Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Seçim sonrası al veren 41 hisse

GEÇEN hafta sonu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçimlerinde ilk turda sonuç alınırken, genel seçimlerde “Cumhur İttifakının Meclis’te çoğunluğu elde etmesiyle piyasalar önemli bir belirsizliği aştı. Resmi sonuçların 5 Temmuz günü Yüksek Seçim Kurulu tarafmdan açıklanmasıyla yeni hükümetin kurulma çalışmalarının başlaması bekleniyor. Bu noktada ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceği, ekonomi ile ilgili bakanlıkların durumu ve ekonomi yönetiminin tek elde toplanması gibi konular yakından takip ediliyor. Bunun yanında daha uzun vadeli etkiler için Merkez Bankası’nın duruşu ve bu noktada para politikasının sıkılığı ile mali politikalar arasında denge yakalanması durumu önemli bulunuyor. Söz konusu gelişmelerin TL kurları ve BIST üzerindeki fiyatlamalar üzerinde etkili olması bekleniyor.

Uzun vade için F/K ve PD/ DD oranları bakımından yüzde 35-40 gibi iskontoya sahip Türk hisse senetlerinde özellikle sektörel bazda alıntıların artabileceği belirtiliyor. Analistler, seçim sonuçlarının ardından yükseliş trendine başlayan borsada hisse senetlerinin özellikle orta ve uzun vadede çok iyi fırsatlar sunduğuna dikkat çekiyor.

Genel olarak seçim sonrası açıklanacak programın ekonomiyi destekleyeceğini düşünen uzmanlar haber akışına paralel yukarıda 110 bin 500’leri aşağıda ise 88 binleri öngörüyor. Orta ve uzun vadeli portföy oluşturmak isteyenler için ise 41 hisseye dikkat çekiliyor.

“DEMİR ÇELİK, PERAKENDE”

Seçimden sonra bankacılık sektörüne ilişkin fiyatlamaların endeksin yükselip yükselmemesinde etkili olacak faktörlerin başında gelebileceğini belirten GCM Menkul Kıymetler A.Ş. Araştırma Uzmanı Enver Erkan, borsa daha uzun vade için alım fırsatı sunsa da, kısa vadede fiyatlamalarda konsolidasyon görebileceğimizi söylüyor. Bu kapsamda endeks için kısa vadede 90-100 bin seviyelerini öngören Erkan ön plana çıkacak sektörler içinse şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Savunma projeleri ve yerli üretim kapsamında savunma sektörü. Kanal İstanbul başta olmak üzere kamu projeleri ve inşaat teşviklerinin devam edeceği beklentileriyle demir çelik, çimento, cam gibi inşaat ile ilintili sektörler. 3. Havalimanı ve artan turizm kapsamında havacılık ile yerli oto projesi kapsamında ilgili hisseler. Ayrıca tüketimi canlandırmak amacıyla beyaz eşya sektörüne teşvik gelmesi halinde ilgili sektör; mobilya ve perakende hisseleri ile beraber ön plana çıkabilir.”

Seçim sonrası orta ve uzun vadeli portföy oluşturmak isteyenlerin öncelikle sektör ve şirketin kendi temel hikayesini göz önünde bulundurmasını öneren Erkan, bu konuda piyasanın genel havasının mutlaka göz önünde bulundurulmasının altını çiziyor. Hisse seçiminde en önemli unsurun değişken döviz kurları olduğunu hatırlatan Erkan, “Şirketlerin döviz pozisyonları ve bunların etkin şekilde türev araç kullanarak yönetip yönelmedikleri incelenmeli. Yatırımcılar kar rakamları haricinde, şirketlerin karlılıklarının ya da zararlarının bir defaya mahsus olup olmadığına bakmalı. Likit hisselerde (alınıp satılması kolay) ve sektörde belli bir ağırlığa sahip şirketlerin hisselerinde alım yapmaya dikkat ederken, faiz hassasiyeti yüksek olan hisse ve sektör hisselerinde pozisyon alırken bu değişkenle olan ilişki de iyi analiz edilmeli. Ve tabii içerideki ve dışardaki riskler de göz önünde bulundurulmalı” diyor.

Erkan, mevcut koşullarda orta ve uzun vade için Garanti Bankası, Akbank, Tüpraş, Turkcell, BİM Mağazaları, Türk Hava Yolları, Sabancı Holding, Koç Holding, TAV Havalimanları, Şişecam, Vakıfbank, Tekfen Holding, Tofaş Otomobil, Kardemir, Türk Telekom, Soda Sanayii, Enerjisa, Koza Madencilik, Pe-gasus ve Migros hisselerinde “alım” öneriyor.

“EKONOMİYE DESTEK PROGRAMI”

Türkiye başkanını seçtikten sonra işin resmiyete dökülmesi ve Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve başlamasının bir süre alacağını bunun da Temmuz ayı ortasını bulacağını düşünen Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya, “Ardından yeni başkanlık teşkilatının belirlenmesi ve bakanların atanması gündemde olacak. Yeni kabinede ekonomi yönetimi sadeleşerek üç bakanlığa inerken onlara politika önerileri geliştirecek ‘Ekonomi Politikaları Kurulu’ oluşturulacak. ‘Yatırım Ofisiyle’ büyük yatırımlar desteklenecekken ‘Finans Ofisiyle’, İstanbul Dünya Finans Merkezi projesi yürütülecek. Borsa bu süreçte tedirgin bir bekleyiş sergileyebilir. Ancak açıklanacak programın ekonomiyi destekleyeceğini düşünüyorum. Bu yüzden önümüzdeki dönemde piyasaların hafif meyilli de olsa artan trende girmesi olasılığını 3’üksek buluyorum” diyor.

Orta ve uzun vade de aşağıda 88 bin, yukarıda ise 110 bin seviyesini öngörerek, faizlerin yüzde 20’lere yükselmesine paralel döviz kredisi kullananlar için maliyet artışının daha fazla olacağını bu nedenle borçlu şirketlerden uzak durulmasını öneren Kaya, döviz açık pozisyonu taşıyan ve bunu hedge etmeyen şirketleri de hatırlatarak, bu hisselerin her şey iyi olsa bile TL’nin değer kaybından olumsuz etkileneceğini hatırlatıyor.

Kaya, ithalata çok bağımlı şirketlerin artan maliyetleri fiyatlara yansıtmakta sorun yaşayabileceğini belirterek, “Talepteki yavaşlama nakit akışını azaltacaktır. Bu nedenle tüketimdeki yavaşlamadan ctkilcnccck şirketlere dikkat edilmeli” diyor. 2018’i turizm sektörünün yılı olarak gören Kaya, yerli turiste ihtiyaç kalmadan yabancı turistlerle dolulukların artacağını, sezonun da uzayacağını düşünüyor. İhracata yönelik iş yapan şirketlerin de (örneğin finansal yükü olmayan tekstil, oto yedek parça şirketleri gibi) olumlu etkileneceğini düşünen Kaya, mevcut koşullarda orta ve uzun vade için Yapı Kredi, Pegasus, Turkcell, Vakıfbank, Arçelik, Odaş Elektrik, Ezca-cıbaşı İlaç, Otokar, Deva Holding ve Kartonsan hisselerinde “alım” öneriyor.

“110 BİN 500 HEDEF OLABİLİR”

OHAL’in kaldırılması, TCMB’nin özerkliğinin korunması, sıkı maliye politikalarının uygulanması, enflasyon ve cari açık gibi kronikleşen verilerimizin düzeltilmesi için yapısal reformların başlatılması gibi konuların TL kurları ve BIST’de fiyatlamalar üzerinde etkili olacağım belirten Işık FX Araştırma Uzmanı Yusuf Kavak, bu kapsamda hızlı adımların atılacağı “piyasa dostu” bir hükümet kurulması halinde yukarı yönlü hareketlerin destek bulacağım düşünüyor. Böyle olumlu bir senaryoda önce 103 bin 500 seviyesinin geçilmesiyle 110 bin 500 bölgesinin hedef olabileceğini belirtiyor. Kavak, olumsuz haber akışları ile aşağıda 85 bin 500 seviyelerinin öngörüyor.

Seçim sonrası süreci değerlendirerek orta-uzun vadeli portföy oluşturmak isteyen yatırımcıların öncelikle mevsimsel şartlardan dolayı satışlarını ve kârlılığım artırabilecek, gerek finansalları gerekse hikayesi nedeniyle yabancı yatırımcı ilgisinin olduğu, döviz pozisyonu nedeniyle kambiyo zararı riski az veya likit olmakla birlikte göreceli olarak ucuz kalmış şirket hisselerine yönelmelerinin avantajlı olabileceğini söylüyor. Başkanlık seçiminde ikinci tura kalınmadığı için turizm ve ulaşım sektöründe bir canlılık bekleyen Kavak, “Bunların yanı sıra inşaat, otomotiv (yerli oto) ve savunma sanayi (jeopolitik risklerin devamı nedeniyle) gibi hükümetin kredilerle desteklediği sektörler ve müşteri bulma sorunu az olan perakende mağazacılık şirket hisselerinde hareketlilik gözlenebilir” diyor.

Kavak mevcut koşullarda orta ve uzun vade için Afyon Çimento, Turkcell, Erbosan, Aselsan, Kartonsan, Sarkuysan, Anadolu Isuzu, Vestel, Pegasus, Enerjisa, Otokar, Ereğli, Petkim, Mavi Giyim, Yataş, Türk Telekom, Sasa, Türk Hava Yolları, Migros ve Netaş hisselerinde “alım” öneriyor.

Seçim sonrası portföyü için öneriler

  • Kısa vadeli al-sat yapma riskini almayın,
  • Uzun vadeli düşünün.
  • Gelinen seviyelerin uzun vadede fırsatlar sunduğunu dikkate alın.
  • Portföy sepeti oluşturun.
  • Büyük ölçekli ve likiditesi yüksek hisselerde biriktirme şeklinde pozisyon almak daha sağlıklı olacaktır.
  • Mevcut portföyleri daha iyi olan şirketlerle revize edebilirsiniz.
  • Öncelikli olarak büyük ölçekli ve likiditesi yüksek olan, yakın dönemde görece negatif ayrışan hisseler değerlendirilebilir.
  • Nakit pozisyonu güçlü ve önemli bir döviz açık pozisyonu bulunmayan şirketler incelenebilir.
  • Satışları içinde ihracatı önemli bir paya sahip olan şirket hisseleri cazip olabilir.
  • Şirketlerin döviz pozisyonları ve bunların etkin şekilde türev araç kullanarak yönetilip yönetilmedikleri incelenmeli.
  • İç ve dış riskler de göz önünde bulundurulmalı.

 

Yunus KAYA/ Alnus Yatırım Araştırma Müdürü
“Eczacıbaşı İlaç ciddi gelir yazar”

ECZACIBAŞI İLAÇ: Şirket 2017 yılında yüzde 13 artan satışlara karşın 2018’e iyi bir başlangıç yaptı. 2018/1. çeyrekte yüzde 25 hasılat artışı yakalarken FAVÖK marjını yüzde 13.7’den yüzde 15.8’e yükseltti. Net kârını ise 36 milyon TL’den 52 milyon TL’ye çıkardı. Döviz pozisyonu 111 milyon dolar değerinde olan şirketin son dönem kur artışından ciddi gelir yazacağını düşünüyoruz. Kartal arazisi ile ilgili de önümüzdeki günlerde olumlu gelişmeler bekliyoruz. Eczacıbaşı İlaç hisselerinde yüzde 33 yükselme potansiyeli ile 4.50 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

TURKCELL: 2017 yılında satışları yüzde 21, net karını yüzde 31 artıran şirket yüzde 36 FAVÖK marjı ile çalıştı. Mart ayında 2018 yılına ait beklentilerini iyileştiren şirket bu yıl yüzde 14-16 gelir büyümesi ve yüzde 37- 40 FAVÖK marjı bekliyor. Bu olumlu beklentilere ilk çeyrek sonuçları destek verdi. Yüzde 16 ciro artışı ve yüzde 44 FAVÖK marjına sahip. Döviz pozisyonunu son yükselişe uygun yapılandıran Turkcell, bu yıl 1.9 milyar TL temettü dağıtacak. İlk taksitini de 18 Haziran’da ödedi. Yüzde 24 yükselme potansiyeli ile 15.10 TL hedef fiyatla alım öneriyoruz.

PEGASUS: Türkiye bu yıl tarihinin en yüksek sayıdaki turistini ağırlıyor. Bu durum THY ile beraber Pegasus’a da yarayacak. 2018 yılı ilk beş ayında yolcu sayısını yüzde 15 artan şirketin doluluk oranı ise yüzde 85.5’e (THY aynı dönemde yüzde 80.7) yükselmiştir. Üstelik kur artışı nedeniyle önümüzdeki dönem yurtiçi destinasyonlara uçuşun ve ucuz havayollarının payı artabilir. 2016 yılında 137 milyon TL faaliyet zararı varken 2017Jde 405 milyon TL faaliyet karına ve 501 milyon ~ TL net kâra ulaşan Pegasus’un 2018 yılını bu seviyelerin üzerinde kapatmasını bekliyoruz. Şirket hisselerinde yüzde 31 yükselme potansiyeli ile ve 32 TL hedef fiyatla alım öneriyoruz.

Yusuf KAVAK / Işık FX Araştırma Uzmanı
“THY’nin yolcu sayısı yüzde 20’ye yakın arttı”

THY: Son çeyrek finansallarını incelediğimizde, mevsimsel olumsuzluklara rağmen satışlarını önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 44 oranında artırdığı görülüyor. Buna paralel olarak şirketin dönem zararında da yüzde 78’e yakın azalma dikkat çekiyor.

Yatırım harcamalarından kaynaklı olarak borçlarında artış görülmesine karşın, içinde bulunduğumuz çeyrekte yolcu sayısında yüzde 20’ye yakın artış sağlaması ve turizm sezonunun başlamasıyla birlikte satışların daha da artabileceği beklentisi hakim. Ayrıca, yeni açılacak olan İstanbul 3. Havaalanının da şirketin operasyonel faaliyetlerini daha da geliştirmesi ve kârlılığına olumlu katkıda bulunacağını düşünüyoruz. THY hisselerinde orta vadeli seyirde yüzde 18’lik yükseliş potansiyeli ile 16 TL hedef fiyat öngörmekteyiz.

ANADOLU ISUZU: Hükümetin desteklediği önemli projelerden birisi olan “yerli oto”nun imalatını üstlenen konsorsiyumda yer alan şirket ayrıca, bölge ülkelerine hafif ticari araç satışı yapıyor.

Ote yandan geçtiğimiz çeyrekte yurtiçi taraftaki satış adedinde önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık olarak yüzde 5’e yakın daralma görülmesine karşın, yurt dışı satış adetinde ise yüzde 44’lük artış göze çarpıyor. 2018/1.çeyrek finansalları itibariyle yatırım harcamaları nedeniyle net zarar rakamında yüzde 10’luk artış görülen şirketin FAVÖK marjını yüzde 2.6’dan yüzde 4.6’ya çıkarttığı görülüyor. Kısa vadeli borçlarındaki artışa rağmen, uzun vadedeki borçlarında görülen azalma ile şirket kaldıraç oranını 0.59 seviyesinde tutuyor. Bu nedenle şirketin yeni işbirliği anlaşmaları ile ilerleyen süreçlerde kâr elde edebilecek potansiyele sahip olması da cezbedici kâr dağıtım politikası açısından olumlu gözüküyor. Borsadaki düşüşten nasibini alan şirket hisselerinde orta vad ede yüzde 23’lük yükseliş potansiyeli 12.50 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

SASA: Birinci çeyrek finansallarını incelediğimizde satışlarını yüzde 3 civarında artırabilen şirketin, net kârını ise yüzde 78 oranında azalttığı görülmekte. Ancak, son olarak 1.5 milyar TL’lik devlet XV XV yatırım teşviki almaya hak kazanan şirket, 2019 ve 2020’de devreye girmesi beklenen üç yeni tesisi nedeniyle de ileriye dönük yüksek beklentileri koruyor. Güçlü varlık ve öz kaynak yapısı ile dikkat çeken şirketin 1.90’lık cari oran ve 1.45’lik asit-test oranı rasyoları da likidite sorunu olmadığını gösteriyor. Şirket hisselerinde geri çekilmelerin alım fırsatı sunabileceğini düşünmekteyiz ve mevcut durumda yüzde 28’lik yükseliş potansiyeli ile 12 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

Enver ERKAN / GCM Menkul Kıymetler AŞ Araştırma Uzmanı
“Koç Holding iskontolu görünüme sahip”

KOÇ HOLDİNG: 2018 ilk çeyreğinde holdingin finans, dayanıklı tüketim malı ve otomotiv sektörlerinde yer alan şirketlerinin mali performansa olumlu katkı verdiğini görmekteyiz. BIST içerisinde en iyi risk çeşitlendirmesine sahip olan Koç Holding hisseleri, makro türbülanslara karşı dayanıklı. Piyasanın olumlu yönde seyretmesinde de, olumsuz trend izlemesinde de getiri sağlayabilmekte. Oto ve dayanıklı tüketim malı sektörlerinden önemli fiyat kazanç geliri elde ediyor. Holdingin a1 konsolide karına enerji grubu yüzde 14, otomotiv yüzde 38, finans sektörü ise yüzde 40 oranında katkı yapmakta. Enerji grubunda artan beyaz ürün verimi ve Türkiye’de yükselen hacmin olumlu etkileri söz konusu. Otomotiv halen yüksek ihracat hacminden istifade etmekte ve döviz girdisi sağlamakta. Euro/TL kurundaki yükselişten de olumlu etkilenmekte. Holdingin finans kolu olan Yapı Kredi’nin ise bankacılık faaliyetlerinden elde edilen gelirler bakımından karlılık konusunda başarılı olduğu, yüksek aktif kalitesi ve sermaye yeterlilik rasyosu çerçevesinde tercih edilirliği yüksek banka hisselerinden olduğu görülmekte. Koç Holding, piyasa çarpanlarına göre iskontolu görünüme sahip. Bu bakımdan holding hisselerinin uzun vadede piyasanın geneli ile arasındaki farkı kapamasını bekleyebiliriz. Koç Holding hisselerinde yüzde 24 yükseliş potansiyeli ile 17.70 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

ŞİŞECAM: Şirketin satış gelirinin yarısından fazlası, yurtdışı satışlar ve ihracattan kaynaklanıyor. Dolar ve Rus Rublesi, Ukrayna Grivnası gibi diğer para birimleri cinsinden fazla ve euro açık pozisyonu var. Türkiye’de inşaat ve konut sektörlerinin desteklenmesi, bağlı sektörlerden biri olan cam sektörünü de olumlu yönde etkilemeye devam etmekte. 2018 yılında da bu sektöre yönelik teşviklerin devam etmesinden cam sektörü de olumlu yönde etkilenebilir. 2018 yılında satışlarını ve net karını artıran şirket sürdürülebilir kar artışını devam ettirmekte. Yıl genelinde ana faaliyet alanlarından düz cam (Trakya Cam) yüzde 38, cam ambalaj (Anadolu Cam) yüzde 21, kimyasallar (Soda Sanayii) yüzde 21, cam ev eşyası (Paşabahçe, Denizli Cam) yüzde 17 oranında konsolide satış gelirlerine katkıda bulunmuştur. Bu faaliyet alanlarının tamamında gelirler artmıştır. Doğalgaz fiyatlarında düşüş eğiliminin ilk çeyrekten sonra da devam etmesi de, şirketin maliyetlerini önemli ölçüde olumlu etkileyecektir. Çünkü Şişecam’ın maliyetlerinin yüzde 50’si doğalgazdan oluşmakta. Şişecam hisselerinde yüzde 28 yükseliş potansiyeli ile 5.40 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

VAKIFBANK: Yılın ilk çeyreğinde tatmin edici fınansal sonuçlar açıklamış olan Vakıfbank, ikinci yarıda artan faiz oranlarının fonlama maliyetlerinde yarattığı artıştan dolayı karında düşüş yaşayabilir. Bankanın kredi yeniden yapılandırma rasyosu düşük, bu ise genel olarak takipteki kredilere ilişkin güçlü tahsilat oranından kaynaklanmakta. Takipteki krediler oranının ilk çeyrekte azalarak yüzde 3.9 seviyesine geldiğini görüyoruz. Banka açısından pozitif noktalar güçlü takipteki kredi tahsilat geliri, güçlü kredi büyümesi ve ilk yarıda beklenti üzerinde gerçekleşen net ücret ve komisyon gelirleridir. Aktif kalitesini koruyan banka, ilk çeyrekte konsolide 1 milyar 124 milyon TL kar elde etmiştir. Bankanın değerlemesini cazip buluyoruz. Vakıfbank, yüzde 18 sermaye maliyetine rağmen rakiplerine göre daha düşük fıyat/defter değeri ile işlem görmekte. 3.46 fıyat/kazanç oranı ve 0.49 piyasa değeri/defter değeri oranı ile çok ucuz kalmış olan Vakıfbank hisselerinde yüzde 26 yükseliş potansiyel ile 6.20 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

Fatih Doğan ATEŞ / İntegral Yatırım Araştırma OYurtiçi Piyasalar Gn. Md. Yardımcısı
“Hisse senedi oranı yüzde 20-30 olmalı”

24 Haziran seçimleri sonrası orta ve uzun vade de borsada yüksek faiz ve zayıf ekonomik veriler nedeni ile zayıf bir süreç bekliyorum. Bu kapsamda endeks için maksimum 100 bin, minimum 88 bin seviyesini öngörüyoruz. Seçim sonrası orta ve uzun vadeli portföy oluşturmak isteyenler öncelikle hisse senedi oranını yüzde 20 ya da yüzde 30 seviyesinde tutmalı. Nakit zengini, ihracatı yüksek ve döviz geliri olan şirketlere öncelik vermeli. Bu dönemde yatırımcılar ise uzun vadeli düşünsünler. Nitekim gelinen seviyeler uzun vadede fırsatlar barındırıyor. Kısa vadeli işlemler oldukça riskli olabilir. Öte yandan mevcut portföylerini daha iyi olan şirketlerle revize edebilirler.

Gülşeyma DDGANCAY / Global Menkul Değerler Genel Müdürü
“Mevcut seviyeler uzun vadede güzel fırsatlar sunabilir”

Seçimlerin sağlıklı bir şekilde geride bırakılması belirsizliğin ortadan kalkması açısından önemliydi. Bu aşamada orta-uzun vade değerlendirme yaparken gelişmeleri yurtiçi ve dışı olarak kategorize etmek gerekir. Küresel bazda risk iştahının geçen yıla göre oldukça düşük olduğunu görmekteyiz. Borsalarda yılbaşına göre hala net getirilerden bahsedemiyoruz. FED’in bilançosunu daraltması ve faiz artırımlarına devam etmesi gelişen ülke varlıklarını zorluyor. Buna ek olarak ECB’de, bu yılın sonunda tahvil alım programını bırakacak ve gelecek yıl faiz artırmaya başlayacak. Bu iki büyük merkez bankasına bir şekilde İngiltere ve Japonya da eşlik edecektir. Bu nedenlerle gelişen ülke piyasaları açısından bir ralli başlangıcını şu aşamada pek mümkün görmüyoruz. Seçimlerden “bölünmüş Ankara” çıkmaması önemliydi. Ancak yatırımcılar bu aşamada belirli katalizörler oluşana kadar “bekle-gör” diyebilirler. Bu süreçte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mevcut söylemlerini sürdürüp sürdürmeyeceği takip edilecektir. Eğer Erdoğan, makro politikalarda ılımlı bir tavır sergiler ve özellikle ABD ve AB ile gergin olan ilişkileri yumuşatma adımları atarsa, bu durum TL varlıklar açısından rahatlama sağlayabilir. Mevcut durumda BIST-100, MSCI gelişen ülke piyasaları endeksine göre yaklaşık yüzde 45 civarında iskontolu seyrediyor.

Bu nedenle iç ve dış gündemde tansiyonun düşürülmesi, yurtdışında ralli oluşmasa bile TL varlıkların bu iskontoyu azaltmasını sağlayabilir. Piyasalar orta vadede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrını izleyecektir. Buna ek olarak yeni ekonomi yönetimi de piyasaların önem vereceği bir gelişme olarak izlenecektir. Uzun vadede ise hem iç gelişmeler, hem de FED başta olmak üzere küresel gelişmeler belirleyici olacaktır. Bu kapsamda endekste 90-92 bin bandı önemli destek bölgelerini oluşturuyor.

Yukarıda ise 100-101 bini kritik eşik olarak izleyebiliriz. Borsanın MSCI gelişen ülke piyasalarına göre \ yüzde 45 civarında iskontolu seyretmesi uzun vadede potansiyel yükseliş olabileceğini gösteriyor. Ancak bunun için yurtiçinden bir katalizör gerekiyor. Bu oluşursa mevcut seviyeler uzun vadeli alımlar için önemli seviyeler olabilir. Bu aşamada net döviz pozisyonunda olan, düşük veya sınırlı döviz yükümlülüğü olan, ekonomik büyüme odaklı performans göstermeyen ya da ekonomideki olası bozulmadan daha az etkilenecek şirketler, tarihi düşük ortalamalarda seyreden bankalar ile yılın ikinci yarısı için bilanço beklentileri güçlü olan şirketler değerlendirilebilir. Bu dönemde yatırımcılar mutlaka portföy sepeti oluşturmalı. Küresel bazda risk iştahının oldukça azalması nedeniyle riskli varlıklardan para çıkışları devam ediyor. Bu nedenle yeni bir katalizör oluşana kadar riskli varlıkların sepet içerisindeki ağırlığı düşürülebilir ve sabit getirili ürünlerin ağırlığı artırılabilir. Ancak mevcut seviyeler uzun vadede güzel fırsatlar sunabileceği için yukarıda belirttiğimiz özelliklere göre seçilmiş hisselerin de belirli bir ağırlığı olmalıdır. Çünkü gelebilecek olumlu bir haber akışıyla birlikte TL variıkfarda diğer piyasalara göre pozitif ayrışmalar oluşabilir.

Metin AYIŞİK / Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü
“Minimum 88 bin, maksimum 120 bin”

Açıklanan sonuçların ardından önemli bir belirsizlik unsurunun sonuna gelindiğine ve bu sonuçların Türk varlık fiyatlarını olumlu etkileme potansiyeli taşıdığına inanıyoruz.

Ancak bu olumlu etkinin kalıcılaşması adına yeni ekonomi yönetimi ve izlenecek güncel ekonomi politikasına ilişkin resmin netleşmesi ile temel makroekonomik göstergelerin ve jeopolitik gelişmelerin destekleyici yönde seyretmesi de son derece önemli olacak.

Türk hisseleri 2018 yılı beklenen kârlar üzerinden 6.7 fiyat kazanç oranından işlem görüyor. Siyasi ve ekonomik istikrar ortamındaki seçim sonuçları bu durum için açık bir fırsat oluştuğunu gösteriyor. Hisse başına kâr büyümesi açısından önemli bir soru işareti olmadığını değerlendiriyoruz. Dolayısıyla, borsamızın orta-uzun vade açısından önemli bir potansiyel taşımaya devam ettiğine ve politika üretiminde görülecek olumlu sonuçların, daha önceki birçok seçim döngüsünde olduğu gibi, genele yayılan bir yükselişi beraberinde getirebileceğine inanıyoruz.

Diğer taraftan, küresel ekonomik toparlanmanın başta FED ve ECB gibi önemli gelişmiş ülke merkez bankalarının normalleşme adımlarını beraberinde getirmesi ile ABD-Çin arasında artan dış ticaret gerginliği gibi gelişmeler, sermaye hareketlerinin gelişmiş ülkelere yönelmesine, diğer bir ifadeyle küresel arka planın değişmesine yol açmakta. Bu durumda artan maliyetler göz önüne alındığında yabancı finansman ihtiyacı görece yüksek olan gelişmekte olan ülke piyasalarında zaman zaman oynaklıkların ön planda kalmaya devam edebileceği de göz ardı edilmemeli. Tüm bu gelişmeler çerçevesinde endeks için maksimum 120 bin, minimum 88 bin aralığını öngörüyoruz. Büyük ölçekli ve likit ancak yakın dönemde görece negatif ayrışmış şirketlerin gözlenecek yükselişte başı çekeceğini, küçük ölçeklilerin de bunları takip edeceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla seçim sonrası orta ve uzun vadeli portföy oluşturmak isteyenler öncelikli olarak büyük ölçekli ve likiditesi yüksek olan, yakın dönemde görece negatif ayrışan hisseleri değerlendirilebilir.

Özellikle nakit pozisyonu güçlü ve önemli bir döviz açık pozisyonu bulunmayan, satışları içinde ihracatı önemli bir paya sahip olan ve savunma, enerji (yenilenebilir enerji], ulaştırma, çelik, madencilik ile bilişim sektörlerinde faaliyet gösteren şirket hisseleri katalist olabilir.

Öte yandan kısa vadeli al-sat yapma riskini almaktansa, orta-uzun vadeli olarak, özellikle yakın dönemde piyasalar üzerinde artan baskıyla değerlemeler açısından cazip seviyelere gerilemiş olan büyük ölçekli ve likiditesi yüksek hisselerde biriktirme şeklinde pozisyon almanın daha sağlıklı olacağını değerlendirmekteyiz.

İDİL TARAKLI

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu