Kariyer ve İş İlanları

İş Hayatı 3.0’A Dönüşüm Zamanı

GENÇLER ESNEKLİK TALEP EDİYOR

Anketlerden sürekli olarak genç çalışanların, çalışanların refahını ön planda tutan, esnek çalışma saatleri sunan ve bir amaç doğrultusunda çalıştığını onlara güçlü bir şekilde hissettiren firmalarla çalışmak istedikleri sonucunun çıktığı bir çağda, bu ciddi bir sorun. Baby Boomers Kuşağı’nın yüzde 43’ü işletme sahibiyken, Milenyum Kuşağı’nın sadece yüzde 13’ü işletme sahibi… Yani birçok Baby Boomers Kuşağı mensubu, kendi saatlerini belirleme ve anlamlı kararlar verme özgürlüğünün tadını çıkarırken, genç neslin çok az bir kesimi bu ayrıcalıklara sahip. Örneğin; 35 yaşın altındaki çalışanların yüzde 58’i, kendilerine ara sıra evden çalışmaları için izin verildiğini söylerken, Baby Boomers Kuşağı çalışanlarının yüzde 60’ı, haftanın bir günü veya daha fazla günü evden çalışma iznine sahip. Bu esneklik, Baby Boomers Kuşağı çalışanları için daha keyifli bir çalışma ortamının oluşmasını sağlıyor. Bu kişilerin yüzde 41’i ‘son derece iyi’ bir iş hayatı-özel hayat dengesine sahip olduklarını söylerken, 35 yaşın altındaki çalışanların ise sadece 30’u bu görüşe sahip.

BİRÇOK BABY BOOMERS KUŞAĞI MENSUBU, KENDİ SAATLERİNİ BELİRLEME VE ANLAMLI KARARLAR VERME ÖZGÜRLÜĞÜNÜN TADINI ÇIKARIRKEN, GENÇ NESLİN ÇOK AZ BİR KESİMİ BU AYRICALIKLARA SAHİP. ÖRNEĞİN; 35 YAŞIN ALTINDAKİ ÇALIŞANLARIN YÜZDE 5S’İ, KENDİLERİNE ARA SIRA EVDEN ÇALIŞMALARI İÇİN İZİN VERİLDİĞİNİ SÖYLERKEN, BABY BOOMERS KUŞAĞI ÇALIŞANLARININ YÜZDE 60’l, HAFTANIN BİR GÜNÜ VEYA DAHA FAZLA GÜNÜ EVDEN ÇALIŞMA İZNİNE SAHİP.

EVDEN ÇALIŞMA MOTİVASYONU ARTIRIYOR

Son 10 yılda, cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar ve tabletler sayesinde her yerde bağlantı sağlanabildiğinden ‘uzaktan ofis’, iş dünyasında giderek daha popüler hale geldi. Bugün, çalışanların yüzde 38’i haftada en az bir gün evden çalışabildiklerini söylüyor. Bu çalışanlar aynı hakka sahip olmayanlara kıyasla daha yüksek bir iş tatminine sahip. Küçük işletmelerin uzaktan çalışma konusunda büyük şirketlerden çok daha fazla esneklik sergilediği görülüyor. Büyük şirket çalışanlarının yüzde 86’sı haftada bir gün veya daha fazla evden çalışmak isterken, yalnızca yüzde 26’sı bunu başarabiliyor. Buna karşılık küçük işletme çalışanlarının yandan fazlası bu hakka sahip olduklarını belirtiyor. Birçok büyük şirket evden çalışma uygulamalarını çok başarılı bir şekilde yürütüyor ve çalışanlarının takdirini kazanıyor. PayScale tarafından yapılan bir ankete göre Microsoft çalışanlarının yüzde 40’ı evden çalışabiliyor. Çalışanların yüzde 67’sinin, telekomünikasyon yoluyla veya uzaktan çalışabildiklerini belirttikleri Cisco’da çalışanların yüzde 75’i işlerinden son derece memnun olduklarını belirtiyor. Evden çalışma, sadece çalışanın moral düzeyini artırmakla kalmıyor aynı zamanda verimliliği artırmaya da yardımcı oluyor. Çin’de yayında olan seyahat web sitesi Ctrip çağrı merkezi, personeline dokuz ay boyunca evden çalışma fırsatı tanıdığında, evden çalışanların ofiste çalışanlardan yüzde 13.5 daha fazla arama yaptığını ve işten ayrılma oranlarının ofis çalışanlarının yarısı kadar olduğunu keşfetti. Bu da Ctrip’e dokuz aylık dönemde çalışan başına yaklaşık bin 900 dolar tasarruf etme olanağı sağladı.

YENİ İŞ DÜZENİ: İŞVEREN VE ÇALIŞAN ARASINDA TEK BİR SOSYAL SÖZLEŞME YOK

Ancak yine de serbest çalışmayı tercih ederek, düzenli maaş ve çalışma saatlerinden feragat edilmesinin getireceği güçlükler de söz konusu… Ankete katılaniarın yüzde 39’u gelir belirsizliğinin, serbest çalışmanın, en cazip olmayan yönü olduğunu dile getiriyor. Esneklik önemli bir değer olarak görülmekle birlikte, güvenilirlik ve istikrardan ödün verildiği yönünde endişeler de ağır basıyor. Bu, özellikle şirket sadakati hakkındaki şüpheli tutumlarına rağmen, hayatlarında artık istikrarın kritik bir faktör haline geldiği bir döneme giren Milenyum Kuşağı için geçerli… Bağımsız çalışma isteğinin yaşla birlikte arttığı görülüyor. 50 yaş ve üstü kişiler, bağımsız çalışma konusunda 18 ila 34 yaşları arasındaki kişilerden iki kat daha fazla istekli… Genç çalışanlar özerklik istiyor. Ancak istikrara ihtiyaç duydukları bu dünyada, ‘karmaşıklık’ ve ‘değişkenlik’, yeni iş düzeninin ayırt edici özellikleri arasında yer alıyor. Artık, işveren ile çalışan arasında sadece tek bir sosyal sözleşme yok. Artık her sözleşmenin, katı ve kural odaklı olmaktan ziyade hem işverenin hem de çalışanın ihtiyaçlarına cevap vermesi gerekiyor. Bu yeni düzen, çalışan ve işveren arasında daha fazla koçluk ve daha güçlü geribildirim döngüsü gerektiriyor. Değerlerin net bir şekilde ifade edildiği ve amaç duygusunun açıkça paylaşıldığı, karşılıklı sorumluluk içeren bir ilişki biçimi kurgulanmalı…

İŞ’İN GELECEĞİ NE GÖSTERİYOR?

Baby Boomers Kuşağı’ndakiler emekli olurken ve Milenyum Kuşağı ve Z Kuşağı’ndakiler iş gücüne hükmederken, bireyler halen bir işleri olmasını bekliyor. Ankete katılaniarın yüzde 55’i ise ‘gelecekte, bugün bildiğimiz şekliyle bir işe sahip olma kavramının geçersiz olacağı’ ifadesine katılmıyor, iş kavramı değişebilir gibi görünüyor. Görünen o ki gelecekte işler, çalışanlara bugünkü ortalama işlerden çok daha fazla esneklik ve özerklik sağlayacak. Bağımsız çalışma konusunda ise tam bir karışıklık söz konusu… The Freelancers Union’ın (Serbest Çalışma Birliği), ‘Amerika’da 2015 Serbest Çalışma’ araştırması, ABD’de toplam iş gücünün yüzde 34’ünü serbest çalışanların oluşturduğunu gösteriyor. Bu da yaklaşık 54 milyon çalışan anlamına geliyor. Çalışma sonuçları, Mayıs 2014’teki 14 milyon serbest çalışan sayısının, Mayıs 2015’te 15.1 milyona yükseldiğini gösteriyor. PvvC’nin anketine katılan ve bağımsız olmayan çalışanların yüze 41’i, 2017’de bağımsız bir çalışan olarak çalışmayı arzu ettiğini söylerken, yüzde 53’ü ise 5 sene içinde serbest çalışan olmayı ümit ettiğini vurguluyor. Araştırmaya katılan çalışanların üçte ikisi, gelecekteki kariyer yollarını, şirketlerin değil, çalışanların belirleyeceği konusunda hemfikir. Benzer şekilde, yüzde 63’ü, sekiz saatlik iş gününün geçerliliğini yitireceğine ve yüzde 68’i de işin geleneksel bir ofiste değil, uzaktan da yapılacağına inanıyor. Dahası, çalışanların yüzde 76’sı personel sosyal haklarından ve sağlık hizmetlerinden, işverenlerin değil, doğrudan çalışanların kendilerinin sorumlu hale geleceğine inanıyor. Ankete katılaniarın yüzde 86’sı bağımsız çalışmak için güçlü bir arzu duyduğunu belirtiyor. Çünkü bağımsız çalışmak, zamanlama konusunda daha fazla esneklik sağlıyor, iş hayatı ve özel hayat arasındaki dengenin daha rahat kurulabileceği düşünülüyor. Çalışanlarla yapılan fokus grup katılımcılarından birinin yorumu ise son derece ilginç: “Artık yeni sözleşme modeli, hiç sözleşme yapmamak. Evet, sözleşme yaptığınızda elinizde fiziksel bir kağıt parçası bulunabilir. Ancak bu aslında hiçbir anlam ifade etmez…”

Önceki sayfa 1 2 3Sonraki sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu