Girişimcilik Haberleri

Startup’lara Başarı İçin Altın Öneriler

GİRİŞİMCİLİKTEKİ EN BÜYÜK PROBLEM, FİKİR AŞAMASINDAN PRATİK AŞAMASINA GEÇİŞTE YAŞANAN ZORLUKLARDAN OLUŞUYOR. BU AŞAMA LİTERATÜRDE ‘ÖLÜM VADİSİ’ OLARAK ADLANDIRILIYOR VE PROJE FİKİRLERİN YÜZDE 75’İ GERÇEKLEŞTİRİLEMEDEN ÖLÜYOR. ÖLÜM VADİSİ’NDE PROJELERİN GERÇEKLEŞMEDEN YOK OLMASININ TEK NEDENİ MALİ KAYNAK EKSİKLİĞİ DEĞİL.

BİR START UP İŞ FİKRİNİ NASIL OLUŞTURMALI, EN SIK HANGİ HATALARI YAPAR, BAŞARIYA ULAŞMAK İÇİN NE GİBİ YÖNTEMLER İZLEMELİ, MELEK YATIRIMCININ KARŞISINDA NE SÖYLEMELİ, NE YAPMAMALI GİBİ SORULARI GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİNİN KANAAT ÖNDERLERİNE SORDUK.

Türkiye’den son yıllarda pek çok başarılı girişim hikayesi çıktı. Bu hikayeler birçok start up’a da ilham verdi. Türkiye’de her üç kişiden biri kendi işinin sahibi yani girişimci olmak istiyor.

Startup

Türkiye’de girişimcilik potansiyeli oldukça yüksek. Araştırmalara göre Türkiye potansiyel girişimci oranlarına bakıldığında pek çok ülkenin önünde geliyor. Küresel Girişimcilik Endeksi’ne göre Türkiye’deki potansiyel girişimci oranı yüzde 53,17. Ancak mevcut tabloya baktığımızda bu potansiyelin iyi değerlendirilemediğini de görüyoruz. Keza girişim ekosistemi gelişmiş ülkelerde; girişimcilik karakterine sahip bireylerin yüzde 90’ı girişimci olurken, sağlıksız ortamlarda bu oran yüzde 1’lere kadar düşebiliyor. Bu da Türkiye’nin henüz yolun başında olduğunu gösterir nitelikte.

Diğer yandan girişimlerin büyük çoğunluğunun eriyip gittiği aşama olarak ifade edilen Ölüm Vadisi’nde (Death Valley) birçok start up’ın başarısızlığa uğradığını görüyoruz. Girişim fikir aşamasından sonra kırılma noktasını geçene kadar bu vadi içinde sayılıyor. Peki bu başarısızlığın ardında sadece finansmana ulaşmada yaşanan zorluklar mı yatıyor? Kapak haberimizde bu sorunun yanıtını girişimcilik konusun kanaat önderlerinde aradık. Bir start up iş fikrini nasıl oluşturmalı, en sık hangi hataları yapar, başarıya ulaşmak için ne gibi yöntemler izlemeli, melek yatırımcının karşısında ne söylemeli, ne yapmamalı gibi soruların yanıtlarını kapak haberimizde okuyacaksınız.

İŞ PLANI HAZIRLAYIN

Örneğin, bir start up’ın öncelikle kendi iş fikrine inanması ve etrafındakileri inandırması gerektiğinin altını çizen KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, yatıracağı sermaye ve zamana rağmen her olumsuzlukta motivasyonunu kaybetmeden devam edebilmesi gerektiğini belirtiyor. “Çünkü etrafında kendisini şüpheye düşürecek çok fazla uyarıcı olacaktır, istediği hedeflere ulaşabilmek için yılmadan devam etme kararlılığını sürdürmesi gerekecektir” diyen Oktar, fikrin, planlı programlı bir projeye dönüşme aşamasının da önemini vurguluyor.

İyi bir fizibilite ve iş planı yapmak, sermayeyi doğru belirlemek ve sonra büyük hedefi küçük parçalara ayırarak yönetmek gerektiğini kaydeden Oktar, şöyle devam ediyor:

“Unutulmamalıdır ki deneyim girişimcilikte önemli bir yetkinliktir ancak gelişmesi için denemek gerekir. Burada önemli olan doğru hedef koymak, ona ulaşmak için çok çalışmak, engelleri aşmak için yaratıcı çözümler geliştirmek ve uygulama aşamasında motivasyonu kaybetmemektedir. inovatif fikir ve proje üretmek, işgücü oluşturmak, risk, yatırım ve geliri tespit etmek, etkin bir pazar araştırması, doğru hazırlanmış bir fizibilite ve bunlara paralel olarak hazırlanmış bir iş planı, fikrin somut ve uygulanabilir bir iş modeline dönüşmesinde izlenmesi gereken ilk adımlar.”

KATMA DEĞERLİ GİRİŞİMLER YARATIN

Etohum Kurucusu Burak Büyükdemir, bir start up’ın en çok olan networking’e ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Sosyal ve iş ağını genişletmenin start up’lara birçok avantaj kazandırdığını söyleyen Büyükdemir, “Girişimciliğin merkezinde bağlantıların gücünü ortaya koyan networking kavramı yer alır. Netvvork sayesinde insanlara çok daha kolay ulaşabilir, ortaklıklar kurabilir” diye konuşuyor. Bu nedenle Speednetvvorking’in Etohum etkinliklerinin vazgeçilmez, geleneksel seanslarından birisi olduğunu belirten Büyükdemir, bu seansın kısa sürede çok sayıda insanla tanışma imkânı yarattığını anlatıyor. Bilimsel bir altyapıya sahip farklı bir toplantı türü olan speednetvvorking, 50 ila 100 kişinin yaklaşık iki saat içerisinde hızla ama etkili bir şekilde tanışmasını sağlıyor. Kişiler tanışma istasyonları arasında belli bir sistemle ilerliyor ve her istasyonda sadece beş dakika geçirerek salondaki herkesle tanışabiliyor. İşi yapan girişimcilerin girişimi yapacakları alanı bilmeleri, heyecanlı ve tutkulu şekilde çalışmaları gerektiğini kaydeden Büyükdemir’in start up’lara tavsiyeleri şöyle:

“Yapılacak iş modelinin müşterinin hangi sorununu çözdüğüne de dikkat edilmeli.

Pazar rekabetinin ve ekibin iş planında nasıl yer aldığına bakılmalı. Finansal bölüm geleceğe yönelik tutarlı tahminler içermeli. Elbette değerlendirmeye aldığımız ve yatırıma değer bulduğumuz girişimlerin ortak özelliği, yaratıcılıkla beslenen ve yeni çözümler ortaya koyan katma değerli girişimler olmaları. Başarı vadeden girişimciler, girişimlerini belirli bir seviyeye taşımış ve daha ileri seviyeye ulaşmak isteyen, günümüzün dijital trendlerini en iyi şekilde birleştiren ve aldıkları yatırımlarla kendilerini ge-liştirebilen girişimciler.”

DOMAİNİ KONTROL EDİN

BUBA Girişim Üyesi Osman Koç ise bir start up’ın kurmayı planladığı iş ve sektörle ilgili yeterli bilgi birikimi ve tecrübesi olması halinde; en çok finansal kaynak ve ticari referanslara ihtiyaç duyduğuna işaret ediyor. Öte yandan, başlangıç sermayesi için yeterli öz kaynağı bulunan fakat iş hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan start up’ın en çok yol haritası çizebilecek bir mentora ihtiyaç duyduğunu belirten Koç, fikir aşamasındayken izlenecek yolu şöyle çiziyor:

“Fikir aşamasında yapılması gerekenlerin başında derinlemesine bir araştırma yapmak geliyor.

Başarılı olanlar nasıl başarılı oldular? Başarılı olamayanlar nerede, hangi hatayı yaptı? Pazarın yurt içi ve yurt dışındaki büyüklüğü nedir? Türkiye’de pazarı tek başına domine eden bir marka var mı? iş modelinin ciddi şekilde büyüdüğü ülkelerle Türkiye insanının tüketim alışkanlıkları arasında nasıl bir ilişki kurulabilir? Girişimciler bunun gibi iş modeli, rekabet ve pazar hakkında pek çok soruya internetten araştırma yaparak cevap bulabilirler. Bu araştırmaları sonucunda işi yapmakta kararlılarsa işe güzel bir isim bulmalılar. Domain, marka tescil konularında da girişimci sürekli araştırma yapmalı, dikkatli olmalılar. Maalesef aldığımız bazı başvurularda girişimci henüz almayı planladığı domainin kontrolünü bile yapmamış oluyor.”

ÖNCE MÜŞTER BULUN!

Özyeğin Üniversitesi Girişim Fabrikası Direktörü İhsan Elgin’e göre, start up’ın iki temel ihtiyacı var: iyi bir ortak/takım ve network. Böylece müşteriye ve diğer kaynaklara ulaşmasının kolaylaşacağına vurgu yapan Elgin, konularında uzman, yetkin ve birbirleriyle ile uyumlu çalışan bir girişimci takımın son dönemlerde yatırımcıların da işaret ettiği önemli bir nokta olduğunu belirtiyor. Fikir aşamasından iş aşamasına geçişte en sık yapılan hatanın ürünü geliştirmeye değil işi geliştirmeye odaklanmak olduğunu söyleyen Elgin, işi kurmadan önce müşterilerin bulunmasının ve bu işe olan ihtiyacın test edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. “Günümüzde başarı, iyi üründen daha çok sürdürülebilir doğru iş modelleri ile geliyor. Ortakların, ne kadar yakın olurlarsa olsunlar, aralarındaki ilişkiyi işe başlamadan yazılı bir anlaşmaya dökmeleri önemli” diyen Elgin, girişimcilerin başarısızlığı, başarısızlık olarak değil, neyin çalışmadığını anladıkları bir süreç olarak görmeleri gerektiğini de ekliyor.

ÇİRKİN BEBEK SENDROMU

Bir girişimin başarılı olabilmesi için en önemli kriterleri, kör noktaları az, farkındalığı yüksek bir ekip, iyi bir fırsat, doğru zamanlama ve şans olarak sayan En deavor Türkiye Genel Sekreteri Didem Altop, aynı zamanda, satış becerisini arttıracak her yöntemin yolculuğun başında çok değerli olduğunu söylüyor. “Yatırım istediğinizde tavsiye, tavsiye istediğinizde yatırım alırsınız derler. Yatırım da istiyorsanız, tavsiye de istiyorsanız, doğru mentorluk almak önemli.

‘Ben parayı bulsam zaten her şeyi beceririm’ mantığı genelde yanlış çıkıyor” diyen Altop, mentorluktan doğru bir şekilde yararlanmak için tavsiye istenilen konularda ciddi çaba-harcanmış olması, yaşanılan sorunla alakalı çok net olunması gerektiğini de sözlerine ekliyor.

Altop, en sık yapılan hataların başında‘Çirkin Bebek Sendromuna yakalanmak’ geldiğini söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Çirkin Bebek Sendromu’na yakalanmak, çok insani olsa da, girişimciler tarafından sıkça yapılan bir hata. Çirkin Bebek sendromu yaşayanlar, kendi çocuklarının dünyanın en güzel çocuğu olduğunu düşünürler. Etrafındaki dostları da, bebek ne kadar çirkin olursa olsun, söyleyecek güzel bir şey bulup onun üzerine yoğunlaşırlar. Böylece aileler yanlış bir algıyla, gerçekleri görmezden gelerek çocuklarını büyütebilirler. Start up’lar da tıpkı anne babalar gibi dünyaya getirdikleri üründe kusur görmemeye meyillidirler. Bunu kırmak için, girişimcilerin yanında şeytanın avukatlığını yapacak bir dost çok katkı sağlayabilir ve bu dost mentor da olabilir.”

EN KRİTİK AŞAMA

Fikir aşamasının girişimcilik serüveninin başladığı yer olduğunu söyleyen Genç Başarı Eğitim Vakfı Genel Müdürü Seçil Çelebi, bunun aynı zamanda en kritik aşama olduğunu ifade ediyor. “Nasıl spor yapmadan önce ısınma hareketleri yapılır, biz de iş fikrinin gelişimi öncesi ve sonrasında yaratıcılık egzersizlerine önem veriyoruz” diyen Çelebi, şunları ekliyor:

“Fikir geliştirirken hayal gücünün ve gözlemlerin büyük önemi var. Hayallerimiz sadece gördüklerimiz ile sınırlıysa bakış açısının değiştirilmesinin faydalı olacağını biliyoruz. Ancak, yaratıcılık gerektiren bu aşamanın gerçekçi varsayımlara ve somut gözlemlere dayanması lazım. Başarılı bir girişim, iyi ve yenilikçi bir iş fikrine, gerçekçi ve hesaplanabilir bir piyasa araştırmasına ve elbette elde edilen kazancın dağıtımına ilişkin disiplinli bir yönetim anlayışına bağlıdır.”

FİKRİNİZE AŞIK OLMAYIN

İTÜ ARI Teknokent iş Geliştirme Direktörü Arzu Eryılmaz, girişimcilerin ortaya koydukları fikrin ticarileşebilir olduğu konusunda öncelikle net bir görüşe sahip olması gerektiğini ifade ediyor. Bu fikrin gerçekten fark yaratıp yaratmadığı konusunda objektif bir değerlendirme yapılması gerektiğine de dikkat çeken Eryılmaz’a göre, girişim fikrinin ticarileşebilir olması, uzun dönemde kopyalanabilir olmayışı, pazardaki benzerlerinden farklı özellikleriyle ayrışması, gerçekten özgün bir fikir oluşu da en önemli unsurlar olarak ortaya çıktığını da sözlerine ekliyor.

Eryılmaz’ın start up’lara önerileri şöyle: “Fikirleri tam olgunlaştırmadan harekete geçmek, bir iş planı oluştura-mamak, düşünülen fikrin özgünlüğü konusunda objektif davranamamak, farklı denemelerin olumsuz neticelenmesiyle karamsarlığa kapılmak, fikri sunum yeteneklerinin azlığından dolayı tam ifade edememek girişimcilerde sık karşılaştığımız sorunlar olarak ön plana çıkıyor. Müşteriye ne kadar az dokunulursa projede hata çıkma ihtimali o derece artıyor. Girişim aşamasında verebileceğimiz en büyük tavsiye, girişimcilerin fikirlerini sevmeleri ancak aşık olmamaları. Böyle olunca eleştiriye kapalı olma eğilimi artıyor oysa fikirleri daima sorgulamak ve en iyi şekle getirmek önem taşıyor.”

ORGANİZASYONLARIN ÖNEMİ

Daha fikir aşamasındayken çözülen problemin ne kadar kişinin hayatını etkilediğinin saptanmasının çok önemli olduğunu söyleyen Galata iş Melekleri (GBA) Başkanı Emre Kurtte-peli, farklı yeteneklere sahip bir ekibin, feedback almaya açık girişimci olmanın, düzgün bir iş modelinin, planlı bir çalışma biçiminin de oldukça önem taşıdığını ifade ediyor. Kurttepeli, Türkiye’deki girişimcilik kültürünün teşvik edilmesi için girişimcilik eğitimleri ve gençlere networking yaptırabilecek nitelikte organizasyonların artması, başarılı örneklerin artması, girişimin başarılı olması için gerekli olan finansmandan mentorluğa kadar uzanan geniş yelpazedeki oyuncuların artması gerektiğini kaydediyor. Geleneksel ürün geliştirme anlayışından uzaklaşarak pazara hâkim olan girişimlerin kısa sürede yol aldığını belirten Kurttepeli, “Ürün fikrinin pazardaki yeri düşünülerek pazarın doymuş olabilme ihtimalini ve hangi projenin hangi ülkede hacim kazanabileceğini hesaplayan, iş modeli doğru olsa dahi, o ülkede genişleyebileceğinden, ölçeklenebilece-ğinden emin olmak için gerekli araştırmaları ve incelemeleri yapan girişimler, beklenmedik durumlar ile daha az karşılaşarak engelleri daha kolay ve daha kısa sürede aşabiliyorlar. Bu kritik özellikler, mentorlara ve ekosistemin içinde aktif kişilere danışılarak geliştirilebiliyor” diye konuşuyor.

“TUTKUYA İHTİYACINIZ VAR”

Hedef kitlesinin hayatına değer katan, benzerlerine kıyasla önemli bir fark yaratan, iyi düşünülmüş ve projelendirilmiş, gelişime açık bir girişimin büyük oranda başarılı olacağını ifade eden EO Türkiye Başkanı Gamze Cizreli, her şeyi aynı anda yapmaya çalışmanın verimli hareket etmeyi engellediğini belirtiyor. “Kendinize net hedefler ve öncelikler belirlemeli, hepsinin üstünden teker teker geçmelisiniz” diyen Cizreli, şöyle devam ediyor:

“Fikrinizin ölçeklenebilir bir iş modeli haline getirmek en önemli aşama. Bu konuda uzman kişilerle fikir alışverişinde bulunabilir, mentorluk yardımı alabilirsiniz, iyi bir ekiple bir araya gelmek de çok önemli. Her an her konuda uzman olamazsınız. Ekibiniz, sizin bilmediğiniz noktalarda destek kuvvet olacaktır. Bu noktada elbette ki güven de çok önemli. Tutku ve sabırla işinize sarılmalısınız. Girişimcilik zorlu bir süreç. Özellikle de fikrinizin elle tutulur bir işe dönüşme süreci. Önünüze pek çok engel çıkacak. Bunların üstesinden gelmek, ne olursa olsun yolunuza devam etmek için işinizi tutku ile sahiplenmelisiniz.”

TUTKUNUZ VAR MI?

BIC Angel Investments Kurucusu Dr. Joachim Beh-rendt’a göre ise start up’ın en önemli ihtiyacı; ‘tutku’. Daha sonrasında vizyon, odak ve pratik zeka sahibi olmak girişimcinin uzun ve yorucu girişimcilik yolculuğunda var olması ve varlığını sürdürebilmesi için en önemli ihtiyaçları olduğunu vurgulayan Beh-rendt, kendini rakipsiz sanmanın da girişimcilerin düştüğü önemli hatalardan biri olduğunu anlatıyor. Sermaye, vizyon, pazarlama, strateji gibi önemli kriterlerin yanında planlamanın da bir girişimin başarılı olma kriterleri arasında sayan Behrendt, “Başlangıçtan itibaren start up’ın atacağı adımların, gireceği pazarın, hedef kitlesinin, finansal planlamasının ve benzeri programlarının planlanması ve bunları uygulamak için hazırlıkların yapılması gerekir.

Gereğinden çok veya az para harcamak girişimciyi yanlış seçimlere yönlendirebilmektedir. Mesela, dijital pazarlamaya az para harcanması işletmenin gelişimini yavaşlatabilir, dolayısıyla girişimin başarıyı yakalayacak seviyeye geç ulaşması ya da ulaşamaması ile sonuçlanabilir. Diğer yandan gereğinden fazla operasyonel giderlere para harcanması da kısa zamanda tükenen sermaye ile girişimi başarısızlık ile sonuçlandırabilir” diyor.

Başarıya ulaşmak için 5 kritik öneri

  1. Kriz, Çince ‘fırsat’ anlamına gelir, sizin için problem olarak görünen bir konu girişimci için harika bir fırsattır. Ve buna inandığı için parasını da zamanını da riske atar. Önce işinin devamlılığını düşünür, kazanç sonra gelir.
  2. Başarı için en önemli kriterlerden biri motivasyon. Sürekli gideriniz olmasına rağmen düzenli bir geliriniz olmayacak. Bu nedenlerle zorlu piyasa koşullarında sizi başarıya götürecek en önemli nokta motivasyonunuz.
  3. Girişimcilik öğrenim görmekten, kamu ya da özel bir kurum için çalışmaktan oldukça farklı. Her şeyi sıfırdan planlamalı, bütçelemeli ve belirli bir öncelik sırasına göre hayata geçirmelisiniz.
  4. Bu kadar işi yalnız yapamayacağınıza göre başarı için diğer bir kriter; işe sizin kadar inanan takım arkadaşları. Unutmayın, takımınıza güvenemiyorsanız hiç kimseye güvenemezsiniz.
  5. Silikon Vadisi’nin başarısını sağlayan önemli parçalardan biri genç girişimcilerin aynı yoldan geçmiş tecrübeli girişimcilere ulaşabilmesi ve onlardan mentorluk alabilmeleri. Bir çıkmaza doğru gittiklerinde, mentorların daha önceden yaşadığı hatalarından ve başarı hikayelerinden alacakları tavsiyeler adeta altın değerinde.

GARANTİ BANKASI GENEL MUDUR YARDIMCISI NAFİZ KARADERE
“30 girişimciyi hızlandırma programına dahit edeceğiz”

“Girişimciler tarafından kurulan işletmelerin sayısı her geçen gün artarken beklentilerini ilk ağızdan dinlemek ve desteğimizi çeşitlendirmek için çalışıyoruz. Bu noktada cesaret ve hayal gücü olan bir giı^imcmin çok çalışarak ve şartları zorlayarak başarılı olacağına inanıyoruz. Dolayısıyla girişimcilere hayal etmekten korkmamalarını ve her zaman cesur olmalarını tavsiye ediyoruz. Sonrasında ise eksik yönlerinin ne olduğunu tespit edip, geliştirmek için çalışmaları çok önemli… Bir girişimcinin finansal desteğe ulaşabilmesi için önce iyi bir fikri olması sonra da uygulanabilir bir iş modeli oluşturması gerekiyor. Elbette sürdürülebilir ve başarılı bir şirket oluşturmanın temelinde çok çalışmai ve uzun vadeli düşünmek yatıyor. Günümüzün rekabetçi koşullarında bir girişimin başarılı olması içinse fark yaratması gerekiyor.

Böylece ekonomik açıdan da değer yaratan bir iş ortaya çıkıyor. Girişimcilik kültürü ülkemizde giderek yaygınlaşıyor. 2015 de girişimcilik ekosistemi açısından başarılı bir yıl oldu. Birçok start-up bu ekosisteme dahil oldu. Girişimlerin sayısı artarken sürdürülebilir olması hatta büyümesi de büyük önem taşıyor. Günümüzde pek çok kurumun eğitim ve kuluçka programı bulunuyor. Dolayısıyla, girişimcinin kendini geliştirecek eğitim fırsatlarının peşinden koşması ve yeni teknolojileri iyi izlemesi gerekiyor. Biz de Garanti Bankası olarak, S015’te başlattığımız GarantiPartners hızlandırma programında girişimcilere fayda sağlayacak fırsatlar sunmaya devam edeceğiz. Dağıtım kanalı olan şubelerimiz aracılığıyla daha fazla kişiye ulaşıp, başvuru sayısını arttırarak, portföyümüzü genişleterek ve çeşitlendirerek, programımızdan daha çok girişimcinin haberdar olması ve faydalanmasını amaçlıyoruz. Portföyümüzdeki mevcut girişimleri ekosistemde sürdürülebilir hale getirmeyi, uluslararası platformlarda tanınmasını sağlamayı ve yatırımcıları portföyümüzdeki girişimlerle daha efektif buluşturmayı amaçlıyoruz. 2016 sonunda 30 girişimciyi GarantiPartners Hızlandırma programına dahil etmeyi hedefliyoruz.”

RECEP BİÇER KOSGEB BAŞKANI
“1 milyon 500 bin TL destek veriyoruz”

“Başarılı bir girişiminin en önemli kuralı doğru bir planlamadır. Girişimci, iş fikrini hayata geçirmeden önce kurmak istediği iş ile ilgili maliyet fayda analizlerinin, risk analizlerinin ve sektöründe rekabet edilebilirlik fizibilite çalışmalarının içerisinde bulunduğu çok iyi bir planlama yapmalıdır. İşte bu konuda KOSGEB’in Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri, girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılması ve girişimcilerin iş planı kavramı ile tanıştırılması sayesinde başarılı işletmelerin kurulmasını sağlıyor.

Eğitim sonunda girişimci adaylarının kendi iş fikirlerine yönelik iş planlarım hazırlayabilecek bilgi ve deneyimi kazandırıyor. Bir girişimin başarılı olabilmesi, sektörde farklılık yaratacağı yeniliklere bağlıdır. Biz buna inovatif girişimcilik adını veriyoruz.

Girişimin yüksek derecede katma değer üretecek bir girişim olması, o girişimin kârlılığının da yüksek olmasını sağlayacak. Bu sebeple girişimcilerimizin yüksek teknolojik alanlara yönelmesini istiyoruz. Bu konuda inovasyon içeren girişimler için KOSGEB’in AR-GE, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Desteği’ni öneriyorum. Bu konuda; bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir ve buluşlara sahip KOBİ ve girişimcilerin geliştirilmesi ve teknolojik fikirlere sahip tekno-girişimcilerin desteklenmesi amacı ile 1 milyon 500 bin TL’ye kadar destek veriyoruz.

HASAN ASLANOBA ASLANOBA CAPITAL YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Pazara ilk giren siz olun”

“Girişimciler öncelikle çok iyi bir kurucu ekip oluşturmaya ihtiyaç duyarlar, kurucu ekip bir yıldız takımı olmalıdır, bu konuda kesinlikle taviz verilmemeli; bu sayede dışarıdan iyi yetenekleri de şirkete çekebilirler. Daha sonra ise tabii ki yatırımcılara ihtiyaç duyarlar. En büyük hatalar şunlar: İyi bir ekip kuramamak; ürün-pazar uyumunu gerçekleştirememek ve sonuçta işi büyütememek; yatırım alındığında ise fazla para yakıyor olmak.

Türkiye’deki start up’lar, dünyada başarılı olmuş iş modellerini Türkiye’ye uyarlayabilirler. Ancafe, Türkiye’de yerleşik güçlü bir rakibi taklit eder konumda olmamalı, bunun yerine kendi kategorisini yaratarak pazara ilk giren olmalı. Tabii ki, pazara ilk girmek başarıyı garantilemez, ancak özellikle pazaryeri iş modellerinde önemli bir avantaj yaratır. Diğer taraftan, mobil bazlı iş modelleri inanılmaz bir hızla önem kazanıyor, mutlaka mobil öncelikli düşünülmeli.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu