Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Piyasalar yeni ekonomi yönetimine kredi açtı

EKONOMİ yönetimindeki değişiklikle birlikte verilen normalleşme mesajları TL varlıkların emsallerinden keskin bir şekilde pozitif yönde ayrışmasını sağladı. Hafta başında açıklamalarda bulunan TCMB’nin yeni başkanı Naci Ağbal ilk açıklamasında fiyat istikrarı için tüm araçların kararlılıkla kullanılacağını, iletişimin güçlendirileceğini belirtti. Bu açıklama sonrası 19 Kasım’daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına yönelik faiz artırım beklentileri güç kazanırken, TL varlıklarda güçlü bir değer kazanımı gözlendi. Perşembe günü gerçekleşecek bu toplantı yeni ekonomi yönetiminin ve anlayışının da piyasalar karşısındaki ilk büyük sınavı olacak. Beklentiler TCMB’nin bu toplantıda şok bir faiz artışı yaparak sıkılaştırmanın dozunu artırması yönünde. Cumhurbaşkanı Kararı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine Lütfi Elvan atandı. Elvan kararın kendisi için de sürpriz olduğunu söyledi. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, yaptığı ilk açıklamada, ekonomi politikalarının esasının, büyüme ve istihdamı artırma amacıyla uluslararası normlara uygun, şeffaf, öngörülebilir, hesap verebilir politikaların tasarımı ve uygulanmasının sağlanması olduğuna dikkati çekti. Bu açıklamanın ardından Başkan Recep Tayyip Erdoğan, grup toplantısında ekonomide yeni dönem vurgusu yaparak, büyüme, istikrar ve istihdam odaklı bir seferberlik başlatılacağını söyledi. Başkanın yaptığı açıklamada en önemli başlıklardan birisi de uluslararası yatırımcılara yönelikti.

Erdoğan yaptığı açıklamada; “Ülkemizi riski az, güveni yüksek, kazancı tatminkar bir cazibe merkezi haline getirmekte kararlıyız.

Makroekonomik istikrarı tahkim edeceğiz. îş ve yatırım ortamını daha cazip hale getirmek istiyoruz. Ekonomi yönetimi uluslararası yatırımcılarla yakın temas halinde olacak. Bu yatırımcılarla bir dizi toplantılar yaparak bizzat anlatacağız. Yapısal reformlar sürecek.” ifadelerine yer verdi. Bu haftaki PPK toplantısının ardından ilerleyen günlerde ekonomi yönetiminin uluslararası yatırımcılarla yapacağı bu toplantılar da ayrı bir beklenti oluşturabilir. Son günlerde net bir şekilde gördüğümüz üzere piyasa yeni ekonomi yönetimine bir kredibilite açtı ve buradan gelecek mesaj ve aksiyonları izlemeye geçti. Bu hafta PPK toplantısının bu açıdan oldukça kritik olacağını düşünüyoruz.

YENİ HAMLELER

Geçtiğimiz hafta ekonomi yönetiminden topyekun verilen mesajların ardından normalleşme adımları kapsamında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu hamlelerine bir yenisini daha ekleyerek, yabancı bankalarla swap limitlerini esnetti. BDDK tarafından yapılan açıklamaya göre bankaların pozisyon tutarının özkaynaklarına olan oranı vadesine 7 gün kalan işlemler için yüzde 2’den yüzde 5’e, vadesine 30 gün kalan işlemler için yüzde 5’ten yüzde 10’a, vadesine 1 yıl kalan işlemler için yüzde 20’den yüzde 30’a yükseltildi. Bu hafta gerçekleşecek PPK toplantısında para politikasındaki sadeleşme beklentisinin yanında, yapılacak açıklamada yapılacak vurgular sonrası içinde oldukça kritik olacak.

AŞI UMUT OLDU AMA…

Hafta başında BioNTech ve Pfizer’in geliştirdiği aşının yüzde 90’dan fazla etkili olduğu ve şimdiye kadar bir yan etki göstermediğinin açıklanması COVID-19’un aşıyla önlenebileceğinin en güçlü işareti oldu. Bu haber sonrası tüm kürede oldukça pozitif bir atmosfer oluştuğunu gördük. Son dönemde vaka sayılarındaki ciddi artış ve salgın kaynaklı endişelerin önemli ölçüde yükseldiği Avrupa’da karantina uygulamaları devreye girerken, aşı haberi özellikle Avrupa’da oldukça olumlu karşılandı. Pfizer ve BioNTech’in geniş örneklem grubunda yapılan çalışmalarda şaşırtıcı sonuçlar açıklamasının ardından deneysel aşının ilk dozlarını daha önce yapılan anlaşmalara bağlı olarak ABD ve Avrupa alacak. Pfizer’ın ABD ile 100 milyon doz, İngiltere ile 10 milyon dozluk bir aşı anlaşması bulunuyor. Aşının küresel ölçüde kitlesel olarak erişilebilir olması ise 2021’in ikinci yarısını ve belki de daha sonrasını bulacak gibi görünüyor. Bu nedenle sonbahar ile birlikte kış ve ilkbahar aylarında da salgının etkilerini çok sert bir şekilde hissetmemiz olası görünüyor. Piyasaların da öncelikli olarak yakın plana odaklanması nedeniyle şuan gündemde sıcak olan aşı haberi yerine bir süre sonra salgınla ilgili kısıtlamalara odaklanması sürpriz olmayacaktır. Bu nedenle son günlerde küresel ölçüde başlayan ve içeride ekonomi yönetimindeki değişimle birlikte katlanarak artan iyimserliğin dozunun iyi ayarlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu tedbirlerden önceki hafta Avrupa ve İngiltere tarafındaki başlıkları konuşurken geçtiğimiz hafta da salgının merkez üstlerinden biri olan ABD’de Kovid-19’a yakalananların sayısı 10 milyonun üstüne çıkarken artan vaka sayısı nedeniyle New York’ta salgına karşı alınan önlemlerin sıklaştırılacağı duyuruldu. İlerleyen günlerde ve haftalarda bu önlemlerin yayılarak kuzey yarım kürede yeni bir ekonomik yavaşlamaya neden olması ise kaçınılmaz görünüyor. Ülkemizde artan vaka sayılarının son günlerde bazı tedbirlerin yeniden hayata geçmesine neden olduğunu görüyoruz. Gelecek haftalarda belirli bölgelerde ya da yurt çağında yeni tedbirlerin söz konusu olması piyasalardaki iyimserliği de sınırlayabilir. ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell da Kovid-19 vakalarındaki artışın son dönemde kaydedilen ekonomik toparlanmayı zayıflatabileceğine dikkati çekerek, “Ekonominin sağlam bir toparlanma yolunda ilerlediğini görüyoruz, ancak burada ana risk hastalığın ABD’de daha da yayılması” dedi. Belirsizliğin devam ettiğine ve mali politikanın gerekliliğine işaret eden Powell, “Daha fazlasını yapmamız gerekeceğini düşünüyorum. Kongre’nin de mali politika konusunda daha fazlasını yapması gerekebilir” ifadelerini kullandı. Avrupa’da da benzer genişleme hamleleri dikkat çekerken, geçtiğimiz hafta da bahsettiğimiz üzere içeride enflasyon beklentilerindeki bozulma nedeni ile sıkılaşan bir para politikası süreci görüyoruz. Bu hamleler kısa vadede ekonomi yönetiminin gerçekçi yaklaşımı nedeniyle güven verse de büyüme üzerinde olumsuz etkiler doğuracağı açık.

Borsada rekorlar haftası geride kaldı

Geçtiğimiz hafta BIST 100 Endeksi başta olmak üzere birçok endekste tarihi zirveler yenilenirken, işlem hacimlerinde de tarihin en yüksek seviyeleri görüldü.

Ekonomi yönetimindeki değişimlerle birlikte küreselde aşı ile ilgili haberler bu rekorların temel gerekçesi oldu. BIST 100 Endeksi de sene başında görülen 1.245 seviyesindeki tarihi zirvesini aşarak haftayı 1.291 seviyesinden tamamladı. Endekste geçen haftaki yükseliş %8,33 olurken son iki haftadaki yükseliş %16,08 oldu. Dolar bazında baktığımızda ise bu getiriler kur etkisi nedeniyle çok daha yüksek oldu. Dolar bazında endeks geçen hafta %20,50 yükselirken son iki haftada oluşan getiri %26 oldu. Teknik göstergelerin yukarı yönlü eğilimini koruduğu endekste mart ayında başlayan yükselen kanalın üst bandının bulunduğu 1.350 civarı ilk güçlü direncin oluşmasını beklediğimiz bölge. Perşembe günü gerçekleşecek PPK toplantısı öncesinde iyimser beklentiler korunmaya devam edebilir. Bu toplantıdan çıkacak karara ve açıklamalar ise volatiliteyi artırabileceği için temkinli olmak gerektiğini düşünüyoruz. Aşağıda ise önceki zirvenin bulunduğu 1.245 oldukça kritik bir destek olacaktır. Bu desteğin altına sarkılması teknik baskıyı artırabilir. Bu nedenle haftalık bazda izleyeceğimiz referans noktamız burası olacak.

ÜZEYIR DOĞAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu