Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Eylül’de piyasalar

Yurtdışında Çin ya da FED kaynaklı yeni bir türbülans başlayacak olursa yeniden 70 binin altı gündeme gelebilir. Global konjonktürde doların aleyhine köklü bir değişim olmazsa dolar/TL’de kısa vadedeki denge 2.81-3.00 TL arasında oluşabilir…

Eylül’de yurtdışı ön planda olacak

İÇERİDE siyasi belirsizliğin büyük oranda fiyatlara yansımış olması, yurtdışı gelişmelere artık daha fazla önem verilmesine neden oluyor. 1 Kasım’daki seçim takvimini göz önünde bulundurunca en azından eylül ayı boyunca içeride siyasetin fiyatlardaki etkisi azalacak, yurtdışı riskler ön plana çıkacaktır.

İçeride siyasetin etkisini düşük görsek de jeopolitik riskler ve terör olaylarının gelişimi iç riskler olarak masada durmaktadır. Bu iki konudaki gelişmelerin nasıl bir seyir izleyeceğini önceden tahmin etmek mümkün olmadığı için, analizlerimizde mevcut tansiyonun değişmeyeceği yeni bir fiyatlama davranışı getirecek bir etki olmayacağı varsayımını kullanıyoruz. Bu nedenle tansiyonu artıracak ya da azaltacak her türlü gelişmenin yeni bir fiyat dengesi getireceği göz önünde bulundurulmalı.

ey-1

ÇİN BELİRSİZLİĞİ KORKUTUYOR

Çin mali piyasalarında haziran ayının ortalarında başlayan ve temmuz ayının ortalarına kadar devam eden türbülans, hükümetin aldığı radikal önlemlerle durdurulmaya çalışılmış, temmuz ortalarından başlayarak geçtiğimiz haftaya kadar stabil olarak nitelenebilecek bir dönem yaşanmıştı. Önceki haftalarda yaptığı devalüasyonlarla dikkat çeken Çin, geçtiğimiz hafta da hisse senetlerindeki sert düşüşle gelişmiş, gelişmekte olan ülke ayrımı olmaksızın tüm piyasalarda ciddi bir türbülans yaşanmasına neden oldu. Bu türbülans da öncekinde olduğu gibi hükümetin aldığı yeni önlemlerle daha doğrusu müdahalelerle atlatılmış gibi görünüyor. Buna karşın sorunun tam olarak tespit edilememiş olması ve yapısal bir önlem alınmamış olması benzer ve hatta daha şiddetli türbülanslarm yeniden yaşanma ihtimalini artırıyor. Bu nedenle devlet alımlarıyla ve yapılan faiz alımlarıyla destek bulan Shanghai endeksinin kalıcı bir toparlanmaya geçtiğini düşünmek bizce aşırı iyimserlik. Biz bugün baskılanan bu krizin ilerleyen günlerde yeniden patlak verme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz.

Bu sorunların Çin gibi kapalı kutu bir ekonomide yaşanıyor olması da sağlıklı bir öngörüde bulunmayı zorlaştırıyor. Bu nedenle herhangi bir sorun yaşandığında en kötüsü akıllara geliyor ve buna göre bir aksiyon almıyor. Çin’deki hareketlerin sert ve öngörülemez olmasının en büyük gerekçelerinden biri de bu. Çin’in diğer piyasalara göre daha az şeffaf olması, veriler üzerindeki tartışmalar ve hükümetin müdahale gücü yapılan analizlerin gücünü zayıflatıyor. Bu nedenle Çin’i her zaman sürpriz yapabilecek bir piyasa olarak izliyoruz. Tüm bunlara karşın Çin’in ekonomik büyümesinin dünya ekonomisi için önemli ölçüde risk oluşturacak bir sınıra dayandığı, burada yaşanacak bir kırılmanın da tüm küreyi baskılayacağı son aylarda daha net bir şekilde görüldü. Bu etki o kadar net bir şekilde hissedilmeye başlandı ki, FED’in faiz kararının Çin kaynaklı bu türbülanslarm ardından ötelenebileceği beklentisi kuvvetlendi.

BEKLENEN EYLÜL AYI GELDİ

FED’in faiz artışına yönelik beklentiler mart ayından beri ötelenerek eylül ayına kadar gelindi. Eylül ayma girdiğimiz bu günlerde de Çin kaynaklı türbülansların ekim hatta aralık ve sonrasındaki ayları da potaya soktuğunu görüyoruz. ABD’deki veriler FED’in faiz artışı yapma ihtimalini desteklemeye devam ederken, ABD dışındaki ekonomilerin genel görünümü ters yönde algı oluşturuyor. Uzunca bir süredir 2015 içinde faiz artışı yapılacağını ifade eden FED Başkanı Yellen’in duruşunda ise henüz bir değişim görmedik. Bu duruş devam ettiği sürece eylül olmasa bile sonraki üç ayda bir faiz artışı ihtimali kuvvetli bir şekilde masada kalacak. Bu beklenti devam ettiği sürece eylül ayında faiz artışı olmaması sadece kısa süreli bir bahar havası oluşturacaktır. Bu nedenle FED’in eylül ayında faizleri artırmaması kısa vadede ciddi bir potansiyel oluştursa da sonraki birkaç ay içinde faizlerin artış ihtimalinin devamı bu potansiyelin kalıcı bir trende dönüşmesini engelleyecektir.

BIST EN KOTUYU FIYATLADI

Erken seçim kararının alınması, seçim tarihinin netleşmesi, seçim hükümetinin kurulma süreci gibi belirsizlikler BIST’te büyük oranda fiyatlara girdi. Bir süre siyaset fiyatlaması yapmaya çalışmayacağız. Bundan sonraki süreçte siyasetin yeniden fiyatlanmaya başlaması ise muhtemelen ekim ayının içinde olacaktır. 1 Kasım’daki seçime yönelik ortaya çıkacak anketler, yeni hükümet beklentileri yeni bir fiyatlama dönemi getirecektir. Seçim sonrası ortaya çıkacak tablo da hiç şüphe yok ki çok sert bir fiyatlama davranışına neden olacaktır. 7 Haziran seçimlerinin ardından ortaya çıkan tablo piyasanın en olumsuz beklentisi idi ve bu durum şu an için fiyatlanmış durumda. Bu nedenle eylül ayı içinde yurtdışı etkisini daha sert bir şekilde hissedeceğiz.

Geçtiğimiz hafta endeksin test ettiği 70 binin altındaki rakamlar da yurtdışında yaşanan gelişmelerin yansıması. Yurtdışında Çin ya da FED kaynaklı yeni bir türbülans başlayacak olursa endekste, bu hareketlere paralel olarak yeniden 70 binin altındaki bu seviyeler ve hatta daha aşağıdaki rakamlar gündeme gelebilir. Bunun dışında siyasi belirsizlik gibi bir gerekçe ile endeksin bu bölgelere doğru bir geri geçilme yapmasını beklemiyoruz. Bu nedenle yurtdışından yeni bir şok dalgası gelmesini ya da başta da ifade ettiğimiz jeopolitik risklerin ve terör olaylarının yeniden tırmanmasını beklemeyenler, kısa vadeli trade için 72 bin ve altındaki rakamları alım için değerlendirebilirler. Bu düşünce ile yapılacak alımlarda stop loss seviyesi olarak 68 bin tepkilerde kar realizasyonu içinse 76.000-78.000 aralığı takip edilebilir.

DOLAR/TL’DE VOLATİLİTE DÜŞÜYOR

Geçtiğimiz hafta borsalarda görülen sert volatiliteye karşın TL’nin daha istikrarlı bir duruş sergilemesi dikkat çekti. Hafta başında 3.47’yi gören euro/TL haftanın son günü 3,27’ye kadar gerilerken, dolar/TL hafta başında gördüğü 2.98 üstündeki rakamların ardından haftayı 2.92’nin altında kapattı. İçeride siyasetin bir süreliğine gündemden düşmesi TL üzerindeki baskıyı azaltacaktır. Buna karşın BIST için ifade ettiğimiz gibi yurtdışı riskler ile jeopolitik riskler TL’nin değeri üzerinde daha belirleyici olacaktır.

Dışarıdan olumsuz bir etki gelmez ise dolar/TL’nin bu hafta 2.90’nın altına sarkması söz konusu olabilir. Bu tür bir gerileme yaşanacak olursa dolar/TL’de 2.84 olasılığı da göz önünde bulundurularak kademeli alım düşünülebilir. Global piyasalarda çok radikal bir değişim olmadığı sürece dolar/TL’de bir önceki zirve olan 2.81’in altında bir trend oluşma ihtimali oldukça düşük. Bu nedenle yapılacak alımlarda burası stop seviyesi olarak izlenerek 3.00 TL’deki zirve hedeflenebilir. Önceki haftalarda da ifade ettiğimiz gibi 2.81 üzerinde hedefler sırası ile 2.92-3.00 ve ardından 3.10 TL idi. Bu hedeflerin hala gündemde olduğunu ve 1 Kasım seçimleri sürecinde bu hedeflerin yeniden test edilme ihtimalinin kuvvetli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle global konjonktürde doların aleyhine olacak köklü bir değişim söz konusu olmaz ise dolar/TL’de eylül ayı içinde yaşanacak tüm geri çekilmelerin yeni alım fırsatları olacağını, kısa vadedeki dengenin 2.81-3.00 TL arasında oluşacağını düşünüyoruz.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu