Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Marketler raflarını coğrafi işaretli ürünlerle zenginleştiriyor

Memleketten gelenlere peynir, pastırma, pestil vs siparişi verme devri bitti. Marketler raflarını coğrafi işaretli ürünlerle zenginleştiriyor. Yeni Perakende Yasası ile yaygınlaşmaya başlayan uygulama hem üretici hem de tüketici için avantajlı.

GÜNEY Ege zeytinyağı, Kastamonu Taşköprü sarımsağı, Finike portakalı, Çorum leblebisi, Malatya kayısısı, Afyon kaymağı… Eskiden bu ürünlere ulaşmak ya kaynağına giderek ya da oralara giden eşe dosta sipariş vererek mümkündü. Gurbette yaşayanlar memleketlerinin özgün ürünlerini özlemle anardı. Ama devir değişti artık bu ürünlere ulaşmak çok kolay.

‘Memleketten Ürünler’ gibi isimlerle internetten yapılan satışlardan söz etmiyoruz. Büyük zincir marketler de artık raflarında yöresel ve coğrafi işaretli ürünlere yer veriyor.

cografi isaretli urunler

Hatta bu tür raflara yer vermek artık yasal bir zorunluluk. Yer vermeyenler için Ocak ayında kabul edilen “Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun”’ bir düzenleme içeriyor. Yasanın 12’inci maddesinde “Hızlı tüketim mallarının satışının yapıldığı büyük mağaza ve zincir mağazalarda, satış alanlarının en az yüzde birine tekabül edecek şekilde raf alanı, mağazanın bulunduğu ilde üretilmesi kaydıyla coğrafi işaretli olarak tescil edilen veya coğrafi işaretli olarak tescil edilmemiş olsa bile meslek kuruluşlarının uygun görüşü alınarak ticaret il müdürlüklerince belirlenen yöresel ürünlerin satışına ayrılır” şeklinde bir hüküm bulunuyor. Bir önceki yasa taslağında yüzde 5 olan bu oran, kabul edilen kanunla yüzde l’e düşürülse de, yasanın üreticiye katkısının olacağına inananların sayısı hiç de az değil.

3 BİN 500 POTANSİYEL ÜRÜN VAR

“Yöresel ürün” daha geniş bir tanıma sahipken, “Coğrafi işaret, niteliği olan, ünü ve bazı özellikleriyle, bir bölge, alan, yöre veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü tanıtıp gösteren işaret” olarak tanımlanıyor. Türkiye’de ürünlerin hakkını koruyan bu serti-fikasyon sistemine sahip 180 ürün bulunuyor. Tescil bekleyen 210 ürün varken, coğrafi işaret alma potansiyeline sahip ise 3 bin 500 ürün olduğu tahmin ediliyor. Avrupa Birliği ülkelerinin gıda ve içecek ihracatmdan elde ettiği gelirin yüzde 15’ini coğrafi işaretli ürünler oluşturuyor.

Bu da yaklaşık 11.5 milyar euro’ya denk geliyor. Sadece Fransa, coğrafi işaretli ürünlerin ihracatından 6 milyar euro gelir elde ediyor.

Türkiye’nin bu açıdan büyük bir zenginliğe sahip olduğunu söyleyen Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, son dönemde ulusal ve uluslararası marketlerin bu konularda başarılı çalışmalar yaptığına dikkat çekiyor. Çandır coğrafi ürün tescili başvurularının son dönemde arttığını belirtiyor.

En büyük problemin ise denetim olduğunun altını çizen Çandır şöyle devam ediyor:

“Coğrafi işaretler enstitüsü kurulması yönünde bir talebimiz var. Bu enstitü hem tescil verirken hem de denetim sağlamalı. Bugün bu tescil Türk Patent Enstitüsü tarafından veriliyor. Yöresel ürünlerin pek çok ekonomik soruna katkı sağlayacağına inanıyoruz. Sloganımız da ‘Yerel Kalkınmanın Anahtarı Yöresel Ürünler’. Eğer bir yörede oraya özel ürünler üretilirse tersine göç desteklenir, bölgenin tanıtımına ve turizme katkı sağlanır.” Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İlhan Ulus ise, coğrafi ürün tescilinin, satışları olumlu yönde etkilediğine değiniyor. Buna yakın zamanda tescili alınan Bayramiç Beyazını örnek gösteriyor: “Bayramiç Beyazı adı altında, Bayramiç’e has beyaz tüysüz nektarin tescillen-di. Bayramiç Beyazı’nın tescilinin ardından yoğun şekilde tanıtımını yaptık. Bunun üzerine satışta bir patlama yaşandı. Özellikle Ankara’da büyük marketlerde bolca kendine yer buldu.” Ulus, Çanakkale Ziraat Odası olarak Bayramiç elması, Lapseki şeftalisi ve Lapseki kirazı için de tescil başvurusu yaptıklarını ekliyor.

“EN ÖNEMLİSİ DENETİM”

Yöresel Ürünler ve Coğrafi işaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜCİTA) Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu da denetim eksikliğinin en önemli sorun olduğuna vurgu yapıyor. Bu konuda sadece tescil vermenin yeterli olmayacağını belirten Tekelioğlu, Türkiye’de 20 yıldır coğrafi ürün tescili almanın ötesine geçilemediğine hayıflanıyor. Bu noktada en önemli konunun denetim olduğunu söyleyen Tekelioğlu sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bu otomobil üretip, yolları yapmamak gibi bir şey. Yol olmadığı sürece otomobil sahibi olmanın bir anlamı yok. Örneğin aldığınız, üzerinde “Ezine peyniri” yazan peynirin gerçekten Ezine peyniri olduğunu nereden bileceksiniz? Halbuki coğrafi ürün logosu bulunsa, tüketici ürünü bilmese bile merak edip alacaktır. Coğrafi ürünler konusunda da organik ürünlerdekine benzer şekilde bir sertifika programı gerekiyor.”

Metro Toptancı Market’in coğrafi işaretli ürünler projesinin çok başarılı bulduğunu söyleyen Tekelioğlu, projenin pek çok yöresel ürüne hayat verdiğinin altını çiziyor ve bu çalışmanın tüketiciyi bilinçlendirme konusunda da fayda sağladığını söylüyor.

3 BİN 750 YEREL TEDARİKÇİSİ VAR

Metro Toptancı Market raflarında, 52 adet coğrafi işaret tesciline sahip ürün yer alıyor ve bu rakam, Türkiye’de tescil almış olan coğrafi işaretli tarım ve gıda ürünlerinin üçte birine denk geliyor. Zincir, 52 ürünü reyonlarına toplamak için 3 bin 750’den fazla yerel üreticiyle çalışıyor.

Ayrıca reyonlarında coğrafi işarete sahip olmayan 38 yöresel ürün bulunuyor. Bu ürünler ise bin 200’den fazla yerel üreticiden tedarik ediliyor. Bu ürünlerin raflarında yer alma oranı sezona göre değişse de yaklaşık olarak yüzde 5-7 arasında seyrediyor.

Tüketicinin coğrafi işaretli ürünlere olan ilgisine işaret eden Metro Toptancı Market Genel Müdürü Kubilay Özerkan, başlattıkları “Coğrafi İşaretli Ürünler” projesi çerçevesinde yürütülen özellikle Taşköprü sarımsağı ve Finike portakalı çalışmalarının çok başarılı olduğunu ve müşterilerde farkındalık ve memnuniyet yarattığını söylüyor.

Türkiye’nin lezzet haritasını oluşturarak ve lezzetleri kayıt altı-a alarak kültür mirası oluşturmak için bu projeyi hayata geçirdiklerini söyleyen Özerkan, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Buradaki rolümüz özellikle kaybolmaya yüz tutmuş ürünlerden başlayarak ticari motivasyonu sağlamak ve sürdürülebilir üretimi artırmaktır. Bu amaçla önceliğimiz olan gıda güvenliği çatısı altında bu tür ürünleri hızla reyonlarımıza taşıyarak öz değerlerimizi yansıtan bu ürünleri müşterilerimizle buluşturuyoruz.”

YURTDIŞINDA DA SATIYOR

Metro coğrafi işaretli ve yerel ürünleri Romanya, Rusya, Ukrayna, Al-manya, Polonya, Sırbistan, Kazakistan, Hırvatistan, Bulgaristan, Avusturya gibi ülkelerdeki şubelerinde de satıyor. “Böylelikle yurtdışı arenasında ürünlerimizin bilinirliğini artırmış bulunuyoruz” diyen Özerkan, mağazalarda yüzde 97 oranında Türkiye’de üretilen ürünlerin satışa sunulduğunun bilgisini veriyor. “Malatya kuru kayısısı, Aydın kuru inciri ve Ege Sultani kuru üzümünü bugün Fransa, Almanya, Rusya, Polonya, İtalya, Çek Cumhuriyeti, İspanya, Belçika ve Avusturya’daki Metro raflarında görmek mümkün” diyen Özerkan, Metro’nun Türkiye’den yaptığı ihracata yönelik rakamları da paylaşıyor: “İlk etapta 100 tonun üzerinde ürün ihraç ederek beş tır ile yapılan ilk sevkiyatta 20 bin kilometrenin üzerinde yol yaptık. 2012-13 narenciye döneminde 10 ülkeye 7 bin ton ve 17 milyon TL üzerinde değere sahip coğrafi işaretli portakal ve limon ihraç ettik. Bu ihracat 450 tır ile yapıldı ve tırlanmız yaklaşık 1 milyon kilometre yol yaptı. 15 milyon TL değerinde 8 bin ton ürün de iç pazarda satıldı.”

“MARKETLER TALEP ETMELİ”

Reis Gıda, Metro Toptancı Market’le Coğrafi İşaretli Ürünler projesinde dikkat çekici bir işbirliğine imza attı. Kastamonu Taşköprü sarımsağına sahip çıkmak için gerçekleştirilen işbirliğinin ilk hasadı alındı. Taşköprü sarımsağını vazgeçilmez yapan şeyin demir ve kükürt oranının yüksek olması, keskin tat ve kokusu olduğunu belirten Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkam Mehmet Reis, Taşköprü sarımsağmın dünyanın en iyi sanmsağı olarak bilindiğine dikkat çekiyor. Yerel tohumun desteklenmesinin önemini anlatan Reis şunları söylüyor:

“Taşköprü’de her yıl sarımsağın kalitesi bozulmaya ve dayanaklılığı azalmaya başlamıştı. Biz de bu nedenle yerli tohuma sahip çıkmak istedik. Bin metrekarelik bir alanda kimyasal herhangi bir müdahale yapmadan, sarımsağı nasıl daha sağlıklı hale getiririz diye çalışmaya karar verdik. Metro ile çevreye duyarlı, tamamıyla iyi tarım kapsamında üretim yapmaya başladık. Öte yandan Taşköprü’de sarımsak üreten tüm çiftçilere bir brifing verdik. Bu Türkiye’de diğer ürünlerde de uygulanması gereken çok ciddi bir proje.” Coğrafi işaretin üreticiye ve tüketiciye pek çok açıdan fayda sağlayacağını anlatan Reis, marketlerin bu tür ürünlere de yer vermesinin önemli olduğunu belirtiyor ancak marketlerin bunu talep etmesi gerektiğini sözlerine ekliyor.

“BAĞLILIĞI ARTIRIYOR”

CarrefourSA taze gıdada, self servis-şarküteri grubunda 160’a yakın yerel tedarikçi ile çalışıyor. Bu sene 35 yeni yerel tedarikçi ile anlaşma sağlayan firma, yerel ve coğrafi işaretli ürünleri önemseyen zincirlerin başında geliyor.

Yakın zamanda Kiler’i bünyesine katan zincir, bu alandaki gücünü de artırdı. Yerli üreticiye destek sağlamanın yanı sıra müşteriler nezdinde fark yaratmaya çalıştıklarını söyleyen CarrefourSA Genel Müdürü Mehmet Nane, “Müşteri eğilimleri yavaş yavaş doğa ile iç içe bir yaşama ve bu paralelde ürün gruplarına doğru kaymakta. Bu da doğal ve yerel şartlarla üretilen ürünlerin ön plana çıkmasına neden oluyor” diyor.

Raflarda kendi yöresine ait bildiği ve güvendiği markaları gören tüketicinin perakendeciye olan duygusal bağlılığının arttığını savunan Nane, sözlerine şöyle devam ediyor: “Ülkemizin dört bir yanında binlerce özel ürün yetişiyor, bu anlamda Türkiye yöresel ürün cenneti. Öte yandan yöresel ürünler yurtdışında da ilgiyle karşılanıyor. Yerli üreticilerimizle olan güçlü bağlantılarımız sayesinde Fransa, Belçika, Polonya ve Dubai’deki Carrefour marketlerine incir, üzüm, domates, nar, limon gibi ürünlerin ihracatı yapılıyor.”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu