Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Dövizde, kademeli düşüş sürüyor

AĞUSTOS ayının son günlerinde büyük bir sıçrama göstererek piyasaları şok eden dövizde, kademeli düşüş sürüyor.

27 Ağustos’ta TL karşısında 6.55’e kadar çıkan dolar, serbest piyasada geçen halta ortasında 5.36’ya kadar geriledi. Euro ise, son iki aylık sürede 7.58’den 6.12’ye geriledi. İhracatçısından turizmcisine, ithalatçısından müteahhidine piyasa aktörleri kurlardaki gevşemeden memnun.

Bu seviyelerin piyasada sindirilmeye başlandığı belirtilirken, iş insanları doların 5-5.5 bandına, curo’nun ise 6-6.5 bandına oturmasını bekliyorlar. Kurların stabilitesinin sağlanmasıyla maliyet kontrolünden fiyatlamaya kadar birçok faktörün daha rahat oluşabileceğini kaydeden iş insanları, tüketicinin de psikolojisinin düzeleceğine inanıyorlar.

ÖNGÜRÜLEBİLİR KUR

Döviz geliri olan ihracatçılar ve turizmciler bile dövizin öngörülebilir seviyelere gelmesini istiyorlar. Aşırı volatilitenin sıkıntı yarattığını söyleyen ihracatçı ve turizmciler, stabil bir kur ortasında çalışmayı arzu ediyorlar. “Doların bulunduğu seviyeden ihracatçı bir firma olarak memnunum. Tek rahatsız olduğum konu ise dalgalanmanın çok yüksek olması” diyen Öztaş Çorap Yönetim Kurulu Başkanı Necip Öztaş, dövizin daha stabil olması gerektiğini düşünüyor. Üretimlerinin yüzde 95’ini Avrupa ülkelerine yaptıklarını hatırlatan Öztaş, “Dalgalanma nedeniyle fiyatlama yapmak zorlaşıyor. Döviz yükseldiği zaman müşteriler ‘fiyatları aşağıya çekin’ baskısı yapıyorlar. Kur hak etmiyorsa çıkmasın ya da çıktığı yerde kalsın” diyor. Dolar ve euro’nun mevcut seviyelerde kalacağına inanan Öztaş, piyasaların bu seviyeleri sindirdiğini söylüyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Dövizin bu seviyelerde kalmasının Türkiye’nin sanayi, turizm ve ihracatçısı açısından gerekli olduğuna inanıyorum. Daha aşağılara geldiğinde rekabetçiliği kaybedebiliriz. Reel efektif kurun, dövizin değersiz olduğu bir dönemden geçtik. Kurun daha aşağılara inmesi için ekonomik olarak bir neden göremiyorum. Enflasyon oranında yükselme normal.”

Kurların yükselişiyle artan birçok hammadde fiyatı kurların gevşemesinden sonra aynı oranda düşmedi. Bu nihai tüketiciden ihracatçıya kadar birçok kesimi sıkıntıya sokuyor. Öztaş, “Çorapta hammaddemiz sentetik ve pamuk iplik. Sentetikte zaten yurtdışına bağımlıyız. Hammadde fiyatlarımız eylülde kura bağlı olarak arttı. En büyük sıkıntımız, kurlar artarken artan hammadde fiyatlarının, kurlar düştüğünde düşmemesi” diye konuşuyor.

“TURİZM DEĞİL TÜRKİYE ÖNEMLİ”

Türkiye Otelciler Federasyonu (TUROFED) Başkan Yardımcısı Sururi Çorabatır, turizm sektörünün gelirlerinin artarken maliyetlerinin de arttığını belirterek sözlerine başlıyor.

“Dövizin belirli bir bant aralığında kalması önemli. Ülkenin dış borcunun artmaması, maliyetlerin yükselmemesi ve borçlu olanların zarar görmemesi için kurun belirli bir bant aralığında hareket etmesini bekliyoruz” diyen Çorabatır, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Dövizin artması turizmcilerin gelirlerine olumlu yansıdı. Aşırı yükselme gelir artışı gibi gözükse de problemleri de beraberinde getiriyor. Evet yurtdışı satışlarımız dövizle ama yükselen kurun iç piyasa satışlarını olumsuz etkilemesi kaçınılmaz. Iç turizm canlılığını yüksek kur ortamında yitirir. Yurtdışının alternatifi iç turizmi canlı tutmak lazım. Turizmciler olarak Enflasyonla Mücadele Kampanyası’na biz de katıldık. Bir sektör para kazanacak diye kurların yüksek olmasını istemek doğru değil. Ülke menfaatlerini ve borç seviyesinin sektöre yansımalarını düşünerek kurların makul seviyelerde olmasını bekliyoruz.”

LİSTELER GÜNCELLENDİ

Düşüş eğiliminde olan kurlar nedeniyle bazı hammaddeciier listelerini güncelledi ama genel olarak düşen kurların maliyetlere olumlu yansıdığını söylemek mümkün değil.

İthal hammadde ile üretim yapan firmalar bu dönemde zorlanıyorlar. Sıkıntının bir nedeni ise artan maliyetlerin nihai ürün fiyatlarına birebir yansıtılamaması.

İKM1B (İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği) Başkanı Adil Pelister, kurların düşüşünden sanayicilerin memnun olduğunu çünkü bunun maliyet düşüşü anlamına da geldiğini söylüyor. “Kurların kabul edilebilecek bir rakamda olması motivasyonumuzu ve iş yapma olanağımızı artıracaktır” diyen Pelister, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Kurların kısa zamanda yükselmesi nasıl sıkıntılıysa, zikzaklar yapması da sıkıntılı. Alınan kararlar pozitif etki yaptı. Önümüzdeki haftalarda bu kararların olumlu etkilerini daha da göreceğimize inanıyorum. Dövizin düşmesiyle birlikte hammaddeler de sürekli fiyat listelerini güncelliyorlar. Gün içinde bile güncellemeler oluyor. Hammadde fiyatları geri geliyor.”

“BU SEVİYEDE KALSA KEŞKE”

Ağırlıklı kültür kitapları basan Mega Basım’ın Genel Müdürü Selim Kondu, “Artan maliyetlerimizi yüzde 100 satış fiyatlarımıza yansıtamıyoruz. Piyasada yeterli iş olmadığı için zararına üretim yapılıyor” diyor. Kurların bu seviyede kalmasını temenni eden Kondu sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Kurlardaki artışla birlikte bütün girdilerimiz inanılmaz bir şekilde arttı. 80 bin TL elektrik faturası öderken 220 bin TL öder hale geldik. Maliyetlerimizde kağıt hariç yüzde 45 artış var. Tamamen ithal olan kağıdı da eklerseniz maliyet artışlarımız yüzde 70’i buluyor. Buna karşın son kullanıcıya ulaşan kitapların fiyatları yüzde 20 civarında arttı. Maliyet artışının tamamını fiyatlara yansıtmak mümkün değil çünkü piyasada yeterli iş yok. Buna karşın istihdamımızı korumak için inat ediyoruz. Haramidere’deki tesislerimizde 220 kişi çalışıyor. Sektörde işten çıkarmaların olduğunu duyuyoruz. Kurlar bu seviyelerde kalsın yeter; yüzde 5 artı eksi önemli değil. Kurların enflasyon oranında yükselmesini de arzu etmiyoruz.”

“FAİZLER DE DÜŞMELİ”

Menkul ve gayrimenkul alım satım ve kira sözleşmelerinde dövizden TL’ye dönülmesi piyasalarda olumlu karşılandı ama özellikle perakendecilerin tamamen rahatladığını söylemek mümkün değil çünkü tüketicinin moral bozukluğu devam ediyor. Alışveriş psikolojisinin düzelmesi için kurların düşmesi ve stabil hale gelmesi de çok önemli. Çoğu alışveriş merkezlerinde 72 mağazası bulunan Opmar Optik’in Yönetim Kurulu Başkanı Semih Saraçoğlu, “Bu kurlar, vergiler ve faizlerle yerel firmaların yaşaması mümkün değil. AVM’lerdeki iş çok azaldı, insanların alım gücü düştü. Bu nedenle kurların düşmesi ve bir dengeye oturması çok önemli” şeklinde konuşuyor. Maliyet artışlarını tüketiciye yansıtmanın bu ortamda mümkün olmadığının altını çizen Saraçoğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Firmalar nakit artışlarım düzeltmek için fiyatları artıramıyor. Bu faizlerle bankadan kredi de kullanamıyorlar. Avrupa’da 1.60, 1.80 olan kredi kartı komisyon oranları bizde 2.80 civarında. Stabil olmayan bir yerde ticaret yapmak zor. Hesap kitap yapamazsanız. Orta vadeli bir plan yapamıyoruz. Türkiye dış ticaret açığı verdiği sürece sağlıklı bir kur yapısına kavuşmak mümkün değil. Kamu personel reformundan başlayarak yapısal reformların süratle yapılması gerekiyor. Türkiye ekonomik ve siyasi saldırı altında. Türkiye ödevlerini yaparsa ekonomik saldırıdan daha az etkilenir.”

“DOLAR 5’E GELSE İYİ OLUR”

Belediyeler, kamu kurumlan ve özel şirketler için kablosuz iletişim sistemi altyapısı kuran Aircom Teknoloji’nin Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Demir, kurun bir dengeye oturmasını kendi işleri acısından elzem görüyor. Kurun stabil olmasının en büyük arzuları olduğunu söyleyen Demir, şu paylaşımda bulunuyor:

“Biz kurumlarla dolarla iş yapıyorduk. Kurumlar TL’ye döndüler; sözleşmeleri TL’ye göre yeniledik. Kur öylesine hareketli ki teklifleri ürkerek veriyoruz. Yurt-dışından malzeme getiriyoruz; satana kadar doların ne olacağı meçhul. Kurların stabil olması en büyük arzumuz. Fevri hareketler yerine tahmin edilebilir kur ticari riski azaltacaktır.”

Echomar Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Serdar Mutlu ise, kurdaki beklenmeyen yükselişin ardından gelen düşüşü ‘kötünün iyisi’ olarak değerlendiriyor. “Geçmiş yıllardan itibaren belli bir pe-riyodla kurlar bir noktaya gelseydi bu kadar sıkıntı yaşanmazdı” diyen Mutlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Altyapısı güçsüz, nakit akışı iyi olmayan kurumlar kurun yükselişiyle zora girdi. Faizler yükseleli. Bu dönemde bir işletme kendi kendine yetecek bir nakit üretemiyorsa, bu faiz oranlarıyla iş yapmak mümkün değil. Dolar 5’lere, euro ise 5.80’lere gelse daha iyi olur. Tabii bu seviyelerde de stabil kalmasını isteriz. Sağlık sektörü kurun yükselişinden diğer sektörlere göre daha az etkilendi diyebiliriz. Zira sağlık ötelenmesi zor bir alan, sadece çok elzem olmayan bazı operasyonlar ötelenebilir.”

“KALICI ÇÖZÜM ŞART”

TOBB Hayvancılık Meclisi Başkan Yardımcısı ve TESK Yönetim Kurulu Üyesi Fazlı Yalçındağ, kurdaki yükselişin anlamsız olduğunu vurgulayarak sözlerine başlıyor. Söylentilerle kurun yükseldiğini belirten Yalçındağ, taşların yerine oturmaya başladığını ama henüz yeterli olmadığını vurguluyor. Zincir mağazaların kurların yükselişini bahane ederek hızlı bir şekilde raftaki ürünlere zam yaptıklarını söyleyen Yalçındağ, “Her şeye zam gelince, parası olan da harcama-maya başladı. Bu da ekonomiyi durağanlığa itiyor.

Kurların düşmesi çok iyi ama ekonomi konusunda daha büyük ve geniş düşünmek lazım. Dış alım ve satım dengelenince kalıcı çözüm gelecektir. Doğru bir planlama ile makul zaman içinde kendi sektörümüzde dışarıya mal satar hale gelebiliriz.”

Adnan BOSTAN / MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı, Adnan Bostan Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı
“Üretim yapan kazanacak”

Piyasa son 15 gündür daha stabil. Hammaddeciier liste değişimlerini daha az yapıyor. Dövizin aniden yükseldiği günlerde liste bile yayınlamıyor, telefonla fiyat veriyorlardı. Şimdi MDF gibi ürünlerde dövizdeki gevşemeye bağlı olarak fiyatlar bir miktar düştü bile. Piyasa aktörleri, psikoloji olarak 5-5.5 TL civarındaki kuru kabul etmiş ve sindirmiş görünüyorlar. Üreticiler üretime ve ihracata yönelmiş durumda. Zaten herkes üretmek zorunda. Üretirse ayakta kalacak. Daha önce gitmedikleri ülkelere ihracat yapmaya başladılar. Kurların dengeye oturmasını bekliyoruz. Ayrıca yıl sonunu kadar yüzde 8‘e düşürülen KDV’nin kalıcı hale gelmesi talebimizi sürekli yetkili makamlara iletiyoruz. İç piyasa kampanyalarla hareketlendirilmeye çalışılıyor. Yüzde 10 ila 30 arası indirim kampanyaları yapılıyor. Tüketicinin alışverişe dönmesini bekliyoruz. Tüketici diğer tüketim malzemelerinden sonra mobilyaya eğilecektir. Doğrusunu söylemek gerekirse, sıramızı bekliyoruz.

Osman BENZEŞ / APS Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı
“Siparişler iyi, atölye arıyoruz”

Üretiminin tamamını ihraç eden bir firma olarak avantajlı konumdayız. Dövizin bu seviyelerden daha fazla aşağıya inmeyeceğini düşünüyorum. Biz Avrupa ile çalışıyoruz. Avrupa hareketli, siparişler memnuniyet verici seviyelerde. Hatta yeni imalat yeri bulma sıkıntısı yaşıyoruz. Merzifon’daki fabrikamızda bin kişi çalışıyor. İstanbul’da sekiz, Anadolu’da 10 atölyemiz var. Anadolu’da Adıyaman, Kahramanmaraş, Yozgat ve Urfa’da yer arayışımız devam ediyor. Yatırım yapmak isteyen 100-150 kişinin çalışacağı atölyeleri desteklemeye hazırız. Talebe yetişemez durumdayız. Son yıllarda piyasadan çekilenlerin olması da bu durumda etken. Hazır giyimin geri kalmış ülke işi olduğu düşünüldü ve yanlış yapıldı. Evet sektörde karlar düştü ama adetler arttı. Ayrıca kurlar da arttı. Düşen karları böyle absorbe ediyorsunuz. Ayrıca Çin siparişlerinden bize kayma var. Türkiye çabuk teslimi en iyi yapan ülke. Yan sanayisi güçlü ve yetişmiş iş gücüne sahip. Bunların iyi değerlendirilmesi lazım.

RAMİME BAS UÇAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu