Konut satışlarında ‘harç’ dopingi var
Türkiye istatistik Kurumu’nun (TÜlK) tapu kayıtlarına dayanan verilerine göre, eylül ayında 140 bin 298 adet konut satıldı. Bu sayı geçen yılın aynı ayında satılan konut sayısını yüzde 28,8 aşıyor. Geçen yılın eylül ayında 108 bin 918 konut satılmıştı.
Konut satışlarında eylül ayında yaşanan artış oldukça yüksek. Bunun bir nedenini “baz etkisi” oluşturuyor. Geçen yılın eylül ayındaki konut satışian, tamamı hafta içine denk gelen Kurban Bayramı tatili nedeniyle normal‘seviyesinin altında gerçekleşmişti. Kurban Bayramı bu yıl da eylül ayındaydı ama bir bölümü hafta sonuna denk geldi. Bu da eylül ayındaki işgünü sayısının geçen yıla göre artmasını sağlayarak, pek çok ekonomik gösterge gibi konut satışlarına da olumlu etki yaptı.
Ancak bu baz etkisi eylül ayındaki artışın sadece küçük bir bölümünü açıklayabiliyor. Konut satışlarının eylül ayında normal seviyesinin çok üzerine çıkması, bu artışta başka faktörlerin de etkisi olduğuna işaret ediyor. Bu başka faktörlerin en önemlisini de muhtemelen geçen mart ayında ekonomiyi teşvik tedbirleri kapsamında getirilen tapu harcı indiriminin eylül ayında sona ermesi oluşturuyor. Bu indirimden yararlanmak isteyenlerin taleplerini öne çekmesi, konut satışlarında eylül ayında yaşanan artışın esas büyük nedeni gibi görünüyor.
Durum gerçekten böyleyse yılın son üç ayında konut satışlarında ciddi bir yavaşlama yaşanabilir. Geçen yılın son üç ayında faizlerdeki düşüş ve düzenlenen kampanyalar sayesinde konut satışian epey yüksek gerçekleşmişti. Bu yıl ise benzer bir durum yok.
Tapu harcı indiriminin de sona ermesiyle, son üç ayda konut satışlarında düşüş bile görebiliriz.
Tüketici büyümeyi galiba hissetmiyor
Tüketici Güven Endeksi’nin (TGE) değeri ekim ayında 67,3 olarak gerçekleşti. TGE’nin değeri eylül ayında 68,7 düzeyindeydi. Buna göre TGE’de ekim ayında yüzde 2’lik gerileme yaşandı.
TGE’nin dört alt kalemine bakıldığında, ekim ayındaki düşüşün büyük ölçüde ekonominin geleceğine olan güvenin azalmasından kaynaklandığı görülüyor. Genel ekonomik durum beklentisindeki düşüş yüzde 4,5’i buluyor. Ekim ayında hanenin maddi durum beklentisinde de yüzde 2,9’luk düşüş yaşanmış durumda. Buna karşılık işsiz sayısı beklentisi ve tasarruf etme ihtimalinde ise bir miktar iyileşme yaşandığı dikkati çekiyor. Ancak TGE’deki düşüşü sınırlayan bu iki kalemdeki iyileşme diğer iki kalemdeki bozulmayla uyumlu değil. Genel ekonomik durum kötüye giderse işsizlikte azalma yaşanması, hanenin maddi durumu kötüye giderse de tasarruf etme ihtimalinin artması mümkün görünmüyor.
TGE’de önceki iki ayda da düşüş vardı. TGE aslında uzun bir süredir çok düşük düzeylerde seyrediyor ama geçen bahar aylarında bir miktar toparlanma yaşanmıştı. Bu toparlanma TGE’nin değerini 70’lere çıkarmıştı.
Ancak TGE yaz sonunda tekrar düşüşe geçti ve yeniden 60’lara geriledi. Bunun tam da ekonominin yılın ilk yarısında Endeksi) beklenenden hızlı büyüdüğünün belli olduğu bir dönemde gerçekleşmesi dikkat çekici. Hal böyleyken TGE’de düşüş yaşanması, ekonomideki bu hızlı büyümenin tüketiciye pek de yansımadığını düşündürüyor. Bunun nedenini de muhtemelen ekonomideki hızlı büyümenin daha çok inşaat yatırımlanna dayanması oluşturuyor.