Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Şartların getirdiği yeni normale dönüş başlıyor

SALGININ Avrupa, ABD ve ülkemizde tepe noktaya ulaştığına dair veri ve yorumlar, bu bölgelerde Haziran’da tedbirlerin daha da gevşemeye başlayacağını işaret ediyor. Buna karşın küresel çapta alman ekonomik tedbirlerin hızlı bir şekilde geri çekilmesi zor. Salgının ekonomik etkilerini birçok sektör için geçici görsek de toparlanma ve kaybolan talebin normale dönmesi bir anda olmayacak. Yeni salgın dalgasına yol açmamak için tedbirlerdeki gevşeme de oldukça yavaş seyredecektir. Bununla birlikte yasal tedbirler dışında koşulların getirdiği psikolojik etkileri de göz ardı etmemek gerekiyor.

Bireylerin normal tüketim alışkanlıklarına dönmeleri belki ayları alacak ve hatta tüketim ve tasarruf alışkanlarında bazı kalıcı değişimler de gözlemlenebilecek. Bu nedenle normalleşmenin başlanmasını eskiye dönüş olarak nitelendirmek zor olacak. Sağlık Bakanı Fahrettin koca da hafta içinde yaptığı açıklamada bu konuya değinerek, “Bugüne kadar her ne kadar normale dönüş ifadesi yer yer kullanılsa da esasında normale dönmüyoruz, yeni hayatın normallerini oluşturuyoruz. Bu hayatın normali eskisinden farklı olacaktır. Yeni no/mal için büyük bir motivasyon ve sağduyu göstermeliyiz” dedi.

EKONOMİDE YENİ NORMALİN GETİRECEKLERİ

Sosyal hayat için olduğu gibi ekonomilerde de normale dönüşü, yeni ekonomik koşulların normali olarak değerlendirmek gerekecek. Kısa vadede gıda ve sağlık gibi temel ihtiyaçlara yönelik talebin öne çekildiği, online satış/hizmet imkânı olan ve evde I kalman süreçte veri hizmeti sağlanan alanda faaliyet gösterenler olumlu ayrışmaya devam edebilir. Turizm, havacılık, otomotiv, konut gibi negatif etkilenen, görece yüksek harcama gerektiren, temel ihtiyaç kapsamı dışında kalan ürünlere dayalı alanlarda faaliyet gösterenlerin de bir süre daha olumsuz ayrışması olası. Bu sektörleri de kendi içinde ayrıca değerlendirmek gcrekecck örneğin otomotiv, dayanıklı tüketim gibi sektörlerde bu dönemde kaybolan talep gelecek aylara ertelene talep olarak pozitif katkı yapabilir. Yani şubatta arabasını değiştirmek isteyen de nisan, mayısta değiştirmek isteyen de bu taleplerini aynı anda devreye sokabilirler.

Buna karşın tekstil, yeme-içme, turizm gibi sektörlerde kaybolan talebin gelecekte yeniden devreye girmesini beklememek gerekiyor. Yani bu dönemde tatil yapmayan biri gelecek dönemde iki tatil yaparak bu dönemi telafi edemeyecek. Bu nedenle bu sektörlerde kalıcı kayıpların daha yüksek olduğunu kabul etmek gerekiyor. Bunların yanında ortaya konan projeksiyonlar ABD’de Avrupa’daki ekonomik daralmanın daha şiddetli ve daha kalıcı olacağı yönünde tahminler dikkat çekiyor. Bu nedenle ana ihracat pazarı bu bölgeler olan sektör ve firmalardaki toparlanma da iç talebe bağlı olanlara nazaran daha yavaş seyredecek gibi görünüyor.

MAKRO VERİLER ÖN PLANDA OLACAK

Bu ay veri takvimi oldukça yoğun. İçeride 11 Mayıs Pazartesi günü nisan dönemi işsizlik rakamları, 13 Mayıs Çarşamba günü mart ayı cari işlemler dengesi, 14 Mayıs Perşembe günü mart ayı sanayi üretim rakamları, 15 Mayıs Cuma günü TCMB beklenti anketi ile nisan ayma ait bütçe dengesi, 21 Mayıs Perşembe günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararı ve 29 Mayıs Cuma günü nisan ayı dış ticaret dengesi, 2020/1Ç GSYH rakamları ve TCMB Finansal istikrar Raporu açıklanacak.

Bu veriler içinde TCMB faiz kararı ve 29 Mayıs Cuma günü açıklanacak büyüme rakamı ile TCMB Finansal İstikrar raporu piyasalar açısından önemli olacaktır. Yılın ilk iki ayında Türkiye’deki toparlanmanın devam ettiği ve mart ayının ortasından itibaren salgının etkilerinin görülmeye başlandığı dikkate alındığında Türkiye ekonomisi 2020/1 Ç’te yıldan yıla pozitif bir büyüme kaydedecektir. Ancak yılın ikinci çeyreğinde küresel ekonomilerle paralel bir görünümle Türkiye ekonomisinde sert bir daralma kaydedilmesi beklenmektedir.

Euro Bölgesi’nde ise 13 Mayıs Çarşamba günü mart ayı sanayi üretim rakamları, 15 Mayıs Cuma günü 2020/1Ç GSYH rakamları, 20 Mayıs Çarşamba günü nisan ayı enflasyon verileri, 22 Mayıs Cuma günü mayıs ayma ait öncü PM1 verileri ve 29 Mayıs Cuma günü de mayıs ayına ilişkin öncü enflasyon verileri takip edilecek önemli ekonomik verilerdir. Salgının Avrupa’da yayılmaya başlamasının ardından sokağa çıkma yasağına kadar varan alınan sert önlemlerin ekonomik etkisinin daha iyi anlaşılabilmesi açısından mayıs ayı içerisinde açıklanacak ekonomik veriler önem taşıyor.

ABD tarafında ise hafta başında açıklanacak nisan ayı enflasyon verilerini, 15 Mayıs’ta açıklanacak piyasalar açısından önem derecesi yüksek perakende satışlar ve sanayi üretimi rakamları takip edecek. Ayın 20’sinde Nisan ayının son günlerinde yapılan ve Fed’in herhangi bir faiz değişikliğine gitmediği FOMC toplantısının tutanakları yayınlanacak olup devamında Mayıs ayı öncü PMI rakamları piyasalar açısından kritik olacaktır. Ayın son haftasında önce konut piyasası verileri ardından dayanıklı mal siparişleri, birinci çeyrek büyümesinin ikinci okuması ve son olarak kişisel tüketim harcamaları verisi mevcut salgın krizinin yansımaları konusunda önemli ekonomik göstergeler olarak piyasalara yol gösterecektir.

Bu yoğun veri trafiği ile ilk çeyrek büyük oranda netleştikten sonra ikinci çeyreğe ilişkin ilk veriler de görülmüş olacak. Bir süredir ekonomik teşvik paketleri, ekonomilerin yeniden açılması gibi beklentileri fiyatlayan borsalarda, açıklanacak veriler ile birlikte ekonomilerin ne kadar daralacağına ve şirketlerin mali tablolarındaki bozulmaya ilişkin fiyatlamalar ön plana çıkabilir.

BIST-100’de teknik dinamiklerde bozulma var

Geçtiğimiz hafta dolar/TL’deki yukarı yönlü hareket BiST’i de baskılayan unsur oidu. Bununla birlikte yurtdışı piyasaiannda yukarı yönlü denemelerinin zayıf kalıyor olması da olumsuzluk oluşturuyor. Geçtiğimiz haftaya kadar mart ayında başlayan yükseliş trendini korumada başarılı olan BIST-100’de bu trendin altında gerçekleşen kapanışlar görünümü bozuyor. 100 binin altında kalındığı sürece negatif görünümün devam edeceğini düşündüğümüz endekste 97.500 ile 22 ve 50 günlük ortalamaların bulunduğu 97.200 aralığı ilk referans bölgesi olup, bu seviyenin altında satış baskısının artabileceği göz önünde bulundurulmalı. Bahsettiğimiz bu bölgenin altında 94.500 civarına kadar önemli bir destek bulunmuyor. Yukarı yönlü hareketlerde 100 bin psikolojik olarak önemli olmakla birlikte üzerinde önceki zirvenin bulunduğu 102.300 civarı geçilene kadar yükselişlere temkinli yaklaşmak gerekiyor. Son zamanlarda endekste hızii yükselişin ardından bir konsolide süreci oluşumu dikkat çekiyor. Her ne kadar BIST’te küresel piyasalar yön konusunda belirleyici olsa da son günlerde BİST’in küresel piyasalardaki toparlanmaya katılmakta zorlandığı görülüyor. Bu durum küresel piyasalarda bir satış baskısı söz konusu olduğunda BİST’in bundan daha fazla olumsuz etkileneceğini işaret etmese de temkinli olmak gerekebilir.

ÜZEYIR DOĞAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu