Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Kurlar ve BIST rahat nefes aldırmıyor

Önümüzdeki hafta borsada sınırlarımız 103.000 desteği ve 106.900 direnci olarak görülüyor. Dolarda ise TCMB’nin alabileceği aksiyonlar kurlarda hızlı geri çekilmelere neden olabilir. Yüksek volatiliteye karşı hazırlıklı olunmalı…

BORSA İstanbul’da oldukça hareketli bir haftayı geride bıraktık. Cuma haricinde endekste gün içi dalga boyları oldukça yüksek seyrederken BIST-lOO’ün hafta içinde yaklaşık 4 bin puanlık bir alan içinde dalgalandı ve haftayı 1.700 puanlık kayıpla 104.539 seviyesinden tamamladı. Kurlar tarafında da gerek yurtdışı kaynaklı haber akışı gerekse de TCMB’in aksiyonları ve TCMB’nin yapabileceklerine yönelik beklentiler oldukça hareketli bir hafta yaşanmasına neden oldu. Dolar/TL’de 3.9830 ile haftanın zirvesi görülürken haftanın kapanışı 3.94’e yakın seviyelerden gerçekleşti. Fed toplantı tutanakları sonrası yönünü yukarıya çeviren euro/dolar paritesinin etkisi ile euro’nun TL karşısındaki kazancı çok daha net hissedildi. Önceki haftayı 3.57 civarında tamamlayan euro/TL, geçtiğimiz haftayı tarihi zirveleri olan 3.70 civarından kapattı. Faizler tarafında ise haftanın son bölümünde bir miktar gerileme görülse de gerek iki yıllık gösterge tahvilin gerekse 10 yıl vadeli tahvilin faizlerinde önceki haftaya göre yükselişin devam ettiği görüldü.

dolar

TCMB’NİN ADIMLARI İZLENİYOR

Kurlardaki volatilitenin artması üzerine TCMB, 6 Kasım’da reeskont kredi ödemelerinde sabit kura geçilmesi ve rezerv opsiyonu mekanizması kapsamında döviz imkân oranı üst sınırının aşağı çekilmesi yönünde adımlar attı. 1 Şubat 2018’e kadar vadesi dolacak olan ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredilerinin geri ödemesinin, kredinin vadesinde ödenmesi halinde, banka tarafından açıklanan 3.70 seviyesinden Türk Lirası cinsinden yapılabilmesi imkanı getirildi. Bununla birlikte rezerv opsiyonu mekanizması kapsamında döviz imkân oranı üst sınırı yüzde 60’tan yüzde 55’e düşürdü, tüm dilim aralıkları da 5’er puan aşağı çekildi. Söz konusu değişiklik ile yaklaşık 5.3 milyar Türk Lirası likiditesi piyasadan çekildi ve buna mukabil yaklaşık 1.4 milyar dolar tutarında döviz bankaların kullanımına geçti.

Yurtdışı kaynaklı yoğun jeopolitik haber akışı altında kalan piyasalarda TCMB tarafından alman bu kararlar kurun ateşini düşürmede yeterli olmayınca, 18 Kasım’da Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerine başlanmasına karar verildi. İlk ihale 20 Kasım’da gerçekleştirildi. 2017 yılsonuna kadar vadeli döviz satım pozisyon tutarının en fazla 3 milyar dolar olması planlanıyor. Atılan bu adımlara rağmen kurlardaki tansiyonun yüksek seyretmesi üzerine TCMB salı günü, piyasa tonlamasının tamamının geç likidite penceresi üzerinden yapılacağını duyurdu. Böylece ağırlıklı ortalama tonlama maliyeti yüzde 12’den yüzde 12.25’e çıkarılmış oldu. TCMB’nin bu hamlelerine karşın İran’a yönelik yaptırımların ihlaline yönelik ABD’de devam eden dava ile ilgili başta kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’ten olmak üzere gelen yorumlar kurun tansiyonunun yeniden yükselmesinde etkili oldu.

FITCH PİYASALARI OLUMSUZ ETKİLEDİ

Geçtiğimiz hafta Türkiye’ye yönelik tahminlerinde revizyon yapan Fitch 2018 büyüme tahminini yüzde 4.1’den 3.9’a düşürdü, 2019 içinse büyüme tahminini yüzde 4.2 olarak açıkladı. Büyüme tahmininde aşağı yönlü revizyon gerçekleştiren Fitch, enflasyon beklentilerinde de yukarı yönlü revizyona gitti. 2017 yılı enflasyon beklentisini yüzde 9.5’ten yüzde 10.9’a çıkaran Fitch, 2018 tahminin yüzde 8.0’dan yüzde 9.4’e ve 2019 tahminini de yüzde 7.8’den yüzde 8.5’e yükseltti. Tahminlerde yapılan bu değişikliğin yanında ABD’de devam eden davaların Türk bankalarına zarar vermesi durumunda bankaların negatif not baskısı altında kalabileceği uyarısında bulundu. Tahminlerde yapılan bu değişikliklerin ve ardından bankalar ile ilgili gelen bu açıklamaların BIST ve kurlar üzerinde negatif etki oluşturduğu görüldü.

YAKIN DÖNEMDE AFRİN ÖN PLANA ÇIKABİLİR

Önceki hafta Cumhurbaşkam’mn Afrin’e yönelik bir operasyon olabileceği mesajını vermesinin ardından, geçtiğimiz hafta Rusya’da gerçekleşen Türkiye, İran ve Rusya’nın katıldığı üçlü konferansta Suriye konusu görüşüldü. Cuma günü ise ABD Başkanı Trump ile cumhurbaşkanı arasında bir telefon görüşmesi gerçekleştirildi. Görüşme sonrası yapılan açıklamada Türkiye’nin PYD/YPG konusundaki hassasiyetlerinin dile getirildiği ve ABD Başkam Trump’m PYD/YPG’ye bundan sonra silah verilmeyeceği sözü verdiği ifade edildi. Türkiye’nin bölgedeki hassasiyetleri ve son dönemde gerçekleşen görüşme trafiği bölgede yeni hareketlilikler olabileceğini işaret ediyor. Son zamanlarda dikkatini ABD’de devam eden davaya çeviren piyasalarımız için, Afrin’e yönelik bir operasyon beklentisi risk iştahının düşmesine neden olabilir.

EKONOMİK TAKVİMDE ABD TAKİP EDİLECEK

Bu haftanın ekonomik takviminde ABD’nin üçüncü çeyreğe ilişkin büyüme verisi ön plana çıkıyor. Çarşamba günü açıklanacak olan GSYH’nın yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3.4 artması bekleniyor. Aynı gün konuşması bulunan Fed Başkanı Yellen’m vereceği mesajlar da doların uluslararası piyasadaki seyri açısından önemli olacaktır. Türkiye’de ise Perşembe günü açıklanacak olan Finansal İstikrar Raporu ile verilecek mesajlar başta faizler ve kurlar olmak üzere tüm TL varlıklar üzerinde etkili olabilir. Açıklanacak ekonomik verilerle birlikte bir süre daha Türkiye’nin öncelikli gündemi olmaya devam edecek olan ABD’deki davalar ve Suriye konusundaki gelişmeler piyasalarda etkili olmaya devam edecektir.

BIST-100’de aşağı yönlü eğilim devam ediyor

BIST-100 endeksi hafta içinde sıkışık seyrini devam ettirdi. Hafta içinde 103.000 seviyelerine kadar bir düşüş gözlendi fakat düşüşün tepki alımiarıyla karşılandığını gördük. Destek bölgesinden gelen alımlarda ilk etapta işlem miktarı artış gösterse de grafikte kırmızı çizgiyle gösterdiğimiz alçalan trendi yukarı kıracak yeterli bir alım gerçekleşmedi. Endeksin 103.000 desteği ile 106.000 direnci arasında bir konsolide bölgesi oluşturmaya başladığını görüyoruz. Teknik indikatörler son durum itibariyle satış yönlü baskının devam ettiğini göstermekte. Önümüzdeki hafta içerisinde endekste sınırlarımız

103.000 desteği ve 106.900 direnci olarak görülmekte. Henüz yukarı yönlü hareketi başlatabilecek teknik bir gelişme göremediğimiz için alım için beklemede kalınması gerektiğini düşünüyoruz. 103.000 desteğinin aşağı kırılması durumunda destek olarak 102.100 ve 101.300 destek seviyeleri önem kazanabilir. Son haftalarda oluşan alçalan trendin yukarı kırılması durumunda kısa vadeli trade amaçlı olarak 106.900 seviyesi teknik olarak izlenebilir. Hem düşüş baskısının ortadan kalkıp hem yukarı yönlü bir hareketin başlaması orta vadeli bir alım için ise konsolide bölgesinin üst sınırı olan 106.900 seviyesinin yukarı kırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu durumda 108.000 ve 109.300 seviyelerini direnç olarak izleyeceğiz.

TCMB’nin önlemlerine karşın TL zayıf seyrediyor

TCMB’nin aldığı aksiyonlara ve yurtdışında doların genel olarak zayıf bir performans sergilemesine karşın dolar/TL kuru geçtiğimiz haftayı da yükselişle tamamladı. Önceki haftayı 3.8750 civarından tamamlayan kur geçtiğimiz hafta 3.9830’a kadar yükseldikten sonra 3.90’a kadar gerileyip haftayı 3.94 civarından tamamladı. Önceki haftayı 4.57 civarında tamamlayan euro/TL ise bu dönemde parite etkisi ile her gün yeni bir zirve görerek geçtiğimiz haftayı tarihi zirveleri olan 4.70 civarından kapattı. Kısa vadeli ortalamalarının ve eylül ayında başlayan yükseliş trendinin üzerindeki hareketini devam ettiren dolar/TL’de bu hafta da izleyeceğimiz iki önemli gösterge haftayı kapatırken 3.86/3,87 aralığında bulunan bahsettiğimiz bu trend ve 22 günlük ortama olacak. Bu seviyelerin üzerinde kalındığı sürece kurdaki geri çekilmelerin alım fırsatı oluşturmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Yukarıda ise geçtiğimiz haftanın zirvesi olan 3.9830 yeni güçlü direnç konumuna geçti. Bu hafta TL’nin değeri için takip edilen ABD’deki dava, Suriye konusu ve TCMB’nin hamlelerinin yanında ABD’den gelecek büyüme verisi ve Fed Başkanı Yellen’in yapacağı açıklamalar izlenecek.

Son haftalarda kurlarda görülen yukarı yönlü ve yüksek volatil seyri tersine çevirebilecek önemli bir beklentinin olmaması, aşağı yönlü hareketleri sınırlamaya devam edebilir. Bununla birlikte geçtiğimiz hafta özellikle Cumhurbaşkanı danışmanları tarafından TCMB’nin araç bağımsızlığına yönelik yapılan yorumlar dikkat çekiciydi. TCMB’nin alabileceği yeni aksiyonların kurlarda hızlı geri çekilmelere neden olabileceği göz önünde bulundurularak, yüksek seyredebilecek volatiliteye karşı hazırlıklı olunmalı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu