Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Dolara faizsiz set çekmek kolay değil

Dolar kurunda ocak ayı ortalarından bu yana hızlı bir yükseliş var. 14 Ocak’ta 2,28 TL olan dolar kuru geçen hafta 2,64 TL’ye kadar çıktı. Bu iki aylık süredeki toplam artış yüzde 15’i aşarken, günlük ortalama artış ise yüzde 0,25 olarak hesaplanıyor. Bu yükseliş burada dursa bile 2001 krizi sonrasında geçtiğimiz dalgalı kur sisteminde görülen en şiddetli yükselişlerden biri olarak tarihe geçecek.

Dolar kurundaki bu hızlı yükselişin iki nedeni var. Birincisi, küresel gelişmelere bağlı olarak tüm dünyada doların değer kazanması. Dolar kurundaki yükselişin ikinci nedenini ise Cumhurbaşkanı Recep Tay-yip Erdoğan’ın Merkez Bankası’na yaptığı “faiz indir” baskısıyla para politikasının yalpalamaya başlamasının finansal piyasalarda sinirleri germesi oluşturuyor.

dolar kuru

Erdoğan ve kurmayları elbette bu ikinci nedeni kabul etmiyor. Ancak Erdoğan yine de finansal piyasaların sinirlerini yatıştırmak için bir adım attı ve geçen hafta Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ı kabul etti. Başçı, 130 sayfalık bir sunum yaparak Erdoğan’a mevcut durumda faizlerin neden hızla indirilemeyeceğini anlatmaya çalıştı.

Şimdi bu adımın dolardaki yükselişi durdurmaya yetip yetmeyeceği merak ediliyor. Ancak bu sorunun net bir cevabı yok. Erdoğan, Merkez Ban-kası’na baskı yapmaya gerçekten son verirse, son iki aydaki yükselişin bir nedeni ortadan kalkabilir. Ancak küresel gelişmeler böyle devam ederse dolar kurundaki yükseliş yine de sürebilir. Bu yükselişin maliyetinin taşınamaz hale geldiği yerde de iki aydır faiz indirmesi için baskı altına alman Merkez Bankası faizi yükseltmek zorunda kalabilir.

GEÇMİŞ DENEYİMLER

2001 krizi sonrasında dalgalı kur sistemine geçilmesinden bu yana Türkiye’de döviz kurlarının hızla tırmandığı beş dönem yaşandı. Kurlardaki artış bunların sadece ikisinde Merkez Ban-kası’mn faiz silahına başvurmasına gerek kalmadan durdu. 2002 ortalannda siyasi krizle başlayan yükseliş erken seçim kararının alınmasıyla durmuştu. 2008-2009 döneminde ise küresel kriz kaynaklı yükselişe Merkez Bankası sadece bir miktar döviz satarak karşı koyup sabırla krizin ateşinin düşmesini beklemişti. Ancak diğer üç hızlı kur artışında Merkez Bankası eninde sonunda faiz silahını çekmek zorunda kalmıştı. 2006’da 3,1 milyar dolarlık döviz satışı para etmeyince nispeten hızlı bir şekilde faiz silahı çekilmişti. 2011’de ve 2013-2014 döneminde ise uzun süre direnil-miş, ilkinde 16,1 milyar dolarlık ve İkincisinde 23,5 milyar dolarlık döviz satışından sonra faiz silahına el atılmıştı.

Son yükselişte ise Merkez Bankası henüz faiz silahına el atmadığı gibi yoğun bir döviz satışına da geçmedi. Esasında para politikası faizine dokunmadan da piyasaya verdiği fonların ortalama maliyetini yükselterek dolardaki yükselişe müdahale etme imkanı var. Ancak bu uygulama için de artık Erdoğan’ı ikna etmek zorunda gibi görünüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu