Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faize dokunmadı

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faize dokunmadı. Merkez Bankası, politika faizini ve faiz koridorunu sabit bıraktı. Merkez yönetim brüt borç stoku 751.8 milyar TL, Hazine alacak stoku 17.8 milyar TL düzeyinde gerçekleşti…

ABD Merkez Bankası’nın Aralık ayı toplantısında faizleri 25 baz puan artırıp, 2017 yılında üç faiz artırımı öngörüsünü ortaya koymasının ardından, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faizlere dokunmayarak “bekle gör” duruşuna geçti.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya başkanlığında 20 Aralık’ta toplanan Para Politikası Kurulu (PPK), faiz oranlarını sabit bıraktı. Merkez Bankası aralık aymda ağırlıklı artırım beklentilerinin aksine marjinal fonlama oranını yüzde 8.5, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 8, koridorun alt bandını ise yüzde 7.25 düzeyinde sabit tuttu. Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Pi-yasası’nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde sıfır, borç verme faiz oranı yüzde 10 düzeyini korudu.

Faiz indirimi

PPK açıklamasında son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetin yılın üçüncü çeyreğinde ivme kaybettikten sonra dördüncü çeyrekte kısmi bir toparlanma sergilediğine işaret ettiği vurgulanarak, Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisinin sürdüğü ifade edildi. Alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma eğiliminin devam etmesinin beklendiğini kaydeden Kurul, yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceğini değerlendirdi.

“2017’DE BÜYÜME SINIRU OLACAK”

A&T Bank Baş Ekonomisti Ayşe Özden, 2017 yılında iktisadi aktivitede büyümenin sınırlı olacağına inandıklarını vurgulayarak, küresel görünümün bozulmasının beklentiler kanalıyla iç talebi olumsuz etkilediğini kaydetti. TL’nin son dönemde hızla değer kaybetmesinin de bu yavaşlamanın devam etmesini sağladığını dile getiren Özden şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yurtdışı talebin de hızla gerilemiş olması, yurtiçi yatırım iştahını azaltırken, ekonomik toparlanmaya ilişkin ümitleri öteliyor. İçinde bulunduğumuz durumun reel sektöre ne kadar zarar vereceğinin henüz netleşmemiş olması, belirsizliği artırıyor. Zararın ölçüsü belli olmasa da etkinin olumsuz olacağı şimdiden ortada olduğunu düşünüyoruz.” Özden, enflasyon tarafında ise son dönem yapılan zamların, TL’deki değer kaybı ve artan petrol fiyatlarının enflasyonun önümüzdeki aylarda belirgin bir şekilde yükselmesine ve 2017’nin ilk yarısında dalgalı ve yüksek bir seyir izlemesine neden olacağını kaydetti.

“BEKLENTİLER GERÇEKLEŞMEYEBİLİR”

Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası’nın “bekle gör” dediğini söyledi. Merkez Bankası’nın yakın dönemde küresel belirsizliklerdeki artışa bağlı olarak yaşanan döviz kuru hareketleri ve petrol fiyatlarındaki yükselişin enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risk oluşturduğu öngörüsünde bulunduğunu anımsatan Yılmaz, toplam talep gelişmelerinin bu etkileri sınırladığı düşüncesiyle Kurulun gelişmelerin yakından takip edilmesi kararı aldığını vurguladı. Yılmaz, “Bugün daha düşük maliyetle halledilebilecek bir sorun, ileride yüksek maliyetle faiz artışına neden olabilir” uyarısında bulundu.

2017 yılının ilk çeyreğinde enflasyonun yükseleceği öngörüsünde bulunan Yılmaz, “Dolar/TL şu anda 3.50 seviyelerinde. Önümüzdeki Mart, Nisan’a kadar kur bu seviyelerde kalırsa, buradan mutlaka bir geçişkenlik olacak. Bakarsınız, yeni yılla birlikte kur tekrar geriye dönerse, TL değer kazanırsa, o zaman bu ge-çişkenlik zayıflar. O da Merkez Bankası’nın beklentisi pozitif yönde gerçekleşmiş olur” dedi.

Piyasaların Merkez Bankası’nm vereceği faiz kararına kilitlendiği geçen hafta, Hazine Müsteşarlığı Türkiye’nin 2016 yılı kasım ayı merkezi yönetim brüt borç istatistikleri ile Hazine alacak verilerini açıkladı. Türkiye’nin merkezi yönetim brüt borç stoku 30 Kasım 2016 itibarıyla bir önceki aya göre 26.1 milyar TL tutarında, yüzde 3.6 oranında artışla 751 milyar 772 milyon TL oldu. Merkezi yönetim brüt borç stoku, 2015 yılı sonuna göre ise yüzde 10.9 oranında artış gösterdi. Hazine’nin geçici verilerine göre, 30 Kasım itibarıyla 751.8 milyar TL olarak gerçekleşen merkezi yönetim brüt borç stokunun 468.2 milyar TL tutarındaki kısmı Türk Lirası cinsi iç borç stokundan, 283.6 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsi dış borç stokundan oluştu. Kasımda iç borç stoku bir önceki aya göre 3.1 milyar TL, dış borç stoku 22.9 milyar TL artış gösterdi.

HAZİNE ALACAK STOKU 17.8 MİLYAR TL

Hazine Müsteşarlığının geçici verilerine göre 30 Kasım 2016 tarihi itibarıyla Hazine alacak stoku 17 milyar 822 milyon TL olarak gerçekleşti. Bunun 3.9 milyar TL’sini vadesi geçmiş alacaklar, 13 milyar 890.5 milyon TL’sini ise vadesi gelmemiş Hazine alacakları oluşturdu. Vadesi geçmiş 3.9 milyar TL alacağın 3 milyar 41 milyon TL’si Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin, 634 milyon TL’si ise TC Devlet Demiryolları’nın borçlarından kaynaklandı.

Hazine alacak stoku içerisinde en yüksek pay 12.5 milyar TL ile mahalli idarelere ait olurken, bunu 2 milyar 436 milyon TL ile KIT’ler izledi. KIT’ler içinde en yüksek borca sahip kurum 1.6 milyar TL ile Devlet Demiryolları oldu. Bunu, 641.3 milyon TL Türkiye Elektrik İletim A.Ş. izledi. Kasım ayı sonu itibarıyla Hazine alacaklarından toplam 1.4 milyar TL tahsilat gerçekleştirildi.

TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ

Geçen hafta açıklanan bir diğer önemli veri ise Tüketici Güven Endeksi oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜlK) verilerine göre, tüketici güven endeksi, Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 8 oranında azaldı. Kasım ayında 68.93 olan endeks değeri Aralık ayında 63.38 düzeyinde hesaplandı.

İşsiz Sayısı Beklentisi Endeksi bir önceki aya göre yüzde 8.3 oranında azalarak, Aralık ayında 65.42 oldu. Bu azalış, gelecek 12 aylık dönemde işsiz sayısında düşüş bekleyenlerin azalmasından kaynaklandı.

Tasarruf etme ihtimali endeksi yüzde 17.9 oranında azaldı. Kasım ayında 20.33 olan endeks, Aralık ayında 16.68 değerine düştü. Bu düşüş, tüketicilerin gelecek 12 aylık dönemde tasarruf etme ihtimallerinin bir önceki aya göre azaldığını gösterdi.

TÜlK, geçen hafta ülke sınırları içinde üretimi yapılarak yurtdışma ihraç edilen malların üretici fiyatlarındaki değişimi ölçen Yurtdışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre yurtdışı üretici fiyat endeksi 2016 Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 5.04 arttı. Yurtdışı üretici fiyat endeksi Kasım’da 2015 yılının aralık ayma göre yüzde 11.9, 2015 yılının aynı ayına göre yüzde 12.30 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 6.06 artış gösterdi.

Dr. Cahit SÖNMEZ / TOBB ETÜ Öğretim Üyesi
“Merkez Bankası hassas kararlar veriyor”

Merkez Bankası çok hassas ve kritik kararlar vermeye çalışıyor. Faiz artırma ve sabit tutma seçeneklerini kuyumcu terazisi ile tartıyor desek yeridir. Son toplantısında da böyle yaptı ve kur ve petrol etkilerinin neden olduğu enflasyon görünümündeki bozulmaya rağmen faizleri artırmamayı tercih etti. Çünkü bu olumsuz yansımalara karşın bir süredir bir dizi önlem alıyor zaten. İç talebin ılımlı seyretmesi, kredi hacmindeki artışın makul seviyelerde olması ve özel kapsamlı TÜFE’lerin yüzde 8’in altına gerilemiş olması Merkez Bankası için hareket alanı yarattı. Merkez Bankası da bunu değerlendirmek istedi. Eğer enflasyon görünümünde fiyatlama davranışlarında bozulma görürse ya da kurlar bir kez daha ralli yaparsa faiz silahını kullanabilir. Tabii Merkez Bankasının açılan alanları faizleri artırmayarak değerlendirmesinde mali disiplin faktörü önemli rol oynuyor. Mali performansa yönelik açıklanan bazı veriler ne yazık ki biraz bozulmayı işaret ediyor. Merkezi yönetim borç stoku yükseldi. Hâzinenin ikrazlardan ve garanti verdiği kredilerin üstleniminden doğan alacaklarından oluşan Hazine alacak stoku 17 milyar TL’yi geçti. Ekonominin bugüne kadar güçlü halkaları olarak saydığımız mali disiplinin ve güçlü bankacılık sektörünün korunması olmazda olmaz koşullardan.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu