Makaleler

Aradığın Simurg Kuşu sensin!

Simurg Kuşu“Murat sensin. Neden oraya buraya koşuyorsun? O, sen demektir. Ama sen, sakın “ben” deme, hep “sen” diye söyle. Göz dürüst görürse, sen “O” olursun. “O” da sen olur.”

Mevlâna Celaleddin-i Rûmi

Kuşların hükümdarı olan Simurg (Zümrüd-ü Anka), Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Bu kuşun özelliği, gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesidir.

Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış.

Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Si-murg’un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg’un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.

Ancak Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, hepsi birbirinden çetin yedi vadi…

1. İstek,

2. Aşk,

3. Marifet,

4. İstisna,

5. Tevhid,

6. Hayret ve

7. Yokluk vadileri…

Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Yorulanlar ve düşenler olmuş…

Aşk Denizi’nden geçmişler önce… Ayrılık Vadisi’nden uçmuşlar… Hırs Ovası’nı aşıp, kıskançlık Gölü”ne sapmışlar…

Kuşların kimi Aşk Denizi’ne dalmış, kimi Ayrılık Vadisi’nde kopmuş sürüden…

Kimi hırslanıp düşmüş ovaya, kimi kıskanıp batmış göle…

Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp…

Papağan, o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış)…

Kartal, yükseklerdeki krallığını bıraka-mamış…

Baykuş, yıkıntılarını özlemiş ve balıkçıl kuşu bataklığını…

Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.

Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi Şaşkınlık ve sonuncusu Yedinci Vadi, Yok Oluş’ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş… Kaf Dağı’na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.

Sonunda sırrı, sözcükler çözmüş: Farsça “si”, “otuz” demektir… “Murg” ise “kuş”…

Simurg’un yuvasını bulunca anlamışlar ki;

Simurg, “otuz kuş” demekmiş.

Onların hepsi Simurg’muş…

Selçuk Alkan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu