Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Analistler öne çıkan 31 hisseye dikkat çekiyor

Yeni gelenlerle birlikte borsada son dört ayda yabancı payı sürekli arttı. Bankacılık sektöründe görülen pozitiflik diğer sektörlere de dolaylı yansıyabilir. Analistler bu çerçevede öne çıkan 31 hisseye dikkat çekiyor…

Cazibesi Artan 31 Hisse Senedi

FAİZLERDEKİ gerileme borsa şirketlerinin değerlemesinde yükselişe neden olurken, dolardaki gerileme ise banka hisselerini pozitif etkiliyor. Borsa İstanbul’da büyük yatırımcılar dolar düştükçe banka hissesi alıyor, dolar yükseldikçe banka hissesi satıyor. Nitekim banka endeksinde son dört ayda dolar bazlı getiri yüzde 65’lere ulaştı. Haber akışına paralel günlük iniş çıkışlar yaşansa bile uzmanlar önümüzdeki günlerde gerek faiz, gerekse döviz tarafında kalıcı agresif bir hareket beklemiyor. Gelen yabancılar sayesinde borsada son dört ayda yabancı payı sürekli artarak yüzde 61’den yüzde 63.3’e yükseldi. Uzmanlar bu ş.ayede yabancıların borsada çok iyi dolar “bazlı getiri kazandığını belirtiyor. Bankacılık sektöründe görülen pozitifliğin diğer sektörlere de dolaylı yansımalarının söz konusu olabileceğini düşünen analistler alternatif piyasalardaki düşüş trendinden olumlu etkilenebilecek 31 hisseye dikkat çekiyor.

“YABANCILAR ALIYOR”

Dolar kurunun 5.15 TL seviyelerinden tepki verdiğinde kısa vadede bu noktaların direnç görevi göreceğini tahmin eden Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya, “Faiz cephesinde ise iki yıllık tahvil faizinin yüzde 20’nin altında kalamadığı ve 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 16’nın altına inmediği dikkate alındığında aynı şekilde kısa vadede bu noktaların direnç görevi göreceğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki günlerde her iki tarafta da agresif bir hareket beklemiyoruz” diyor.

TL karşısında Eylülde yüzde 8, Ekim’de yüzde 8 değer kaybeden dolar, Kasım’da yüzde 7 daha değer kaybedince banka hisselerinin cazibesinin arttığını söyleyen Kaya, “Örneğin Garanti Bankası hissesi Eylül başında 0.90 dolar iken 3 Aralık’ta 1.60 dolara yükseldi. Yani üç ay geçmeden yüzde 77 dolar bazında artış yaşadı. Aynı sürede TL bazındaki artış ise yüzde 45 boyutunda oldu. BIST-100 Endeksi’nde de dolar bazında artış dikkat çekici. Hem dolarlarını ülkemize getirdikleri, hem de bir kısmı ile borsaya girdikleri için bu yükselişi yabancılara borçluyuz. Gelen yabancılar sayesinde borsada son dört ayda yabancı payı sürekli artarak yüzde 61’den yüzde 63.3’e yükseldi. Gerçi bu sayede, borsada çok iyi dolar bazlı getiri aldılar” yorumunu yapıyor. Diğer taraftan yerli yatırımcının bundan tam anlamıyla faydalanmadığını, çünkü borsadaki hisselerini dip seviyelerden azalttıklarım ifade eden Kaya, yerli yatırımcıların dolar almayı tercih ettiğini ve son üç ayda bankalardaki dolar mevduatının 7.5 milyar dolar arttığının altını çiziyor. Yani hem borsadaki, hem dolardaki düşüşten kârı yabancıların aldığını söylüyor.

“KARLILIĞINI ARTIRACAK”

2004’den beri tek haneli enflasyon yaşadıktan sonra artık yüksek enflasyon ile yaşamaya alışacağımızı belirten Kaya, fiyat artışlarını rahatça hasılatına yansıtabilen, maliyetlerinde tasarruf yapabilen, döviz riskini hedge eden, finansman gücünü artıran şirketlerin hem kârlılıklarını artıracağını, hem de zayıflayan rakiplerini ele geçirebilecek güce ulaşacağını vurguluyor. Borsada, faaliyet karlılıklarında sürdürülebilir bir büyümeyi sağlayan ve finansman yükü altında ezilmeyen şirketlerin geleceğine yatırım yapılabileceğini dile getiren Kaya likiditesi yüksek, satın alma/satma hikayesi olabilecek hisselerin de önümüzdeki dönemde cazip olacağını belirtiyor.

Kaya bu kapsamda Alarko Holding, Anadolu Efes, Arçelik, Aselsan, BİM, Coca-Cola İçecek, Deva Holding, Enerji-SA, Garanti Bankası, Koza Altın, Migros, Pegasus, Petkim, Şişe Cam, Şok Market, Tekfen Holding, Trakya Cam, Türk Hava Yolları, Vestel ve Yataş hisselerinin alternatif piyasalardaki düşüş trendinden olumlu etkileneceğini düşünüyor.

“BANKALAR POZİTİF ETKİLENDİ”

Borsa tarafında küresel risk unsurları kaynaklı olarak çok fazla yansımasını görmesek de yurtiçinde kur ve faiz tarafında yaşanan pozitifliğin dikkat çektiğini belirten Işık FX Araştırma Uzmanı Yusuf Kavak ise genel anlamda likidite bazlı hareketlerin ön plana çıktığı bu alternatif piyasalarda, Ağustos ayında zirvenin görüldüğünü belirtiyor. Bu kapsamda dolar kuru 7.09’u aşarken, Türkiye’nin 2.5 ve 10 yıllık tahvil faizlerinde de ekstrem fiyatlamalar oluştuğunu hatırlatan Kavak, ancak ABD ve Birliği ile olan ilişkilerde sağlana-zitif ortam ve yeni likidite araçla mn devreye alınmasıyla uluslar? rası yatırımcı güveninin yenider sağlandığını, Türkiye’nin kredi risk swap oranlarında (CDS) görülen geri çekilmelerle kur ve faiz tarafında aşağı yönlü hareketler yaşandığını söylüyor. Kurlarda yüzde 30’a yakın TL lehine pozitiflik sağlanırken, faiz tarafındaki pozitifliğin ise 10 yıllıklarda yüzde 30.5, yıllıklarda yüzde 37.2, yıllıklarda ise yüzde 40 düzeyinde oluştuğunu dile getirerek “Mevcut süreçte BIST-101 endeksi ticaret savaşları git küresel risklerin varlığın dan kaynaklı olarak dalgal bir seyir izlerken, bankacılık endeksinde faiz ve kur pozitifliği ile yüzde 26’lik yükseliş görüldü. Bankacılık sektörünün bu süreçte pozitif etkileşim göstermesi gayet normal. Ancak, diğer sektörlerdeki yansımaları henüz çok fazla değil” diyor.

POZİTİF SEYİR DEVAM EDEBİLİR

Kavak, önceki hafta küresel tarafta G20 zivesi’nde ABD ve Çin arasındaki teması ticaret savaşlarında bir nevi ateşkes ‘dilmesi ve yurtiçinden gelen olum-nflasyon dataları sonrası gözlerin üme, sanayi üretimi, cari işlemler gesi, TCMB/PPK toplantısı ve redi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye değerlendirmesinde olacağını söylüyor. Yurtdışı tarafta ise ECB (Avrupa Merkez Bankası) ve FED (ABD Merkez Bankası) kararları ile 2019 projeksiyonlarının ritik olacağını ifade en Kavak, “Özellikle yurtiçindeki dengelenme arayışının devam etmesi ve buna aveten FED’in faiz )rojeksiyonl arını yumuşatması halinde, Türkiye’nin risk primi yeniden aşağıya doğru gelebilir. Bu da doğal olarak faiz ve kur tarafındaki pozitifliğin bir süre daha devamını sağlar. Bu süreçte bankacılık sektöründe görülen pozitifliğin diğer sektörlere de dolaylı yansımaları söz konusu olabilir” yorumunu yapıyor.

Nitekim bankaların elinin güçlenmesiyle kredi faizlerinin de aşağıya doğru çekildiğini ve kilitlenen kredi havuzunun yeniden yavaş yavaş aktif hale getirildiğini dile getiren Kavak, “Bu kapsamda net döviz pozisyonu açığı olan şirketler kısa vadeli de olsa diğerlerine göre göreceli olarak avantajlı olacaktır. Keza, faizlerin düşmesinden kaynaklı olarak kredi kullanımı düşünen şirketler de yine göreceli olarak bu süreçten kârlı çıkabilir” diyor.

Kavak bu kapsamda Türk Hava Yolları, Ereğli Demir Çelik, Türk Telekom, Zorlu Enerji, Migros, Ford Oto, Coca-Cola İçecek, Kardemir, İş Bankası, Sasa, İzmir Demir Çelik, QNB Finansbank, Garanti Bankası, EnerjiSA, Vestel Beyaz Eşya, Turkcell ve Tüpraş’m alternatif piyasalardaki düşüş trendinden olumlu etkileneceğini düşünüyor.

Yusuf KAVAK / Işık FX Araştırma Uzmanı
“THY’nin yükseliş potansiyeli yüzde 15”

TÜRK HAVAYOLLARI: Üçüncü havalimanının faaliyete geçmesi ile operasyonel satış ve kârlılık artışının yeni yılda da devam etmesini beklediğimiz şirket, öz sermayesinin yüzde 95’i civarındaki net döviz açığı nedeniyle kur hareketlerinden olumsuz etkilenmişti.

Ancak, kurlarda görülen geri çekilme S’ X ile görece olarak pozitif etkilenen şirket, faizlerde görülen geri
çekilme ile yurtiçi ve yurtdışı kredi olanaklarından da pozitif nemalanacaktır. Üçüncü Havalimanı’nm kargo kapasitesi nedeniyle üç yeni uçak siparişi de veren şirket, hasılat rakamlarını potansiyel olarak daha ileriye götürebilir. Bu bağlamda şirket hisselerinde yüzde 15’lik yükseliş potansiyeli ile 19 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

EREGLİ DEMİR ÇELİK: Son finansalları itibariyle satışlarını önceki yılın eş dönemine göre yüzde 45 oranında artıran şirket, FAVÖK kârını ise yüzde 68 civarında artırmış durumda. Sektörel bazlı küresel korumacılık tedbirlerine karşın üretim hacminde sadece yüzde l’lik azalış görülen şirketin, başta ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarına ara verilmesi olmak üzere küresel ekonomide 2019 un ilk çeyreğinde yeniden yaşanması beklenen canlılıktan pozitif etkilenmesi beklenmekte. Yurtiçinde kur ve faiz tarafındaki dengelenme arayışının da şirket hisselerinde canlılığa neden olabileceğini düşünmekteyiz. Bu bağlamda şirket hisselerinde yüzde 20’lik yükseliş potansiyeli ile 9.50 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

TÜRK TELEKOM: 2018’in ilk dokuz ayında son 11 yılın rekor abone büyümesinin yanı sıra, son 10 yılın rekor gelir artışına imza atan şirket kur kaynaklı olarak zarar yazmıştı. Bu kapsamda kur tarafında yaşanan geri çekilmeler görece olarak dördüncü çeyrek için şirket bilançosuna pozitif etki yaparken, şirket bu süreçte riskten korunma oranını ise yüzde 57 seviyelerine yükseltmiş durumda. 2019 yılında yenilikçi hedeflerle daha dinamik bir bilanço hedefleyen şirketin hisselerinde Mart ayından başlayan teknik düzeltmenin tamamlanmak üzere olduğu görülmekte. Şirket hisselerinde yüzde 25’lik yükseliş potansiyeli ile 4.75 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

Yunus KAYA / Alnus Yatırım Araştırma Müdürü
“Enerjisa’da hedef fiyat 6.60 TL”

ENERJİSA: Türkiye’nin en kalabalık üç bölgesinde elektrik dağıtımı yapan şirket, elektrik fiyatlarına gelen zamlar sayesinde cirosunu ve karlılığını ciddi ölçüde artırdı. Üçüncü çeyrekte net dönem karı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 39 oranında artarak 265.3 milyon TL’ye yükseldi. Şirketin net karında yaşanan bu artış tamamen güçlü operasyonel sonuçlardan kaynaklandı.

Satış gelirleri yüzde 51.5 oranında artarken brüt karı yüzde 49.5 oranında yükselerek 1.222 milyar TL oldu. Şirketin net borcunun FAVÖK’e oranı 2016 sonunda 3.5 seviyesinde iken son mali tablolara göre 2.4’e inmesini de olumlu buluyoruz. Şirket için önümüzdeki yıl için yüzde 20 FAVÖK büyümesi bekliyoruz. Bu sayede temettü verimliliği de artabilecektir. Yılbaşından itibaren endekse paralel seyreden Enerjisa hisselerinde yüzde 30 yükseliş potansiyeli ile 6.60 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

TRAKYA CAM: Şubat ayında İtalya’da 15.7 milyon euro, Haziran ayında Hindistan’da 85.4 milyon dolar karşılığında şirketler satın aldı. Bu nedenle Trakya Trakya Cam Cam’ın net borcu 2.3 milyar TL’ye yükselmiş olsa da net borç/FAVÖK oranının 2.2 seviyesini makul görüyoruz. Üçüncü çeyrekte anormal artış gösteren faaliyet giderlerinden ötürü net karı beklentilerin altında kalan şirketin, yine de karının yüzde 72 arttığını belirtelim. Önümüzdeki dönem performansının bu yılın üzerinde kalmasını beklediğimiz hissede son iki aydaki düşüşü alım fırsatı olarak görüyor ve yüzde 31 yükselme potansiyeli ile 4.00 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

MİGROS: Migros’un Kipa ile birleşme sürecini Eylül ayında tamamlamasıyla birlikte sinerjisinin arttığını ve operasyonel verimliliğinin iyileştiğini görüyoruz. 2017 yılında 193 mağaza açan Migros, aynı rakama 2018’in ilk dokuz ayında ulaştı. Enflasyonla yaşamaya en uygun şirketlerden olan Migros, üçüncü çeyrekte 5.3 milyar TL ciroya, 300 milyon TL faaliyet karına ulaşarak kendi rekorunu kırdı. Şirketin sorunu, yükümlülüklerinde dövizin payının fazla olması nedeniyle kur riskine açık olması. Ancak dördüncü çeyrekte kurdaki gerileme nedeniyle son çeyrekte buradan da kar yazacaktır. 2018 yılını yüzde 22 ciro artışıyla tamamlamasını beklediğimiz şirket hisselerinde yüzde 28 yükselme potansiyeli ile 19.70 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

İDİL TARAKLI

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu