Haberler

Bankaların Çiftçi Kredileri

Son 8 yılda “Hasat dönemi ödeme” gibi yenilikçi çözümlerle sunulan kredilerin toplam tutarı 34 milyar TL’ye ulaştı. Bankalar şimdi de çiftçiye özel yılda bir kez ödenebilen kredi kartları, cep telefonu tarifeleri, bireysel emeklilik planları, SGK ödeme paketleri çıkarıyor…

ciftci kredisiARTAN dünya nüfusu, istisnasız bütün ülkelerin önceliği tarım sektörüne vermesine yol açıyor. Her ülke kendine özel bir tarım politikası geliştirirken, devletlerin tarıma doğrudan destekleri de artıyor. Yalnız ulusal değil uluslararası kuruluşlar da tarımı desteklemek için adeta yarışıyor. Herkesin tek amacı var o da gittikçe azalan ekilebilir tarım arazilerinde etkin ve verimli üretim yapabilmek.

Bu dıırum son 50 yılm tarımsal verilerine de yansımış durumda. Örneğin Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü’nün (Food and Agriculture Organization-FAO) 2010 yılı verilerine göre, dünyada 7 milyarı aşkın insan yaşıyor. 2050 yılında bu sayının 10.1 milyara çıkması bekleniyor. Nüfus artışının önemli bölümünün geçmişte olduğu gibi gelişmekte olan ülkelerde olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Nüfus hızla artarken kişi başına ekilebilir arazi miktarı ise aynı hızla azalıyor. Yine FAO’nun verilerine göre, 2009 yılında kişi başına ekilebilir arazilerin büyüklüğü 0.2 hektara kadar gerilemiş durumda. Çok değil daha 50 yıl önce kişi başına düşen ekilebilir arazilerin büyüklüğü bugünkünün iki katı idi…

TÜRKİYE DAHA ŞANSLI

Bu global verilere göre, Türkiye daha şanslı görünüyor. Ama çok sevinmemek lazım, çünkü hızla artan nüfus bu alanın çok daha fazla desteklenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Örneğin, FAO ve Sta-tistical Yearbook’un 2012 verilerine göre, Türkiye’de işlenebilir arazi oram yüzde 28 düzeyinde. Rakam düşük görünebilir ama dünya ortalamasının yüzde ll’lerde olduğu göz önüne alındığında, durumun bir anlamda “kötünün iyisi” olduğu görülüyor.

Türkiye’nin dünyaya göre daha şanslı olduğu bir başka konu ise tarımın vazgeçilmezi olan güneş… Bu konuda Avrupa ile kıyaslandığında Türkiye bu coğrafyanın en uzun güneşlenme oranına sahip ülkesi olarak karşımıza çıkıyor. Yani doğası tarımı en çok destekleyen ülkeler arasında…

Bu durum ihracat verilerine de yansıyor. Çok değil daha 2008 yılında Türkiye’nin toplam ihracatı içinde tarımın payı yüzde 10’larda iken bu rakam 2011 yılmda yüzde 13.3’lere çıktı. Son verilere göre, Türkiye tarım alanında 9 milyar dolarlık büyüklük ile net ihracatçı konuma ulaştı. Halen Gayrısafi Milli Hasıla’mn (GSMH) yüzde 8.5’i tarım sektöründen geliyor. Tarımın istihdamdaki payı ise yüzde 25’ler düzeyinde. Yani Türkiye’de çalışan her dört kişiden biri halen ekmeğini topraktan çıkartıyor.

BANKALAR HAREKETE GEÇTİ

İşte tarımın her geçen yıl daha stratejik bir konuma yükselmesi Türk bankacılık sektörünü de harekete geçirdi. 2005 yılından itibaren yavaş yavaş bankalar tarımı finanse etmeye başladı. O döneme kadar tarım sektörünü KOBİ segmentinde değerlendiren ve klasik kredi mekanizmasını işleten bankalar bu yüzden çok az çiftçiye ulaşabildi.

Ancak 2005 yılından itibaren öncelikle tarım ve hayvancılık sektörünün kendine has özellik ve ihtiyaçları tespit edildi. Ardından hasat dönemine özel kredi paketleri çıkartan bankalar, ilerleyen yıllarda bununla da kalmayıp yine yılda bir kez ödeme yapma imkanı sağlanan özel kredi kartları, cep telefonu tarifeleri, bireysel emeklilik planları, SGK ödeme paketleri gibi çiftçinin gerek üretim, gerekse şahsi ihtiyaçlarını karşılayacak ürünler geliştirdi.

Bu sayede çiftçi tarlasını ekip biçerken ihtiyacı olan mazot, gübre, tohum ve tarımsal ilaçlarını ve hatta traktörünü alıp, serasını kurup bütün bunlara ilişkin ödemelerini hasat dönemi yapar hale geldi. Türkiye bankacılık sektörü yalnız tarımsal üretim kredisi değil, seracılık, sera yapım, damla sulama, besicilik, süt hayvancılığı, hayvan alım, arıcılık, küçükbaş hayvancılık, tavukçuluk, tarım makineleri kredileri gibi çok sayıda ürün çıkarttı. Bu kredilerde vade ağırlıklı olarak bir yıl olurken, özellikle yatırım kredilerinde vadeler beş vıla kadar uzatıldı.

Bunun dışında çiftçinin yalnız tarımsal değil özel ihtiyaçlarının finansmanında da yine hasat dönemini temel alan ödeme planları uygulandı. Örneğin banka müşterisi olan çiftçinin 12 ay boyunca SGK’sım veya cep telefonu faturasını ödüyor. Buna karşın çiftçi bankaya olan tüm kişisel borçlarını hasat dönemi tek seferde kapatabiliyor.

SEKİZ YILDA 34 MİLYAR TL

Bankaların çok değil son sekiz yılda tarım ve hayvancılık sektörüne odaklanması, bu kesime yönelik olarak kullandırılan kredilerin miktarını da hızla artırdı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Haziran 2013 verilerine göre, Türk bankalarının tarım kesimine sağladığı toplam kredi tutarı 34 milyar TL’ye ulaştı. Çok değil 2009 yılında bu rakam 15 milyar TL idi. Son verilere göre KOBİ kredileri içinde tarımın payı yüzde 15’lere çıkabildi. Bankaların kullandırdığı toplam krediler içinde tarımın payı ise yüzde 3.5’lar-da seyrediyor. Dünyada ise bu oran genelde GSMH içindeki payı ile aynı oranda oluyor. Bugün Türkiye’de tarım sektörünün GSMH içindeki payı yüzde 9’lar düzeyinde. Yani bu ölçüye göre tarım kre lerinin GSMH içindeki payının 9’larda olması gerekiyor. Sadece bu veriler bile Türkiye’de tarım kredilerinde daha gidilecek çok yol olduğunu gösteriyor.

ULUSLARARASI KREDİLERE ARACILIK

Türk bankaları tarım ve hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 4 milyon çiftçiye kendi kaynaklarından kredi vermenin yanı sıra uluslararası kuruluşların sağladığı uzun vadeli uygun faizli kredilere de aracılık ediyor. Bu sayede yatırım kredilerinde vadeleri beş yıla uzatabildiklerini söyleyen bankacılar, ihtiyaç halinde bazı yatırım projelerinde kredi vadelerinin daha da uzayabildiğine işaret ediyor.

Bugün Türkiye’deki tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik hibe ve kredi veren kuruluşların başında Dünya Bankası’mn yan kuruluş IFC, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Fonları (IPARD) başı çekiyor. Bu uluslararası kuruluşlar uzun vadeli düşük faizli kredi paketlerinin yanı sıra çok sayıda hibe programı yürütüyor. Türk bankaları ise bu kredi ve hibelerin tarım kesimine ulaşması için aracılık ediyor.

KREDİ KOŞULLARINA UYMAK ŞART

Ancak uluslararası kuruluşlar kredi ve hibelerden yararlanmak isteyen çiftçi ve hayvan üreticilerine bazı ön koşullar da getiriyor. Örneğin, bu kredi ve hibelerin önemli bölümü Türkiye’de kalkınmada öncelikle bölgelere kullandırılıyor. Bunun dışında getirilen bir başka kısıt ise çevre ve sosyal faktörler. Yani kredi veya hibe kullanılan tarım arazisinin üzerinde çadırda zor şartlarda yaşayan insanların bulunmaması gerekiyor. Veya üretim sırasında belirlenen bazı tarım ilaçlarının kullanılmaması ön şart olarak getiriliyor. Bu şartlar uluslararası kredilerin tamama yakınında çiftçilerin önüne ön koşul olarak sunuluyor.

KAMU LİDER

Son yıllarda tarım bankacılığı konusunda özel bankalar atak yapsa da kamu bankalarının liderliği halen devam ediyor. Kuruluş amacı tarımın desteklenmesi olan kamu bankaları bu alanda çok etkin. Düşük faizli, uzun vadeli, devlet destekli kredi ve hibelerin tarım ve hayvancılıkla uğraşan üreticilere ulaştırılmasına aracılık eden Ziraat Bankası önderliğindeki kamu bankalarının tarım kredilerindeki payı ise yüzde 70’lerde.

Kredi için en az 10 dekar lazım

Bankalar tarım kredisi kullanmak için kendisine başvuran çiftçilerin bazı şartları sağlamasını istiyor. İşte şu şartlardan bazıları:

• Arazinin ve üretilen ürünlerin Ziraat Odası veya Tarım İlçe Müdürlükleri’ne bildirilmesi ve Çiftçilik, ÇKS, İşletme tescili, AKS, ÖKS vb. belgelerin alınması gerekiyor.

• Üretim ölçeğinin kendini geçindiren ölçek büyüklüklerini aşması bekleniyor.

• Bankadan bankaya değişmesine rağmen ekilebilir alanların hububatta asgari 10 dekar, seracılıkta iki dekar, meyve sebzede dört dekar, hayvancılıkta ise 10 büyükbaş olması şartı aranıyor.

• Şayet çiftçinin kredi skoru yeterli olmazsa kefil, ipotek veya araç rehni isteniyor.

• Banka gelir gider analizi yapabilmek için çiftçiye, “arazinin, traktörün, makinelerin kira olup olmadığı, ürünlerini nasıl suladığı, su kaynağının ne ve kime ait olduğu, kaç yıldır çiftçilik yaptığı, ürünlerini nereye ve kaça sattığı, başka gelirinin olup olmadığı” gibi soruların yer aldığı bir anket doldurtuyor.

En ucuz kredinin aylık faizi yüzde 1

Bankalar tarım kesimine sundukları kredinin faiz oranını çiftçinin skoru, ürettiği ürün ve karlılık gibi değişik faktörleri göz önüne alarak belirliyor. Bu yüzden halen piyasada tarım kredisi faizleri yüzde 12 ile yüzde 18 gibi çok geniş bir aralıkta seyrediyor. Buna göre halen piyasada en uygun fiyatlı tarım kredisinin faiz oranı aylık bazda yüzde 1 düzeyinde. Çiftçilere özel çıkartılan kredi kartlarındaki faiz oranları ise yüzde 20’ler seviyesinde. Ancak bankalar zaman zaman tarıma özel kredi kampanyaları da düzenliyor. Örneğin Yapı Kredi mayıs ayında kutlanan Dünya Çiftçiler Günü’nde özel kampanya düzenliyor. Ayrıca yıl içinde sayıları 20’yi bulan yöresel tarım fuarlarında özel faiz oranları sunuluyor. Bu fuarlarda stant açan bankalar çiftçilere daha düşük faizli kampanya oranlarını uyguluyor.

Bankalar halen dönemsel kampanyalarda faiz oranlarını yüzde l’lerin hemen altında tutuyor. Bankacılar, bu konuda “Daha uygun faizli kredi kullanmak isteyen çiftçiler fuarları takip etsinler” uyarısında bulunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu