Haberler

Daha Yaşanabilir Şehirler İçin

Artan dünya nüfusu, sürdürülebilir kimya çözümlerine olan ihtiyacı da beraberinde getiriyor. Sürdürülebilir bir gelecek için yola çıkan dünyanın lider kimya şirketi BASF, daha iyi bir şehir yaşamı için sürdürülebilir çözümler sunuyor.

Sürekli kalabalıklaşan dünya nüfusunun talepleri, gezegenimize giderek daha fazla yük bindiriyor. Hâlihazırda dünyanın ürettiğinden fazlasını tüketiyoruz. Bu nedenle sürdürülebilirlik, geleceğimiz açısından son derece önemli. Artık şirketler, sürdürülebilirlik kavramını aktivitelerine ve temel süreçlerine entegre etmeye başladı. Çünkü artan dünya nüfusu, sürdürülebilir kimya çözümlerine olan ihtiyacı da beraberinde getiriyor. Bu durum gıda, ev, mobilite ve rahatlık konusunda artan talep ve beraberinde büyük global zorluklar getiriyor. Kimya sektörünün sağladığı inovasyonlar, bu zorlukların ele alınmasında önemli bir rol oynuyor.

daha yasanabilir sehirler

‘Sürdürülebilir Çözüm Yönetimi’ geliştirildi

Enerji, gıda ve şehir yaşamı konularına odaklanan dünyanın lider kimya şirketi BASF, sürdürülebilirlik alanındaki organizasyonlar içerisinde etkin bir şekilde yer alıyor. Uzmanlar, daha sürdürülebilir bir kalkınma için ekonomik, çevresel ve sosyal ihtiyaçların dengelenmesi konusunda çalışmalar yapıyor. Şirket, bütün ürün portföyünü sürdürülebilirlik etkisini sistematik bir şekilde incelemeye yönelik, yeni bir metodoloji olan ‘Sürdürülebilir Çözüm Yönetimi’ni geliştirdi. Sürdürülebilir Çözüm Yönetimi, şirketin iş yapma şekline sürdürülebilirliğin daha fazla entegre edilebilmesi için önemli bir adım olarak görülüyor. BASF bu doğrultuda ürün portföyünü müşterilerin sürdürülebilirlik ihtiyaçlarını dikkate alacak şekilde yönetiyor. Şirket, bütün ürün uygulamalarını dört kategoriye ayırdı. Bu kategoriler şöyle sıralanıyor:

– Analiz edilmiş ürünlerin yüzde 23’ü, Accele-rators’ olarak adlandırılan grubun içerisine giriyor. Bunlar, değer zincirinde sürdürülebilirliğe önemli bir katkıda bulunuyor.

– ‘Performers’ pazarın tüm standart sürdürülebilirlik gereksinimlerini karşılayan çözümler olarak ön plana çıkıyor. BASF’nin analiz edilmiş ürün portföyünün yaklaşık yüzde 74,1’i bu tanıma uyuyor.

– ‘Transitioner’ sürdürülebilirlik konusunda iyileştirme gereksinimlerinin belirlenmiş olduğu ve eylem planlarının tanımlandığı ürünler olarak biliniyor. Analiz edilen ürünlerin yaklaşık yüzde 2,6’sı bu kategoriye giriyor.

– Önemli sürdürülebilirlik kriterlerini yeterince yerine getirmeyen uygulamalar ise ‘Challenged’ olarak etiketleniyor. BASF, bu ürünler için eylem planları geliştiriyor. Analiz edilen ürünlerin hâlihazırda yüzde 0,3’ü bu kategoriye giriyor.

Buna paralel olarak BASF, müşterilerin sürdürülebilirlik katkısını daha fazla artırmak üzere orta ilâ uzun vadede Accelerators’ çözümlerin sayısını arttırmayı amaçlıyor. Çünkü bu alanlarda sürdürülebilir gelişmenin kimyasal yeniliğe ihtiyacı olduğu görüşünde birleşiliyor.

BASF’ının Türkiye stratejisi…

Sürdürülebilirliğin önemini kavrayan BASF, uluslararası trendlere uygun sistemleri ve yönetmelikleri benimsiyor. Genç ve dinamik nüfusuyla Türkiye’nin, daha sürdürülebilir bir yaşam tarzına ayak uydurabileceğine inanan şirket, ‘Sürdürülebilir Çözüm Yönetimi’ gibi metodolojiler geliştirerek ürün portföyünü sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak şekilde genişletiyor. Çünkü bu, bir taraftan inovatif ve daha sürdürülebilir çözümler sunarken aynı zamanda uzun vadeli ticari başarıyı da getiriyor. Ekonomik ihtiyaçlar, çevre koruma ve sosyal gereksinimler ölçeğinde şirketler sürdürülebilirliğe üç boyuttan bakıyor. Çevre konusunda ise şirketlerin emisyonlar ve enerji tüketimi başta olmak üzere operasyonlarını incelemeleri gerekiyor. Ancak tedarik zincirleri ve ürün süreçlerinin etkisi de dikkate alınmalı. İşin sosyal etkisiyle ilgili olarak şirketler, çalışanları ve paydaşları ile güçlü bir ilişki kurarak buna başlayabilirler.

2050 yılı itibarıyla dünya nüfusuna 2 milyar kişi daha eklenecek ve bu nüfusun yüzde 70’ten fazlası şehirlerde yaşayacak ve bu da 150 yeni İstanbul demek. Sürekli kalabalıklaşan dünya nüfusunun talepleri, gezegenimize daha fazla yük bindiriyor. Halihazırda dünyanın ürettiğinden fazlasını tüketiyoruz. Bu nedenle sürdürülebilirlik geleceğimiz açısından son derece önemli. Daha sürdürülebilir bir kalkınma için ekonomik çevresel ve sosyal ihtiyaçları dengelememiz gerekiyor ve bunun için de birlikte çalışmak gerekiyor. Sürdürülebilir bir yaşamı vurgulamak için 20 şirketle bir araya gelerek Brezilya’da bir ev inşa ettik. Bu evle sürdürülebilirliği, enerji etkin evlerin yapılabileceğini göstererek sağlamış olduk. Mutfak, mobilya ve döşemeye kadar birçok şeyi bir araya geldiğimiz şirketlerle yaptık ve sürdürülebilir bir hayatın evlere nasıl taşınabileceğini birlikte göstermiş olduk.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu