Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Serbest meslek gelirlerinin vergilendirilmesi

GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE MALİYE BAKANLIĞI TARAFINDAN BİR TEBLİĞ YAYINLANDI.

BU TEBLİĞDE ÜLKEMİZİN İMZALAMIŞ OLDUĞU ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME (ÇVÖ) ANLAŞMALARI KAPSAMINDA, ANLAŞMAYA TARAF DİĞER ÜLKE MUKİMİ OLAN GERÇEK VEYA TÜZEL KİŞİLERİN TÜRKİYE’DE İCRA ETTİKLERİ SERBEST MESLEK FAALİYETLERİ VEYA BENZER NİTELİKTEKİ DİĞER FAALİYETLERİ NEDENİYLE ELDE ETTİKLERİ GELİRLERİN VERGİLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR YAPILIYOR.

Günümüzde sermaye dünya üzerinde çok hızlı hareket ediyor. Başka bir ülkede yatırım yapıldığı durumda, bu yatırımdan sağlanan kazancın her iki ülkede de vergilendirilmesi gibi istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabiliyor. İşte ülkeler de ikili olarak imzaladıkları Çifte Vergilendirmeyi Önleme (ÇVÖ) anlaşmalarıyla bu tür mükerrer vergilemeyi engellemeye çalışıyorlar.

Anlaşma varsa ve yerel mevzuata göre daha avantajlı hükümler içeriyorsa, taraflar anlaşmadan yararlanabiliyorlar. Birçok durumda başka ülkelerde yatırım kararı alınmasında anlaşma olup olmaması ve anlaşmanın hükümleri temel belirleyici oluyor.

Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanlığı tarafından bir tebliğ yayınlandı. Bu tebliğde, ülkemizin imzalamış olduğu ÇVÖ anlaşmaları kapsamında, anlaşmaya taraf diğer ülke mukimi olan gerçek veya tüzel kişilerin Türkiye’de icra ettikleri serbest meslek faaliyetleri veya benzer nitelikteki diğer faaliyetleri nedeniyle elde ettikleri gelirlerin vergilendirilmesine ilişkin açıklamalar yapılıyor. Bu düzenlemeyle serbest meslek ödemelerinin vergilendirilmesiyle ilgili önemli problemlerin çözüme kavuşturulduğunu ve çok temel değişiklikler yapıldığını görüyoruz.

vergi

VERGİLENDİRME YETKİSİ

ÇVÖ Anlaşmasına taraf diğer ülke mukimince Türkiye’deki hizmet alıcılarına sunulan serbest meslek faaliyeti veya benzer nitelikteki diğer faaliyetler nedeniyle elde edilen gelirlerin hangi ülke tarafından vergilendirileceğinin belirlenmesinde en önemli konuların başında faaliyetin nerede icra edildiği geliyor.

Diğer ülke mukimi tarafından faaliyetin Türkiye’de icra edilmesi durumunda, tarafların, ilgili anlaşma kapsamında vergilendirme yetkisinin dağıtımında aşağıdaki unsurlar belirleyici oluyor.

1. İşyeri ya da sabit yer unsuru: Faaliyetin Türkiye’de bir işyeri ya da sabit yer vasıtasıyla gerçekleştirilmesi,

2. Kalma süresi unsuru: Faaliyetin icrası için bir takvim yılı/mali yıl veya 12 aylık kesintisiz bir dönem içinde bir veya birkaç seferde toplam 6 ayı aşan bir süre veya 183 gün ya da bu süreden daha fazla Türkiye’de kalınması veya

3. Ödemenin Türkiye’den yapılması: Ödemenin Türkiye mukimi olan bir kişi tarafından ya da böyle bir kişi adına veya Türkiye’de sahip olunan işyeri ya da sabit yerden yapılması.

Bu üç unsura göre Türkiye’de hizmet veren gerçek kişi ve kurum-ların serbest meslek kazançlarının vergileme esasları yandaki tabloda özetleniyor:

TEVKİFAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Genel kural olarak diğer ülke mukimi bir kişinin (gerçek veya tüzel kişi) Türkiye’ye gelmeksizin icra edeceği ve ülkemize sunulan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde edeceği gelirleri vergileme hakkı ÇVÖ anlaşması uyarınca yalnızca mukim olunan ülkeye aittir. Anlaşma kapsamında bu faaliyetlerden elde edilen gelirler üzerinden Türkiye’nin vergileme hakkı olmadığından bu ödemeler üzerinden herhangi bir vergi tevkifatı yapılması da gündeme gelmeyecektir. Bu durumda tebliğin ekinde yer alan 1 numaralı form ile 2 numaralı formun doldurulmasına gerek bulunmuyor.

TÜRKİYE’DE İŞYERİ VARSA

Faaliyetin Türkiye’de bir işyeri ya da sabit yer vasıtasıyla sunulması dolayısıyla elde edilen gelirin vergileme yetkisinin ÇVÖ anlaşması uyarınca Türkiye’ye ait olması durumunda bu faaliyetler karşılığında yapılan ödemeler üzerinden, (anlaşmada vergi tevkifatına ilişkin özel bir sınırlama yoksa) iç hukukumuzda öngörülen hükümler çerçevesinde vergi kesintisi yapılması gerekiyor.

BELİRLİ SÜREDEN FAZLA

Diğer ülke mukimi bir kişinin serbest meslek veya benzer nitelikteki diğer faaliyetleri Türkiye’de bir işyeri ya da sabit yer olmaksızın icra etmesi ve hizmet ya da faaliyetlerin ilgili ÇVÖ anlaşmasında öngörülen süre unsurunu aşması durumunda bu hizmet ya da faaliyetlerden elde edilen gelirlerin vergileme yetkisi Türkiye’ye ait oluyor. Bu durumda, söz konusu hizmet ya da faaliyetler karşılığında yapılan ödemeler üzerinden, anlaşmada vergi tevkifatına ilişkin özel bir sınırlama getirilmemişse, iç hukukta öngörülen hükümler çerçevesinde vergi kesintisi yapılması gerekiyor.

Ancak, alman hizmet ya da faaliyetin temini sırasında serbest meslek faaliyeti sözleşmesi uyarınca;

• Hizmetin Türkiye’de ifa edilmemesi,

• Hizmet konusunun bir gay-rimaddi hak teşkil etmemesi,

• Hizmetin Türkiye’de ifa edilmesine karşın ÇVÖ anlaşması uyarınca Türkiye’nin vergi alma yetkisinin oluşmadığının açıkça tespiti, durumlarında hizmeti alan tarafça vergi kesintisi yapılmıyor.

FORM DOLDURULMALI

Vergi kesintisi yapılmasının gerekmediği durumlarda, Türkiye kaynaklı serbest meslek kazancı elde eden diğer ülke mukimlerince, Tebliğ’in ekinde yer alan 1 numaralı formun eksiksiz olarak doldurulması gerekiyor. Bu form hizmet alımma başlandığı tarihten itibaren 30 gün içinde vergi sorumlularına veriliyor.

Tebliğ ekindeki 2 numaralı formun ise vergi sorumlularınca doldurularak, hizmet sunucuları tarafından kendilerine verilen 1 numaralı form ve varsa hizmete ilişkin yazılı sözleşme örneği ile birlikte, ödeme yapılmasından önce bağlı olunan vergi dairesine/mal müdürlüğüne verilmesi gerekiyor.

Hizmet veya faaliyet süresinin uzaması, işyeri veya sabit yer açılması ve hizmetin buraya atfedile-bilmesi gibi sonradan meydana gelen değişiklikler kapsamında Türkiye’nin vergilendirme yetkisinin oluştuğu durumlarda hizmeti alan, vergi sorumlusu sıfatıyla önceki dönemleri de kapsayacak şekilde vergi tevkifatı yükümlülüğünü yerine getirmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu