Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

TCMB yılsonu enflasyon tahmini

TCMB yılsonu enflasyon tahminini yüzde 23.5’e çıkardı. Hükümet dört sektörde vergi indirimleri getirdi. Gözler Ekim ayı enflasyonunda. Vergi indirimlerinin yılsonu enflasyonunu 1 puan aşağı çekmesi bekleniyor…

TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılsonu enflasyon tahminini yüzde 23.5’e çıkarırken, hükümet enflasyonla mücadelede safları sıkılaştırdı. 2 bin 500’ü aşkın firmanın en az yüzde 10 indirimle destek verdiği enflasyonla mücadelede, yeni bir adım daha atıldı. 2018 sonuna kadar dört sektör, altı başlıkta KDV ve ÖTV indirimleri devreye alındı. 31 Ekim tarihli mükerrer Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren KDV ve ÖTV indirimlerine yönelik müjdeyi geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak verdi. 2018 sonuna kadar uygulanacak olan indirimlerle hem enflasyonla mücadele hem de istihdam noktasındaki güçlü duruşun devam etmesini amaçladıklarını belirten Albayrak, uygulanan vergi indirimlerinin sağlayacağı maliyet düşüşlerinin nihai satış fiyatına yansımasını birebir takip edeceğini vurguladı.

Vergi indirimlerinin talebin canlandırılmasına ve fiyatların baskılanmasına katkı sağlayacağına dikkat çeken ekonomistler, bu indirimlerin ekonominin normalleşmesi için hızlandırıcı etki yapacağı görüşünde.

İNDİRİMLERİN ENFLASYONA ETKİSİ

İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurullah Güre göre, KDV ve ÖTV indirimlerinin uygulandığı ürün grupları TÜFE sepetindeki ağırlıkları göz önünde bulundurulduğunda bu indirimlerin yılsonu enflasyonunu 1 puana kadar aşağıya çekme ihtimali bulunduğunu dile getirdi. Kamunun böyle bir zor zamanda piyasaları canlandırmak adına vergi gelirlerinin bir kısmında feragat ettiğini vurgulayan Gür, “Mayıs ve Ağustos’ta yaşanan kur artışından dolayı fiyatlarını yükselten otomotiv şirketlerinin de kurun gerilemeye başlaması sonrasında fiyatlarını belli ölçülerde geriye çekerek kamunun göstermiş olduğu iyi niyete karşılık vermeleri yerinde olur. Vergi indirimlerinin yanında şirketler de fiyatlarını geriye çekerlerse enflasyonu üzerindeki pozitif etki daha belirgin hale gelebilir. Bu sektörlerde şirketler 2019’a yayılarak yapacakları satışların bir kısmım önümüzdeki iki ayda gerçekleştirmiş olacaklar. Maalesef kredi faizlerinin yüksek olması bu ürün gruplarına geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen talep rakamlarına ulaşılmasını engelleyecektir” dedi.

GÖZLER ENFLASYON VERİSİNDE

TCMB geçen hafta açıkladığı yılın son enflasyon raporunda 2018 sonu enflasyon tahminini yüzde 13.4’ten yüzde 23.5’e revize ederken, 2019’da yüzde 15.2’ye, 2020’de yüzde 9.3’e yükseltti. Enflasyon raporunda, ham petrol fiyatı tahmini 73 dolardan 75 dolara revize edilirken, gıda fiyat enflasyonu tahmini 2018 için yüzde 13’ten yüzde 29.5’e, 2019 yıl sonu için yüzde 10’dan yüzde 13’e güncellendi.

Ekonomideki dengelenme süreci ve atılan adımların katkısıyla döviz kurundan enflasyona geçiş etkisinin bundan sonra daha sınırlı gerçekleşeceği öngörülen enflasyon raporunda sıkı para politikası duruşunun uzun süre korunması gerektiği vurgulandı. İstanbul Ticaret Odası (ITO) verilerine göre İstanbul’da ekimde bir önceki aya kıyasla perakende fiyatlar yüzde 3.47, toptan fiyatlar yüzde 0.36 arttı. Yıllık bazda bakıldığında ise İstanbul’da perakende fiyatlarda yüzde 20.31, toptan fiyatlarda yüzde 26.96 yükseliş yaşandı.

İHRACATTA REKOR

Ekim ayında tüm zamanların ihracat rekoruna imza atıldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Ekim’de ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13.1 artışla 15.7 milyar dolar oldu. Ekim’de ihracat miktarı yıllık bazda yüzde 25.1 artışla 12.6 milyon tona yükseldi. Ekim’de en fazla ihracatı yine otomotiv sektörü yaptı. Sektörün Ekim ayı ihracatı, yüzde 11.1 artarak 2.9 milyar dolar oldu. Otomotiv sektörünü 1.6 milyar dolarla kimyevi maddeler, 1.6 milyar dolarla hazır giyim ve konfeksiyon sektörleri takip etti. Türkiye’nin AB’ye ihracatı Ekim’de yüzde 13.6 artarak, 7.7 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracat yılın 10 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7.6 artışla 138.8 milyar dolara, son 12 aylık ihracat yüzde 7.9 artışla 16.8 milyar dolara yükseldi.

Ticaret Bakanlığı’nm idari kayıtlarından derlenen resmi olmayan geçici dış ticaret verilerine göre, ihracatın 15.7 milyar dolarla tarihi rekor kırdığı Ekim ayında ithalat yüzde 23.54 oranında azalışla 16.26 milyar dolar oldu. İhracatın ithalatı karşılama oram son 20 yılın zirvesine çıkarak yüzde 96.7’ye ulaştı. Dış ticaret dengesi ise Ekim’de 529 milyon dolar açık verdi. İhracatın 138.8 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiği Ocak-Ekim döneminde ise ithalat yüzde 0.1 oranında artışla 190.4 milyara yükseldi. Bu dönemde dış ticaret dengesi 51.6 milyar dolar açık verdi. Ocak-Ekim döneminde ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 72.9’a çıktı.

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülkadir Develi, düşük değerli TL’nin sağladığı avantaj ile ihracatın arttığını, yine kur etkisiyle pahalılaşan ithalatın yüzde 23.5 oranında azaldığını vurgulayarak bunun ihracatın ithalatı karşılama oranında rekor getirdiğini dile getirdi. Kur avantajı ile ihracattan elde edilen faydanın büyümeye katkısı olacağım dile getiren Develi, “Yüksek ihracatın, kredi talebinin yüksek faiz oranlarından dolayı daralması ve yüksek kur sonucu artan fiyatların vermiş olduğu iç piyasadaki darlığı telafi etme potansiyeli önemli” dedi.

TURİST SAYISI ARTTI

Türkiye istatistik Kurumu (TÜIK) geçen hafta 2018 yılı üçüncü çeyrek turizm istatistiklerini açıkladı. Buna göre turizm geliri yılın üçüncü çeyreğinde geçen yüm aynı dönemine göre yüzde 1 artarak 11.5 milyar dolar olurken, Türkiye’den çıkış yapan ziyaretçi sayısı yüzde 12.7 artarak 18 milyon 786 bin 765 kişi düzeyinde belirlendi. Yılın üçüncü çeyreğinde turizm giderleri yüzde 22.5 azalırken, yurtdışım ziyaret eden vatandaş sayısı yüzde 9.9 azaldı. 2018’un ilk dokuz ayında turizm sektörünün ekonomik getirisi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13.9 artışla 22 milyar 972 milyon dolar olurken, turizm giderleri 3.6 artışla 3.9 milyar dolar oldu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın smır istatistiklerine göre, EylüPde Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 17.6 artışla 4 milyon 792 bin kişiye dayandı. Dokuz aylık dönemde Türkiye’yi ziyaret eden yabancı sayısı yüzde 22.08 artışla 31 milyon 816 bin kişi düzeyinde gerçekleşti. Eylülde Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülke 934 bin 87 kişi ile Rusya oldu. Rusya’yı Almanya ve İngiltere izledi.

KONUT VE KİRA EN YÜKSEK PAYA SAHİP

TÜİK verilerine göre, ekonomik güven endeksi Ekim’de bir önceki aya göre yüzde 4.8 azalarak 67.5 oldu. Ekonomik güven endeksindeki düşüş, tüketici, hizmet ve perakende ticaret sektörü güven endekslerindeki düşüşlerden kaynaklandı. TÜÎK geçen hafta 2017 yılı Ha-nehalkı Tüketim Harcaması (Bölgesel) verilerini de açıkladı. Hanehalkı Bütçe Araştırması’nm 2015,2016 ve 2017 yıllarına ait verilerinin birleştirilmiş sonuçlarına göre, toplam tüketim harcamalarının büyük bölümünü konut ve kira, gıda ve alkolsüz içecekler ile ulaştırma harcamaları oluşturdu. Konut ve kira harcamalarına en yüksek payı ayıran bölge yüzde 30.7 oranıyla İstanbul iken en düşük payı ayıran bölge yüzde 21.8 ile Doğu Karadeniz Bölgesi oldu.

Prof. Dr. Ersan ÖZ / Pamukkale Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Başkanı
“Samimiyet testinden geçiyoruz”

İki ay sürecince gerçekleştirilecek vergi indirimlerinin, arz fazlasını eritmesini, enflasyonist/deflasyonist baskının dengelenmesini, diğer sektörleri pozitif dışsal etkilemesini bekliyoruz. Pozitif etki görülmesi durumunda istihdam etkisinin de gerçekleşeceğini düşünmekteyiz.

Sürüm etkisi beklentisiyle yapılan bu düzenlemelerle beraber bütçe disiplinine de dikkat edilmeli. Beklenen etkinin görülebilmesi diğer koşulu ise, kredi faizlerinin düşürülmesi. Finansman maliyetleri halihazırda çok yüksek. İlgili sektörlerdeki finans hareketlerinin kredi mekanizmasıyla işleyeceğini düşündüğümüzde borçlanma oranlarının cazip hale getirilmesi gerekir. Faizlerdeki aşağı yönlü hareketliliğin enflasyonda ters yönlü harekete sebep olacağı da göz ardı edilmemeli, enflasyon kontrol dışı bırakılmamalı. Konjonktürdeki hassasiyet tamamen ortadan kalkana kadar, başta devlet bankaları ve diğerlerinin de kredileri geri çağırma uygulamalarından vazgeçmesi şart.

Bilinmelidir ki kredi geri çağırmaları yüzünden konkordato riskleri oluştu. Hep beraber samimiyet testinden geçiyoruz.

Doç. Dr. Abdülkadir DEVELİ / Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi
“2019 başı itibarıyla enflasyon oranında düşüş beklenebilir”

2019 yılı başı itibarıyla enflasyon oranında düşüş beklenilebilir. Son açıklanan KDV ve ÖTV indirimi ile yüksek faiz ve kur kaynaklı talep daralmasına karşı mücadele ediliyor ve büyüme hedefinden vazgeçilmediği anlaşılıyor. Fakat yüksek faizlerle de beslenen enflasyonist beklenti ve aşırı fiyatlandırma eğilimi enflasyonun düşüş hızı ve oranını baskılıyor. Enflasyon ile mücadele ve enflasyonist algının ortadan kalkması bu bağlamda önemli. Dünyada parasal genişlemenin azalması eğilimine de dikkat edilmeli. Bu durum dünya genelinde yüksek maliyetli borçlanmayı beraberinde getirecek. Türkiye gibi dış finansman ihtiyacı olan ülkeleri olumsuz yönde etkileyecek ve bu ülkelere yüksek faiz politikası sürdürme baskısı oluşturacak. Buna karşılık faiz oranlarının sürekli olarak artırılması enflasyonu destekliyor.

Prof. Dr. Erhan ASLANOĞLU / Piri Reis Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi
“Ekonominin normalleşmesini hızlandırır”

Gıda enflasyonu beklentisinin yüzde 30’lara çıkması sürpriz değil. Gıda enflasyonu zaten şu anda yüzde 27’lere gelmiş durumda. Bundan sonra Merkez Bankası’nın raporda dikkat çektiği risklerin olmaması ve enflasyonun yüzde 15-16’lara doğru gerilemesi ilk etapta önemli olacak. Çok pozitif, enflasyonun düşüşünü destekleyici senaryolar olursa, enflasyon bir yıl sonra yüzde 12-13’lere inebilir. Bunun için bazı koşulların bir araya gelmesi gerekiyor.

Ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadeleyi ön planda tutması, fiyat indirimleri konusunda kampanyalar düzenlemesi, gönüllü olarak buna destek verilmesi enflasyonun düşüşüne katkı sağlamak açısından önemli olacak. Ekim ayında aylık enflasyon artışı yüzde l’lerde kalabilir. Yıllık enflasyonda ise baz etkisiyle gerileme bekliyorum. Normal koşullarda bu yılın ilk altı ayında enflasyon görece düşük olduğu için enflasyonda düşüş gelecek yıl yaz aylarından itibaren olacak.

Doç. Dr. Nurullah GÜR / İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Enflasyon Kasım itibarıyla düşüşe geçebilir”

TCMB talepte yaşanan yavaşlamanın enflasyonu dizginleyeceğini düşünse de döviz kurundan enflasyona geçişin önceki yıllara göre daha güçlü yaşanması, sağlıksız fıyatlama davranışları ve geçmiş enflasyona endeksleme eğiliminin artması gibi nedenlerin yaratmış olduğu endişeden dolayı enflasyon beklentisini Yeni Ekonomik Program’a göre yukarıda tuttuğunu tahmin ediyorum. Enflasyon hedeflemesinden son yıllarda başarı elde edilememesinin çeşitli nedenleri var. Öncelikle küresel finans krizinden sonra tüketici davranışlarında ciddi bir kırılma yaşandı. Petrol fiyatlarındaki oynaklık son on yılda yüksek. Bir de Türkiye’ye has nedenler var.

Son yıllarda yaşanan enflasyonun bir maliyet enflasyonu olması TCMB’nin enflasyonla mücadelede hareket alanını daralttı. Son yıllarda ortaya konan enflasyon hedefleri gerçekçi değildi. Bu durum ekonomik birimlerin enflasyon hedeflemesine olan güvenlerinin azalmasına neden olarak fıyatlama davranışlarının bozulmasın yol açtı. Son olarak döviz kurlarında yaşanan ani ve sert yükselişler enflasyon üzerinde ciddi tahribata neden oldu. Enflasyonun Kasım ayı itibarıyla düşüşe geçme ihtimali bulunuyor.

HÜLYA GENÇ SERTKAYA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu