Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Dolardaki yükseliş BİST’i de vurdu!

FED’in geçen hafta aldığı faizleri ‘kayda değer bir süre daha’ sıfıra yakın tutma karan sonrasında BIST-100 tepki yükselişi yapmaya çalışsa da yüksek dolar kuru endeksteki baskıyı artırdı. Kurların yükselmesi giderleri döviz emsinden olan şirketleri tedirgin ediyor. Bu ortamda uzmanlar BİST’in negatif olarak ayrışmasını beklerken, yatırımcılara döviz pozisyonu güçlü şirketleri öneriyor.

borsa

Geçen hafta FED, faizleri ‘kayda değer bir süre daha’ sıfıra yakın seviyede tutma karan alırken, tahvil geri alım-larında 10 milyar dolar daha kesintiye gittiğini duyurdu. Bunun yanında FED’in federal fon faizinin 2015 yılı sonu için tahminlerinin medyanını yüzde 1,125’ten yüzde 1,375’e yükselttiği görüldü. Bu bağlamda Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında piyasaları sarsacak beklenmedik bir açıklama gerçekleşmedi. Fakat 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait faiz tahminlerindeki gözle görülür değişiklik, doların diğer para birimleri karşısında daha da güçleneceğinin sinyallerini verdi. FED kaynaklı endişelerin etkisiyle dolar endeksi 81,40 kritik direncini yukarı doğru kırarak 84,75 kritik seviyelere kadar yükseldi. Bu durumda da Türkiye gibi gelişmekte olan ülke piyasalarında satış yönlü baskıların arttığını gördük.

Peki FED kararlan ardından piyasalar nasıl bir yol izleyecek? Artan dolar kuruyla birlikte borsa daha da gevşeyecek mi? Ekonomist olarak bu hafta bu sorulara yanıt aradık.

DÖVİZ POZİSYONLARINA DİKKAT

Son dönemde TL’nin değer kaybetmesi ve Euro/dolar kurunun gerilemesi, Türkiye’de şirketler açısından olumsuz bir hava yaratıyor. Göreceli olarak ihracat odaklı şirketlerin ve satış fiyatı dolar bazında olan şirketlerin daha olumlu etkilenmesi de söz konusu. Tablomuzda da görüldüğü üzere döviz pozisyonu en güçlü ve döviz açığı en fazla olan şirketlerde kurun etkileri hissedilecek. Burada değinmemiz gereken nokta, tablodaki şirketlere bankalar ve bankalara sahip holdinglerin eklenmemiş olması.

Bu bağlamda Burgan Yatırım Fi-nansal Danışmanlık Müdür Yardımcısı Murat Akyol, üçüncü çeyrek bilan-çolannda TL’nin seyrinin bir kez daha belirleyici bir unsur olarak karşımıza çıkacağını söylüyor. Akyol, “Değer kayıplarının devam etmesi durumunda özellikle döviz açık pozisyonu bulunan şirketlerin bu durumdan olumsuz etkilendiğini görebiliriz” diyor.

Turkish Yatırırm Araştırma Bölüm Başkanı Baki Atılal ise böylesi bir ortamda havacılık ve cam sektörünün ön plana çıkmasını beklediklerini anlatıyor. “Kur etkisine bakarken hem Euro, hem dolar, hem de Yen’deki hareketlerden olumlu etkilenecek şirketleri tercih ediyoruz” diyen Atılal; Pegasus, TAV, Erdemir, T. Şişecam, Trakya Cam ve Arçelik’in bu noktada tercih edilebileceğini kaydediyor.

SULAR HENÜZ DURULMADI

Destek Menkul Değerler Ekonomisti Semra Demircioğlu, FED cephesinden her ne kadar beklenmedik bir açıklama gelmemiş olsa da Türkiye için risklerin geçtiğini söylemek için henüz erken diyor. Demircioğlu, Fitch tarafına dikkat çekiyor ve “Son gelen makroekonomik verilerin, dış ticaret hariç, beklenenden kötü gelmesi, Fitch’in 3 Ekim’deki değerlendirmesinde negatif bir etki yaratabilir. Bu da Türkiye’nin var olan kredi notunun görünümünde bir değişiklik anlamına gelir” diye konuşuyor.

Semra Demircioğlu, bir taraftan do-lann TL karşısında yukarı yönlü hareketinin ve diğer taraftan enflasyonun yıl sonuna kadar iki haneli rakamlara doğru tırmanma olasılığının Merkez Bankası’mn işini zorlaştıracağını söylüyor. MB’nin politika faizlerinde herhangi bir indirime gidemeyecek olması bankacılık sektöründe kârlılığı sekteye uğratma riskini doğururken, bu durumdan BİST de negatif olarak etkilenebilir.

BÜYÜMEYİ DE ETKİLEYECEK

Baki Atılal, İtalya’nın resesyondan çıkamaması, İsviçre’nin deflasyona karşı paritede 1,20 çıpasını kullanacağını açıklaması, Almanya’da işlerin bir türlü tam dengeye girememesi, Rusya’ya karşı AB ve ABD yaptırımları, ticaretin azalması ve ekonomik kırılganlığın artması gibi faktörlerin AB üzerindeki büyümeme sorununu artı-ncağını ifade ediyor.

Baki Atılal, “Buna Ortadoğu’da belirsizliğin eklenmesi bizim ticaret bacağımızı etkileyecek ikinci etmendir” diyor. Ticaret hacminin daralması ve bunu bertaraf edebilecek Avrupa ve Rusya piyasası üzerindeki sorunların devam etmesinin büyüme üzerinde olumsuz etkiyi artıracağını söylüyor. Atılal, “Yılın ikinci çeyreğindeki büyümede ihracatın 2,9’luk etkisine karşılık iç talebin -0,9’luk etkisi, buna en güzel örnektir” diye konuşuyor. Derecelendirme kuruluşlarının notumuz üzerindeki görüşlerinin çok net bir şekilde yüksek volatiliteli bir dönemin kapımızda olduğuna vurgu yaptığını da belirtiyor.

YATIRIMCI NE YAPMALI?

Ekim ayı başında Fitch’in yapacağı gözden geçirme kredi notu endişelerini yeniden ön plana taşıyacak. Ancak piyasaların kısa vadeli seyrini şekillendirecek başlıca unsurun FED’in atacağı adımlar olacağını söyleyen Murat Ak-yol, ekim ayı sonundaki FED toplantısı yaklaşırken bir kez daha “kayda değer bir süre” ifadesinin değişip değişmeyeceğini konuşacağımıza vurgu yapıyor. “Söz konusu konu başlıklarının her ikisi de TL üzerinde önemli oranda baskı yaratma potansiyeli taşıyor. TL’nin zayıfladığı bir ortamda BlST’in pozitif ayrışmasını beklememek gerekir” diyen Akyol, bu nedenle sonbaharda riskleri artırmamanın en uygun seçenek olarak kabul edilmesi gerektiğini söylüyor.

ABD ekonomisindeki toparlanma nedeniyle doların diğer ülke para birimleri ve emtialar karşısında değer kazandığı görüldüğü için, Semra Demircioğlu da yatırımcılara önümüzdeki günlerde küresel ölçekte daha da değer kazanması beklenen dolara karşı pozisyon almamayı öneriyor. Demircioğlu, dış ticaret hariç enflasyon ve büyüme verilerinin de beklentilerin altında kalmasını beklediklerini söylüyor.

İyimser yaklaşıma 6 neden

Borsa İstanbul’da tedirginlik artmışken Ata Yatırım uzmanlan ise 77.000 seviyelerine gelindiği bu dönemde piyasa görüşlerini gözden geçirirken, bu geri çekilmeleri ‘alım fırsatı’ olarak belirlediklerini yineliyor. Mevcut seviyelerde bir kez daha ‘yukarı potansiyelinin düşüş riskinden daha fazla’ olduğuna vurgu yapan Ata Yatırım uzmanları, bunu da altı nedene başlıyor. Endişelere rağmen merkez bankalarının tavrının likiditeyi destekleyici olması, MB’nin olumlu para politikası, Irak ve jeopolitik risklerin iyiye doğru evrilmesi ve iç politikadaki belirsizliklerin ortadan kalkması, Ata Yatırım uzmanlarına göre iyimser olmak için ilk dört neden. Bunlara ayrıca makroekonomik gelişmeler dâhilinde iç talep ve ihracatta havanın olumluya dönmesi ve ikinci yarıya ilişkin kâr beklentilerinin olumlu olması eklenince yukarı potansiyelin daha fazla olduğuna dikkat çeken Ata Yatırım, 12 aylık BİST-100 hedefini yüzde 25 gibi bir yukarı potansiyelle 95.000 olarak açıklıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu