Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Ekonomi başlıkları piyasa yorumları (kasım 2018)

YURTDIŞINDA İtalya, Brexit ve Fed’den gelen açıklamalar gündemi oluştururken, yurtiçinde hem aylık hem de yıllık bazda yüzde 2.7 daralmayı işaret eden sanayi üretimi ön plana çıktı. TL varlıklar bir haftalık aranın ardından yeniden pozitif ayrışan tarafa geçmeyi başardı. Bu hafta yine İtalya ve Brexit gündemi ön planda olacakken, ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin seyrini belirleyecek haber akışları ve ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarına yönelik haber akışı izlenmeye devam edilecek başlıklar arasında.

İTALYA BÜTÇE KONUSUNDA ISRARLI

Geçtiğimiz hafta İtalya’nın bütçesi ile ilgili süreç izlendi. İtalya ve Avrupa Birliği arasındaki bütçe tartışmalarında, İtalya ekonomi bakam İtalya’nın bütçesindeki büyüme tahmininin pazarlık konusu olamayacağı şeklinde açıklamalarda bulundu. Nitekim İtalya sunduğu yeni taslak bütçede, büyüme ve bütçe açığı oranlarında değişiklik yapmadı. AB Komisyonu, İtalya da dahil olmak üzere bütün Euro Bölgesi ülkelerinin bütçe planlarını değerlendirecek ve 21 Kasım’da taslaklara ilişkin resmi görüşünü açıklayacak. Uluslararası Para Fonu (IMF) İtalya’da hükümetin planladığı mali genişlemenin riskleri beraberinde getireceği ve ülke ekonomisini ters şoklara kırılganlaştıracağı uyarısında bulundu.

21 Kasım Çarşamba günü AB Komisyonu’nun İtalya bütçesi ile ilgili vereceği karar yeni bir tartışma konusu olabilir. Bu nedenle euro’daki oynaklık gelecek haftaya da taşınabilir.

BREXIT GERİLİMİ DEVAM EDİYOR

Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılması (Brexit) konusunda Londra ile Brüksel arasında devam eden müzakere sürecinde taraflar, 29 Mart’ta anlaşmalı Brexit’i olanaklı kılacak bir metin üzerinde teknik düzeyli uzlaşmaya vardı. Brexit konusunda teknik olarak anlaşmaya varıldığına ilişkin haberler Brexit’e yönelik endişeleri hafifletirken, İngiltere’den gelen istifa haberleri sterlini küresel piyasalarda yeniden baskıladı. İlerleyen süreçte Brexit sürecine yönelik gelişmeler fiyatlamalar üzerinde etkili olmaya devam edecektir.

FED’İN DE FAİZ KONUSUNDA KAFASI KARIŞIK

Fed Başkanı Jerome Powell, hafta içinde katıldığı bir toplantıda ABD ekonomisinin güçlü olduğunu, ancak politika yapıcıların dikkatlerini faiz oranlarını ne kadar yukarıya ve ne hızda yükselteceklerine çevirmeleri ile birlikte zorluklarla karşılaşabileceğini söyledi. 2019’da karşılaşılabilecek zorluklar olarak, yurtdışı talebin yavaşlaması, yurtiçinde mali teşvikin etkisinin geçmesi ve Fed’in geçmiş faiz artırımlarının geç gelen ekonomik etkisi olarak sıraladı. “Faizleri ne kadar daha ve ne hızda yükselteceğimiz konusu hakkında düşünmeliyiz” diyen Powell, amaçlarının toparlanmayı, genişlemeyi sürdürmek, işsizliği ve enflasyonu düşük tutmak olduğunu ifade etti. Tüm bu açıklamalar Fed’in faiz artışları konusunda kafasının karışık olduğunu gösterdi. Piyasadaki genel kam Fed’in aralık ayında bir faiz artışı daha gerçekleştirerek bu yılı dört, gelecek yılı da asgari üç faiz artışı ile tamamlaması yönünde. PovvelPdan gelen bu açıklamaların henüz bu beklentiyi yıktığını düşünmüyoruz ancak gelecek günlerde bu yöndeki açıklamaların kuvvetlenmesi doların küresel piyasalardaki avantajlı konumunu sarsabilir. Bu nedenle aralık ayındaki Fed toplantısı öncesinde gelecek açıklamaların ve aralık ayındaki toplantı sonrası yapılacak basın toplantısının oldukça kritik hale geleceğini düşünüyoruz.

Fed’in faiz artışları konusundaki endişeleri içinde ve gördüğü riskler arasında son haftalarda borsalarda görülen kayıpları sıralamaması dikkat çeken önemli bir unsur. Piyasalardaki bu dalgalanmaların geçici olabileceği görüşüne yakın olduklarını işaret ediyor olabilir.

SANAYİDE YAVAŞLAMA DEVAM EDİYOR

Eylülde Sanayi Üretimi (mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış) hem aylık hem de yıllık bazda yüzde 2.7 oranında daraldı. Konsensüs beklentiler yıllık bazda yüzde 0.8 oranında daralmayı işaret etmekteydi, imalat sektöründe aylık bazda gözlenen yüzde 2.8 oranındaki daralmanın verdiği -2.4 puanlık negatif katkı manşetteki aylık düşüşün ana belirleyicisi oldu. Ekonomik büyümenin en önemli öncü göstergelerinden olan sanayi üretimine ait üçüncü çeyrek dönemdeki veriler bugün açıklanan rakamlarla tamamlanmış oldu. Böylelikle, sanayi üretimi yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.2 azalış, geçen yılın aynı çeyreğine göre ise yüzde 1.5 artış göstermiş oldu. Sanayi üretimi gerçekleşmeleri ile mevcut eğilimleri dikkate aldığımızda üçüncü çeyrekte korkulduğu gibi ekonomide bir daralma yaşanmayacağını hatta düşük oranda da olsa pozitif rakamlar görülebileceğini düşünüyoruz. Üçüncü çeyrek bu açıdan korkutucu bir tablo sunmasa da dördüncü çeyrek için öncü veriler daha keskin bir yavaşlama ve daralma işaret ediyor. Piyasaların geçmişi değil geleceği fiyatlaması ve üçüncü çeyreğin büyüme tarafında trendin değiştiği nokta olması nedeniyle üçüncü çeyrek büyümesi pozitif tarafta kalsa dahi bunun piyasalar üzerindeki olumlu etkisinin oldukça sınırlı kalacağı görüşündeyiz.

BU HAFTA DAHA SAKİN

Haftanın genelinde yurt içinde de yurtdışında da veri takvimi göreceli daha sakin. Geçtiğimiz haftadan gelen siyasi konular bu haftaya da damgasını vurmaya aday. 21 Kasım Çarşamba günü AB Komisyonu, İtalya da dahil olmak üzere bütün Euro Bölgesi ülkelerinin bütçe planlarını değerlendirecek. Avrupa Birliği liderleri Brexit anlaşmasını onaylamak için 25 Kasım günü bir araya gelecek. Bu iki konu ile birlikte Türkiye cephesinde geçtiğimiz hafta ABD’de bazı basın kuruluşlarına yansıyan ancak devamında ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yalanlanan FETÖ lideri ile ilgili haber akışları ve ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarına yönelik haber akışı da izlenmeye devam cdilccck başlıklar arasında.

Endeks toparlanmaya çalışıyor

B1ST-100 endeksinde hafta içerisinde voîatii hareketler görüldü. Haftaya pozitif açılışla başlayan endeks haftanın iik günlerinde satıcılı bir seyir ile 91.300 kuvvetli desteğini test etti. Bu seviyeden gelen alımlarla başlayan yukarı yönlü hareket hafta içerisinde 94.300 seviyesine kadar bir yükseliş oluşturdu. Hafta içerisinde işlem hacmi önceki haftaya göre düşük bir seyir izlerken oluşan volatilitenin 3000 puana ulaştığını gördük. Günlük grafikte hareketli ortalamalar birbirine yakın bir seyir izlerken kısa vadeli trend göstergelerinin ve aşırı alım satım osilatörlerinin yukarı yönde toparlanma çabasında olduklarını görüyoruz.

Saatlik grafikte cuma günü 94.300 seviyesinden geçen 200 periyotluk basit hareketli ortalama direnç olarak çalışırken bu seviyeden gelen hacimsiz satışlar sonrasında endeksin 92.700 seviyesinden destek bulduğunu görüyoruz. Önümüzdeki hafta içerisinde kuvvetli destek konumunda olan 92.300 seviyesinin ve kuvvetli direnç konumunda olan 93.900 seviyesinin ne tarafa kırılacağı yön konusunda belirleyici olacaktır. İşlem hacmi ile desteklenmeyen hareketlerin ise kararsızlıktan dolayı endeksi konsolide bölgesi oluşturmaya itecektir. Aşağı yönlü hareketin güç kazanması durumunda destek olarak 92.300-91.450 ve 90.400 seviyeleri takip edilebilir. Yukarı yönde bir toparlanma gerçekleşmesi, pozitif fıyatlamaların ivme kazanması ve 93.900 seviyesi üzerine çıkılması durumunda ise direnç olarak 94.600-95.300 ve 96.300 seviyeleri takip edilebilir.

Dolar/TL

5.40-5.50 TL aralığında bir dengelenme çabası içerisinde olan kurda 5.50 TL üzerindeki seviyeler test edilse de kalıcılık sağlanamadı. Bunda Fed Başkanı Povveli’ın çarşamba günkü konuşmasında verdiği mesajlar ve Fed üyelerinin konuşmalarında verdikleri mesajlarda nötr faiz seviyelerine yakın olduklarına dair değerlendirmeler etkili oldu. Verilen bu mesajlar sonrasında doların küresel piyasalarda değer kaybettiği ve gelişmekte olan ülke para birimlerinde genel olarak değer kazanımı görüldü. Ayrıca perşembe günü akşam saatlerinde Amerikan NBC televizyonu, Beyaz Saray’ın federal kurumlardan Fethullah Güien’in iadesinin nasıl mümkün olacağının araştırılmasını istediğini iddia etmesi Türk Lirası’nda hızlı bir değer kazanımını beraberinde getirdi. Kurda 5.3045 seviyesi test edildi. Ancak bu iddiaya ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yalanlama gelmesi dolar/TL kurunda bir miktar tepki alımlarım beraberinde getirse de haftanın son işlem gününde kur 5.35’li seviyelerden fıyatlandı.

İlerleyen günlerde ortaya atılan bu iddia ile ilgili gelişmeler ve haber akışları yurtiçi piyasaların takibinde yer almaya ve TL varlıkların seyri üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir. ABD-Türkiye ilişkilerindeki normalleşmeye işaret edecek haber akışları ve gelişmeler Türk Lirası’ndaki pozitif fiyatlamanın devam etmesine katkı sağlayacaktır. Kurda daha önce olumlu haber akışlarına bağlı olarak yaşanan pozitif fiyatlamada 5.30 seviyesinin destek olarak çalıştığı görülmüştü. Önümüzdeki süreçte 5.30 TL desteği altında kapanışlar görülmesi durumunda kurdaki aşağı yönlü hareketlerin hız kazanabileceğini ve 5.2180 ve 5.1150 seviyelerinin gündeme gelebileceğini değerlendiriyoruz. Olası yükselişlerde ise 5.40 TL seviyesi kısa vadeli direnç konumunda bulunmaktadır. 5.40 direnci üzerinde 5.44-5.50 aralığı direnç bölgesi olarak izlenebilir. 5.50 direnci üzerinde kapanışlar Türk Lirası’ndaki değer kayıplarının hız kazanmasına neden olabilecektir.

ÜZEYÎR DOĞAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu