Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Paramı nereye yatırayım?

Paranın seçim senaryoları

Türkiye’nin en büyük aracı kurum ve portföy yönetim şirketlerinin genel müdürleri seçim öncesi ve sonrasına ilişkin faiz, döviz ve borsa tahminlerini açıkladı. “Seçime cebinizde nakit parayla girin” uyarısında bulunan para yöneticilerine göre, 2016’da Borsa İstanbul, petrol, altın, gümüş ve platin getirileriyle öne çıkacak…

1 KASIM seçimlerine az bir süre kala her kesim gibi parasına adres arayanlar da karar vermekte zorluk çekiyor, içeride seçim belirsizliği ve iç güvenlik sorunları, dışarıda ise başta Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz politikası ve Çin’in büyümesine ilişkin endişeler tahmin yapmayı ve karar vermeyi iyice zorlaştırıyor. Her ne kadar bugünlerde Türk mali piyasalarında global rüzgara bağlı iyimserlik hakim olsa da belirsizlik devam ediyor, Öte yandan, FED’in 2016 yılının ilk çeyreği hatta ilk yarısından önce faiz artırmayacağı beklentisine, son günlerde 1 Kasım seçimlerinden bir hükümet oluşumunun çıkacağı tahminleri de eklenmiş durumda. Hem içeriden hem dışarıdan esen rüzgar deyim yerindeyse piyasalara az da olsa nefes aldırmış bulunuyor.

para secim

MUHAFAZAKAR OLUN!

Ancak hemen^ söyleyelim uzmanlar, belirsizlik ve bölgedeki riskler nedeniyle “yatırımlarımda risk alabilirim” diyenlerin bile bu dönem muhafazakar olması gerektiği konusunda hemfikir. Seçim sonucu ve ardından kurulacak hükümeti görmeden yatırımcılara çok iddialı portföyler oluşturmamaları gerektiği uyarısı yapılıyor. Bu yüzden portföylerde mutlaka yüzde 20, hatta kimilerine göre yüzde 40 döviz bulundurulması öneriliyor. Ancak tüm yazılarımızda da vurguladığımız gibi dövize yatırımı düşünenlere euro değil dolar öneriliyor. Yine portföylerin yüzde 50’ye varan bölümünün yüksek faizi nedeniyle yıldızı parlayan mevduat veya TL’ye endeksli faizli enstrümanlara yatırılması tavsiye ediliyor.

DEĞERLİ METAL VE BIST-100

“Biraz risk alabilirim” diyenler içinse değerli metaller yüksek getiri fırsatı sunuyor. Özellikle altın, petrol, gümüş ve platin öne çıkan ürünler arasında… Tabii bu kesim için en büyük kazanç fırsatım yine tartışmasız bir biçimde Borsa İstanbul sunuyor. Türk borsasmm diğer borsalara göre ucuz kaldığını iddia eden uzmanlar, seçim öncesi yüzde 20-40 arasında, seçimden sonra hükümet kuruluşuna yönelik adımlar atıldığında ise yüzde 60’lara varan oranlarda Türk hisse senetlerini öneriyor. Tabii hisse seçimine dikkat edilmesi koşuluyla…

YÜKSEK GETİRİ İMKÂNI VAR

Borsa İstanbul’un (BIST) ucuz, faizin ve kurların yüksek olduğu bu dönemin aslında yatırımcılar için yüksek risk ve yüksek getiri imkanı sunduğu bir gerçek. Tabii bu dönemde doğru karar verenler paralarına para katarken, yanlış karar verenlerin ise büyük kayıpları olacağını hatırlatmak gerekiyor…

işte, riskin ve getiri fırsatının yüksek olduğu bugünlerde aracı kurum ve portföy yönetim şirketlerinin genel müdürlerine sizler için kısa dönemli beklentilerini sorduk. 10 üst düzey yönetici, seçim öncesi ve seçim sonrası faiz, döviz, borsa ve uluslararası işlem gören emtiaya ilişkin beklentilerini açıkladı. Ayrıca sizler için “riskli” ve “orta riskli” portföyler oluşturdular…

“UZUN VADELİ BONO”

TEB Portföy’ün bugünlerdeki baz senaryosu, seçimin ardından ivedilikle bir hükümetin kurulması ve onu takiben risk algısının da bir miktar düşmesi üzerine kurulu. Buna karşın yatırımcıların gerek içerideki, gerekse global ekonomilere yönelik gelişmelere fokuslanması gereken bir dönemde olduğumuza dikkat çeken TEB Portföy Genel Müdürü Selim Yazıcı, “Seçim sonrası risk algısının düşmesi durumunda enflasyon sapmadığı müddetçe bono faizleri yatırım yapmaya elverişli olacak. Hisse senedi içinse, büyüme beklentilerimiz çok iyimser olamadığı için değerlemeler konusunda hassasız ve seçici davranılmasım öneriyoruz” diyor.

Seçime kadar olan yaklaşık iki haftalık süreçte ise yatırımcılara temkinli olmayı ve hisse senedinden ziyade uzun vadeli bonoya yatırımı öneren Selim Yazıcı, seçimden sonraki olumluolumsuz senaryolarını ise şöyle özetliyor:

“Seçim sonrasındaki süreç ve ortama bağlı olarak. Bankacılık Endeksi başta olmak üzere hissede alım fırsatları değerlendirilebilir. Karamsar beklentilerin kısmen fiyatlanmış olduğu bir ortamdan geçiyoruz. Şayet, seçim sonrası belirsizliklerin ortadan kalktığı bir senaryoyu düşünürsek, TL diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine paralel olarak değer kazanmaya devam edebilir. Seçimin ardından hükümet kurma konusunda sıkıntılar yaşanması halinde ise piyasayı yeni belirsizlikler bekler. Açık bir ekonomi olduğumuz için TL’de değer kaybı sürer. Olumsuz bir senaryoda TL’nin döviz sepeti karşısında değeri 3.30 TL seviyelerini test edebilir. Yine olumsuz bir senaryoda BIST-100 endeksi 70 bin altını test edip, 10 yıllık bonoda yüzde 11 üzeri görülebilir. Bizim ana senaryomuz bu olmamakla beraber siyasi belirsizliğin uzun sürmesinin ekonomiye zarar vereceğini göz ardı edemeyiz. Gelişmekte olan ülke ekonomilerine olan algının iyileşmesi ve Türkiye’nin de kendine has problemleri çözmesi halinde ise faizlerde tek haneyi, TL’nin ise döviz sepeti (1 dolar + 1 euro) karşısında 3’ün altını görmesi mümkün.”

“GLOBAL RİSK İŞTAHI YÜKSEK”

Yatırım Finansman Genel Müdürü Şeniz Yarcan seçim belirsizliğine rağmen global piyasalarda risk iştahının açık olduğu görüşünde. Bu durumun Türkiye ile aynı potada değerlendirilen Güney Afrika, Brezilya, Endonezya gibi ülke para birimlerini dolar karşısında güçlendirdiğini söyleyen Yarcan, “Türkiye açık olan bu risk algısını olumlu hikayelerle destekleyebilirse varlık fiyatlarında bir kademe yükseliş görmek olası. Aksi takdirde bu gibi yükseliş dalgalarını satış fırsatı olarak değerlendirmekte fayda görüyoruz” diyor.

Hükümet kuruluşuna ilişkin somut gelişmeler yaşanmaya başladıkça bunun Türk varlıklarına olan talebi artıracağını da ifade eden Yarcan, piyasalara ilişkin beklentilerini şöyle özetliyor:

“Bu şartlar altında gösterge tahvil faizinin 10.50-11.00 bandında tutunmasını ve dolar kurunun 2.85-3.00 TL bandında hareket etmesini öngörüyoruz. Türk hisse senetleri ise değerleme olarak yabancı emsallerine göre ve kendi tarihsel ortalamalarına göre iskontolu işlem görüyor. Piyasaların seçimden sonra kurulacak hükümete bir kredi tanıyacağını kanısındayız. Ancak yurtdışı piyasaların seyri ve iç güvenlik sorunu da fiyatlama-ları belirleyen diğer unsurlar olarak gündemimizde olacak. BIST-100 Endeksi’nde 71-72 bin bandı, büyük bir sürpriz olmaması halinde alt bandımız olabilir.

Seçim sonrası beklenen iyimserliğin gerçekleşmesi halinde ise endekste 84-85 bin seviyelerini görebiliriz.”

“DAR BANT KORUNACAK”

Deniz Portföy Genel Müdürü Fatih Arabacıoğlu’na göre 1 Kasım seçim sonuçlarınm da alınacağı yılbaşına kadar olan süreçte piyasalar dar bantta dalgalanacak. Arabacıoğ-lu yaklaşık iki buçuk aylık süreçte gösterge faizlerin yüzde 10.62-11.89, doların 2.90-3.15 TL, euro ’nun 3.27-3.55 TL, borsanın ise 72.800-81.600 puan seviyesinde dalgalanacağını söylüyor.

Jeopolitik riskler arttıkça ekonomi yönetiminden beklentilerin görece azaldığına da vurgu yapan Fatih Arabacıoğ-lu, önümüzdeki iki buçuk aylık zor sürece ilişkin şu değerlendirmede bulunuyor:

Piyasalar üzerinde gerginliği sürdürecek olan, 2015’in seçimle geçirilmiş ve 2016 ilk çeyreğinin de geçirilecek olması.

FED’in faizi artırmak konusundaki kararsızlığı, gelişmekte olan ülkelerle (GOO) ilgili öngörülerde kafaları karıştırdı. GOÜ’ler için bir taraftan yapısal reformlar, bir taraftan da er ya da geç gerçekleşecek FED faiz artışı, borçlanma maliyetlerindeki yükü çoğaltacak. Sonuçta 2016 2015’i aratabilecek ölçüde güç olacak.”

“TABLO DEĞİŞMEYECEK”

Fokus Portföy Yönetimi Genel Müdürü Ercan Güner, yılın sonuna kadar olan yaklaşık iki buçuk aylık süreçte Türkiye’deki olumsuz tabloda değişiklik beklemiyor. Bu nedenle yatırımcılara portföylerinin değerlerini koruyacak savunmacı yatırım stratejileri öneren Güner, “Bu yıl TL varlıklarda yaşanan değer kayıplarının nedenini, yılın başında hükümet arasında para politikasında yaşanan anlaşmazlık, seçim süreci ve sonra-smda ortaya Si ¿OL. çıkan politik belirsizlik, artan jeopolitik riskler ve genel olarak gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde ve finansal varlık fiyatlarında yaşanan olumsuzluklar ile açıklayabiliriz. Bu tabloda ise değişiklik beklemiyoruz” diyor.

Şu ana kadar açıklanan anketlere göre bu seçimde de bir önceki seçime benzer bir tablonun çıkacağının göründüğünü söyleyen Güner, bu durumun piyasalara yansımasını ise şöyle yorumluyor:

Seçim sonrasında böyle bir tablo ortaya çıkar ve koalisyon hükümeti kurulursa piyasaların bundan çok olumlu etkileneceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu durumda TL’nin dolara karşı 2.50’li seviyelere kadar gerilemesini, borsanm ise uzun vadeli yükseliş trendine girmesini bekleyebiliriz. Aksi durumda olumsuz bir süreçle karşılaşmamız kaçınılmaz.”

“YATIRIMCI SAKİN OLMALI”

Noor CM Genel Müdürü Jihad Shannak yatırımcılar açısından zorlu sürecin tam içinde olduğumuzu ve bu yüzden özellikle yerli yatırımcıların sakin olmaları gerektiğini söylüyor. Son dönemde Türk varlık fiyatlarının hafif toparlandığını hatırlatan Shannak, bunun temel nedeninin FED’in faiz politikası olduğu görüşünde. Bu nedenle piyasaların bir süre tepki verdikleri seviyelere yakın düzeylerde dengeli hareket edeceğini öne süren Shannak, “Bu süreçte portföyün büyük kısmı düşük seviyelerden dolar lehine değerlendirilebilir. Hisse senedi piyasasında ise aceleci davranılmadan endeksin 75 bin-70 bin bandına çekilmesi beklenebilir. 1 Kasım seçimleri sonrası yeni hükümetin kurulacağı ihtimalinin kesinleşmesi ile hisse senedi piyasasında pozisyon artırılarak yıl-sonuna daha yüksek hedeflerle gidilebilir. Yatırımların bir kısmında ise mutlaka sabit varlıklar tercih edilmeli ve bir süre daha sürecin sakinleşmesi beklenmeli” diyor.

Seçim öncesi piyasaların geniş bir bant içinde dalgalanabileceği uyarısında da bulunan Shannak, mali piyasalara ilişkinse şu tahminlerde bulunuyor:

“Seçim öncesi kurun 3.000-2.900 geniş bant aralığında yatay seyredeceğini düşünüyorum. Seçim sonrası hükümet kurulamazsa 3 TL üzerinde yeni zirve kademelerini görebiliriz. Gelişmelerin lehimize seyretmesi halinde 2.90 desteği dikkatle izlenmeli, ardından 2.80 hedeflenmeli.

Hisse senedi piyasasında ise birçok olumsuz iç gelişmeye rağmen endeksin 80 bin-75 bin bandında yatay seyredeceğini ve esas yönünü seçim sonrası tayin edeceğini düşünüyorum. Yukarı yönlü ataklarda 80 bin üzeri kademelerin daha çok seçim sonuçları ile kalıcı olması beklenmeli. Mevcut belirsizliklerin devamı durumunda 76 bin-75 bin destek kademeleri piyasayı tutsa da olası sarkmalarda 73 bin -70 bin beklenmeli.”

“RİSKİ SEVMEYEN BEKLESİN”

Destek Menkul Değerler Genel Müdürü Tuna Yılmaz’a göre, şu anda piyasalarda yaşanan belirsizlik büyük oranda 1 Kasım seçiminden kaynaklanıyor. Bu yüzden piyasalardaki hareketler hükümet kurulup kurulamama üzerine gelişecek siyasi sonuca göre belirlenecek. Bu ortamda riski sevmeyenlerin seçim sonucunu bekleyip daha sonra karar vermesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, yılbaşına kadar geçecek süreçte politik beklentilere uygun portföy önerilerini ise şöyle açıklıyor:

“Şayet yatırımcıda 1 Kasım seçimlerinden koalisyon hükümeti kurulacağı beklentisi varsa o zaman hisse senetlerine yatırım yapılabilir. Böyle bir ortamda yatırımcılar portföylerinde yüzde 30 oranında bankacılık sektörü hisselerine, yüzde 20 holdinglere, yüzde 25 endeksin lokomotifi büyük sanayi şirketlerine, yüzde 10 büyüme potansiyeli olan gıda perakendesi veya telekomünikasyon sektörlerine, yüzde 15 ise otomotiv sektörüne dağılacak şekilde yer verebilir.

Şayet seçim sonuçlarının değişmeyeceği beklentiniz varsa o zaman riskler daha da artabilir. Böyle bir ortamda 100 TL’lik bir portföy varsa, bunun en az 30-35 TL’sinin yabancı para cinsi olması gerekir. Ağırlıklı olarak da dolar tutmakta fayda var. Dolar/TL’de kısa vadede geri çekilmeler alım fırsatı olacak. En az yüzde 20 oranında gram altın tutulabilir. Geri kalan yüzde 50’lik dilimi ise yüzde 25 oranında TL vadeli yapılabilir. Bu tamamen kişinin risk anlayışına bağlıdır. Geri kalan yüzde 25 ise banka hisseleri ağırlıklı olarak bulundurulabilir.”

tMKB’nin iki yıl önceye göre dolar bazında yüzde 50’den fazla değer kaybettiğine dikkat çeken Yılmaz, “Bunların içinde gayet iyi durumda olan ve çok ucuzlamış durumda bulunan banka hisseleri var. Bunlar portföylerde bulundurulabilir. Ancak yatırımcılar bugünlerde pozisyonlarını 1 Kasım’dan sonra bir hükümet kurulup kurulmayacağına yönelik beklentiyle almalı. Şayet bir koalisyon hükümetinin kurulacağını farz edersek hisse senedi tarafında banka ağırlıklı po- , zisyonlar artırılabilir. Özellikle yabancı para pozisyonları bu durumda azaltılabilir ve o oranda hisse senedi eklemesi yapılabilir. Görüntü o ki yabancı para pozisyonları ve gram altın pozisyonlarının en az yüzde 50’lik bir oranı oluşturması gerekiyor” diyor.

Tuna Yılmaz’a göre seçim öncesi borsa 75.000-81.000 aralığında dalgalanacak. Seçim sonrası hükümet kurulumu gerçekleşirse önce 84.500, sonrasında yılbaşına kadar da 89.000 görülebilir. Politik kilitlenme olursa önce 68 bin ardından not konusunda olumsuz gelişme olursa 62 bin görülebilir.

Döviz cephesinde ise seçime kadar dolarda 2.85-3.05 bandı, euro’da 3.20-3.40 bandı içinde hareketler beklediğini ifade eden Yılmaz, şu tahminde bulunuyor: “Seçim sonrasında oluşabilecek olumlu senaryolarda faizde düşüş yaşanabilir. Dolar 2.80-82 bandına, euro 3.00-3.05 aralığına sarkabilir. Olumsuz senaryolarda ise ilk etapta dolar 3.15, euro 3.60’a sürüklenebilir. Not indirimi yaşanırsa o zaman daha da yükselebilecek fiyatları tutabilmek için TCMB’nin devreye girmesi beklenir ve faizlerde 300 baz puana varabilecek artış yaşanabilir.”

“TL’YE YATIRIM YAPIN”

Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş, reel efektif kur endeksinin 2003 yılından bu yana en düşük seviyede olduğunu belirtip, “Ağırlıklı olarak TL cinsi varlıklarda yatırım yapılmasını öngörüyoruz” diyor. Önümüzdeki üç aylık döneme çok sayıda yurtiçi ve yurtdışı gelişmenin damga vuracağını söyleyen Demirtaş, görüşlerini şöyle özetliyor:

“ Yurtiçinde 1 Kasim seçimleri ve hükümet kurma çalışmaları, yurtdışmda ise FED faiz artırımı, Çin ekonomisinde ileriye dönük büyümeye ilişkin gelişmeler ve bu gelişmelere Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının para politikaları ve hükümetlerin maliye politikalarıyla nasıl tepki vereceği önümüzdeki dönemi belirleyecek. Mayıs 2013’ten beri FED faiz artırımı süreci beklentileriyle, gelişmekte olan ülkelerin para birimlerindeki geri çekilmeyi göz önüne aldığımızda, beklentilerin büyük ölçüde fi-yatlandığını söyleyebiliriz. Bu ortamda yatırımcıların, en az yüzde 20 hisse senedi oranı taşıyabileceklerini, risk profillerine göre bu oranı artırabileceklerini düşünüyoruz. Ancak özellikle mali yapısı güçlü şirketlerde yatırım yapılmasını öneriyoruz. Faiz artırım sürecinde, bankaların mevcut değerlemelerinin de ucuz olduğunu göz önüne alarak seçici bazda bankacılık hisselerine de yatırım yapılabilir. Tavsiye edebileceğimiz hisseler ise Erdemir, Tüpraş, Tofaş, THY, B1M, Akbank ve İş Bankası.”

Piyasanın tek parti iktidarına veya koalisyona olumlu tepki vereceği tahmininde bulunan Demirtaş, iki farklı senaryoya göre şu tahminde bulunuyor:

“Her iki durumda da piyasaların, ilk tepkilerinin olumlu olacağını, iki yıllık gösterge faizlerinin yüzde 10’un altına, dolar/TL’nin ise 2.80-2.90’a gerileyebileceğini, BIST-100 endeksinin ise 85 binin üzerine hareket edebileceğini düşünüyoruz. Seçimlerden sonra koalisyon kurulamaması durumda ise politik belirsizliğin artmasıyla piyasaların vereceği tepkiler olumsuz olur.”

Ata Yatırım koalisyon kurulma olasılığını yüksek görüyor. Global piyasalarda gelişmekte olan piyasalar aleyhine bir hareket olmaması durumundaysa De-mirtaş’m önümüzdeki 12 aylık döneme ilişkin BIST-100 tahmini 97 bin, 2015 yıl-sonu tahmini ise 80-85 bin seviyesinde. 2015 yılsonun dolar/TL kur tahmini ise 3.08 TL.

PLATİNE DİKKAT!

Saxo Capital Markets Ülke Başkanı Savaş Divan-lıoğlu, FED’den ekim sonu toplantısında faiz artışı TL’deki değerlenmenin devam edeceği görüşünde. Ancak Divanlıoğlu’na göre, bu dönemin en büyük riski, iç siyaset ve aynı zamanda terör cephesinde olabilecek negatif gelişmeler. Bu nedenle seçime kadar olan süreçte temkinli pozisyonlar alıp, seçim sonrası doğacak fırsatlar için likit kalmanın faydalı olduğunu ifade eden Divanlıoğlu, “Seçim sonuçları ne olursa olsun, eğer istikrarlı bir hükümet ortaya çıkarsa, belirsizliğin ortadan kalkması ve seçim öncesi oluşan terör risklerinin azalmasıyla TL varlıklar hak ettikleri değerlere doğru ilerleyecek. Kısacası, TL varlıklara yatırım için acele edilmemesi ve seçim öncesi likit kalınması uygun olur” diyor.

Ancak unutmayın ki kısa dönemde tüm dünya gibi Türkiye de faiz kararma endekslenmiş durumda. FED’in faiz artırım döngüsünü geciktirmesi halinde, doların değer kaybedeceğini ve dolar bazında fiyatlanan tüm enstrümanların değer kazanacağını hatırlatan Divanlıoğlu, yakın döneme iliş-kin şu tahminde bulunuyor:

“Yani petrol ve altın dahil tüm k m emtiaların değerli lendiği bir dönem yaşayabiliriz. Bence bu dönem her yatırımcı portföyünde küçük bir miktar altın ve petrol bulundurmalı. Riski seven profesyoneller ise “alım opsiyonları” satın almayı tercih edebilirler; zira bu opsiyonlarda kayıplar tamamen li; sınırlı ama kazanç sınırsız olabilir. Ancak ben seçim öncesi riskli portföylerin bile konservatif olmasında büyük fayda görüyorum.”

Son günlerde TL’nin değerlenmesine rağmen halen aşırı değersiz olduğunu söyleyen Divanlıoğlu, belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla birlikte TL’nin dolar karşısında 2.70 seviyesine inebileceği görüşünde.

“MUTLAKA HİSSE OLMALI”

Divanlıoğlu, kısa vadeli öngörülerini ise şöyle özetliyor: “Seçim öncesi TL dolar karşısında 3’ün üzerine çıktığında veya 2.80’in altına geldiğinde para kazandıracak. Bu dönem bir opsiyon stratejisi çok iyi bir yatırım fikri olabilir. Bu tip bir strateji ile ilgilenen yatırımcıların dolar/TL üzerinden uzun ’’straddle” opsi-yonlarını incelemesini tavsiye ederim. Türk hisseleri de dolar bazında 2009 Mayıs ayından beri en düşük seviyeleri gördü, bu bakımdan uzun dönemli yatırımcının portföyünde mutlaka bir miktar Türk hissesi bulunmalı. Tabii şu anki ortamda düşük seviyelerde tutulmalı. Ayrıca Türk Hazine bonoları ve kurumsal bonoların da getirileri gelecek senenin enflasyon beklentilerine göre oldukça yüksek ve en az yüzde 3’lük gerçek getiriyi işaret ediyor. Yine seçim öncesi, sınırlı miktarda tutulmak şartıyla bu getiriler değerlendirmeli. Son olarak riski sevenlerin Volkswagen skandali ile büyük darbe yiyen platine ve özellikle platin/altın ikili işlem fırsatına bakmalarını tavsiye ederim.”

Türkiye’nin dolayısıyla TL varlıkların karşısında üç ana risk faktörü var; FED faiz artırımı ve likiditenin sıkıntılı hale gelme korkusu, seçimler ve terör bağlantılı olaylar… Divanlıoğlu’na göre, bu risklerin zayıflaması ya da ortadan kalkması durumunda TL 2.70’e, gösterge faiz yüzde 9’a inecek, endeks ise seçim sonrası yüzde 20’ye yakın prim yapacak.

Kötü ihtimalle ise TL’nin dolar karşısında önce 3.07 TL ve üstü, faizlerin ise yüzde 12 üstü seviyelere hareket edeceğini düşünen Divanlıoğlu, borsanın ise dolar bazında 2 cent’e TL bazında ise 60 bin – 65 bin seviyelerine geri çekileceği öngörüsünde bulunuyor. Divanlıoğlu, “Şu an profesyonel yatırımcılarda seçim sonrası siyasi belirsizliğin ortadan kalkacağı, terör olaylarının zayıflayacağı ve FED’in faiz artışının gecikeceği yönünde bir beklenti var. Son iki haftadır bu senaryo fiyatlanıyor” diyor.

“DEĞERLİ METALDE FIRSAT VAR”

Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık, belirsizliğin yoğun olduğu ortamda yüksek riskli portföylerde bile yatırımcıların ana parasını büyük oranda riske atarak portföy oluşturmaması gerektiği kanısında. “Buradaki portföy dağılımı makul bir risk ile mevduat getirisini anlamlı şekilde aşmayı amaçlamalı” diyen Ayışık, 2016’nın ilk çeyreğine kadar geçecek sürece ilişkin şu öngörülerde bulunuyor:

“Yılın son çeyreğinde hisse senedi için stratejimizi 2016 için ‘biriktir’ şeklinde özetlemiş, BIST’in son çeyrekte bir tepki yükselişi başlatabileceğini ifade etmiştik. Bu süreç güçlü bir hükümet ile taçlandı-rılabilirse başlayan tepki 2016’nm en azından ilk çeyreğini de içine alacak şekilde devam eder. Bu nedenle 2015’in son çeyreğinde yaşanacak sert düzeltmeler borsada ‘kademeli alım’ fırsatı olarak kullanılmalı. Alternatif piyasalardaki vo-latiliteyi göz önünde bulundurunca, mevduat/faiz getirilerinin tatmin edici olduğunu düşünüyoruz. Riski bir miktar artırmak isteyenler ise olası düşüşlerde hisse pozisyonlarını artırabilir. Faizlerin (mevduat + kamu SGMK) mevcut seviyelerini tatmin edici buluyoruz. Ancak burada düşük miktarda risk alarak özel sektör tahvilleri (ÖST) ile getiriler yükseltilebilir. Ayrıca mevduat yerine ÖST fonları da tercih edilebilir.”

DOLAR ÖNE ÇIKIYOR

Ayışık’a göre, bu dönem portföylere euro’ya göre potansiyeli daha güçlü görünen dolar alınmalı. TL dışında yatırım yapmayı düşünenler için ayrıca emtianın da bir fırsat yarattığını söyleyen Ayışık, “Emtia fiyatlarında görülen sert düşüşlerin sonuna yaklaşıldı.

Özellikle değerli metallerin tepki potansiyelinin gün geçtikçe arttığını düşünüyoruz. Bu nedenle hisse senetlerinde olduğu gibi emtiada da biriktirme döneminin geldiğini düşünüyoruz. Altın yerine gümüşü tercih ediyoruz” diyor.

“BIST TOPARLANACAK”

Gedik Yatırım, yatırım stratejisinde ise 1 Kasım seçimlerinin ardından icracı bir hükümet kurulacağı senaryosuna ağırlık veriyor. Bu nedenle yılın son bölümü ve 2016’nın ilk çeyreği piyasalarda özellikle de BIST ve TL’de toparlanma beklediklerini söyleyin Metin Ayışık, piyasalara ilişkin beklentilerini ise şöyle özetliyor:

“BIST’te yılın son çeyreğinde zaman zaman bu seviyeler dışına çıkılması söz konusu olsa bile genel olarak 75.000-85.000 aralığında dalgalı bir görünüm oluşmasını bekliyoruz. Gösterge tahvilde son çeyrekte dalgalanmanın yüzde 10.30 ile 11.50 aralığında oluşacağını düşünüyoruz. Dolar/TL’de ise 3.07 civarındaki zirvenin senenin en yükseği olduğunu, aşağıda ise 2.80’in altının kalıcı olmasını mümkün görüyoruz.”

Paramı nereye yatırayım?

Bugünlerde herkes yılbaşına kadar geçecek süreçte “paramı nereye yatırayım” sorusunun yanıtını arıyor. Biz de 10 aracı kurum ve portföy yönetim şirketinin genel müdürüne önümüzdeki iki buçuk aylık süreç için riskli ve orta riskli portföy önerilerini sorduk, işte yanıtlar…

ATA YATIRIM: Bu dönemde orta riskli portföy oluşturmak isteyenlere yüzde 20 hisse senedi, yüzde 30 mevduat, yüzde 20 hazine bonosu ve yüzde 20 Ata oranında dövize yatırım yapmalarını öneriyoruz. Yüksek riskli portföyler içinse yüzde 30 hisse senedi, yüzde 30 mevduat, yüzde 20 hazine bonosu ve yüzde 10 döviz daha uygun görünüyor.

DENİZ PORTFÖY: Bu dönemin en doğru yatırım stratejisi, olabildiğince likit enstrümanlarla pozisyonlarda görece defansif tercihler olacaktır. Riskli portföy tercih edenlere yüzde 40 hisse senedi, yüzde 30 VIOP, yüzde 30 mevduat-fon önerilebilir. Orta riskli bir portföy içinse yüzde 20 hisse senedi, yüzde 20 VIOP, yüzde 40 mevduat-fon, yüzde 10 kısa vadeli hazine bonosu, yüzde 10 altın yatırımı önerilebilir.

DESTEK MENKUL: Seçim öncesi illa da riske girmek isteyen yatırımcılar için öncelikle muhafazakar olmaları önerilir. Bizim menkul değerler muhafazakar davranışla önereceğimiz portföyümüzde ise yüzde 30-35 oranında hisse senedi, yüzde 25 dolar, yüzde 40 nakit var.

FOKUS PORTFÖY: Bu ortamda risk almak isteyenlere yüzde 50 döviz, yüzde 25 hisse senedi, yüzde 25 uzun vadeli tahvil önerilir. Daha Portföy Yönetimi A.Ş, dfgeli ,bir portföy  isteyenler içinse yüzde 25 dovız, yüzde 25 uzun vadeli tahvil, yüzde 25 bono, yüzde 25 mevduattan oluşan orta riskli portföyler uygundur.

GEDİK MENKUL: Yüksek riskli Gedik tiran portföy oluşturmak isteyenlere bile muhafazakar portföy öneren Gedik Yatırım, bu dönem İçin yüzde 45 mevduat, yüzde 40 hisse senedi, yüzde 10 dolar ve yüzde 5 gümüşe yatırım öneriyor. Orta riskli portföy isteyenlere ise yüzde 65 mevduat, yüzde 20 hisse senedi, yüzde 5 gümüş, yüzde 10 ise dolardan oluşan bir sepet tavsiye ediliyor.

MEKSA MENKUL: Seçim öncesi riskli portföy oluşturmak isteyenler İçin yüzde 50 hisse senedi, yüzde 20 döviz, yüzde 20 faiz, yüzde 10 altın tavsiye edilir. Risk almak istemeyenlerin ise parasının yüzde 50’si ile faize, yüzde 30’u ile meksa dövize,yüzde 20‘si ile de borsaya yatırım yapmaları önerilir.

NOOR CM: Riskli portföylerde özellikle piyasa volatilitesinden faydalanmak esas amaç ise portföyün üçte biri ile kaldıraçlı piyasalar tercih edilebilir. Özellikle endeks ve para piyasalarındaki dalgalanmalar ile emtiadaki keskin dönüşler yüksek kâr fırsatı yaratır. Portföyün diğer üçte birlik kısmı ile hisse senedi piyasasında yatırım tercih edilebilir. 1 Kasım seçimlerinden sonra piyasaların seveceği bir tablonun çıkması ile hisse oranı artırılabilir. Riskli portföyün son diliminde ise altın başta olmak üzere değerli metallerde ağırlıklı pozisyon tutulabilir. Buradaki temel hikaye ise tamamen FED’in 2015 yılını pas geçmesi ve genişlemeci politikaların devam edeceğine dair beklentiler üzerine kurulu olmalıdır. Orta riskli portföylerde ise öncelikle kaldıraçlı piyasalarda yüzde 10-20 oranını geçmemek ve daha sakin piyasa koşullarında harekete geçmek gerekecek. Endeksin geri çekildiği noktalarda (özellikle 75 bin-70 bin aralığında) hisse pozisyonları artırılmalı ve seçim sonrası tabloya göre bu oran daha da yükseltilmeli. Portföyün geri kalanında ise sabit getirill enstrümanlarda yatırım tercih edilebilir.

TEB PORTFÖY: Seçimin ardından acilen hükümet kuruluşu portföy yönetimi gerçekleşirse risk algısı yüksek yatırımcılar İçin yüzde 30-35 hisse, yüzde 40-45 uzun vadeli bono ve geri kalan özel sektör eurobond’u tavsiye edilir.

YATIRIM FİNANSMAN; Bu dönemde orta riskli portföy oluşturmak isteyenlerin tasarruflarının yüzde 35’ini özel sektör tahvili (ÖST), yüzde 10’unu eurobond, yüzde 10’unu hisse senedi, yüzde 15’lni devlet İç borçlanma senetleri (DİBS), yüzde 20’sini repo+borsa para piyasası, yüzde 10’unu ise mevduatta değerlendirip riski dağıtmaları önerilir. Yüksek risk grubundakilerin ise yüzde 35 ÖST, yüzde 10 eurobond, yüzde 20 hisse senedi, yüzde 20 DİBS, yüzde 10 repo ve yüzde 5 VlOP’u tercih etmeleri tavsiye edilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu