Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Piyasalarda olacak dalgalanmalar ve ekonomik gelişmeler

Borsada işlem hacmi haftalık bazda düşük seyrediyor olsa da yukarı yönlü hareketlerde hacim artışları ve düşüşlerde işlem hacminin gerilemesi teknik olarak katılımcıların düşüş yönlü hareketleri desteklemediğini gösteriyor…

ARALIK ayının en önemli haftası geride kalırken, piyasalarda oldukça düşük hareketlilikler söz konusu. Bu haftadan itibaren ekonomik veri takviminde de oldukça sakin bir döneme giriyoruz. Bu nedenle yılın son günlerinde piyasalarda olacak dalgalanmalar ekonomik gelişmeler kaynaklı değil daha çok teknik tepki ve düzeltmeler ile jeopolitik ve siyasi gelişmelere bağlı olacaktır.

Bu nedenle yılın geri kalan döneminde zaman zaman haber akışına bağlı, düşük hacimli ancak sert hareketler görebiliriz. Bu dönemde stratejilerin daha kısa vadeli ve teknik seviyeler referans alınarak kurulması daha doğru bir strateji olacaktır.

BÜYÜMEDE BEKLENDİĞİ GİBİ ÇİFT HANELİ REKOR

Üçüncü çeyrekte büyüme beklendiği gibi yüzde 11.1 ile çift hane olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz hafta da ifade ettiğimiz gibi açıklanan son veriler ve özellikle ekonomi kurmaylarından gelen açıklamalar çift hane büyüme beklentisini piyasaya konsensüsü haline getirmiş bu da fiyatlamalara yansımıştı. Bu nedenle açıklanan büyüme sonrası piyasalarımızda sert hareketler görmedik. Açıklanan büyüme rakamlarındaki güçlü seyrin yanında başta sanayi üretimi olmak üzere öncü verilerden gelen ilk sinyaller yılın son çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yavaşlama olsa da yüzde 5 üzerinde bir büyüme gerçekleşebileceğini işaret ediyor. Bu da yıllık büyümenin 2017 yılında yüzde 6.5-yüzde 7.0 aralığında gerçekleşerek Orta Vadeli Program’da yer alan yüzde 5.5 hedefinin oldukça üzerinde bir performans gerçekleşeceğini gösteriyor. Ancak bu yılki güçlü büyüme rakamları ve teşviklerin oluşturduğu baz etkisini dikkate aldığımızda 2018 yılında benzer büyüme rakamlarına ulaşmak oldukça zor olacak. Bu durum 2017 yılında önceki yıla göre büyümesini en çok artıran ülkeler listesinin başında yer alan Türkiye’nin 2018 yılında büyümesi ivme kaybeden ülkeler listesine girmesine neden olabilir. Bu nedenle yılın ilk çeyreğinde büyümede ortaya çıkacak tablo bu algının oturmaması için önemli olacaktır.

Piyasalar

FED BEKLENDİĞİ GİBİ AMA PİYASA AŞIRI İYİMSER

Çarşamba günü gerçekleşen Fed toplantısında Fed beklendiği gibi faiz oranlarını 25 baz puan artırdı. 2018 yılına yönelikse 3 faiz artışı projeksiyonu korundu. Gelecek yıla ilişkin büyüme ve işsizlik oranı beklentilerinde iyileştirme yapan Fed’in enflasyon konusunda aynı iyimserlikte olmaması dikkat çekti. Fed’in enflasyonun oluşmasına karşı temkinli duruşu güvercin bir tutum olarak değerlendirildi ve toplantı sonrası sınırlı da olsa dolar diğer para birimleri karşısında değer kaybetti.

Bizce gelecek yıl üç faiz artışı ve bununla birlikte sadece gelecek yıl için bilançosunu yaklaşık 420 milyar dolar küçültmeyi planlayan Fed’in diğer merkez bankalarının politikalarını göz önünde bulundurduğumuzda güvercin olarak nitelenmesi çok mümkün değil. Bu nedenle karar sonrası ortaya çıkan algının çok uzun soluklu olmayacağını düşünüyoruz. Bu nedenle ABD’de görüşmeleri devam eden vergi reformunun hayata geçirilmesi durumunda 2018 başlarında doların uluslararası piyasada değerlenmeye devam edeceğini düşünüyoruz.

TCMB SONRASI KURLAR NE OLUR?

Son haftalarda artan enflasyon ve kurlardaki oynaklıktaki artış TCMB’nin faiz artışına gideceği beklentisini kuvvetlendirmişti. Piyasada TCMB’nin geç likidite penceresi faiz oranlarında 50 ila 100 baz puan arasında bir artış yapacağı beklentisi neredeyse piyasanın konsensüsü haline gelmişti. TCMB kararım bu beklendi aralığının alt bandından yani 50 baz puandan yana kullandı. ABD’de devam eden dava ve jeopolitik risklerin akıbeti görülmeden, üstelik aralık ayı ile birlikte enflasyonda bir düşüşün başlaması beklenirken TCMB’nin şok bir karar almasını beklemek çok doğru bir yaklaşım değildi. Buna karşın geçtiğimiz hafta da ifade ettiğimiz gibi bu beklentinin önceden fiyatlanmış olması TCMB kararı sonrası kurlarda görülecek aşağı yönlü marjın daralması ve hatta beklentinin sonlanması şeklinde değerlendirilerek yeni bir spekülatif yükselişin başlamasına neden oldu. Bu durum muhtemelen TCMB faiz oranlarında 75 ya da 100 baz puanlık artış yapsaydı da gerçekleşecekti. Bu nedenle TCMB’nin piyasadaki beklentinin alt bandını karşıladığını, ilerleyen günlerde gerek olması durumunda yeni ölçülü adımlar atmak için yer bıraktığını düşünüyoruz. Buna rağmen kurların öncelikle doların uluslararası piyasadaki seyrinden ardından da bahsettiğimiz ABD’deki dava ve başta Suriye olmak üzere coğrafyamızdaki jeopolitik gelişmelerden etkilenmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle kurlarda aşağı yönlü maıjm yılın geri kalanı ve hatta gelecek yılın ilk haftalarında sınırlı olacağını zaman zaman ani yukarı yönlü hareketler görme riskimizin yüksek olduğunu düşünüyoruz.

BIST-100 konsolidasyorı sürecinde

BIST-100 endeksi hafta içinde 107.850 ve 110.050 arasında yatay bir seyir izledi. Haftanın ilk gününde yukarı yönlü açılan endeks alıcılı bir görüntü çizmiş olsa da bu yükseliş satışla karşılanarak salı ve çarşamba günü gelen satışlarla 107.850 seviyesine kadar gerileme gösterdi. Perşembe günü işlem hacminin eşlik ettiği bir yükseliş sonrasında cuma günü en yüksek 110.050 seviyesi test edildi. Hafta İçinde işlem hacmi düşük bir seyir İzlemiş olsa da yukarı yönlü hareketlerde İşlem hacmi artışları ve düşüşlerde işlem hacminin gerilemesi teknik olarak piyasa katılımcılarının düşüş yönlü hareketleri desteklemediklerini göstermekte. Direnç olarak takip ettiğimiz 109.350 seviyesinin hacim artışıyla yukarı kırılmasını teknik olarak olumlu bir görüntü çiziyor olsa da kısa vadeli hareketli ortalamaların günlük grafikte yukarı yönlü ivmelerini korurken kısa vadeli trend göstergelerinin İvme kaybetmeye başlamaları destek ve direnç seviyelerinin önemini artırmaktadır.

Kısa vadeli hareketli ortalamaların günlük grafikte yukarı yönlü ivmelerini koruduklarını görüyoruz. Her ne kadar işlem hacmi haftalık bazda düşük seyrediyor olsa da yukarı yönlü hareketlerde işlem hacmi artışları ve düşüşlerde işlem hacminin gerilemesi teknik olarak piyasa katılımcılarının düşüş yönlü hareketleri desteklemediklerini gösteriyor. Haftanın kapanışının da gerçekleştiği 109.350 üzerinde ise 110.000-110.500 aralığı oldukça güçlü bir direnç bölgesi olarak İzliyoruz. Göstergeler yukarı yönlü hareketi destekliyor olsa da bu bölge geçilmeden yeni alım yapmanın riskli olacağı kanaatindeyiz. Aşağı yönlü hareketlerde İse 108.900 desteğinin aşağı kırılması durumunda destek olarak İzleyeceğimiz seviyeler 107.700 ve 106.900 olacak. 106.900 tepki alımlarının denenebileceği ancak altına sarkılması durumunda alınan pozisyonlarda çok fazla ısrarcı olunmaması gereken bir seviye.

Dolar/TL’de faiz artışı beklentisi sonlandı

Merkez bankalarının toplantılarının ön plana çıktığı haftada, kurlar tarafında dalgalı bir seyir izlediğini gördük. Çarşamba günü Fed’in toplantısının ön plana çıktığı görülürken, yurtiçinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın son Para Politikası Kurulu [PPK) toplantısı takip edildi. 12-13 Aralık’ta gerçekleştirilen yılın son Fed toplantısında, faiz oranının piyasadaki beklentilerle uyumlu bir şekilde 25 baz puan artırdığı gözlemlendi. İlerleyen dönemler için sunulan projeksiyonlar ve Fed Başkanı Janet Yellen’ın gerçekleştirdiği basın konferansındaki açıklamalar piyasa tarafından güvercin olarak algılandı. Doların Fed’in ardından küresel piyasalardaki değer kayıplarını sürdürürken, dolar/TL hafta içerisinde gördüğü en düşük seviye olan 3.8110’u test etti.

Bunun yanında ABD’de açıklanan çekirdek TÜFE verisinin beklentilerin altında kalması da dolardaki zayıflamada etkili oldu. Fed’in ardından dikkatler TCMB’nin faiz kararına çevrilirken, TCMB’den geç likidite penceresinde 50 baz puanlık faiz artırımı geldi. Piyasada TCMB’nin faiz artırımına gideceğine yönelik beklentilerin ağırlık kazanmasına bağlı olarak önceki haftadan beri kur ve faizlerin gerileme kaydettiği görülmekteydi. Piyasada oluşan ağırlıklı faiz artırım beklentisi 100 baz puan civarında yer alırken, Merkez Bankası’ndan 50 baz puanlık bir hamle gelmesi kur tarafında sert bir yükseliş yaşanmasına neden oldu. Karar öncesi 3.83 TL’li seviyelerde dalgalanan kur hızlı bir şekilde 3.89 TL seviyeleri yükseldi. Son haftalarda merkez bankasına bağlı beklentilerin etkisi ile aşağı yönlü hareketler ön plana çıksa da, önümüzdeki günlerde bu baskının şu an için ortadan kalkmış olması ve ABD tarafında görüşmeleri devam eden vergi reformuna dair yaşanan olumlu gelişmelere bağlı olarak dolar/TL kurundaki orta vadeli beklentimiz halen daha yukarı yönlü olmaya devam ediyor. 3.89-3.90 seviyelerinde bulunan dirençlerin kırılması durumunda dolar/TL’deki yükselişlerin ivme kazandığı ve TL üzerinde yeni bir baskı oluştuğu görülebilir.

Bu durumda 3.94-3.98 aralığına doğru hızlı bir yükseliş ve haber akışlarına da bağlı olarak yeni tarihi zirveler yaşanabilir. Yukarı yönlü denemelerde 3.89-3.90 direncinin aşılamaması ve doların küresel piyasalardaki zayıflaması devam ederse, aşağı yönlü hareketlerde 3.84 güçlü destek olarak izlenebilir. Bu seviyelere kadar yaşanacak geri çekilmelerin ise alım fırsatı olarak değerlendirilebileceğini düşünüyoruz.

ÜZEYIR DOĞAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu