Viral videoların markalarla işbirliği

Viral fena yayılıyor!..

Kısa sürede milyonlarca kişiye ulaşan viral videoların markalarla işbirliğinden güzel sonuçlar çıkıyor. Başarılı işler görüldükçe markaların viral videoya ilgisi artıyor. Daha yolun başındayız, sırada oyunlaşan viraller var…

GEÇTİĞİMİZ günlerde sosyal medyada en fazla paylaşılan şeylerden biri, poşetten yapılma Messi forması giymiş bir çocuğun fotoğrafıydı. Fotoğraf kısa sürede o kadar çok kişi tarafından paylaşıldı ki haberciler fotoğrafın kime ait olduğunu bulma yarışına girdi. Çünkü fotoğrafı Messi de görmüştü ve çocuk ortaya çıktığında ona gerçek bir forma hediye etmek istiyordu. Fotoğrafın peşine düşen haberciler çocuğu buldu ve çocuğun diğer fotoğrafları da yayınlandı. Sıradan bir hatıra fotoğrafı vi-rale dönüşerek Messi’nin bile dikkatini çekmeyi başarmıştı.

internete her gün milyonlarca şey yükleniyor. Bunlardan bazıları viral olup milyonlarca kişi tarafından paylaşılıyor. Fler , gün sosyal medyaya yüklenen milyonlarca fotoğraf, video ve yazıdan hangileri, neye göre viral oluyor? Buna tek bir cevap vermek zor. Ancak kısaca insanların duygularını harekete geçiren ve paylaşma ihtiyacı hissettiren şeylerin viral olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

BİRİNCİ KURAL: DOĞAL OLMAK

Sosyal medyanın doğal özellikleri olan hız ve yayılma kapasitesi, viralin oluşması için uygun zemini de yaratıyor. Bu nedenle çoğu marka viralin çekiciliğine çoktan kapılmış durumda. Çünkü televizyon, gazete ve radyo gibi geleneksel medya kanallarından ulaştıkları hedef kitle daha belirleyici; süreler ve alanlar daha sınırlıyken internette bu sınırlar ortadan kalkıyor, Mesela ilk akla gelen virallerden biri Gittigidiyor’un intikam alan sevgili videosu. En yakın arkadaşı ile aldatılan genç bir kadının sevgilisine ait eşyaları Gittigidiyor üzerinden sattığını duyurduğu video kısa sürede milyonlarca kişi tarafından izlendi ve paylaşıldı. Hala da en başarılı viral reklam videolarından biri olarak anılıyor.

Bir başka örnek de Anadolu Efes’in basketbol takımına yaptığı sürprizin videosu. Klasik müzik konserine giden Anadolu Efes basketbol takımı oyuncuları gizli kameraya alındıklarından habersiz konseri izlemeye başlar. Bazısı sıkılır, bazısı ise kameraya cep telefonuna bakarken yakalanır. Ancak konserin bir yerinde basket takımı ile özdeşleşmiş şarkıya giriş yapılır ve seyircilerden bazıları ayağa kalkarak şarkıyı söylemeye başlar ve salon bir anda hep bir ağızdan bu şarkıyı söyler. Bu video da basketbol oyuncularının şaşkınlığını ve tepkilerini en doğal hallerini yansıttığı için en çok paylaşılan videolardan biri oldu.

“REKLAM KOKMAMALI”

Son bir örnek de Samsung’dan. işitme engelli bir gencin sıradan bir gününü gizli kameralarla izleyiciye aktaran video gönül tellerini titretmede oldukça başarılı oldu. Zira işitme engelli gencin sokakta karşılaştığı ya da alışveriş yaptığı herkesin işaret dili kullandığını görmesi, yaşadığı şaşkınlık ve duygulanışı unutulacak gibi değil.

GIS Consult Kurucu Ortağı Sevda Yüzbaşıoğlu, videoların virale dönüşmesi için duygulan harekete geçirmesinin şart olduğunu belirtiyor. “İnsana dokunması, coşku, mutluluk gibi duygu durumlarını tetiklemesi elzem” diyen Yüzbaşıoğlu yine de viral konusunda kanıtlanmış bir formülden bahsetmenin çok güç olduğunu vurguluyor.

Dijital İletişim Atölyesi Kurucusu Erdal Erdoğdu da bir viral reklamın başarılı olması için bazı sorulara baştan cevap vermesi gerektiğini ifade ediyor: “İnsanlar bu videoyu niye izlemeli, izledikten sonra niye paylaşmalı, paylaştıktan sonra ertesi gün gidip arkadaş ortamında ondan niye bahsetmeli, arkadaşlarına şöyle bir video paylaşmıştım onu izlediniz mi diye niye sormalı gibi soruların cevaplarını taşıyan bir iş olursa video o zaman viralite kazanır.” Erdoğdu, videonun sosyal medyanın doğasına binaen reklam kokmaması gerektiğinin altını çiziyor.

ÜÇ DAKİKADAN KISA

ABD Merkezli Elon Üniversitesi bu alanda bir çalışmaya imza atarak 20 virali incelemiş ve bu viral videoların bazı karakteristiklerini toplamış. Buna göre videolar başlık uzunluğu, video süresi ve mizah miktarı üzerinden incelenmiş. Videoların yüzde 75’inin üç kelime veya daha az başlığa sahip olduğu, video uzunluğunun üç dakikadan kısa sürdüğü ve videoların yüzde 30’un-da gülme efektinin kullanıldığı görülmüş. Bunların dışında videoların yüzde 50’si şaşırtırken yüzde 90’ı da ironiden faydalanmış. Videoların yüzde 60’ında müzik kullanılmış.

Bu tür araştırmalar pek çok marka için oldukça önemli. Çünkü markalar artık dijital çağa ayak uyduran ve bunu hayatının bir parçası yapmış tüketiciye ulaşmanın yolunun bu dili kullanmaktan geçtiğinin farkında. Yani oyun kuralına göre oynanmak durumunda.

BİRAZ ONDAN, BİRAZ BUNDAN…

‘Pırıltılı Y kuşağı’ ile yakınlaşmanın uzun yıllar markaların hayallerini süslediğini kaydeden Sevda Yüzbaşıoğlu, “Serde binlerce yeni müşteriye ulaşmak, olanların da marka sadakatini artırmak olunca konunun önemi de o ölçüde artıyor” diye konuşuyor. Viral meselesinin markalar nezdinde bir fırsat eşitliği yarattığını da belirten Yüzbaşıoğlu şöyle devam ediyor:

“Bugün bir Unilever ile bir KOBl’yi aynı kulvara sokabilen bir şey bu. KO-Bl’lerin de başarılı virallerini görüyorum. Bunlar doğal içerikler, insanlar hala yapay ile doğalı ayırt edebiliyor. Demek ki hala her şey tam anlamıyla para değil. Biraz yaratıcılık, içgörü, müşteriyi tanıma, birkaç tutam da teknoloji ile iyi işler çıkabiliyor.”

AMATÖRLER DE BAŞARABİLİR

Viral video her zaman profesyonel ellerden çıkmak zorunda değil. Evet, markalar viral reklam için ajansların kapılarını çalıyor ancak son kullanıcıların da ürettiği başarılı viral reklamlardan bahsetmek mümkün.

Viral videolar ister ajans bünyesinden çıkmış olsun isterse de son tüketici tarafından çekilmiş olsun tüketici açısından bu ikisinin etkileyiciliği açısından ciddi bir fark yok. Erdal Erdoğdu da videonun iki elden de çıkıp başarıyı yakalayabileceğini belirtiyor ancak videonun başarılı olmasında prodüksiyon kısmından öte ona viraliteyi kazandıracak niteliklere sahip olması gerektiğini vurguluyor.

MÜZİKLE MESAJ

Viral reklam videoları üretmek de yeni bir girişim alanı. Sadece bu alanda profesyonelleşen ve bu işi yapan ajanslar var. Yıllar önce yaptıkları ‘Sütü Seven Kamyoncu’ videoları viral olan üç genç adamın bir araya gelerek kurduğu Batesmotelpro, viral video üretimine odaklanmış ajanslardan biri. Pronet, Panda, Temsa gibi pek çok marka için viral reklam videosu üreten Batesmotelpro, şarkılı türkülü videoları ile tanınıyor. Firmanın ortağı Tansu Tunçel müzikli projelerin genelde marka konumlandırması yapmak ya da markanın mesajını taşımak için uygun bir zemin oluşturduğunu belirtiyor.

BAŞARI KRİTERİ

“Markanın reklam mevcudiyeti rahatsız etmeyecek dozda olursa klip beğenilir. Şarkı kendini dinletmeyi başarabilirse çok güzel sonuçlar almak mümkün” diyen Tunçel bu tür projelere ilginin de giderek arttığını kaydediyor. Tunçel ayrıca bir videoyu viral olacak şekilde tasarlamanın çok güç olduğunu bunu reklam amaçlı yapmanın daha da zor olduğunun altım çiziyor. Beğenerek izlenen şeyin bir reklam olduğunun anlaşıldığı anda bir hayal kırıklığı yaşanmaması gerektiğini belirten Tunçel, “Reklam olmasına rağmen izlenen şeyden keyif almıyorsa, reklam olmasına rağmen arkadaşlar ile paylaşılıyorsa, viral reklamın başarılı olduğundan bahsedebiliriz” diye konuşuyor.

VİRALLER OYUNLAŞACAK

Türkiye’de yaklaşık 40 milyon sosyal medya kullanıcısı var. Potansiyelin yüksek olduğunu söyleyen Sevda Yüzbaşıoğlu, “Çünkü kültür olarak mizahı seviyoruz ve iyi tepki veriyoruz” diyor. Ancak ülkenin negatif gündeminin hazırlanan virallerin bekletilmesine sebep olduğunu da belirtmeden geçmiyor.

Ancak sektörün önü açık. Yüzbaşıoğlu, viral reklamların önümüzdeki dönemde kişiselleştirme trendinden payını almasını beklediğini belirtirken tüketicinin taleplerine göre şekillenen viralleri de görebileceğimizi ifade ediyor. “Başarılı örnekleri görmeye başladık, tercihe göre sonu değişen viral reklamlar var. izleyiciyi içine katan bir nevi oyunlaştırmadan da faydalanan bir içerik” diyen Yüzbaşıoğlu, virallerin oyunlaştırma trendinden nasibini alacağını kaydediyor.