Makaleler

Yeni döneme hazır mısınız?

‘buluşsal yenilik’ motivasyonu

EVET, yaratıcı hayaller kurmak bilgiden önemlidir. Başlıkta kullandığımız ilginç ifade Albert Einstein tarafından ortaya atılmış, zamanla adeta bir aforizma haline gelmiştir. Bugün de bu cümle yeni bir yaşam felsefesi için geçerli olan tipik bir yol haritası gibidir. Çünkü hemen her şey buluşların, icatların ve geleceğin aksiyonlarının kaynağı geniş açılı bir hayalin gücüyle oluşmaktadır. Buradaki hayal kurma ifadesi sıradan hayalperest insanları taklit etme ve taklide dayalı gelenekselliği değil, buluşçuluğu ve yeniliğin ötesindeki engin bir farkındalığı anlatır.

Basit gibi görünen aletlerin tasarımından, uzay teknolojilerinin buluşsal sırlarına kadar her şeyin içinde önce ‘hayal edilmiş bir dizi motivasyon unsuru’ vardır. Kolaycılık ve kopyacılık hayal kurmanın potansiyel gücünü törpüler, günlük yaşamda bile geriye gidişi simgeler. Dolaysıyla, ‘Batı Uygarlığı’ dediğimiz olgunun içinde daima yaratıcılık ve yaratıcılıktan beslenen hayal gücünün mayası vardır. Çok sesli müziğin gelişmesinden, edebiyattaki yeni akımlara kadar hemen her şeyin etrafında yaratıcı hayaller yer alır, kişiler zamanla hayal edilenlerin gerçeğe dönüşmesine de tanıklık ederler.

MATEMATİĞİN KALIPLARINI ZORLAYACAK

îş yaşamında basit gibi görünen bu olgunun etkilerini derinlemesine incelediğimiz zaman bunların çeşitli aksiyoner dilimleri de olabilir; üstelik sürecin öznesi olan bireylerdeki ‘IQ Yüksekliği’nin matematik becerilerle de çok fazlaca bir ilişkisi bulunmaz. Buluşçuluk mutlaka matematikte uzman olmayı gerektirmez. Aksine iki kere iki her zaman dört etmeyebilir; bu nedenle yaratıcı ‘IQ’sü yüksek olanlar sınırları belli hale getirilmiş matematiksel sistem düşüncesinde görece başarısız dahi olabilirler. Buluş ve icatlar tarihinin aydınlık sayfaları bu kuramın çeşitli bileşenleriyle doludur. Üstelik, tüm buluşlar bir sonraki buluşu ya da peş peşe gelen orijinal buluşları ateşlemektedir.

Biz de tam burada en basitinden başlayıp çok daha kompleks özellikler taşıyanlara doğru kısa bir gezinti yapalım: Şu bildiğimiz ‘fermuar’ denilen kolaylık örneğin: Giyim kuşam ihtiyacı 20. Yüzyıl başlarında iyice endüstrileşmeye başlayınca terzilik sanatının vazgeçilmesi ‘düğme’ dediğimiz o basit ama bir o kadar da işlevsel nesne bazı yeni hayalleri ateşledi. Sonunda vücudun anatomik hatlarını daha belirgin hale getirmek ve bedeni korumak için klasikleşmiş düğme yerine geçecek ‘fermuar’ dediğimiz kolaylık bulundu.

Fermuar tam anlamıyla keşfedilmeden önce ‘velcro’ ve ‘çıt-çıt’ tabir edilen nesneler de denendi; hatta mıknatıslı düğmeler bile icat edildi, ama hiç biri bugün sıradan hale gelen fermuarın yerini tutamadı. Fermuarı bulan küresel akıl antipati kazanma pahasına ‘icat çıkarmaya’ devam etti. Fermuarın işleyiş tekniği sonradan başta otomotiv olmak üzere çoğu endüstriye teknik açıdan ilginç bir tasarım kaynağı oldu. Bu basit gibi görünen buluşlar, bugün uzay teknolojisinde de çeşitli ilerlemelere kapı aralamış durumda.

ZAMAN HIZLANIYOR

Sürece benzer örnekler modern yaşamın çeşitlenmesinden önce buluşlara büyük katkı sundular: İlkel çakmaktaşıyla başlayan macera kibrite evirilince arkasından bildiğimiz ‘çakar çakmaz yanan’ çakmağa dönüştü, şimdi bu teknik ‘laser’ sistemiyle çalışan çeşitli buluşlara doğru son hızla gidiyor. Tıpkı güneş saati, kum saati, mekanik saatler ve laser tabanlı diğer buluşların öykülerinde olduğu gibi. Görece hızlanan zaman ise bazı şeyleri çok değiştirdi; gramofon, pikap, kaset, CD derken şimdi bilgisayarlardaki uygulamalara kadar sonsuz hayal dünyası genişleyiverdi.

Otomobil dediğimiz müthiş icat da böylesi benzer bir dizgenin içinde gelişmedi mi?

Mekanik gereçler yayılmadan önce atlar, katırlar, öküzler ve belki de filler olmak üzere çeşitli hayvanların çektiği arabalardan sonra buharlı gereçler, akaryakıtlı taşıtlar, elektrikli hib-rit binitler ve güneş enerjisiyle çalışanlar ortaya çıktı. Belki de yakın gelecekte şaşırtıcı tipleriyle kendini gösterecek çok daha yeni teknolojiler olacak. Dahasını da hatırlayalım: Balon, zeplin, tek ya da çok motorlu uçaklar, tasarım harikası jetler, günümüzün o müthiş roketleri ve yakın gelecekte sıradan hale gelebilecek uzay araçları ile uzay kampüsleri…

YENİLİKLERİN SONU GELMEZ

Tüm bunları kısaca hatırlatarak bir yere gelmek istiyorum; son ‘Korona Pandemisi’yle birlikte sağlık alanında henüz akla hayale gelmeyen yeniliklerin yolu açılacak; aşı çalışmalarıyla birlikte akla ziyan gibi görünen ‘meditasyon bazlı bağışıklık’ çalışmaları ortaya çıkabilecektir. Yeni nesil röntgen ve ışınlama teknolojilerinin geliştirilmesiyle seçili virüslere yönelik bağışlık tedavisi daha başka yeni buluşların yolunu açacak; özellikle sürü bağışıklığı için bunlar sıra dışı teknikler olarak şaşırtıcı birçok yeniliği beraberinde getirecektir. Bahsettiğimiz koruyucu tekniklerin çoğu pandemi hafifleyip geçtikten sonra daha da geliştirilip, benzer olası gelişmelere karşı tam bağışıklık zemini hazırlayacaktır.

Şunu unutmayalım; tüm icat ve gereksinimler zincirleme gelişen olay ve ihtiyaçların etkisiyle ortaya çıkmıştır. Şu anda sadece klasik türden korunma aparatı olarak görülen maskelerde bile çok yakında şaşırtıcı yenilikleri görebileceğiz. Her şey buluş, ispat ve pazarlama becerisine bağlı. Virüsleri ve patojen mikroorganizmaları anında inaktive eden solüsyonların emdirildiği maskeler ile özel elyafla dokunmuş korunma gereçleri ve yeni nesil burun tüpleri dikkat çekecek, alışkın olmadığımız teknikler kullanıma sunulabilecektir.

Amerikalı pazarlama duayenlerinden, benim kariyer dünyamda da çok özel yeri olan Philip Kotler’ın başını çektiği bir kısım düşünür yıllardır benzer şeyleri söyleyip, hep aynı noktada birleştiler: “Hangi alanda olursa olsun yenilik daima doğru yolda ilerleme demektir, önemli olan, bireylerin içindeki özlemleri keşfetmek, yalnız bugün için değil; geleceğin tüm evreleri için insanlığa faydalı olmaktır. Birçok kurumda güzel fikirler ortalığa dağılmış, saçılmış ve unutulmuş olabilir, önemli olan onları yeniden yakalayıp insanlık için yararlı hale getirmektir.”

NUR DEMÎROK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu