Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

TL varlıklar için zor bir aya daha giriyoruz

BIST-lOO’de TL bazından 93.300-94.300 aralığındaki güçlü direnç bölgesi geçtiğimiz hafta çalıştı. Dolardaki yüksek volatilitenin oluşturduğu algı ise her iki yönde de ani sert fiyat hareketlerine neden olabilir…

YENİ aya ağustos ayı enflasyon rakamı ile başlangıç yapacağız. Son dönemdeki kur hareketlerinin ve yapılan zamların büyük bir kısmının etkilerini eylül ayında göreceğimizi, buna karşın ağustos ayı enflasyon rakamının da beklentiler yüzde 2’nin biraz daha üzerindeki rakamları işaret etse de yukarı yönlü riskler taşıdığını düşünüyoruz. Açıklanan enflasyon rakamı ile birlikte 13 EylüPdeki TCMB toplantısına yönelik tartışmaların da alevlendiğini görebiliriz. Bayram haftası dahil son iki .haftada ABD ile yaşanan gerginlik kısmen düşük perdeden devam ediyor olsa da bu konudaki gelişmeler önemini korumaya devam ediyor. Bununla birlikte bizim açımızdan uzun süredir sakin bir seyir izlenen Suriye topraklarında da yeni hareketlilikler söz konusu. İdlip’te olası bir operasyon ve bunun yansımaları ilerleyen günlerde TL varlıklar üzerinde yeniden etkili olabilir. Bu nedenle Suriye özelinde jeopolitik gündemi daha fazla takip etmemiz gereken bir döneme girdik. Tüm bunların yanında bu ayın ortalarında açıklanması beklenen eski adıyla Orta Vadeli Program’a yönelik beklentiler de artmış durumda. Bu nedenle fiyatlamalar üzerindeki etkisinin de sert olması da sürpriz olmayacaktır.

KURLARDAKİ VOLATİLİTE DURULMUYOR

Bayram süresini sakin geçiren kurlar yurtiçi piyasaların açılmasıyla birlikte yeniden hareketlendi. Önceki haftalarda TL iç dinamikler ile dalgalanırken, geçtiğimiz hafta ABD-Çin ticaret savaşı ve Arjantin kaynaklı baskılar nedeniyle gelişmekte olan ülkelerde görülen baskıdan da etkilendi. Bayram dönüşü 6.00 civarında olan Dolar/TL kuru hafta içinde 6,80’nin üzerini test ederek haftayı 6.60 civarından tamamladı. Yeni aya başlarken açıklanacak enflasyon rakamı ilk büyük dalgayı oluşturabilecek haber olarak duruyor. Bununla birlikte TCMB’ye yönelik beklentiler, ABD ile devam eden gerginlikler, Orta Vadeli Program beklentisi ve Suriye konusundaki gelişmeler TL’deki yüksek voiatilitenin devam etmesine neden olabilir. Tüm bunlar bu aya yönelik beklentilerken TL üzerindeki en büyük baskılardan birinin ekim ayının başında açıklanacak olan eylül enflasyonu olacağını düşünüyoruz. Geçtiğimiz haftalarda gayri resmi kanallardan kamuoyuna yansıyan birçok üründe yüksek oranlarda gerçekleşen zam haberleri ve kurlarda ağustos ayında görülen yüksek oranlı artış buradaki tedirginliği artırıyor. Bu nedenle ağustos ayı başında açıklanacak eylül enflasyonu görülene kadar TL rahat nefes almakta zorlanabilir.

EYLÜLDE DIŞ DİPLOMASİ ÖN PLANDA

Yeniden alevlenen Suriye krizi henüz fiyatlamalarda kendisini tam olarak hissettirmemiş olsa da bölgedeki denklemlerde değişikliğe neden olabilecek bir hal alabilir. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Eylül’de gerçekleştireceği İran ziyareti önemli olacaktır. Uzun süredir bölgede işbirliği içinde çatışmasızlık bölgelerinin gözetimini sürdüren Türkiye-Rusya İkilisi Suriye’deki rejim güçlerinin olası bir îdlip operasyonu nedeniyle karşı karşıya gelebilir. Bu nedenle İran’da gerçekleşecek üçlü zirvenin bölgedeki gelişmelerin seyri açısından önemli olacağını düşünüyoruz.

Bu ayın önemli ziyaretlerinden biri de Almanya’ya gerçekleşecek. İlk olarak 21 Eylül’de Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın ardından da 29 EylüPde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya ziyareti ön plana çıkacak. Son dönemde Türkiye piyasalarında yaşanan dalgalanmadan olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olan ve bu dalgalanmadan rahatsızlığını dile getiren Almanya’nın Türkiye’ye çeşitli alanlarda destek sağlayabileceği konusu gündeme gelmiş ancak bu bilgi tam olarak doğrulatılamamıştı. Bu ziyaretler ile başta Almanya olmak üzere AB ile yeni dönem için oluşturulması planlanan yol haritası gündeme gelebilir. Öncesinde AB ülkeleri son olarak da ABD ile yaşanan gerginliğin neden olduğu Türkiye’nin Batı toplumundan uzaklaşma endişeleri Almanya ve devamında Avrupa Birliği ile kurulacak yeni ilişkilerle azaltılabilir.

Bu nedenle bu ziyaretlerin sadece kısa vadeli değil orta ve uzun vadede genel ekonomik trend üzerinde etkili olacağını düşünüyoruz. Bu ayın en önemli etkinliklerinden biri de 18 Eylül-5 Ekim arasında ABD’de gerçekleşecek olan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantıları olacak. 25 Eylül’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu toplantılar esnasında bir konuşma yapması bekleniyor. Bu konuşma ve gündemde olmasa da genel kurul esnasında gerçekleşebilecek bir Erdoğan-Trump görüşmesi ve yapılacak açıklamalar da gündeme damga vurabilir. Bu nedenle bu toplantı esnasında gündeme gelebilecek gelişmeleri yakından takip etmek gerekecek.

ORTA VADELİ PLAN (OVP) BEKLENİYOR

Eylül ayının en önemli başlıklarından biri eski adıyla Orta Vadeli Program olacak. Geçtiğimiz haftalarda Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yeni planın adı ile birlikte içeriğinde de önemli değişiklikler olacağını belirtmişti. Yakın dönemde uygulanacak ekonomi politikalarına ışık tutacak bu planda somut adımların yer alması beklentisi hayli yükselmiş durumda. Bu nedenle açıklanacak paketin beklentileri karşılaması ya da karşılayamaması her iki yönde de sert fiyat hareketlerine neden olabilir.

Bu ay için en büyük risklerden biri piyasanın bu planda istediği netlikte somut adımlar görememesi olur ki, bu durumda ekim başında açıklanacak enflasyon rakamlarına kadar TL varlıklardaki hareketler daha da sertleşebilir. Bu nedenle bu programın piyasa için fırsatlarla birlikte, artan beklentiler nedeniyle riskler de barındırabileceği göz önünde bulundurulmalı.

Borsa İstanbul güçlü kaldı ama

Kurban Bayramı öncesinde yükselişe başlayan Borsa İstanbul’da yükseliş isteği bayram sonrasına da taşındı.

Bayram öncesinde en düşük 84.654 seviyesini gören BİST-100’de geçtiğimiz hafta en yüksek 94.279 görüldü ve ağustos ayının kapanışı 92.723 seviyesinden gerçekleşti. BIST-100’ün kurdaki sert yükselişlere karşın güçlü kalmasındaki temel nedenin artan kurların BIST’i daha iskontoiu hale getirmesi olduğunu düşünüyoruz. Bu durum bayram öncesinde olduğu gibi bir süre daha kurlar ve BIST arasında alışık olduğumuz korelasyonun çalışmasını engelleyebilir. Yani artan kurların makul sınırlar içinde kaldıkça BIST’te alımları desteklediği yine benzer şekilde kurlardaki ani düşüşlerin de BIST’te de satışlara neden olduğu görülecek olursa şaşırıimamalidır. Bayram öncesinde de olduğu gibi dolar bazında getiriyi takip eden yabancı fon ya da fonların bu dönemde bu tür kısa vadeli hareketlerini görme olasılığımız göz ardı edilmemeli. Bu nedenle de içinde ulunduğumuz dönemde alışılagelmiş korelasyonlara bağlı kalınmamalı.

Her ne kadar dolar bazlı seviyelerin ön plana çıktığını düşünsek de BIST-lOO’de TL bazından 93.300-94.300 aralığındaki güçlü direnç bölgesinin geçtiğimiz hafta çalıştığını gördük. Bu bölge kısa vadede en önemli direnci oluşturuyor. Bu nedenle bu bölge geçilmeden yeni alım yapmayı riskli görüyoruz. Buna karşın endeks herhangi bir sebeple 94.300 üzerinde bir kapanış potansiyeli yakalayacak olursa da temel dayanak göremesek de teknik açıdan makul bir stop loss seviyesi belirlemek kaydıyla 98.500-99.000 hedefli alım düşünülebilir. 94.300 üzerinde kapanış görmediğimiz sürece bu bölgeye yakın yerlerin alım için riskli seviyeler olduğunu düşünüyoruz. Olası bir geri çekilmede ise 90.500’e kadar olacak hareketi teknik düzeltme olarak izleyeceğiz. 90.500 altında olası bir kapanışın endeksteki görünümü tamamen tersine çevireceğini ve son düşüş dalgasında gördüğümüz dip seviyelerin de altının test edilme ihtimalinin artacağını düşünüyoruz.

Dolar/TL’de sular durulmuyor

Bayram öncesinde panik ortamı nedeniyle fiyatlama davranışları bozulan TL, ekonomi yönetimi tarafından açıklanan önlemlerin etkisiyle bir süre sonra daha istikrarlı bir seyir izlemeye başlamış olsa da tansiyonun düştüğünü söylemek zor. Dolar/TL bayram öncesi haftanın ilk saatlerinde gördüğü 7.20’li seviyelerden 5.6985 seviyesine kadar geri çekilmiş olsa da buralarda tutunmakta zorlandı. ABD-Türkiye ilişkilerine dair devam endişeler ve genel olarak gelişmekte olan ülkelerden kaçış ile bayram sonrası TL’deki kayıpların yeniden hız kazandığını gördük. Bu dönemde kur yeniden 6.84’e kadar çıkarken ayın kapanışı TL’nin yaklaşık yüzde 35’lik değer kaybı ile 6.60 civarından gerçekleşti.

Başta ABD ile ilişkiler ve enflasyon olmak üzere yoğun haber akışının devam ediyor olması ve oluşan yüksek voiatilitenin oluşturduğu algı her iki yönde de ani sert fiyat hareketlerine neden olabiliyor. Bu nedenle Dolar/TL tarafında kısa vadeli destek direnç vermek ya da yön konusunda bir öngörüde bulunabilmenin çok mümkün olmadığını düşünüyoruz.

Bu dönemde ihtiyatlılık adına öngörü yapmanın zor olduğu TL’nin taraf olduğu işlemlerde spekülatif pozisyon alimim da riskli bir yaklaşım olduğu görüşümüzü korumaya devam ediyoruz.

ÜZEYIR DOĞAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu