Haberler

Tarla Günleri çiftçimizin değeri için bir fırsat

Bu yıl 6’ncısı Çanakkale’de düzenlenen DLG-ÖÇP Tarla Günleri, birçok firmaya ve ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, “14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nün belirlenmesi dünyanın en zor mesleklerinden birini icra eden, ülke ve dünya nüfusunu beslemek için uğraşan çiftçilerimizin değerini vurgulamak için bir fırsat yarattı” diyor.

Türkiye’nin ilk açık alan uygulamalı tarım fuarı DLG-ÖÇP Tarla Gün-leri’nin altıncısı, bu yıl Garanti Bankası’nın ana sponsorluğunda, ‘Ex-potroia 100. Yıl Gıda ve Tarım Fuarı’ adıyla Çanakkale’de düzenlendi.

Tarla Gunleri

Çanakkale ile özdeşleşmiş ve marka değeri bulunan Çanakkale domatesi, Bozcaada üzümü, Ezine peyniri, Kapya biber, Lapseki şeftalisi ve kirazı ile Bayramiç elması gibi ürünler de fuarda yer aldı.

Ayrıca, bu yıl geçmiş yıllardan farklı olarak fuara sadece tohum, gübre, ilaç ve tarımsal mekanizasyon firmaları değil, gıda firmalarının da katılması, fuarın ‘tarım ve gıda fuarı’ olarak ele alınması da etkinliğe ayrı bir renk kattı.

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, Tarla Günleri Fuarı’nın gerçek bir ‘tarım marketi’ niteliği taşıdığını söyleyerek, “Fuarın açılış günü olarak 14 Mayıs Dünya çiftçiler Günü’nün belirlenmesi dünyanın en zor mesleklerinden birini icra eden, ülke ve dünya nüfusunu beslemek için uğraşan çiftçilerimizin değerini vurgulamak için bir fırsat yarattı.” diyor.

Karadere, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Tarla Günleri’ne bu yıl kaç şirket katıldı, kaç ziyaretçi geldi?

Expotroia 100. Yıl Gıda ve Tarım Fuarı’na bu yıl 153 firma katıldı ve 35 bine yakın ziyaretçi tarafından ilgiyle takip edildi.

Fuarda en çok hangi ürünler dikkat çekti?

Çanakkale ilinde tarımla uğraşan yaklaşık 23 bin üretici bulunuyor ve 1,8 milyon hektar arazide tarla bitkileri üretimi, 732 bin hektar arazide ise meyve ve sebze üretimi yapılıyor. Fuarda da en çok dikkat çeken ürünler, en fazla üretimi yapılan buğday, çeltik, ayçiçeği oldu. Ayrıca, Çanakkale ile özdeşleşmiş ve marka değeri bulunan Çanakkale domatesi, Bozcaada üzümü, Ezine peyniri, Kapya biber, Lapseki şeftalisi ve kirazı ile Bayramiç elması gibi ürünler de fuarda yer aldı. Bu ürünlerin coğrafi işaret listesine alınması yönünde yoğun çabalar devam ediyor. Bunun yanı sıra Çanakkale’de çok sayıda süt ve süt ürünleri, zeytinyağı, konserve ve salça gibi gıda üretimi yapan firmaların bulunması da fuarda bu firmaların ürünlerine ilgiyi artırdı.

Bir önceki yıla göre ne gibi değişimler vardı fuarda?

Bu yıl Çanakkale zaferinin 100’üncü yılı olması sebebiyle, Türkiye’nin ve dünyanın buluşma noktası olan bir şehirde fuarın gerçekleşmesi çok doğru bir tercih oldu. Ayrıca, bu yıl geçmiş yıllardan farklı olarak fuara sadece tohum, gübre, ilaç ve tarımsal mekanizasyon firmaları değil gıda firmalarının da katılması, fuarın ‘tarım ve gıda fuarı’ olarak ele alınması da etkinliğe ayrı bir renk kattı. Bununla beraber, fuar alanın 18 Mart Üniversitesi’nin yanında olması, çok sayıda genç ziraat mühendisi adayı öğrencinin de fuardan yararlanmasını sağladı. Son olarak, fuarın açılış günü olarak 14 Mayıs Dünya çiftçiler Günü’nün belirlenmesi dünyanın en zor mesleklerinden birini icra eden, ülke ve dünya nüfusunu beslemek için uğraşan çiftçilerimizin değerini vurgulamak için bir fırsat yarattı.

Tarla Günleri çiftçiye ve tarım sektörüne nasıl bir sinerji sağlıyor? Sonrasında ne gibi geri dönüşler alıyorsunuz?

Türk tarımının tüm kesimlerini bir araya getiren, her sene bir öncekinden daha coşkulu ve geniş katılımla devam eden Tarla Günleri Fuarı, gerçek bir ‘tarım marketi’ niteliği taşıyor. Halen Türkiye’nin ilk ve tek açık hava fuarı olan Tarla Günleri’nde hazırlıklar aylar öncesinde firmaların deneme alanlarında ekim yapmasıyla başlıyor ve neredeyse bir üretim sezonu boyunca sürüyor. Böylelikle çiftçilerimiz hangi tohum, gübre ve ilaç çeşidini kullandığında, nasıl bir sulama tekniğiyle üretim yaptığında verim elde edeceğini gözleriyle görme, inceleme ve karşılaştırma imkânına sahip oluyor. Özellikle çiftçilerimizle yaptığımız görüşmelerde bu şekilde bir fuarla karşılaşmaktan son derece memnun olduklarını, uygulama sonuçlarını gözleriyle görmelerinin çok yararlı olduğunu belirtiyorlar.

Siz ne şekilde destekliyorsunuz?

Garanti Bankası olarak, tarımsal işletme kavramını esas alarak, sadece kredi tesis eden bir kurum değil, sektördeki ihtiyaçları karşılayan, öneriler getiren, danışmanlık hizmeti veren bir çözüm ortağı olmayı hedefliyor ve tarım stratejimizi de bu temele oturtuyoruz. Bu nedenle, tarımsal yeniliklerin yayılması ve çiftçiler tarafından da benimsenmesi bankamızın öncelik verdiği bir konu. Bu temel strateji çerçevesinde; Tarla Günleri’ne yeni bir yaklaşım getiren DLG (Alman Tarım Birliği) Fuarcılık ve Önder Çiftçi Projesi’yle, güçlü bir işbirliği geliştirerek, her yıl birlikte düzenlenen ‘Tarla Günleri’ ve ‘Tarım ve Teknoloji Günleri’ fuarlarının ana sponsorluğunu 6 yıldır üstlenmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Tarla Günleri konseptiyle, her yıl üreticileri en yeni üretim teknik ve teknolojileriyle buluşturmaya çalışıyoruz. Kendi işletmelerine en uygun teknolojiyi öğrenmesi ve kullanması için, gerekli bilgileri alabileceği bir ortam yaratıyoruz. Bu fuara desteğimizi, Tarımın Destekçisi, Üreticinin Garantisi’ sloganıyla hayata geçirdiğimiz sürdürülebilir tarım ve kırsal kalkınma stratejimizin önemli bir ayağı olarak görüyoruz.

Önümüzdeki yıl ne zaman ve nerede düzenlenmesi hedefleniyor?

Tarla Günleri Fuarı’nın hazırlıkları neredeyse bir yıl öncesinden başlıyor. Yer seçiminde söz konusu illerin tarımsal potansiyelleri, üretim dönemleri, ürün desenleri, tarımsal nüfusu oranı gibi birçok kriter dikkate alınıyor. Bu çerçevede ortaya çıkan seçenekler, daha önceki yıllarda fuara katılan firmalarla paylaşılarak yer ve zaman konusunda bir anket düzenleniyor ve bu çerçevede nihai karar veriliyor. Önümüzdeki yıl için de, yine firmaların istekleri doğrultusunda karar verilecek. Nerede yapılmasına karar verilirse verilsin, gittiği her yere bilgi ve teknolojiyi götüren bu fuarın, çiftçiler tarafında karşılaştığı ilgiyi devam ettireceğine olan inancımız tam.

%53 milyar TL kredi kullandırdık”

Garanti Bankasinın özellikle 2001 krizinden sonra Çiftçi Kayıt Sistemi’nin geliştirilmesiyle, sektörde kayıt sisteminin oluşturulmasını, sektörün desteklenmesini, pazara yönelik üretimin tarımsal aile işletmeciliğine evrilmesini dikkate alarak, 2007 yılından bu yana sektöre yönelik ilgi ve desteklerini artırdıklarını söyleyen Nafiz Karadere, sözlerine şöyle devam ediyor: “Örneğin; CDP Su Programı’mn Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından Türkiye’de hayata geçirilmesine destek sağladık. Tarımsal sulamada güneş enerjisi kullanılmasına yönelik yatırımlarım , desteklemeye başladık.

Garanti olarak, tarımsal üretim faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla, işletmelerin nakit akışım dikkate alarak yılda 3, 6,12 ödemeli olmak üzere, 12 aydan 60 aya varan vadelerle birçok kredi tesis edebiliyoruz. Bankamızın sektör kodu tarım ve hayvancılık olan müşterilerine kullandırdığı krediler 2016 371lı Nisan ayı itibarıyla 1,53 milyar TL’ye ulaştı. Bu rakamın 815 milyon TL’si KOBl segmentindeki 23 bin tarımsal işletmemize tesis edildi. Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Taran Örgütü (FAO) işbirliğiyle çiftçilere yönelik bir proje başlattık. ‘Tarım ve Kırsal Kalkınmada Çiftçi Ailelerinin Desteklenmesi’ adlı projede, çiftçilik yapan aile işletmelerine, ihtiyaç duydukları 11 konuda 3’er saatlik eğitimler berildi.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu