Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Döviz açık pozisyonu gerileyen şirketlere dikkat!

Son üç aydır dolarda yaşanan gerileme ile şirketlerin döviz açığı azaldı ve kur farkı gideri düştü. Ancak uzmanlar kurdaki ani yükselişlerden etkilenmeye devam edecekleri için şirketlerin hedge yapıp yapmadığının irdelenmesi gerektiğine dikkat çekiyor…

DOLAR/TL paritesi 2016 yılım 3.5235 seviyesinde kapattı. Daha sonra yılbaşından itibaren ciddi dalgalanmalar oldu. Nitekim yılbaşından itibaren geçen üç aylık dönemde en düşük (2 Ocak 2017) 3.5322, en yüksek (11 Ocak 2017) 3.9415 TL’yi gördü. Son günlerde ise lokal haberlerin de etkisiyle 3.67-3.50 gibi oldukça açık bir bant aralığında güncel hareketler gerçekleşiyor. Dış etken olmazsa yüksek ihtimal kurun referanduma kadar aşağı gitmeyi zorlaması bekleniyor. Düşüşün de 3.55-3.50 gibi aralıklardan destek bulacağı öngörülüyor.

Yılbaşından itibaren geçen süreçte kurdaki dalgalanmayı 3.52 ve 3.65 olarak varsayacak olursak, borsacılar hisse senetleri borsada işlem gören şirketlerin döviz pozisyonlarında da değişim gerçekleşeceğine dikkat çekiyorlar. Uzmanlar, yılın ilk çeyreğine yönelik bilançoların açıklanması için geriye sayımın başlamasına paralel döviz açık pozisyonu gerilemiş hisselerin alım için önemli bir gelişme kaydettiğine dikkat çekiyor. Ancak, döviz açığının azalması şirketin kur farkı giderinin azalacağını gösterse de kurdaki ani yükselişlerden etkilenmeye devam edeceğini, bu nedenle şirketlerin öncelikle hedge yapıp yapmadıklarının irdelenmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.

Küresel piyasalar

“RİSKİN YÖNETİLMESİ ÖNEMLİ”

Kur değişimlerinin, ana faaliyetten bağımsız olarak şirketin finansman maliyetleri üzerinde etkili olduğunu ve dramatik değişimlerin şirketin karlılığında oynamalara neden olabildiğini belirten Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan, bu oynamaların olumlu veya olumsuz yönde olabileceğini söylüyor. Bunun şirketin gelir, gider dengesine bağlı olduğunu hatırlatarak şu yorumu yapıyor:

“Bu bakımdan da risk içeriyor. Özellikle yurtdışı operasyonları yoğun olan, mal alıp satan şirketleri bu değişimler yakından ilgilendiriyor. İthal girdi kullanımın yoğunluğu nedeniyle özellikle sanayi şirketleri döviz kurundaki yükselişten dolayı risk altındadır. Oluşan maliyet baskıları sonucu daha fazla finansman maliyetine veya ticari kur farkı zararına maruz kalıyorlar. Bilanço riskleri elbette şirket hisseleri için de olumsuzluk oluşturmakta. Dolayısıyla yatırımcıların dikkat etmesi gereken noktalardan birisi de şirketin döviz riskine karşı duyarlılığı. Döviz pozisyonunun içeriğine (Amerikan Dolan, Euro, Japon Yeni vs.) ve türev araç net pozisyonuna (hedge) göre gerçek döviz pozisyonu farklı olabilmekte. Bu nedenle açık döviz pozisyonu kadar bu alt faktörler de dikkate alınmalı ve gerçek etki doğru analiz edilmeli. Şirketin döviz riskinin olup olmaması kadar, var olan riskin yönetilip yönetilmediği de önemli.”

“ALIM İÇİN ÖNEMLİ BİR GELİŞME”

Döviz açık pozisyonu gerilemiş hisselerin alım için önemli bir gelişme kaydettiğini de hatırlatan Erkan, çünkü bunun döviz açığı olsa da riskinin azaldığına işaret ettiğini belirtiyor. Dolayısıyla şirketin bilanço riskinin de azalacağına işaret ederek, “Özellikle kur ve vade uyumsuzlukları şirket bilançoları açısmdan sıkıntılı olabiliyor. Döviz açık pozisyonu azalmışsa, bu konuda gelişme kaydedilmiştir. Örneğin, giderleri yoğunlukla dolar cinsinden olan bir şirketin, dolar nakit girişi sağlaması gibi… Döviz değişimlerini satış fiyatına yansıtmak, satış hacminde kayıp olmaması şartıyla, bir strateji olabilir.

Şirketin döviz açık pozisyonundaki değişimler kadar, doğal hed-ging (gelir, gider kur uyumluluğu) veya türev araçlarla hedging yapıp yapmadığı da önemli” diyor.

“HEDGE’E DİKKAT EDİLMELİ”

Döviz açığı olan şirketlerden hedge yapanlar için doların yükselmesinin bir etkisi olmadığını belirten Işık FX Ba-şanalisti Gizmen Nalbantlı, hedge yapmayanların ise yazdıkları kur farkı giderleri ile ya karının azaldığım ya da zararının arttığını belirtiyor. Son haftalarda düşük olsa da doların ilk çeyrekte yüksek seyrettiğini de hatırlatan Nalbantlı, “Özellikle Ocak ayında 3.94 zirvesini görmüştük. Geçtiğimiz yılın kapanışı 3.52 seviyesindeydi. İlk çeyrek ise yüksek ihtimal 3.60 bölgesinden kapanacak. Bu nedenle dolardaki düşüşün ilk çeyrek bilançolar üzerinde çok fazla etkili olacağım düşünmüyorum” diyor.

Nalbantlı, yılsonu bilançolarını dokuz aylık bilançolar ile karşılaştırdığımızda genel olarak şirketlerin döviz açığının arttığını hatırlatarak, tek düşüş olan şirketin Yazıcılar Holding olduğunun altını çiziyor. Döviz pozisyonunun gerilemiş olmasını hisse alımı için önemli bir kriter olarak görmeyen Nalbantlı şu yorumu yapıyor: “Geçtiğimiz yıl için döviz fazlası olan şirketleri kur farkı geliri nedeniyle önermiştik. Döviz açığının azalması şirketin kur farkı giderinin azalacağım gösterse de kurdaki ani yükselişlerden etkilenmeye devam edecekler. Bu nedenle şirketlerin öncelikle hedge yapıp yapmadıkları önem taşıyor.”

Yazıcılar Holding: Anadolu Endüstri Holding (AEH) ve Öziihan Sınai Yatırım’ın (ÖSYAŞ) Yazıcılar Holding bünyesinde birleştirilmesine karar verilmesi sonrası yeniden değerlendirdiğimiz şirketin yukarı potansiyelinin duşunuyoruz.

2016 yılında yazdığı kur farkı giderleri ile zarar açıklayan şirket özellikle Migros ve Anadolu Efes’in performanslarından olumsuz etkilendi. Birleşme sonrası net aktif değerinin artması ve yapılacak sermaye artırımı ile birlikte hissenin değer kazanmasını bekliyoruz. Yazıcılar Holding hisselerinin, faaliyet gösterdiği sektörlerde lider olan şirketlerden oluşması nedeniyle öneri listemizde yer alıyor. Yazıcılar Holding hisselerinde yüzde 28 yükselme potansiyeli ile 26 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

Torunlar GYO: 2016 yılının son çeyreğinde 856.7 milyon TL net dönem karı elde eden şirketin net karında yatırım amaçlı gayri-menkullerde gerçekleşen değer artışı etkili oldu. 2014 sonu itibariyle kiralanabilir varlıklara yaptığı yatırımlarla dikkat çeken şirket, yıllık kira gyg seviyesini 158 milyon TL’den 400 milyon TL seviyesine yükseltti. Şirketin net döviz pozisyonunun yüksek olması hisse fiyatı üzerinde baskı oluşturuyor. Ancak Torun Çenter ve Paşabahçe projelerinden beklenen gelir bu borç miktarını karşılayacak düzeyde. Önümüzdeki dönemde ortaya çıkabilecek yeni projeler ve beklenen net aktif değer artışı hisse performansını olumlu etkileyebilir. Torunlar GYO hisselerinde yüzde 26 yükselme potansiyeli ile 5.7 hedef fiyat öngörüyoruz.

Pegasus: 2016’da satış gelirleri geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6 artış göstererek 3 milyar 707 milyon TL’ye ulaştı. İlgili dönemde yurtiçi tarifeli uçuş getirilerinde düşüş görülmekle birlikte, toplam yolcu sayısını ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 oranında artırdı.

Ancak yurtdışı yolcu gelirlerindeki sert düşüş dikkat çekici. Yılın genelinde jeopolitik riskler, yoğunlukla Avrupa ve Rusya kaynaklı zayıf talep, dördüncü çeyrekteki sezonsallık nedeniyle yaşanan kötü hava şartlan ve güvenlik sorunları, Türkiye yönlü trafiğin olumsuz etkilenmesi dış hat birim gelirlerini geriletti. Yakıt maliyetlerinde ve misafir başına yan gelirlerde pozitiflik görülse de, birim maliyetler Sabiha Gökçen Havaalanı’ndaki kapasite kullanım limiti ve daralan dış talep etkisiyle arttı. Bir diğer negatif etki de planlanmış fakat onayda bekleyen ilave frekansların alınamamasından dolayı uçak başına daha az ASK üretiminden gelmekte. Şirket, finansal stratejisine ek olarak döviz fiyatlanıp TL olarak yapılan tüm satışlarda T+l’de yüzde 25 oranında dolara dönmekte.

Ayrıca farklı dövizlerde fiyatlanıp TL olarak yapılan tüm tahsilatlarda da T+l’de dolara dönülmekte. Bu şekilde 2017 yılında şirket günlük ortalama 40 milyon dolar alım gerçekleştirmekte. Şirket jet yakıtı fiyat değişimi, euro/TL ve dolar/TL değişimlerinden kaynaklı risklere karşı da hedge programı uygulamakta. 2016 hedeflerini gerçekleştiren şirket, son olarak yaptığı açıklamada 2017’den umutlu olduklarını ama asıl büyümenin 2018 ve sonrasında geleceğini söyledi. Yeni hatları ile birlikte uçuş ağını 40 ülkede toplam 103 ülkeye ulaştıran şirket 2017 için planlanan üç adet yeni A320 Neo alimim altıya çıkardı. Böylece şirket ortalama filo yaşını düşürerek uçak işletme maliyetlerinde iyileşme sağlamayı planlıyor. Ayrıca 2017’de taşıyacağı misafir sayısını yüzde 5-7 arasında artırmayı hedefliyor. Pegasus hisseleri için “endeks üzeri getiri” beklentisi kapsamında yüzde 11 yükselme potansiyeli ile 16 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

Tofaş Otomobil: Şirketin üretim ve satış performansına göre, yurtiçi talepte bir canlanma gözleniyor. İhracat konusunda Avrupa şirket için önemli bir pazar konumunda. Avrupa’da PC ve LCV pazarı da sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 12 oranında büyürken, her iki pazarda da İtalya ortalamanın üzerinde büyüme gösterdi. Nitekim, İtalya Tofaş’ın toplam ihracatı üzerinde yüzde 38 paya sahip oldu. Bu oran geçen sene yüzde 26 seviyesindeydi. Yurtiçi perakende adetleri Ekim ayından itibaren Egea ailesinin tüm opsiyonları ve stationvvagon’un pazara sürülmesiyle artış trendine girdi. İhracat adetindeki büyüme de ağırlıklı olarak Egea satış adetlerinden kaynaklanmakta. Egea ailesine yönelik yıllık ek 50 bin adet kapasite artışıyla toplam tesis kapasitesinin 450 bin adete ulaşacağını duyurdu.

Şirketin Euro açık pozisyonu var, ancak tamamına yakını hedge ediliyor. Bu yüzden döviz kurlarındaki harekete karşı en sağlam olanlardan biri. 2016 yılında da Türkiye otomotiv endüstrisinde en yüksek ihracat adetini yakaladı. Şirketin yurtiçinde ürettiği Egea ve Linea modelleri baz değerleri 40 bin TL’yi aşmadığı ve toplam satış hacminde önemli paya sahip olduğu için satış hacmi de genel olarak ÖTV artışından etkilenmeyecek. Tofaş Otomobil hisseleri için beklentimiz “endeks üzeri getiri”. Yüzde 12 yükselme potansiyeli ile 30.50 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu