Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

TCMB’den ‘tek faiz’ uygulaması

YENİ ekonomi yönetimin yol haritası netleşmeye başladı. Ekonomide şeffaflık, öngörülebilirlik ve istikrar mesajları verilirken, Türkiye’nin reform ikliminin yeniden canlandırılacağının altı çizildi. Ekonomi yönetiminin ilk adımı kritik faiz kararı oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), piyasa beklentilerine paralel olarak politika faizini 475 baz puan artışla yüzde 10.25’ten yüzde 15’e yükseltti. TCMB Başkanı Naci Ağbal başkanlığında ilk toplantısını gerçekleştiren Para Politikası Kurulu’nda (PPK) tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılması kararlaştırıldı. TCMB’nin piyasa beklentilerine paralel faiz artışı ve sadeleşme yolunda bir adım atması, ekonomistler tarafından TL açısından olumlu bir gelişme olarak kabul gördü. Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomideki yeni dönem açıklamalarına piyasalar olumlu tepki verirken, açıklamalar iş dünyasında da olumlu karşılık buldu.

PPK sonrasında TCMB’den yapılan açıklamada enflasyon, şeffaflık ve öngörülebilirlik vurgusu yapıldı. Açıklamada düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla, makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirmesinde bulunuldu.

COVID-19 ETKİSİ

TCMB açıklamasında Covid-19 salgınının yarattığı belirsizliklere dikkat çekti. Küresel ekonominin üçüncü çeyrekte kısmi toparlanma gösterdiğine işaret eden TCMB, son dönemde artış gösteren Covid-19 vakaları nedeniyle önümüzdeki dönemde küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin yükseldiğini vurguladı, iktisadi faaliyette toparlanmanın devam ettiğini belirten TCMB, artan vaka sayıları nedeniyle getirilen kısmi kısıtlamaların, başta hizmetler sektörü olmak üzere iktisadi faaliyetin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlikleri arttırdığının altını çizdi. Bu arada para politikasının operas-yonel çerçevesinin sadeleştirilmesi kapsamında TCMB tarafından hâlihazırda bir ay vadeli geleneksel yöntemli repo ihaleleri ve geç likidite penceresi imkânlarıyla sağlanan fonlama 20 Kasım’dan itibaren TCMB temel para politikası aracı olan bir hafta vadeli repo miktar ihaleleriyle yapılmaya başlandı.

Marmara Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, faiz artışının yoğun bir şekilde devam eden kan kaybının durdurulması açısından önemli olduğunu vurgulayarak, sonrasında pansuman ve tedaviye yönelik adımların ivedilikle atılmasının gerekli olduğunu söyledi. Arzova, “Önümüzdeki toplantılar, piyasanın TCMB’nin enflasyonla mücadele konusunda samimi olup olmadığını birçok kere sınayacağı toplantılar olacak. Eğer samimi olursa ve gerektiğinde sıklaştırmadan taviz vermezse bu önemli bir destek yaratabilir” dedi.

“YENİ DÖNEM” VURGUSU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta gerçekleştirilen TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’nda da “yeni dönem” vurgusunu yineledi. Salgının ortaya çıkardığı değişim süreciyle dünya ile birlikte Türkiye’nin yeni bir döneme girdiğine dikkat çeken Erdoğan, “Ülkemiz yatırımın, üretimin ve ticaretin yükselen merkezlerinden biri olarak gösteriliyor. Artık vites yükseltmenin bile yeterli olmadığı, araç değiştirmenin gerektiği bir dönemdeyiz. Bunun için ne gerekiyorsa yapmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı. Erdoğan, TCMB’nin 4.75 puanlık politika faizi kararı öncesinde “yüksek faize yatırımcımızı ezdirmemeli-yiz” sözleriyle dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Temelini attığımız, tabiri caizse kaba inşaatını tamamladığımız binamızı artık nihai hale getirecek atılımın eşiğindeyiz, inşallah ülkemiz hazırlık devrini geride bırakıp artık şahlanış dönemine giriyor” dedi.

Erdoğan hazırlıkları süren yeni yargı paketini en kısa sürede Meclis’e getireceklerini, ön çalışmaları tamamlanan insan Hakları Eylem Planı’nı da istişareyle neticelendirip hayata geçireceklerini belirtti.

“REFORMLARI HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bakanlığının 2021 bütçe sunumunda önümüzdeki dönemde küresel salgının etkilerinin azalacağı ve yeni fırsatların oluştuğu bir toparlanma dönemine girileceğine işaret ederek, bu süreçte, fiyat istikrarını sağlayacak, mali disiplini koruyacak, para ve maliye politikalarında eş-güdümü artıracak, yatırım ortamını iyileştirecek, üretim odaklı gelir oluşturma potansiyelimizi yükseltirken salgının olumsuz etkilerini giderecek ekonomik ve sosyal dönüşüm programlarını da hayata geçireceklerinin altını çizmişti. Vergi politikalarının belirlenmesi, gerekli düzenlemelerin yapılması ve vergi uygulamalarında başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere ilgili tüm taraflarla işbirliği halinde olacaklarını söyleyen Elvan, “Hem yerli hem de uluslararası girişimciler açısından yatırım ortamının iyileştirilmesi, kamu gider ve gelirlerinin kalitesinin yükseltilmesi konusunda yapısal reformları hayata geçireceğiz” dedi.

YARGI ÖNCELİKLİ REFORM ALANI

Prof. Dr. Burak Arzova’ya göre öncelikli reform yargı alanında olmalı. Bir diğer reform alanı ise demokratik özgürlükler. Eğitim konusunda yapılması gereken çok şey olduğunu söyleyen Arzova, “Yeni Vergi Usul Kanunu çalışmalarının ivedilikle başlaması şart. Daha sade ve anlaşılabilir bir Vergi Kanunu işadamları üzerindeki yüklerin de azaltılması anlamına gelecektir. SPK da şirketlerin borsaya açılması ve bürokrasi anlamında sadeleştirilmeli, tahvil piyasasının rekabetçi olması, piyasa faizinin burada sağlanmasına yönelik tedbirler alınmalı” dedi. Bakanlığın ikinci pandemi dalgasında doğrudan gelir desteği vermeye odaklanmasının önemli olduğunu vurgulayan Arzova, kredi ile sektör canlandırmasına yönelik faaliyetlerin Türkiye’yi yaşadığı döngüye tekrar sokacağını vurguladı.

Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Arslanoğlu da yargı reformunu öncelikli görüyor. Tarımda Türkiye’nin gıdayla ilgili enf-lasyonist etkisini azaltacak bir reform sürecine kesinlikle ihtiyaç olduğunun altını çizen Asla-noğlu. “Sanayide yüksek teknolojiye geçmek için farklı bir sanayi planlamasına ihtiyaç var. Tarım ve vergi reformları, kayıt dışıyla mücadele önemli reform alanları olacak” dedi.

Lüffi ELVAN / Hazine ve Maliye Bakanı
“Operasyonel yetkinlikleri artıracağız”

Merkez Bankası’nın parasal aktarım mekanizmasının sağlıklı çalışması, Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı amacına ulaşabilmesi açısından kritik önem arz ediyor. Bu nedenle, kredi ve mevduat piyasalarının rekabetçi bir yapıda işlemesi ve aracılık maliyetlerinin gözetilmesi önemli bir husus. Başta finansal kurumlar olmak üzere ilgili tüm kurumların idari kapasitelerini güçlendirecek ve operasyonel yetkinliklerini artıracağız. Bu amaçla, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile yakın işbirliği içerisinde olacağız.

Prof. Dr. Erhan ASLANOĞLU / Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı
“Enflasyonda nokta hedef verilmeli”

TCMB’nin hamlesi sürpriz olmadı. Piyasa beklentisini karşılayan TCMB, doğru bir adım attı. Para politikasının etkinliği, TCMB ancak piyasanın önünde olursa gerçekleşir. Son aylanda TCMB piyasanın gerisinde kalıyordu. Bu hamle diğer reformlar için zemin hazırladı. TCMB’nin burada kalmayı tercih edecektir. Gidişata göre 50-100 baz puan faiz artırımına gidebilir. ‘Bundan sonra enflasyonla mücadele ön plana çıkıyor’ diyor. Tek haneli genel yorumlar yerine nokta hedefi verilmeli. İlk önce yüzde 5 olmalı. Sonra da yüzde 2 hedef olmalı diye düşünüyorum.

Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
“İlave sıkılaştırmaya ihtiyaç duyulabilir”

Uzun zaman sonra fonlama mekanizmasında sadeleşmeye gidildi. Ancak TCMB piyasanın önüne geçmedi. Sadece mevcut iki faizi birbirine eşitlemekle yetindi. Eğer TCMB enflasyonla mücadelede kararlı ise ki metinden bu anlaşılıyor, önümüzdeki aylarda ilave sıkılaştırmaya ihtiyaç duyabilir. Bence önümüzdeki aylarda da faiz artırımı makul getiriyi yakalayana kadar devam edecek. Faizin artışı uzun dönemli faizlerin aşağı gelmesi açısından önemliydi. Türkiye’nin risk primin de (CDS) aşağı hareket etti.

Doç. Dr. Abdulkadir DEVELİ / Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi
“TL’deki istikrar beklentisi pekişti”

Faiz artırımı TL’nin şu aşamada stabilitesi açısından önemli. Cari açık finansmanına dikkat edilmeli. Cari açık finansmanının kontrol altına alınması faiz artışı dolayısıyla TL’nin stabilitesini destekleyecektir.

Dünya gıda fiyatlarının yükselişi, pandeminin belirsizliği ve dövizdeki oynaklık kısa vadede enflasyonu destekliyor. Politika faiz oranındaki artışla TL’de istikrar beklentisinin pekişti; enflasyonun kontrollü düşürülmesine olanak tanıdı. TL’nin avantajı ile ihracat da desteklenebilir.

Hikmet Baydar / 3. Göz Danışmanlık CEO’su
“Türkiye için fırsat getirebilir”

Önümüzdeki dönemde politika faizinin seyrini döviz kurlarının ve enflasyonun seyri belirleyecek. Ayrıca net döviz girişi de belirleyici olacak. ABD Başkanlığı’na Joe Biden’ın seçilmesinin ardından uluslararası fonlar gelişmekte olan piyasalara fon aktarıyor. Bu gelişme Türkiye için fırsat getirebilir. Ekonomi yönetiminde daha güçlü bir uyum olduğu algısı oluşursa, yabancı sermaye giriş eğilimi artabilir. Net döviz girişi sağlandığı takdirde,

TCMB önümüzdeki dönemde faiz oranlarını bu seviyede tutmayabilir. Net döviz girişi için ekonomi yönetiminin verdiği mesajlar ve bu mesajları ispatlaması çok önemli.

HÜLYA GENÇ SERTKAYA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu