeleri ile ilgili çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre, bu sinekler başka birçok böcek gibi yumurtlayarak üremek yerine memeliler gibi hamilelik süreci yaşıyor. Yaklaşık 3 aylık hayatlarında sadece 8-10 yavru dünyaya getirebilen çeçe sineklerinin hamilelik süresince ürettikleri süt proteinlerine ait genleri var. Anne çeçe sinekleri bu proteinler yardımıyla salgıladıkları sütle yavrularını rahimde besliyor ve her on günde bir sadece bir yavru doğuruyor. Eğer bu süt salgı proteinleri işlevini yitirirse larvalar gelişemiyor ve ölüyor. Süt protein genleri ve hamilelik süresince bu salgıların nasıl salgılandığının araştırıldığı çalışmalar, tüm süt proteinlerinin sadece hamilelik döneminde ve sadece süt bezlerinde salgılanmasının tek bir düzenleyici protein (ladybird late) tarafından idare edildiğini gösteriyor. Bu konuda çalışmalar yapan bilim insanlarına göre süt protein genlerinin kontrol edilmesi bile çeçe sineklerinin popülasyonunu azaltmakta kullanılabilecek bir yöntem olabilir.

Bütün bunların yanı sıra çeçe sineklerinin konak ve eş aramada kullandığı, görmelerine ve koku algılamalarına yarayan proteinler ile ilgili edinilen pek çok bilgi de uyku hastalığının önüne geçmek için kullanılabilecek yöntemler geliştirilmesinde kullanılabilir. Halen çeçe sineği mücadelesinde kullanılan en etkili yöntem sineklerin mavi ve siyah renkli in-sektisit (böcek öldürücü ilaç) ile kaplanmış tuzaklara çekilerek popülasyonlarınm azaltılmasıdır. Elde edilen genetik bulgular ışığında çeçe sineği mücadelesinde yeni tuzakların ve daha etkili yöntemlerin geliştirilebileceği belirtiliyor. Prof. Aksoy ve arkadaşlarının diğer bir çalışmasında tespit edilen tükürük bezi ve bağırsak proteinlerinin ise özellikle hayvanlarda aşı geliştirilmesinde çok etkili olabileceği belirtiliyor.

18 ülkeden 146 kişilik bir ekiple yürütülen ve yaklaşık 10 yıl süren çalışmalarda ulaşılan veriler pek çok makalede yayımlandı. Bu makaleler Nisan ayında Public Library of Science (PLOS) dergi grubu tarafından “Tsetse Genome Biology” (Çeçe Sineği Genom Biyolojisi) adı altında toplandı. Bütün çalışmaların özeti Dr. Aksoy’un baş editörü olduğu PLOS Neglected Tropical Diseases dergisinde yayımlandı.

Prof. Aksoy öncülüğünde 2000’li yılların başında başlatılan araştırma Dünya Sağlık Örgütü ve Wellco-me Trust (İngiltere) tarafından desteklendi. Yaklaşık 10 milyon dolara mal olan ve “Uluslararası Çeçe Sineği Genom Girişimi” (International Glossina Genome Initiative) adı verilen bu çalışma her yıl binlerce insanı tehdit eden bu ölümcül hastalığın erken teşhisinde ve hatta tedavisinde kullanılabilecek yeni yöntemlere ışık tutacak gibi görünüyor. Ekip, çalışmasında ABD Sağlık Bakanlığının sağladığı yeni fonlar kapsamında beş ayrı çeçe türünün ve genetik yakınlığı olan ancak paraziti taşımayan iki sinek türünün (Musca ve Stomaxys) gen haritalarını tespit araştırmalarım sürdürüyor. Değişik cinsten çeçe sineklerinin gen haritalarının karşılaştırılması sonucunda parazit taşıma ve ekolojik özellikleri hakkında daha kesin bilgiler elde edileceği düşünülüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu