Bilim - Teknoloji - İnovasyon

Akıllı evlerin yükselişi

Akıllı evlerin yükselişi

Geleceği temsil eden modern evlerde buzdolabının kapısı açık kaldığı zaman mutfakta uyarı ışığı yanıyor, klimayı çalıştırma zamanı geldiğinde ofisteki ev sahibinin akıllı telefonuna hatırlatma mesajı gönderiliyor ve yatma vaktinde küçük çocukları ninni söyleyen robot oyuncak ayılar uyutuyor. Elektrik tasarrufu sağlayan bilgisayarlı aydınlatma sistemlerinden çalışma saatleri programlanan çamaşır makinelerine ve laptopa kablosuz ağla bağlanan TV’lere kadar birçok yenilik sunan akıllı evler, konut otomasyonu teknolojisi ile geleceği bugüne taşıyor.

akilli ev

Hem özerk hem özelleştirilebilir

Akıllı Ev terimi ilk kez Amerikan Ev İnşaatçıları Birliği tarafından 1984 yılında kullanıldı, ancak 2010 yılına kadar akıllı ev teknolojileri toplumun geneline ulaşamayacak kadar pahalıydı. 2010’da akıllı telefonların yaygınlaşması ve küçülen elektronik cihazların ucuzlamasıyla birlikte akıllı evler orta direğin radarına girdi. Oysa ilk akıllı evler pek de zeki değildi: 90’lı yılların başında konut otomasyonu yaygın internet desteği sunmuyordu.

Ayrıca ev otomasyonu da sınırlıydı. Örneğin kombi ayarları söz konusu olduğunda, insanların termostatı her seferinde elle programlaması ve karmaşık düğmeleri ayarlamaya çalışırken ter dökmesi gerekiyordu. Elektronik cihazların yüksek maliyeti de büyük bir sorun oluşturuyordu. 2000’lerin ilk yarısında tam donanımlı akıllı evler yaklaşık 20 bin Avroya mal oluyor ve en gelişmiş versiyonlarında telefon değil, uzaktan kumanda kullanıyordu. Bu sebeple akıllı ev teknolojileri üst düzey gelir grubu ile oteller, gökdelenler ve konferans salonları gibi ofis ortamlarıyla sınırlı kaldı. Son beş yılda ise teknoloji ucuzladı. Bugün modüler teknolojiler, akıllı telefonlar ve dijital asistanlardan yararlanan akıllı evler beyaz eşya ve diğer elektrikli cihazlarla birlikte 10-15 bin dolara mal oluyor. Önümüzdeki yıllarda maliyetlerin yarı yarıya azalması bekleniyor.

2011’de Android ve iOS işletim sistemi arasındaki rekabet artarken akıllı telefonların bu süreçte yaygınlaşması konut otomasyonuna yeni bir soluk getirdi. Google TV ve Apple TV gibi örnekler akıllı telefonların evlerde evrensel uzaktan kumanda olarak kullanılmasının önünü açtı. Monitörlerin laptoplara Wi-Fi üzerinden bağlanması gibi kablosuz ağ teknolojileri yaygınlaştı ve mobilyalardan elektronik etiket takılı kurşunkalemlere kadar hemen her eşyaya sınırlı da olsa bilgisayar özelliği kazandıran “nesnelerin interneti” konut otomasyonunu hızlandırdı.

Ancak tüm bu gelişmelere rağmen teknoloji ilerledikçe konut otomasyonunu da yeniden tanımlamak gerekiyor. Örneğin ev sakinlerinin akıllı evlerdeki bütün elektronik cihazları telefonla tek tek yönetmesi, daha doğrusu her seferinde buna vakit ayırması imkansız. Bu noktada Çualcomm ve Webee gibi küçüklü büyüklü birçok şirket programlanabilir akıllı ev çözümleri sunmaya başladı. Çualcomm farklı markaların modüler akıllı ev teknolojilerini bir araya getiren çatı çözümlere odaklanırken We-bee gibi şirketler de doğrudan akıllı cihazlar üreterek tüketicinin beğenisine sunuyor.

Günümüzde kullanıcılar konut otomasyonu kurulumu sırasında akıllı evlerde ışıkların ne zaman yanacağını, çamaşır makinesinin ne zaman çalışacağını programlıyor ve gerisini kendi kendine öğrenen bilgisayar sistemine bırakıyor. Tümüyle otomatik olarak yönetile-meyen süreçler içinse işyerinde çalışan veya otobüsle seyahat eden kullanıcıların telefonlarına mesaj gönderen bir hatırlatma uygulaması bulunuyor.

Dijital asistan çağı

IDC araştırmaları 2016 ile 2020 arasında 3 milyardan fazla insanın internete bağlı olacağını gösteriyor. Bu öngörüler 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyara ulaşacağı tahminleriyle birleştirildiğinde, nesnelerin internetinin potansiyeli daha iyi anlaşılıyor. Bugün sosyal medya, mobil dünya, bulut bilişim ve Büyük Veri analizi internette bir bütün oldu, ama konut otomasyonu sayesinde bağlı dünya sadece işyerlerini değil evleri de etkisi altına alıyor. Gartner verilerine göre nesnelerin interneti, 2020 yılında akıllı telefonlardan internete giren buzdolaplarına uzanan bir çizgide 50 milyar elektronik cihazdan oluşacak ve toplam 35 milyar terabayt veri içerecek. Üstelik buna RFID teknolojisi veya Wi-Fi geri saçılım tekniği kullanan pasif akıllı etiketler ya da kum tanesi büyüklüğünde üretilecek ve kablosuz internet bağlantısı sağlayacak olan trilyonlarca milimetrik akıl toz sensörü dahil değil. Peki bütün bunların son kullanıcı için anlamı ne?

Araştırmacılar akıllı beyaz eşyalar, bilgisayarlı banyolar, mutfaklar, televizyonlar, mobil cihazlar, klima ve ısıtma sistemleri, yangın ve hırsız alarmları, akıllı prizler gibi yüzlerce kalem sayarak tüm bu cihazların akıllı evlerin belkemiğini oluşturacağını belirtiyor. Akıllı telefonları özelleştirmeyi sağlayan ve bir anlamda onlara sahibinin kimliğini kazandıran Siri, Cortana, Google Now gibi dijital asistanlar da bu noktada devreye giriyor. Tıpkı eski çiftlik kahyaları gibi yapay zeka kullanan dijital asistanlar da evrensel uzaktan kumandaya dönüşen akıllı telefonlar sayesinde modern konutları, ev sahiplerinin kişisel ihtiyaçlarına göre özeleşti-rerek yönetecek.

Giyilebilir bilgisayarlar

Akıllı evlerle mobil dijital asistanların birleşmesi konut otomasyonunu bu düzeye taşıyor.

Örneğin OMsignal firmasının geliştirdiği tişört bilgisayarlar, yakında akıllı evleri kontrol eden hareket ve ısı sensörü teknolojisiyle birleşerek kalp krizini önceden haber verecek, kalp rahatsızlığı geçiren kişilerin yakınlarına durumu bildirerek ambulans çağıracak. OMsignal’ın tişört bilgisayarı aslında oldukça geleneksel bir tasarım fakat son derece yaratıcı bir şekilde kullanıyor. Akıllı saatler ve akıllı takıları saymazsak dünyanın ilk pratik giyilebilir bilgisayar teknolojisini oluşturan tasarımda, kullanıcı giydiği atletin altında beline bir kumaş kuşak sarıyor. Elastik yapısı ile kişinin belini tümüyle saran bandın üzerindeki yuvaya ise telefon büyüklüğünde küçük ve hafif bir bilgisayar takılıyor. Wi-Fi bağlantılı bu bilgisayar kullanıcının solunumu, vücut sıcaklığı gibi değerli izleyerek tansiyon ölçümü yapıyor. Sağlıksız bir durumla karşılaştığında ise kişinin yakınlarının akıllı telefonlarına kurulu mobil uygulama ile mesaj gönderiyor. Bu teknoloji bu yıl satışa sunuldu ama giyilebilir bilgisayarların akıllı evlere entegrasyonu henüz tamamlanmadı. Her ne kadar tişört bilgisayar evde yalnız otururken hastalanan ya da kaza geçiren yaşlı insanların veya bebeklerin hayatını kurtarma potansiyeline sahip olsa da bu aslında reaktif bir sistem; yani olay olduktan sonra harekete geçiyor ve hasar kontrolü yapıyor.

Oysa giyilebilir bilgisayarlar, sesli komutlarla çalışan yapay zeka ürünü dijital asistanlar ve akıllı telefonlarla bir araya geldiğinde akıllı konutlar da evdekilerin sağlık durumunu sürekli izleyerek önleyici tedbirler alacak. Isı ve hareket sensörlerine ek olarak evdeki gürültü düzeyini ölçen mikrofonlardan yararlanan akıllı evler, ev sahibini günde yirmi dört saat izleyerek sağlık sorunlarını önceden tespit edecek. Dijital asistanlar bununla da yetinmeyerek aile hekimini, hatta hastaneleri arayıp tanı ve tedaviyi kolaylaştıran sağlık raporlarını doktorların bilgisayarlarına ulaştıracak.

Enerji tasarrufu

Elbette konut otomasyonu bununla sınırlı değil ve bu bağlamda ilk akıllı evler enerji tasarrufu sağlamak üzere tasarlanmıştı. Karbon ayak izinin sınırlanması ve küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin önlenmesinin insanoğlunun geleceği için ne kadar büyük bir önem taşıdığı dikkate alındığında akıllı evlerin, özellikle de bu teknolojinin yaygınlaşmasıyla kurulacak olan akıllı şehirlerin Dünya gezegeninde hayatın devamlılığını sağlayacağı anlaşılıyor. Ancak bunu tüketiciye bu açıdan anlatmak zor olduğu için akıllı ev teknolojileri geliştiren firmalar da ürünlerini “enerji tasarrufu sağlayacağız” mesajıyla pazarlıyor.

Çamaşır ve bulaşık makinelerinin indirimli elektrik tarifesinin geçerli olduğu gece saatlerinde çalıştırılması, klima ya da kombinin ev sahibi işten dönmeden yarım saat önce açılması, odalarda açık unutulan ışıkların kapatılması, bebek odasının kamerayla izlenmesi, yangın ve hırsız alarmının entegre edilmesi, daire kapısının ev sahibinin sesli komutlarıyla otomatik olarak açılması gibi uygulamalar bu yıl akıllı evlerin temelini oluşturuyor. Bu otomasyon aynı zamanda tekerlekli sandalye kullanan engellilerin veya felçli hastaların düşünce komutlarıyla (telepatik internet üzerinden) akıllı evleri kontrol etmesinin de önünü açıyor. Bugün TV, laptop ve Wi-Fi destekli modem bulunan tek bir odanın akıllı ortama dönüştürülmesi, prize takılan küçük aparatlar ile ıoo ila 300 dolara mal oluyor, fakat birkaç yıl içinde maliyetlerin yüzde 50 oranında azalması bekleniyor. Ancak maliyetler henüz yüksek olsa da dünyanın geneli düşünüldüğünde büyük bir pazar söz konusu. Nitekim Machina Research ve Boch’un yakın tarihli nesnelerin interneti raporunda, önümüzdeki yirmi yılda dünya çapındaki modern şehirlerin altyapı otomasyonuna toplam 41 trilyon dolar harcanacağı öngörülüyor. Bu harcamalar içinde akıllı şehirlerin 21 milyar Avro, akıllı binaların ise 213 milyar Avroluk paya sahip olduğu düşünüldüğünde konut otomasyonu teknolojisinin insan uygarlığım yeniden tanımlayacak olması kaçınılmaz görünüyor. Konut otomasyonu önümüzdeki beş yıl içinde ofisleri, evleri, gökdelenleri ve AVM’leri yapay zeka ile mobil internet üzerinden birbirine bağlayacak. Ancak tüm bu gelişmeler özel hayatın gizliliği, mahremiyet ve gözetim gibi sorunları da beraberinde getirecek.

WEBEE MODÜLER AKILLI EV SİSTEMİ

Kitle kaynak fon bulmak amacıyla Indiegogo web sitesinden duyurulan Webee akıllı ev otomasyon sistemi, TV’ye takılan bir merkezi yönetim birimi, sensörler ve akıllı priz gibi çok sayıda cihazdan oluşuyor. Akıllı telefon ile kumanda edilen ve Wi-Fi üzerinden kişisel bulut kullanan Webee sistemi, duvarlara özel kablo çekmeyi gerektirmeyen modüler yapısı ile akıllı ev teknolojisini kiracıların kullanabileceği uygun maliyetli bir seviyeye çekiyor. Sistemin beynini Boss (Patron) olarak adlandırılan bir bağlantı istasyonu oluşturuyor. Bir mini PC ya da medya oynatıcısına benzeyen sistem kablosuz bağlantı desteğinin yanı sıra HDMI, USB ve Ethernet bağlantısı ile standart televizyonları akıllı TV setlerine ve ev kontrol monitörlerine dönüştürüyor. Boss birimi evdeki sensörleri, akıllı telefonu ve internet bağlantılı beyaz eşyaları ev özelindeki yerel ağla birbirine bağlayarak yönetiyor. VVebee’nin akıllı prizleri ve akıllı lamba duyları, cihazların otomatik olarak açılıp kapanmasını sağlayarak odada kimse yokken enerjiden tasarruf sağlıyor. Ancak VVebee’nin asıl özelliği, kendini özelleştirebilen bir ev otomasyon sistemi olması. Boss merkezi kontrol birimi, kullanıcı alışkanlıklarını, örneğin ev sahibinin yatma-kalkma ve lambayı yakma saatlerini takip ederek yönettiği evi programlamayı öğreniyor.

DİJİTAL asistanlar E-TİCARETİ AKILLI EVLERE TAŞIYOR

E-ticaret devi Amazon, Apple Siri’ye rakip Echo asistanı tanıttı. Elektronik temassız ödeme sistemlerinden sonra ses tanıma özelliği de destekleyen yeni dijital asistanlar akıllı evleri birer dijital pazar yerine dönüştürüyor. Amazon Echo masada duran mikrofon başlıklı basit bir silindirden ibaret ve antik dünyanın simgesi olan İskenderiye kütüphanesine istinaden Alexa, Amazon ve İngilizce “wake” (uyan) gibi kelimeleri anlayarak sözel komutlarla harekete geçebiliyor. Amazon Echo’nun 99 -199 dolar arasındaki deneme sürümü Google Glass gibi sadece ön kayıt yaptıran öncelikli kitleye gönderiliyor. Echo şimdiden Google Now, Siri ve Cortana gibi kapsamlı web arama özellikleri ile müzikte Online alışveriş desteği sunuyor. Ayrıca gerçek bir dijital kahya olarak alışveriş listelerinin kaydını tutuyor ve önemli randevuları hatırlatıyor. Sabah çalar saat gibi çalışmanın yanı sıra güncel haberler, kelime heceleme, akıllı telefon ve bulut bilişim entegrasyonu gibi akıllı evler için gereken birçok detayı sağlıyor.

UBI SESLİ KOMUTLA ÇALIŞAN DİJİTAL ASİSTAN SİSTEMİ

İngilizce Yaygın Bilişim teriminin kısaltması olan UBI, Android işletim sistemi kullanan ve duvardaki elektrik prizine takılan basit bir aparat. Wi-Fi bağlantısı destekleyen ve sesli komutlara duyarlı bir dijital asistan olarak çalışan UBI, akıllı evleri Uzay Yolu dizisinde olduğu gibi konuşarak yönetmeyi sağlıyor. UBI, akıllı telefonlardaki dijital asistanlara henüz entegre edilmedi. Ancak akıllı ev teknolojisinin 2015 aşaması dijital asistanlarla yönetilen ucuz modüler sistemler olacak. Bu sistemler basit komutları akıllı telefon yerine konuşarak iletme imkanı sağlayacak.

AKILLI BİNALAR

Güvenlik sistemlerinden enerji tasarrufu çözümlerine kadar pek çok gelişmiş teknoloji günümüz akıllı evlerinde hızla yaygınlaşıyor. Evlerin akıllı telefonlar ve mobil internet üzerinden yönetilmesi maliyetleri azaltarak kullanım kolaylığı sağlıyor. Böylece evdeki cihazları telefonlarla programlamak, zamanlamak ve planlamak mümkün oluyor.

Aydınlatma

Işıkları zamanlamak ve ne zaman yanacağını planlamak önemli. Akıllı evlerde lamba düğmelerini dokunmatik ekranlarla değiştirme seçeneği de bulunuyor.

Klima

Wİ-Fİ kablosuz yerel ağlar ve mobil internet sayesinde klimayı evden veya dışarıdan ayarlamak mümkün. Akıllı klimalar ev boş olduğunda otomatik olarak kapanıyor.

Elektrikli cihazlar

Kullanıcılar elektrikli cihazlarını akıllı telefonlarıyla eşitleyebiliyor. Buna ofiste çalışırken fırının altını açmak ya da elektronik etiketlerle buzdolabındaki besinlerin son kullanma tarihi takip etmek de dahil. Çamaşır ve bulaşık makinesi de uzaktan çalıştırılabiliyor.

Dijital eğlence

Akıllı telefonlar hem bilgisayarlar hem de TV setleri için uzaktan kumanda olarak kullanılıyor. Uydu kanallarının kaydedilmesini programlamak, medya yöneticisi ile müzik seçimi veya video kaydı yapmak gibi seçenekler mevcut.

Kapı kilitleri

Ev sahibi dışarıda kalırsa kapının kilidini akıllı telefonla açabiliyor. Eve misafir geldiğinde kendisi evde olmasa bile, internet üzerinden mesaj göndererek kapının açılmasını sağlayabiliyor.

Şifreli kilit sistemi

Kapı kilitleri için her kişiye ayrı bir şifre atanıyor ve bu şifreler günün belirli saatlerinde geçerli olmak üzere sınırlanıyor. Bu şekilde çocuklar ve gündelikçilerin çalışma odası gibi bazı odalara girmesi sınırlanıyor, eve geliş-gidiş saatleri düzenleniyor.

Güvenlik kameraları

Ev sahipleri işyerinden internete girerek evi, örneğin bebek odasını güvenlik kameralarıyla görüntülüyor ve eve hırsız girip girmediğini anlayabiliyor.

Güvenlik alarmları

Yangın ve hırsız alarmı, itfaiye veya polis çağırarak ev sahibinin akıllı telefonuna mesaj gönderiyor. Güvenlik sistemi aynı zamanda çocukların belirtilen saatte eve dönüp alarmı kurup kurmadığından yola çıkarak dışarıda bulunan ebeveynlere bilgi veriyor.

2 Yorum

  1. dostum kesinlikle katılıyorum sana umarım herkes akıllı ev sistemlerine sahip olabilecek duruma gelir gerçekten insan hayatının kalitesini arttırıyor .Makale için teşekkürler bu arada harika bir anlatım olmuş 🙂

  2. İnsan hayatında çok büyük kolaylıklar sağlıyor.Aynı zamanda çokta güvenli bir sisteme sahip.Kısa zamanda herkesin evinde olması dileğiyle.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu