Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Faizlerde Değişiklik Yok

Faizlerde değişikliğe gitmeyen Merkez Bankası, enflasyon vurgusunu artırdı. Ekonomistlere göre enflasyonda katılık var. Gıda enflasyonu etkisiyle aylık enflasyon verileri bir inip bir çıkıyor…

MERKEZ Bankası, beklendiği gibi faiz oranlarında değişikliğe gitmedi. Faizlerde değişiklik için enflasyonda belirgin bir iyileşme beklediğinin altını tekrar çizen Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), Mart ayı toplantısında bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 8’de, geç likidite penceresi borç verme faiz oranını yüzde 12.75’te sabit tuttu. Ekonomistler, Merkez Bankası’nın mevcut sıkı duruşunu uzun bir süre koruyacağı konusunda fikir birliği içinde.

Bu arada geçen hafta uluslararası kredi derecelendirme kurulu şu Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu “Bal”den “Ba2”ye düşürdü, not görünümünü “negatiften “durağan”a çevirdi. Moody’s’in sürpriz not indirimi sonrası dolar/TL yükselse de, piyasada karara tepki sınırlı kaldı.

Gedik Portföy Portföy Yönetim Müdürü Eral Karayazıcı Moody’s’’in bu kararını “beklenmeyen, sürpriz” bir karar olarak ifade ederek, “İlk etkinin limitli kalacağı anlaşılıyor. Zaman içinde Türkiye ile ilgili bardağm boş tarafının daha fazla göz önüne alınmasıyla yine limitli kalmakla beraber etkisinin sürdüğüne şahit olabiliriz” dedi.

”Moody’s’in bu not düşüşüne dair değerlendirmelerine katılmak mümkün değil” diyen İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksel Aşan ise, uzunca bir süredir bu kuramların Türkiye ile ilgili kararlarını ekonomik olarak değerlendirme imkanı kalmadığının altını çizdi.

TEK FARK “KATILIK”

PPK toplantısı sonrasında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) yapılan açıklamada, Ocak ayı açıklamasına göre tek fark “Ana eğilime ilişkin göstergeler katılık sergilerken çekirdek enflasyonun yüksek seyrettiği gözlenmektedir” ifadesi oldu. Enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyelerin fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam ettiğinin vurgulandığı açıklamada, enflasyonda belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceğinin altı çizildi.

7 Mart’ta gerçekleştirilen PPK toplantısında bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8’de, gecelik maıjinal fonlama oranı yüzde 9.25’te, gecelik borçlanma faiz oranı yüzde 7.25’te, geç likidite penceresi (GLP) borç verme faiz oram yüzde 12.75’te sabit tutuldu. PPK, son olarak 14 Aralık 2017 tarihli toplantısında GLP borç verme faiz oranını 50 baz puan artışla yüzde 12.75’e yükseltmişti.

“AŞIRI İHTİYATLI”

Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr, Mevlüt Tatlıyer, Merkez Bankası’nm politika faiz oranını ekonomi teorisiyle uyumlu bir şekilde “beklenen enflasyona” göre belirlemesi gerekirken, gerçekleşen “anlık enflasyona” göre belirmeye çalıştığını ifade etti. Merkez Bankası’nm finansal piyasalardan gelen sinyallere haddinden fazla dikkat kesildiğini vurgulayan Tatlıyer, “Merkez Bankası politika faiz oranını aşağıya çekmek için ‘anlık’ enflasyonun yüzde 8-9 bandına düşmesini bekleyecektir. Şu halde, ilerleyen aylarda enflasyon oranının bu banda gerilemesiyle birlikte TCMB’nin yavaş bir şekilde de olsa politika faiz oranını düşürmeye başladığım göreceğiz” dedi.

İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksel Aşan ise, genelin beklentilerine uygun bir biçimde faiz oranlarında ve GLP uygulamasında değişikliğe gitmeyen Merkez Bankası’nm bir süre daha yüksek faizlerle devam edeceğini söyledi. Faiz indiriminden daha önce GLP’den vaz geçilip basitleştirme yoluna gidileceğini düşündüğünü belirten Aşan, “Merkez Bankası enflasyonun bu düzeylerinde bir katılık tespiti yapıp bu yüzden de para politikasında değişikliğe gitmeyeceğini hatta gerekirse daha da sıklaştıracağım açıklamış durumda. Benim tespitim enflasyonun yıl boyunca bu civarlarda dalgalanacağıdır. Buradan da şu sonuç çıkar; sonbahar aylarına kadar bir faiz düşüşü görmemiz sürpriz olur” dedi.

FED’İN MESAJLARI ŞAHİN OLACAK

Önümüzdeki günlerde ABD Merkez Bankası’mn Mart’ta alacağı faiz kararı takip edilecek. Fed’in Mart’ta ilk faiz artışını yapacağına dair beklentilerin güçlendiğini dile getiren Prof. Dr. Aşan, yılın ilk yarısında bir ikinci yarısında iki faiz artışı beklediğini kaydetti. Aşan, bu yüzden artışın bir sonraki toplantıya bırakılabileceği görüşünde.

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp ise Fed’in Mart’ta bir faiz artırımı daha yapacağına dair sinyalin çok net bir şekilde piyasa ile paylaşıldığını vurgulayarak, “Buna ilave olarak Başkan Powell’in geçen haftaki kongre sunumunda 2018’de üçten fazla faiz artırımı yapılmasına dair bir fikir birliği oluştuğu ve buna ait resmi projeksiyonların da Mart toplantısı sonrası paylaşılacağına dair ipuçları verildi. Dolayısıyla Mart toplantısı sonrası Fed’den gelecek mesajlar şahin olacak” dedi.

Merkez Bankası’nı “katılık” vurgusu yaptığı enflasyonda Şubat ayı rakamları geçen hafta başında açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Şubatta Tüketici Fiyat Endeksi’nde (TÜFE) yıllık bazda bir önceki aya kıyasla gerileme olmasına karşın, TÜFE’de aylık artış beklentilerin üzerinde gerçekleşti. TÜİK verilerine göre, Şubat’ta tüketici fiyatları yüzde 0.73 oranında arttı ve yıllık enflasyon bir önceki aya göre 0.09 puan gerileyerek yüzde 10.26 oldu. Şubat’ta özel kapsamlı TÜFE göstergelerinden B ve C endekslerinin yıllık değişimi bir önceki aya göre sırasıyla 0.05 ve 0.24 puan azalarak yüzde 12.26 ve yüzde 11.94 oranında gerçekleşti. Çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonları sınırlı bir düşüş kaydedilirken, ana eğilimlerinin yüksek seviyesini koruduğu gözlendi. Şubatta alt grupların yıllık tüketici enflasyonuna katkıları bir önceki aya göre gıdada 0.36 puan artarken, enerji ve temel mal gruplarının katkıları ise sırasıyla 0.30 ve 0.17 puan azaldı.

Şubat’ta ana harcama grupları itibarıyla TÜFE’de aylık en yüksek artış yüzde 2.57 ile sağlık, yıllık bazda yüzde 15.66 ile ev eşyası grubunda gerçekleşti. Aylık düşüş gösteren tek grup ise yüzde 4.09 ile giyim ve ayakkabıydı. Bu arada Şubat ayının zam şampiyonu yüzde 55.10 ile taze fasulye oldu.

GIDA ENFLASYONU YÜKSELDİ

Gıda grubu yıllık enflasyonu hem işlenmiş hem de işlenmemiş gıda fiyatlarına bağlı olarak yükseldi ve tüketici enflasyonundaki düşüşü sınırlayan ana unsur oldu. Gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonu Şubat’ta 1.51 puan artarak yüzde 10.27’ye ulaştı. Bu dönemde yıllık enflasyon hem işlenmiş hem de işlenmemiş gıda gruplarında yükseldi. İşlenmemiş gıda yıllık enflasyonu yüzde 6.71’e yükselirken, bu gelişmede taze meyve ve sebze fiyatlarının yanı sıra son iki ayda tekrar artış eğilimine giren kırmızı et fiyatları etkili oldu. Ayrıca, çiğ süt alım fiyatlarına bağlı olarak süt fiyatları belirgin bir oranda (yüzde 7.85) arttı, bu kalemde son iki aydaki birikimli fiyat artışı yüzde ll’i aştı. Ayrıca ekmek fiyatları Şubat’ta yüzde 1.94 arttı, ekmek ve tahıllar grubunda yıllık enflasyon yüzde 12.10’a ulaştı. Alkolsüz içecek fiyatları ise bazı içeceklerden yüzde 10 oranında Özel Tüketim Vergisi alınmaya başlanması nedeniyle yükseldi. Böylece işlenmiş gıda yıllık enflasyonu yüzde 13.76 ile son dokuz yıldaki en yüksek seviyesine ulaştı.

MALİYET YÖNLÜ BASKI SÜRDÜ

Tüketici fiyatları üzerindeki üretici fiyatları kaynaklı maliyet yönlü baskılar güçlü seyrini korudu. Yurt içi üretici fiyatları (Yİ-ÜFE) Şubat’ta yüzde 2.68 arttı, yıllık enflasyon 1.57 puan yükselerek yüzde 13.71 oldu. Üretici fiyatlarmda gözlenen bu yüksek artış alt gruplar geneline yayılırken, özellikle elektrik ve gaz gibi enerji ürünlerinde gözlenen yüksek fiyat artışı dikkat çekti. Şubat’ta ana sanayi gruplarında aylık en fazla artış yüzde 12.1 ile enerjide, yıllık yüzde 17.66 ile ara malında gerçekleşti.

Prof. Dr. Göksel Aşan, üretici fiyatlarının Şubat’ta yükselmesi ve yıllıkta bir artış görülmesinde en önemli etkenin enerji fiyatlarında ortaya çıkan yüzde 12’lik artış olduğunu belirterek, önümüzdeki dönemde bu artışın devam etmeyeceği, üretici fiyatlarının TÜFE üzerinde kalıcı bir baskısının olmayacağı görüşünde.

Prof. Dr. Göksel AŞAN / İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi
”Enflasyonda yıl sony beklentimiz tek hane”

Şubat ayı enflasyonu beklentileri bir miktar aştı ve bu sapmada başrolde yine olağan şüpheli gıda fiyatları idi. Gıda, sağlık, eğlence ve kültür öne çıkan sektörler oldu. Gıda fiyatlarının tek başına enflasyona etkisi 0.5 puanın üzerinde.

Ocak’taki düşüşün de baş aktörü yine gıda fiyatları olmuştu. Sonuç olarak, Şubat’ta yıllık enflasyon ile gıda fiyatlarındaki artış hemen hemen eşit. Yani gıda fiyatları yıllık enflasyonda ortalama artışın üzerine çıkmamış durumda.

Çekirdek enflasyonda da beklenen düşüşü henüz göremedik. Belli ki enflasyonda bir katılık oluşmak üzere. Burada beklenti yönetimi bir kez daha öne çıkıyor.

Merkez Bankalarının tabii ki en önemli politika aracı faiz oranıdır ancak fiyat istikran konusunda tek araç değildir.

Umarız önümüzdeki dönemde diğer araçlar da devreye sokulur. Biz her şeye rağmen Mart ayında yıllık enflasyonda tek haneyi göreceğimizi düşünüyoruz.

Yılsonuna kadar bazı aylar tek, bazı aylar çift hanelerle gideceğiz. Yılsonu beklentimizin tek haneli olduğunu belirtelim.

Yrd. Doç. Dr. Mevlüt TATLIYER / Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi
”Enflasyon yüzde 8-9 bandına inecek”

Türkiye’de 2004-2016 sürecinde enflasyon genel itibarıyla yüzde 6 ile yüzde 10 arasında dalgalandı ve ortalaması da yaklaşık yüzde 8 oldu. Yani, Türkiye’de enflasyon bu dönemde genel olarak ‘6-8-10 kuralına’ uydu.

2017’de ise enflasyonun ortalama olarak yüzde ll’e çıktığını gördük. Bu ‘kural dışı’ yükselişin arka planında ise çok büyük oranda yaşanan finansal spekülasyonlara ve küresel likidite iştahındaki azalışa paralel olarak TL’nin değer yitirmesi bulunuyor. Ayrıca bir türlü önüne geçilemeyen gıda enflasyonu da uzun yıllardır genel enflasyonu besliyor. Kurdaki artışın fiyatlara yansımasının büyük ölçüde tamamlanması ve kurdaki volatilitenin son aylarda önemli ölçüde azalması dolayısıyla enflasyonun da önümüzdeki aylarda yüzde 8-9 bandına ineceğini söyleyebiliriz.

HÜLYA GENÇ SERTKAYA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu