Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Cari açıkta büyük düzeltme

Büyüme üçüncü çeyrekte yüzde 1.7 ile fren yaptı. Sanayi üretimi de ekimde yavaşladı. Cari açık ise ekimde yıllık bazda 46 milyar dolara geriledi. Uzmanlar petroldeki düşüşün 2015’te cari açığı iyice daraltmasını bekliyor…

YENİ yılı karşılamaya günler kala küresel ekonomide genel bir iyimserlik havası hakim. Varil fiyatı 60 dolar seviyelerine gerileyen petroldeki düşüş sürüyor. ABD ekonomisi ise son 10 yılın en hızlı büyümesini yaşıyor. İçerde de yeni yıl yaklaşırken piyasalarda yükseliş eğilimi korunuyor. Buna karşın 2015 yılında FED’den beklenen faiz artırımı gelişen ülkeler için risk oluşturmaya devam ediyor. Türkiye’nin büyüme görünümü için kritik önemde olan faiz artırımı 2015 yılı için belirsizlik yaratıyor.

Cari açık

Geçen hafta açıklanan yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verisi yüzde 1.7 ile sert fren yaptı. Iç talep, üçüncü çeyrek büyümesini stoklar dahil 0.8 puan düşürücü yönde etkiledi. Dış talebin katkısı 2.5 puan ile ikinci çeyrek katkısına kıyasla sınırlı oldu. İlk yarıyıl büyümesini 0.6 puan aşağı çeken stoklar, bu çeyrekte de büyümeyi 1.5 puan ile 2012 ikinci çeyreğinden bu yana en yüksek oranda düşürdü.

Kamu toplam harcamalarının katkısı 0.53 puan oldu. Özel sektör tüketimi 0.13 puan pozitif katkı sağlarken, özel sektör yatırımı ise sıfır katkı yaptı, ilk çeyrekte ekonomi yüzde 4.7, ikinci çeyrekte yüzde 2.1 büyüme göstermişti. Böylece, ilk üç çeyrekte ortalama büyüme yüzde 2.8 olarak gerçekleşti. Bunun 2.7 puanlık kısmı dış talep kaynaklı gerçekleşti.

SANAYİ BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI

Kötü gelen büyüme verisinden sonra umutlar yılın son çeyreğine kaldı. Ancak büyümenin öncü göstergesi olan ekim ayı sanayi verisi son çeyrek için iyi işaretler vermiyor. Ekimde sanayi üretimi takvim etkisinden arındırılmış bazda piyasa beklentilerinin altında kalarak yüzde 2.4 arttı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış veri ise bir önceki aya göre yüzde 1.8 küçülerek yılın en sert daralmasını yaşadı. Takvim etkisinden arındırılmış yıllık bazda ekim ayında tüketim malları üretimi dışında kalan tüm ana sektörlerin üretim artışlarında yavaşlamalar kaydedildi. Ara malı üretimi artışındaki yavaşlama çok sınırlı kalsa da enerji malı üretimi artışındaki yavaşlama dikkat çekici oldu. Diğer yandan, tüketim malı üretiminde geçen ayki yüzde 1.3’lük artış, yüzde 3.5’e çıktı.

CARİ AÇIKTA DARALMAYA DEVAM

Bu arada dış ticaret dengesindeki iyileşmenin olumlu etkilediği cari açık ekim ayında 2 milyar dolarla beklentilere yakın geldi. Yılbaşından bu yana kesintisiz bir daralma eğilimi gösteren cari açık ise yıllık bazda ekimde 47 milyar dolardan 45.7 milyar dolara geriledi. İhracatın ekim ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6.9 artarak, ithalatın ise yüzde 0.1 oranında sınırlı düşüş yaşayarak cari işlemler açığındaki iyileşmeyi desteklediği görülüyor. Altın hariç cari açıkta da 11 milyar dolar gibi kayda değer bir düşüş dikkat çekiyor. Altın ve enerji hariç cari denge ise, ekim sonu itibariyle, 7.5 milyar dolarlık fazla verdi.

Uzmanlar, cari açıkta devam eden daralmada petrol fiyatlarının yanı sıra yavaşlayan büyümenin etkisine dikkat çekiyor. Buna karşın ekimde sanayi üretimindeki yavaşlamayı kaygı verici görmüyor. Neden olarak ise, ekim ayında yaşanan olayları ve Cumhuriyet Bayramı ile Kurban Bayramı tatilini gösteriliyor. Bu günlerde yaşanan üretim kaybının ekimde sanayi üretimini yavaşlattığına dikkat çekiliyor.

“PETROLÜN ASIL ETKİSİ 2015’TE”

Bahçeşehir Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (Betam) uzman araştırmacısı Dr. Zümrüt lmamoğlu, büyümenin önündeki risklerin durduğunu savunuyor. İmamoğ-lu’na göre, FED 2015 yılında faiz artırırsa yeni bir kur şoku yaşayabiliriz. 2014 ilk çeyreğindeki kur şoku tüketimi ve yatırımı azalttı. Benzer şekilde 2015’te büyümenin yüzde 4’e ulaşması zor olabilir. Zamanlaması belli olmamakla birlikte FED’in faiz artıracağı kesin. Bu artış kaçınılmaz bir şekilde dalgalanmaya yol açacak. İmamoğlu, ekim ayı sanayi üretim verilerini ise çok önemsemiyor. Keza başta 6-8 Ekim olayları olmak üzere Cumhuriyet Bayramı ve Kurban Bayramı’na denk gelmesi nedeniyle bir kaybın oluştuğuna dikkat çekiyor. Asıl kasım ayında sanayi üretiminin gidişatla ilgili kesin bir fikir verececeğini dile getiriyor. Cari açık konusunda ise, petrol fiyatının henüz yansımadığını düşünüyor, îmamoğlu’na göre, büyüme yavaşladıkça ithalat azalıyor ve açık geriliyor. Bu çok belirgin şekilde görülüyor. Ancak petroldeki düşüş sürerse 2015’den itibaren cari açıktaki daralma sert şekilde hissedilir.

“PROGRAM İTİCİ GUÇ OLACAK”

Deniz Yatırım Başekonomisti Özlem Derici ise, daralan cari açıkta petrol fiyatlarının yanı sıra yavaşlayan büyümenin etkisine dikkat çekiyor. Bunun enerji dışı ithalat kaleminde görüldüğünü belirtiyor. Derici’ye göre, varil başına petrol fiyatında 10 dolarlık düşüş cari açıkta 5-5.5 milyar dolarlık azalmaya, başka bir ifadeyle GSYH’nin yüzde 0.6’sı oranında daralmaya neden oluyor.

Bundan sonraki dönemde ortalama 85 dolarlık petrol fiyatı baz alındığında cari açık yılsonunda 42.8 milyar dolara geriler. Bu da GSYH’nin yüzde 5.2’sine karşılık gelir. 2015 sonunda cari açık 36.5 milyar dolara kadar gerileyebilir.

Derici, yapısal reform programının bu süreçte uzun vadeli bir itici güç olabileceğine dikkat çekiyor. Derici’ye göre, hükümetin bu konudaki asıl performansı genel seçimler sonrasında kabineyi nasıl şekillendireceğine bağlı olacak.

“PETROLDEKİ SEYRE BAĞLI”

Odeabank Başekonomisti Serkan Özcan da, önümüzdeki dönemde iç talepte toparlanma ve ithalatta ılımlı bir artış öngörüyor. Buna karşın, petrol fiyatlarındaki keskin düşüş sayesinde cari işlemler açığında aşağı yönlü eğilimin süreceğini düşünüyor. Cari açığın ineceği seviye konusunda ise petrol fiyatlarındaki seyre bağlı olarak belirsizliğin sürdüğünü savunuyor.

ING Bank Başekonomisti Muhammet Mercan ise, azalan risk algısıyla iç talebin büyümeye katkısının üçüncü çeyrekte daha olumlu olduğunu söylüyor. Buna karşın zayıf sanayi üretim verisinin 2014’ün son çeyreğinde büyümeye dair aşağı yönlü risklere dikkat çektiğini belirtiyor. Mercan’a göre, FED’in faiz artış sürecine dair beklentilerle, euro bölgesinde destekleyici para politikalarının güçlenerek sürebileceğine dair değerlendirmeler Türkiye açısından 2015’te iki farklı etkinin belirleyici olacağını gösteriyor. FED’in faiz kararı özellikle sermaye akımlarına, Avrupa MB’nin genişleme kararı ise ihracat performansımıza

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu