Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi borsa ve hisse senedi yorumları

yuzdeCumhurbaşkanlığı seçimine kadar endeksin 82 bin-85 bin seviyelerini görmesi bekleniyor. Bu dönemde hisse senedi almak isteyenlere fikir vermesi için 2014 yılı ilk çeyrek bilançolarını yedi kritere göre analiz ettik. Bunlar içinden 15 hisse alıma uygun olarak öne çıktı…

TÜM ülkeyi yasa boğan Soma maden faciasının yaraları yavaş yavaş sarılmaya çalışılırken piyasalar kendi seyrinde işlemeye devam ediyor. Borsa İstanbul’da en önemli hareket noktası ise şimdilik yılın ilk çeyreğine yönelik bilançolar. Evet, 2014 yılı ilk üç aylık bilançoların tamamı Borsa İstanbul’a gönderilmiş durumda. Genel olarak bilançoların olumlu bir tablo sergilediğini ifade eden analistlere göre, bu noktada öne çıkan sektörler ise bankacılık ve gıda…

Özellikle yılm başında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nm (TCMB) sert şekilde faizleri artırması sonucunda kredi maliyetlerindeki yükselişle birlikte kredi talebinin daraldığını ve iç tüketimin yavaşladığını hatırlatan analistler daha sonra durumun yavaş yavaş değişmeye başladığını belirtiyor. Yoğun rekabet ortamında bankacılık sektörünün kredi faizlerine paralel olarak mevduat faizlerinde artışa gidemediğini ve kar marjının daraldığını kaydeden analistler, buna rağmen yılm ilk çeyreğinde bankaların beklenenden olumlu performans gösterdiğini söylüyor.

Analistler bu olumlu görünümün borsa-ya yansıdığının görüldüğünü ifade ederken, endeks Merkez Bankası’nm geçen hafta faizleri indirmesine paralel olarak 78 bin sınırını da aşarak 79 binleri zorlamaya başladı. Banka hisseleri önderliğinde gerçekleşen yükselişin 82 bin-85 bin seviyelerine kadar ulaşacağını tahmin eden analistler, cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar 80 binlerin test edilebileceğim düşünüyor. Kısacası önümüzdeki dönem için borsada olumlu bir trend bekleyen analistler, Merkez Bankası’nm faiz indiriminin orta vadede özellikle banka hisselerini olumlu etkileyeceğinin altını çiziyor.

Hisse senedi almak isteyenlere uyarılar

■ Danışmanlık hizmeti almadan kulaktan dolma bilgilerle hisse seçimi yapmayın.

■ Hisse seçiminde tek kriteriniz, kâr rakamı olmasın.

■ Likiditesi yüksek hisseler önceliğiniz olsun.

■ Kendinize bir yatırım vadesi belirleyin.

■ Orta ve uzun vadeli düşünmeyi prensip edinin.

■ Öz kaynağı ödenmiş sermayesinden yüksek olan şirketleri tercih edin.

■ Gelir tablosunda satış geliri, esas faaliyet karı,

FAVÖK ve net kar rakamları ön plana çıkar. Bu kalemlerin beraber artması önemli.

■ Satış gelirlerinde üretilen mal veya hizmetlerin istikrarlı bir şekilde şirketin elinden çıkarılıp çıkarılmadığı incelenmeli.

■ Brüt karın ne kadarının FAVÖK ve net kara yansıtabildiği ve kar marjlarının ne seviyede korunduğu analiz edilmeli.

İLK HEDEF 85 BİN

BIST-lOO’ün 80 bin seviyesini hedeflediğini belirten Integral Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Beste Naz Süllü, cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar endeksin bu seviyeleri test edebileceğini düşünüyor. Gelişen ülkelere göre Borsa İstanbul’un fiyat/kazanç olarak biraz primli göründüğünü belirten Süllü, “Ancak aşağı çekilen risk primleriyle birlikte ihracatın büyümeye olan katkısı önemli. Bu nedenle BIST-lOO’ün 85 binlere gelebilecek potansiyeli taşıdığım düşünüyoruz” diyor.

Gedik Yatırım Menkul Değerler Yatırım Danışmanı Ceren Bakcay ise, cumhurbaşkanlığı seçimine kadar değil ama cumhurbaşkanı adaylarının belli olacağı 29 Haziran tarihine kadar piyasanın genel olarak olumlu bir trend izleyeceğini düşünüyor. Bakcay’m endeks için beklediği en yüksek seviye ise 82 bin civarı. Bunun üzerini pahalı olarak değerlendiren Bakcay, “BIST-100

endeksi için hedefimiz 80 bin-82 bin aralığı. Merkez Bankası’nın faiz indirimi piyasa beklentilerinden farklı oldu. Bu faiz indirimi orta vadede bankaları olumlu etkileyeceği için- ilk anda bankalarda biraz kar realizasyonu olsa da- orta vadede söz konusu hisselerin artan trend içinde olmasını bekleyebiliriz” diyor.

KÂR SATIŞLARINI GETİREBİLİR

TCMB’nin politika faizini sürpriz bir şekilde 50 baz puan indirmesi ile bankacılık sektörü önderliğinde endeksin 78 binlere yükseldiğini hatırlatan Destek Menkul Değerler Kaldıraçlı İşlemler Müdürü Engin Kılıç’a göre, faiz indiriminin kısa vadede borsa tarafında olumlu seyrinin devam etmesi beklenebilir. Ancak önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimleri bulunuyor. Piyasalarda mevcut hükümetin adayının seçimi kazanacağı beklentisi olduğunu belirten Engin Kılıç, şunları belirtiyor:

“Dolayısiyle siyasi tarafta yaşanması muhtemel tansiyonun şu aşamada fiyat-lanmadığı görülüyor. Fakat seçime yaklaşıldıkça siyasi tansiyonda artış görülmesiyle birlikte endeks tarafında bu yönde bir fiyatlanma görülebilir. Ancak son yerel seçimlerde yaşanan ortam kadar sert bir atmosfer beklemiyoruz. BIST-100 endeksinde kısa vadede 77 bin 400 seviyesinin üzerinde kalınması durumunda 80 bin 500 görülebilir. Önümüzdeki dönemde seçim ortamına girilmesi, endekste kar satışları için bahane olarak kullanılabilir. Bu noktada geri çekilmelerin görülmesi halinde yeniden 72 bin desteğine geri çekilebilir.”

BANKACILIK SEKTÖRÜ İZLENMELİ

İç talepte yaşanan daralma ve kredi faiz oranlarında görülen artışın geçen yıla göre bilançolarda karların düşük olmasına neden olduğunu belirten Destek Menkul Değerler Kaldıraçlı İşlemler Müdürü Engin Kılıç, ilk çeyrek bilançoları hakkında şu yorumu yapıyor: “Bankacılık sektörünün ilk çeyrek net karı, 2013 yılının eş dönemine göre yüzde 13.9 azalarak 6 milyar 69 milyon TL’ye geriledi. Beklentimiz kar rakamında yüzde 15 azalış olacağı yönündeydi. Ayrıca gıda sektöründe de iyi bir seyir hakim. Çünkü bu sektörün kendine göre özellikleri bulunuyor. Gıda, iktisadi olarak talep esnekliğinin düşük olmasından dolayı iç tüketim, kur ve faiz oranlarına karşı direnç gösteren bir sektör. 2013 yılında yüzde 7.4 büyüyen sektörde harcamalar kanadında da yüzde 9.2 artış yaşandı. Bu yılın tamamında ise yüzde 6 büyüme bekleniyor. Bu yönüyle birlikte sektörün güçlü konumunu beğeniyoruz.”

Kılıç, önümüzdeki dönemde bankacılık sektörünün takip edilmesi gerektiğini düşünüyor. Bu günlerde gelişmekte olan ülkelere fon akışının hızlanması ile bu ülkelerin para birimlerinde değerlenmeler görüldüğünü, özellikle dolar/TL kurunda 2.39 seviyelerinden 2.06 seviyelerine kadar sert düşüşler gözlenmesine dikkat çekiyor. Bankaların TCMB nezdinde tuttukları zorunlu karşılıklara faiz verilmesinin de önümüzdeki günlerde yeniden gündeme gelebileceğini düşünen Kılıç, “ TCMB’nin faiz indirimine gitmesiyle bankacılık kar marjları üzerindeki baskı hafifletilmiş oldu. Bu durum da sektör oyuncularının hisse senetlerine pozitif etki eder” diyor.

NET KÂR İNCELENMELİ

Kılıç, şirket bilançoları incelenirken genelde bakılan en önemli kalemin net kar rakamı olduğunu ancak net kar rakamının da ayrıca incelenmesi gerektiğini söylüyor. “Evet, bu rakam önemli; zarar eden bir şirkete kimse ortak olmak istemez” diyen Kılıç, şöyle devam ediyor: “Fakat net kar rakamının da incelenmesi gerekir. Şirket bu karı gayrimenkul satışından veya elinde bulundurduğu varlıkların satışından elde etmiş olabilir. Burada önemli olan, net kar rakamının esas faaliyet karından elde ediliyor olması. Önemli olan bir diğer konu ise satış gelirleri… Şirket ürettiği mal veya hizmeti istikrarlı bir şekilde elinden çıkarıyor mu? Ayrıca kısa vadeli ticari alacaklar ve stoklar kalemi de şirketin mali ve operasyonel durumunu gösteriyor. Eğer hem kısa vadeli alacakları, hem stokları artıyor, hem de satışları geriliyorsa, bu noktada şirket alacaklarını tahsil edemiyor. Bunun yanında satış yapamıyor ve ürettiği bu malın satılamamasından dolayı stokları birikiyor demektir. Bu da şirket için oldukça olumsuz bir durumdur.”

BİLANÇOLAR GERİLEDİ

Gedik Yatırım Menkul Değerler Yatırım Danışmanı Ceren Bakcay 2014 yılı mart dönemi bilançolarım ise 2013’e göre başarısız buluyor. Bu görüşünü ise şu verilerle açıklıyor: “Finansal kurumlar dışında kalan (bankacılık, leasing, sigortacılık ve aracı kurumlar hariç) şirketlerin, 2013 yılı mart döneminde toplam karı 8.7 milyar seviyesindeydi. Aynı şirketlerin 2014 Mart dönemindeki karı ise 5.7 milyar TL seviyesinde olup geçen yıla göre yüzde 35.7 düşüş oldu. Bunun en önemli sebeplerinden biri kur hareketlerinden kaynaklanan giderler. Ayrıca Anadolu Efes, 2013 Mart döneminde birleşme nedeniyle bir defaya mahsus 2.6 milyar TL kar elde etti. Bu Mart 2014 döneminde 99 milyon TL zarara dönüştü. Bu etkiyi çıkarırsak, şirketlerin 2013 toplam karı 6 milyar TL olurken, 2014 yılında bu şirketlerin toplam karı 5.6 milyar TL oldu. Kısacası 2014 yılı ilk çeyrek sonuçları 2013 ilk çeyrek sonuçlarına göre geriledi. Dolayısıyla 2014 Mart dönemi bilançolarını geçen yıla göre başarısız buluyoruz. Nitekim, sadece BIST-100 hisseleri kapsamsmda sadece sanayi şirketleri bilançolarına bakacak olursak, 2013 Mart döneminde 8.2 milyar TL olan karlar 4.6 milyar TL’ye düştü. Ve yine Anadolu Efes’in karlılığı sonuçları belirgin şekilde etkiledi. Anadolu Efes etkisi çıkarıldığında karlar 5.6 milyar TL’den 4.6 milyar TL’ye düşmüş bulunuyor. Fakat unutulmamalı ki 2013 Mart döneminde BIST-100 endeksi 86 bin seviyelerindeydi. Bu yılın mart döneminde ise 70 bin seviye-lerindeydi ve bilançolardaki bu bozulmayı fazlasıyla yansıttı”

CAM, ÇİMENTO…

2014 yılının ihracat temelli bir yıl olduğunu ve iç talebin zayıf seyrettiğini hatırlatan Ceren Bakcay, bu nedenle önümüzdeki dönemde ihracat yoğun ve potansiyeli yüksek sektörlerin ciro ve karlılık performansında pozitif bir seyir bekliyor. Sektörel bazda ise beklentilerini şöyle özetliyor: “Cam sektörü içerisinde T. Şişecam, Trakya Cam gibi ihracat yoğun ve potansiyeli yüksek şirketler bu dönemde ön plana çıkabilir. Yılın ilk çeyreğinde olumlu geçen hava koşulları nedeniyle iyi bilanço açıklayan çimento sektörü şirketlerini de yakından takip etmek gerekiyor. Çimento şirketlerinin önümüzdeki bilanço dönemlerinde de baz etkisi ve mevsimsel olarak inşaat sektöründe görülecek olan canlanma nedeniyle iyi bilançolar açıklamaya devam etmesini bekliyoruz. Otomotiv sektörünün ise ÖTV’ye getirilen artışlar, BDDK’nın yeni düzenlemeleri sonucu taşıt kredilerindeki kısıtlamalarla beraber negatif etkilenebileceği endişesini taşıyoruz.”

BANKALAR…

Yılın ilk çeyreğine yönelik bilançolarda bazı sektörler ön plana çıkarken bazı sektörlerde ise artan üretim ve finans maliyetleri nedeniyle toplam karlılıkta düşüşler görüldüğünü belirten İnteg-ral Menkul De-“erler Araştırma Uzmanı Beste Naz Süllü, “Bankaların ilk çeyrek karlarında artan faiz oranları nedeniyle kar marjı makasının yüzde 21 civarı daraldığı görülüyor. Net yabancı para yükümlülükleri ile 2013 yılında artan sanayi hisseleri, ocak ayı itibarı ile gevşemeye başlayan kur ve artan ihracat fırsatları ile yüzde 25 seviyelerine varan kar artışlarım da beraberinde getirdi. Diğer yandan havacılık sektörü artan girdi maliyetleri, tavan fiyat uygulaması ve konjonktürün etkilerini bilançolarına ciddi ölçüde yansıtarak zarar boyutunu genişletti” diyor.

Yılın ilk çeyreğinde bankacılık sektörü kar rakamlarının beklentilerin üstünde gerçekleşmesini dikkat çekici bulan Süllü, “Bu yıl alman kredi büyümesini düşürmeye yönelik önlemler ve faizlerdeki hızlı artışın ardından, maliyet kalemlerine bağlı olarak düşen banka karlarına rağmen bankaların aktif büyüme oranları, açıklanan kar rakamlarını geride bıraktı. Bankacılık sektörünün yanı sıra, yurtdışına hizmet ve üretim malları ihracı gerçekleştiren sektörlerde, finans ve üretim maliyetlerinde artış görüldü. Avrupa bölgesinin toparlanmaya başlaması, ihracat ve sipariş rakamlarındaki artışı da beraberinde getirdi. Buna göre FAVÖK karlılığı ortalama yüzde 52.88 artan sanayi sektörünün brüt satış karlılığı da ortalama 17.80 oranında yükseliş gösterdi” diyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu