Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Merkez Bankası faize dokunmada

MERKEZ Bankası, faiz oranlarında değişikliğe gitmedi. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), temmuz toplantısında faiz koridorunun üst bandı olan marijinal fonlama oranını yüzde 9.25’te, faiz koridorunun alt bandı olan gecelik borçlanma faizini de yüzde 7.25’te sabit tuttu. PPK, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 8’de, geç likidite penceresi (GLP) borç verme faizi oranını ise yüzde 12.25’te sabit bıraktı. Son aylarda yaşanan maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarında beklenen kısmi düzeltmenin sınırlayıcı etkisine rağmen enflasyonun bulunduğu yüksek seviyelerin fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturduğuna dikkat çeken Kurul, sıkı para politikasındaki duruşun korunması kararını aldı. AB ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisinin sürdüğüne dikkat çeken Kurul, alman destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla iktisadi faaliyetin gücünü koruduğunu dile getirdi. Kurul yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceği değerlendirmesinde bulundu.

EN SON KASIM’DA ARTMIŞTI

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya başkanlığında 27 Temmuz’da gerçekleştirilen PPK toplantısına, kurul üyeleri Ömer Duman, Erkan Kilimci, Emrah Şener, Murat Uysal ve Abdullah Yavaş katıldı. Son olarak kasım 2016 toplantısında politika faizini 50 baz puan artışla yüzde 8’e çıkaran ve daha sonraki toplantılarda artırmayan kurul, 2017 temmuz toplantısında da değişikliğe gitmedi. En son 24 Ocak’ta gerçekleştirilen toplantıda 75 baz puan artırılan marjinal fonlama oranını yüzde 9.25’te sabit tutan Kurul, faiz koridorunun alt bandı olan Merkez Bankası borçlanma faiz oranını da yüzde 7.25’te sabit bıraktı. Kurul, GLP uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde sıfır ve borç verme faiz oram yüzde 12.25’te sabit bıraktı. GLP penceresi borç verme penceresi en son 26 Nisan tarihli toplantıda 50 baz puan artışla yüzde 12.25 yükseltilmişti.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, Merkez Bankası’mn bu kararıyla bir kez daha enflasyonda istenilen düzeye inilmesinde ısrarcı olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı. Şeker, “Enflasyonda son dönemde görülen toparlanmaya rağmen, Merkez’in enflasyonla mücadelede sıkı para politikası uygulamalarının altım çizmesi bu açıdan önem taşıyor. Öte yandan sıkı para politikası uygulamasındaki istikrar, TL’nin güçlenmesinin devam edeceğine işaret ediyor” dedi.

Faiz indirimi

FED DE FAİZLERE DOKUNMADI

ABD Merkez Bankası (FED), da geçen hafta faiz kararını açıkladı. 25-26 Temmuz Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) toplantısında beklendiği gibi faizlerde değişikliğe gitmeyen FED, faizleri yüzde 1.00-1.25 aralığında sabit tuttu. Karar metninde, ülkedeki işgücü piyasası güçlenmeyi sürdürürken, enflasyonun gerilediği vurgulandı. Bilanço azaltımınm zamanlaması olarak “bu yıl” yerine “göreceli yakın” ifadesinin kullanıldığı metinde. “FOMC, bilançosunu normalleştirme programına, ekonominin beklendiği gibi gelişmesi halinde, görece yakında başlamayı öngörüyor” denildi. Analistler, yakın zaman ifadesini “Eylül’de bilanço küçültmenin detayları paylaşılmaya başlanabilir” şeklinde yorumladı.

HİZMET SEKTÖRÜNDE GÜVEN TAM

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçen hafta sektörel güven endeksi verilerini açıkladı. Temmuz’da mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi bir önceki aya göre yüzde 5 oranında artarak 103.7 değerine ulaştı. Sektörel güven endekslerinin 100’den büyük olması sektörün mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğini gösteriyor. Hizmet sektöründe bir önceki aya göre; iş durumu, hizmetlere olan talep ve talep beklentisi endeksleri sırasıyla yüzde 6.3, yüzde 7.2 ve yüzde 2.2 arttı. Bu dönemde perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 6.6 artarak 107.3 değerine yükseldi. Perakende ticaret sektöründe bir önceki aya göre; iş hacmi-satışlar ve iş hacmi-satışlar beklentisi endeksleri sırasıyla yüzde 14.6 ve yüzde 6.2 artarken, mevcut mal stok seviyesi endeksi yüzde 0.5 azaldı. İnşaat sektörü güven endeksi ise Temmuz’da bir önceki aya göre yüzde 1.4 azalarak 85.5 değerine düştü. İnşaat sektöründe alman kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi ve toplam çalışan sayısı endeksleri sırasıyla yüzde 1.2 ve yüzde 1.5 azaldı.

“POZİTİF TAHMİNLERE SAHİPLER”

TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Dr. Cahit Sönmez, sektörel güven endeksi verilerinin hizmet ve perakende sektörlerinin iş durumları, mevcut mal stokları ve ileriye yönelik talep beklentilerinde bir sorun olmadığını, pozitif tahminlere sahip olduklarını gösterdiğini vurguladı, inşaat sektöründe duyulan güvende ise bir azalmanın olduğunu dile getiren Sönmez, “Hem aldıkları siparişlerin hem de sektörde istihdam ettikleri işgücünde azalmanın Jbu sonuca neden olduğunu savunuyorlar. Zamanla faiz oranlarının gerilemesi mortgage kredilerini canlandıracaktır” dedi.

KAPASİTE KULLANIMI GERİLEDİ

Merkez Bankası’nın imalat sanayinde faaliyet gösteren 2 bin 137 katılımcıdan aldığı yanıtları ağırlıklı olarak toplulaştırmasıyla elde ettiği imalat sanayi kapasite kullanım oranı verilerine göre, Temmuz’da imalat sanayi kapasite kullanımı oranı, bir önceki aya kıyasla 0.3 puan azalışla yüzde 78.7 oldu. Kapasite kullanım oranı Temmuz’da geçen yılın aynı ayma göre ise 0.9 puan artış gösterdi, imalat sanayi kapasite kullanımı 2017 yılı Ocak’ta yüzde 77, Şubat’ta yüzde 76.8, Mart’ta yüzde 76.7, Nisan’da yüzde 78.4, Mayıs’ta yüzde 78.8, Haziran’da yüzde 79 düzeyinde gerçekleşmişti. Yatırım mallarında kapasite kullanımı Temmuz’da bir önceki aya göre 0.2 puan artışla yüzde 83.9’a yükselirken kapasite kullanımı dayanıksız tüketim mallarında 0.2 puan artışla yüzde 72.2, gıda ve içeceklerde 0.1 puan artışla yüzde 70.8 oldu. Kapasite kullanım Temmuz’da bir önceki aya göre dayanıklı tüketim mallarında 1.5 puan azalışla yüzde 76.2’ye, tüketim mallarında 0.1 puan azalışla yüzde 72.9’a geriledi. Temmuz’da mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre 0.2 puan azalışla yüzde 78.4 olurken, geçen pim aynı ayma göre 1.1 puan artış gösterdi.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, imalat sanayi kapasite kullanım oranının, sanayi üretiminin seyrini ortaya koyduğunu vurgulayarak, Temmuz’da dayanıklı tüketim mallarında azalış, dayanıksız tüketim mallarında ise artış olduğunun altım çizdi. Şeker, bu durumun tüketim eğilimleri ve arz-talep dengesinin bir yansıması olduğuna dikkat çekti.

“YATIRIM İŞTAHI AZALMADI”

Dr. Cahit Sönmez, reel kesimin ekonomiye duyduğu güvenin Temmuz’da bir önceki aya göre 2.9 puan gerilese de, endeksin metodolojik açıdan 100’ün üzerinde olmasının reel kesimde faaliyet gösteren şirketlerin ekonomiye güven duyduklarını ifade ettiğini vurguladı. Reel kesime göre hem iç talepte hem de dış talepte hafif zayıflama söz konusu olduğunu dile getiren Sönmez, “Ankette iki kanaldan aldıkları siparişlerde azalma olduğuna vurgu yapmışlar. Bunun dışında belirgin bir neden beyan etmemişler. Dolayısıyla, enflasyondaki düşüş ile faiz oranlarının aşağı gelmesi iç talebi canlan-dırabilecek. Bu da reel kesimin siparişlerini olumlu etkileyecek” dedi.

Üretim azalınca doğal olarak kapasite kullanım oranlarının da aşağı geldiğini ifade eden Sönmez, “Düşüşün nedeni dayanıklı tüketim malları ve aramal üretimlerindeki azalmaya dayanıyor. Ancak yatırım malları üretiminde kapasite kullanımının biraz yükselmiş olması önemli. Reel kesimin yatırım iştahlarının henüz azalmadığını izleyebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

KONUT SATIŞI GERİLEDİ

Konut satışları Haziran’da gerilerken, yılın ilk 6 ayında artış gösterdi. TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde konut satışları haziranda geçen yılın aynı ayma göre yüzde 8.1 azalışla 97 bin 579 oldu. Konut satışları yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 3.7 artışla 654 bin 363’e ulaştı.

İpotekli konut satışları Haziran’da geçen yılın aynı ayma göre yüzde 3.2 azalışla 35 bin 210 olarak gerçekleşirken, toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 36.1 oldu.

Yılın ilk 6 ayında ipotekli konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22 oranında artışla 245 bin 375 düzeyinde gerçekleşti. Haziran’da diğer satış türleri sonucunda 62 bin 369, yılın ilk 6 ayında ise 408 bin 988 konut el değiştirdi.

Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı Haziran’da yıllık bazda yüzde 7.9 azalarak 45 bin 433 olurken, toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 46.6 olarak belirlendi. İkinci el konut satışları bu dönemde yüzde 8.2 azalışla 52 bin 146’ya geriledi. Yılın ilk 6 ayında ise ilk defa satılan konut sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1.4 artışla 296 bin 223’e, ikinci el konut satışları yüzde 5.8 artışla 358 bin 140’a ulaştı.

YABANCIYA KONUT SATIŞI ARTTI

Yabancılara yapılan konut satışları haziranda geçen yılın aynı ayma göre yüzde 24.8 artarak bin 926 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında, haziranda ilk sırayı 903 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 408 konut satışı ile Antalya, 93 konut satışı ile Bursa, 77 konut satışı ile Aydm, 68 konut satışı ile Ankara ve 60 konut satışı ile Muğla izledi. Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Suudi Arabistan vatandaşlarına oldu.

Konut satış istatistikleri sonuçlarının sektörde hafif bir durgunluğa işaret ettiğini söyleyen Dr. Cahit Sönmez, konut sektöründeki bu gerilemenin geçici olduğunu kaydetti.

4.8 MİLYAR DOLAR DOĞRUDAN YATIRIMA

Türkiye’ye Mayıs’ta 1.17 milyar dolar düzeyinde uluslararası doğrudan yatırım girişi oldu. Ekonomi Bakanlığı’mn uluslararası doğrudan yatırım verileri bültenine göre Mayıs’ta uluslararası yatırımcıların Türkiye’deki yeni veya mevcut şirketleriyle iştirak ettikleri yerli sermayeli şirketlerdeki ortaklık paylarına ilişkin transferleri içeren sermaye girişi Mayıs’ta 915 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. 2017 yılı Ocak-Mayıs döneminde net doğrudan uluslararası yatırım girişi geçen yılm aynı dönemine göre yüzde 11.2 artışla 4 milyar 777 milyon dolara ulaştı. Uluslararası doğrudan yatırım girişleri kaleminde yer alan sermaye girişi 2017 yılının ilk 5 ayında toplam 3.6 milyar dolar oldu. 3.6 milyar dolarlık bu girişin 1 milyar doları mali aracı kuruluşların faaliyetleri sektöründen, 810 milyon doları elektrik, gaz ve su, 576’şar milyon doları ise diğer toplumsal, sosyal ve kişisel hizmet ile imalat sektörlerinden kaynaklandı. Ocak-ma-yıs döneminde nakit sermaye girişinin yüzde 69’u AB ülkeleri kaynaklı olarak gerçekleşti. Uluslararası doğrudan yatırım gerçekleşmelerinin ekonomi verileri arasında önemli bir gösterge olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Murat Şeker, uluslararası doğrudan yatırım verilerinin, Ocak-Mayıs döneminde geçen yıla göre yüzde 11.2’lik bir artışla yabancı sermaye girişini gösterdiğini vurguladı. Şeker, yabancı sermaye girişinde gözlenen bu artışın hem yatırımcı ülkelerin coğrafi çeşitliliği hem de sektör dağılımı açısından önemli bir gelişme olduğunu kaydetti.

Dr. Cahit SÖNMEZ / TOBB ETÜ Öğretim Üyesi
“Merkez Bankası popülist yolu tercih etmedi”

Merkez Bankası’ndan beklediğimiz ve rasyonel diyebileceğimiz karar geldi. İstikrarlı fonlama, marijinal fonlama ve geç likidite faiz oranlarında bir değişikliğe gitmedi.

En önemlisi sıkı para politikası duruşunun korunacağına vurgu yapması idi. Çunku kurlar üzerindeki basınç devam ediyor. Bu yüzden Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı ana hedefi için enflasyon üzerindeki birikimli kur etkisini qöz ardı etmemesi gerekiyor. Merkez Bankası da bunu düşünerek FED’in kısmen açtığı marjı değerlendirip, faiz indirimi ile hem iç talepte canlanma hem de firmaların yatırım iştahlarını artırma gibi popülist yolu tercih etmedi.

Prof. Dr. Murat ŞEKER / İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü
Artan konut arzı, sektörü zora sokabilir

Konut satışlarında önceki aylara göre bir azalma söz konusu. 2017’nin en düşük konut satışı haziranda gerçekleşti. Aynı zamanda geçen yılla karşılaştırıldığında ay itibarıyla ilk kez 2016’ntn altında kalındı. Bu durum hem sıfır hem de ikinci el konutlarda gözlendi. Satış fiyatları açısından bakıldığında ise İstanbul’da mahalle ölçeğinde şu sıralar yürüttüğümüz bir araştırma önemli ipuçları veriyor. Yaptığımız araştırmaya göre, İstanbul’da 900 mahalle içinde 500 mahallede konut satış fiyatları bir önceki yıla göre enflasyonun altında kalarak zarar ettirdi. 300 mahallede enflasyonla başa baş değeri korunurken, sadece 100 mahallede enflasyonun üstünde bir kazanç elde edildi. Kira değerleri içinde benzer bir durum söz konusu. Dolayısıyla artan konut arzı ve fiyat düzeyi bu şekilde devam ederse; özellikle küçük yatırımcı için konut aliminin, bir yatırım aracı olmaktan çıkması muhtemel görünüyor.

İnşaat sektöründeki güven endeksinin özellikle bu ay önceki dönemlere göre düşük seyretmesi de, aslında bu durumun sektör tarafından farkında olunduğunun bir göstergesi.

Murat SAĞMAN / Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi
MB faizlere dokunmadan da düşürebilir

Merkez Bankası beklendiği gibi faiz oranlarında değişikliğe gitmedi. Merkez Bankası, enflasyonda kalıcı bir düşüş görmeye başlarsa, İkincisi ise ABD FED tarafında bir yumuşama ve daha güvercin gelişmeler görürse faizlerde İndirime gidebilir. Aslında Merkez Bankası, faiz oranlarına dokunmadan da faiz indirimine gidebilir. Bugün Merkez Bankası yüzde 9.25’ten ve yüzde 12.25’ten para veriyor. Bunun yüzde 90’ını yüzde 12.25’ten gerçekleştiriyor. Merkez Bankası 9.25‘ten verdiği foniama miktarını artırıp, diğerini azaltırsa ortalama foniama faiz oranını düşürmüş olur. Merkez Bankası açıklamasında sıkı duruş ifadesini sürdürdüğü için, bunu hemen yapacağını öngörmüyorum.

Çünkü enflasyondaki kalıcı düşüşü henüz daha görmedik. FED tarafında da bundan sonraki , süreç eylül gibi netleşecek. Merkez Bankası’nın eylülü görmek isteyeceğini tahmin ediyorum. FED’în eylülde bilanço küçültmenin detaylarını paylaşacağını düşünüyorum.

4.5 trilyon dolar bilançodan bahsediyoruz. 1 yıla kadar vadesi gelen kısım ise 200-250 milyar dolar. Bu rakam 4.5 trilyon İçinde çok büyük değil. Onun için kısa vadede bilanço küçültmesinin piyasaları rahatsız etmeyeceğini düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu