Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Kârlara ‘dolar’ baskısı

İkinci çeyrekte bilançolarda en büyük belirleyici döviz kurlarındaki yükseliş oldu. Buna siyasi belirsizliğin de eklenmesiyle şirketlerin ciro ve FVAOK rakamları nispeten yükselse bile kârlılıkların baskılandığı görüldü. Uzmanlar, üçüncü çeyrekte de yüksek kurun bilançolarda başrolü kimseye bırakmayacağım söylerken, döviz açığı olmayan şirketlerin nispeten öne çıkacağı belirtiliyor.

Borsa İstanbul’da (BIST) şirketler ikinci çeyrek bilanço dönemlerini kapattı. Sonuçlarda ortaya çıkan en büyük belirleyici, hiç şüphesiz ki bu çeyrekte de önceki çeyreklerde olduğu gibi yüksek kur oldu. Yüksek kur şirketlerin girdi maliyetleri açısından baskı yaratırken, aynı zamanda dış gelişmelerle birlikte Euro/dolar paritesindeki gerileme dış ticaret hacmi açısından gelir ve giderleri etkiledi.

dolar

Bunun üzerine siyasi belirsizliğin eklenmesiyle panikleyen piyasalarda belirsizlik arttı. Bu ortamın yarattığı belirsizlik ve bunun yansıması olarak iç talepteki durağanlık da şirket gelir ve giderlerini etkileyen bir diğer etken oldu. Uzmanlar üçüncü çeyrekte yine benzer tablonun sürebileceğini belirtirken, bu dönemde özellikle döviz borcu olmayan şirketleri tavsiye ediyor.

TABLO NASIL HAZIRLANDI?

Piyasaların içinde bulunduğu durum itibariyle bu süreçte hisse seçiminde mali yapısı güçlü şirketler öne çıkıyor. Bu noktada 2015 ikinci çeyrek bilançoları üzerinden, satış geliri, esas faaliyet kârı ve net kâr rasyolarını dikkate alarak bir analiz yaptık. Haberimizin tablosunda bu hisseleri görebilirsiniz.

2015 ilk yarı ve 2014 ilk yarı bilanço verileri üzerinden yapılan çalışmada, sanayi şirketleri baz alındı. Her üç kalemde de geçen yılın altında performans sergileyen şirketler liste dışı bırakıldı. Her üç kriterde de en iyi 20 şirket listesine yer verdik. Yatırımcıların bunun yanında ciro büyüklüğü, kârlılık büyüklüklerine dikkat etmesinde de fayda var.

Ayrıca şirketlerin hisse değerlemeleri de bu minvalde incelenmeli.

Genel olarak tabloya bakıldığında, Datagate Bilgisayar her üç kategoride de birinci sırada. İndeks Bilgisayar, Beyaz Filo, Katmerciler Ekipman, Tukaş gibi şirketler de listelerde öne çıkıyor. Sektör olarak teknoloji şirketleri, gübre şirketleri, gıda ve otomotiv şirketleri listelerde yer alıyor.

KÂRLAR BASKILANDI

Sanayi şirketlerinin net kârlarının da kur farkı giderleri nedeniyle olumsuz etkilendiğini görülüyor. Bu bağlamda ikinci çeyreğin genel olarak satışların ve FVAÖK marjlarının güçlü kalmaya devam ettiği bir dönem olduğunu aktaran ALB Forex Araştırma Uzmanı Enver Erkan, bunun yanında TL’nin diğer para birimleri karşısında değer kaybetme eğilimi içinde bulunmasının, kârlılıktaki geri çekilmede kur farkı zararı üzerinden kârlılıkları azalttığını söylüyor. Erkan, “2015’in ikinci çeyreği içerisinde de Türk Lirası dolara karşı yüzde 3, Euro’ya kân yüzde 7 değer kaybetti. Özellikle dolar ve Euro açık pozisyonu olan şirketler bu durumdan negatif etkilendi” diyor.

Alan Menkul Değerler Analisti Ayşegül Bayram ise yüksek kurun ilk yarıda genel olarak inşaat, sanayi ve hizmet sektörü şirketlerinin bilançolarında olumlu etki yaptığını belirtiyor. Bayram, “Bu durum diğer yandan ulaşım, teknoloji, enerji ve gıda bilançolarını olumsuz etkiledi. Genel olarak baktığımızda yüksek kurun belli bir sektörden çok şirketlerin bilanço yapılarından kaynaklı olumsuzluklara neden olduğunu görüyoruz” diyor. Ayşegül Bayram, faaliyetlerinin büyük çoğunluğu döviz kuru üzerinden olan otomotiv ve teknoloji şirketlerinin daha fazla risk altında olduğunu düşündüklerini söylüyor.

NELER ETKİ EDECEK?

Üçüncü çeyrekte açıklanacak sanayi şirketlerinin bilançolarını etkileyecek en önemli gelişme hiç kuşkusuz kur tarafındaki yüksek seyrin devam edip etmeyeceği olacak. Öncelikle iç piyasada 1 Kasım erken seçimleri gündemin en önemli maddesi olarak izleneceğini ifade eden Destek Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Emre Özgüven, “Belirsizliklerin bir süre daha devam etmesi olumsuz bir gelişme olarak karşımıza çıkarken, terör saldırıları ile güney sınınmızda artan tansiyon da TL varlıkların zayıflamasına neden oluyor” diyor. Özgüven’e göre 18 Eylül’de Fitch’in, 6 Kasım’da S&P’nin, 4 Aralık’ta Moody’s’in yapacağı Türkiye’ye ilişkin değerlendirmeler de gözden uzak tutulmamalı.

Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş, önümüzdeki dönemde piyasalann yönünü yüzde 60 global gelişmelerin, yüzde 40 yurtiçi gelişmelerin etkileyeceğini düşündüklerini söylüyor. Demirtaş, global piyasalardaki sert satışların ardından önümüzdeki günlerde FED ve diğer merkez bankalanndan tansiyonu düşürmeye yönelik sinyaller gelmesi durumunda BÎST’in 75.000 seviyelerinin üzerinde tutunmayı başarabileceğini belirtiyor.

YATIRIMCIYA NE ÖNERİLİYOR?

Seçime kadar olan dönemde BİST’in performansında küresel makro gelişmeler, yurtiçinde ise seçim anketleri, TL’nin seyri ve MB’nin alacağı önlemler belirleyici olacak. Halk Yatırım Başekonomisti Banu Kıvcı Tokalı, önümüzdeki 1-2 aylık vadede küresel normalleşmeye geçilmesi ve bunun gelişen ülkelere yönelik kısa süreli de olsa bir rahatlamaya neden olması durumunda, iç piyasalann da olumlu etkileneceğini söylüyor. Tokalı, seçim öncesi oluşabilecek politik risk fiyatlamasının ise yükselişlerin sınırlı kalmasına neden olabileceğini belirtiyor. Bu dönemde Aselsan, BlM, Aygaz gibi defansif hisselerin tercih edilebileceğini dile getiren Tokalı, şöyle konuşuyor: “Diğer taraftan, mevcut düşük seviyeler göz önüne alındığında, satışların yoğunlaştığı dönemlerde, küresel ve içsel dinamiklerin desteklediği, kur riskini yönetebilen, güçlü mali yapısı ile ön plana çıkan şirket hisselerinde pozisyon açma fırsatlarının değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” Cemal Demirtaş ise mevcut ortamda, özellikle kur riskine daha az maruz kalabilecek, mali yapısı kuvvetli şirketlerin önümüzdeki süreçte yaşanabilecek dalgalanmalara dayanıklı olabileceğini ve yatırımcılara kazanç imkanı verebileceğini düşündüklerini sözlerine ekliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu