Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Uzun Vadeli Hisse Senedi Yatırım Önerileri

Alıp unutulacak 56 hisse

“FAİZ HESAPLARINA GÖRE CAZİP”

Yatırımcılar açısından tasarruflarını değerlendirmek için hisse senedi piyasasına alternatif yatırım araçlarının döviz, altın ve faiz olduğunu hatırlatan Noor CM Araştırma uzmanı Uğur Aydın, aradaki korelasyona bakıldığında BIST-100 endeksi ile döviz fiyatları arasında negatif bir ilişki olduğunu belirtiyor. Ancak bunun kısa ve orta vade için geçerli olduğunu dile getirerek “Uzun dönemlerde döviz fiyatları yüksek seyrini korusa da BIST-100 endeksinin de düzeltme yaptıktan sonra yükseliş trendine devam ettiği görülmektedir. Faiz tarafına baktığımızda da kısa-orta vadede güçlü yüksek negatif korelasyon bulunmaktadır. Bu kapsamda faiz hadlerindeki yükseliş, nakit akımlarına ilişkin beklenti sabitken hisse senetlerinin bugünkü değerini aşağı çekeceği için hisse senetlerine talep azalır, satışlar artar ve tasarruflar alternatif bir alan olarak faiz hesaplarında değerlendirilir. Ancak uzun vadeli grafiklere baktığımızda faiz hadleri yüksek ve aşağı yönlü katılık gösterse bile BIST-100 endeksinin bir düzeltme sonrasında yeniden yukarı yönlü seyir izlediğini söyleyebiliriz. Burada da etkili olan unsurun şirketlerdeki büyüme, artan karlılık ve nakit akım performansı olduğunu ve uzun vadeler için elde tutma getirisi açısından hisse senetlerinin faiz hesaplarına göre çok daha cazip olduğunu düşünüyoruz” diyor.

“AĞIRLIK BORSA OLMALI”

Altm-BIST 100 endeksi tarafında da benzer bir görünümün söz konusu olduğunu dile getiren Aydın, risklerin veya belirsizlik algısının arttığı, para birimi ile hisse senetlerine güvenin azaldığı, getiri beklentilerinin düştüğü dönemlerde altın talebinin artmasının hisse senetlerini olumsuz etkilediğini belirtiyor. Ancak uzun dönemler için borsanm, altın fiyatları yükselse bile düzeltme sonrasında yönünü yukarı çevirdiğine dikkat çekiyor.

Yatırımcıların bu dönemde her zaman olduğu gibi tasarruflarım hisse, döviz, altın ve faiz arasında dağıtarak portföy oluşturması gerektiğini kaydeden Aydın, böylece daha yüksek getiriyi, daha düşük bir riskle elde etme olanakları olabileceğini söylüyor. En yüksek ağırlığın borsa devamında gram altın tarafında olması gerektiğinin altım çizen Aydın konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Üçüncü en yüksek ağırlık döviz tarafında en düşük ağırlık ise mevduat tarafında olmalı. Yatırımcılar ayrıca bir takım risk ve belirsizlik faktörleri sebebiyle önemli şirketlerin uzun dönemli potansiyel değerinin altında seyrettiği yani alfasının pozitif olduğu dönemleri uzun dönemli hisse senedi portföyü oluşturmak için fırsat olarak değerlendirebilir.”

“YÜKSELİŞE DİKKAT”

Uzun vadeli hisse portföyü oluştururken endeksteki yükseliş potansiyelini göz önünde bulundurarak endeks ile korelasyonu yüksek, beta katsayısı 1 seviyesine yakın ve üzerinde hisselerde pozisyon alınması gerektiğini söyleyen Aydın, diğer kriterleri yabancıların ilgi göstermesi (yabancı takas oranında artış), iskontolu fiyatlamalara işaret eden değerleme çarpanlarının olması, istikrarlı bir FAVÖK ve nakit akım performansının olması, kur ve likidite risklerine karşı dayanıklılık olarak sıralıyor.

Endekste bir yıllık süre zarfında yukarı yönlü potansiyelin aşağı yönlü hareket alanına göre çok daha geniş olduğunu düşünen Aydın, bu çerçevede endekste bir yıllık bazda minimum 87.000 maksimum 129.000 seviyesinin test edilebileceğini öngörüyor.

“RİSK DAĞITILMALI”

Bu kapsamda uzun vadeli düşünen yatırımcılarin Garanti Bankası, Akbank, Tüpraş, Ereğli Demir Çelik, Türk Hava Yolları, Halkbank, Vakıfbank, Kardemir, Soda Sanayii, Aselsan, Tekfen Holding, Pegasus, Koza Altın, TAV Havalimanları, Goodyear, îpek Enerji, Erbosan, Petkim, BİM Birleşik Mağazalar ve Kordsa hisseleri içinden seçim yaparak portföy oluşturabileceğini söylüyor. Al Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Direktörü Belgin Maviş de alternatif piyasalardaki hareketleri küresel belirsizliklerin yanı sıra iç gündemde yer alan gelişmeler ve ABD ile S-400 F-35 konusundaki haber akışı ile enflasyonist baskıları da göz önünde bulundurarak değerlendirmek gerektiğini söylüyor. Böyle bir dönemde yatırımcıların kredi kullanımında oldukça dikkatli olması gerektiğini hatırlatan Maviş, “Portföyde aynı sektörden hisseler yerine riski dağıtarak beklentisi olan (Temettü/Sermaye Artırımı) hisseleri, vadeyi ise 8-12 ay şeklinde uzatarak pozisyonları devam ettirilmeli. Uzun vadeli dönemde ise portföylerde Vakıfbank, Halkbank, Yapı Kredi, Ereğli, Tüpraş, TAV Havalimanları ile Şişe Cam hisselerine yer verilebilir” diyor.

Ali Kerim AKKOYUNLU / Gedik Yatırım Araştırma Müdürü
“Tekfen Holding’in yükselme potansiyeli yüzde 30″

TEKFEN HOLDİNG: Özellikle güçlü taahhüt segmenti ile ön plana çıkıyor. Şirketin Katar ve Suudi Arabistan’da devam eden işlerinin 2019 yılında hız kazanması ile bu segmentteki gelirlerinin artması bekleniyor. Görece daha yüksek marjlı bu işlerin hız kazanması karlılığa da olumlu yansıyacaktır. 2019 yılında taahhüt segmentinde 10 milyar TL’nin üzerinde gelir ve 1.2 milyar TL seviyelerinde FAVÖK katkısı beklenebilir. Tarım segmenti karlılığının ise 2018 yılındaki yüksek baz nedeniyle hafif gerileme gösterse de güçlü kalacağını düşünüyoruz. Tekfen Holding için bazı projelerden yazılacak 450 milyon TL’lik ek net kar katkısı ilk çeyrek finansallarını oldukça yukarı çekerek katalist olabilecektir. Şirket hisseleri bir seferlik katkı dışarda bırakıldığında 3.1 FD/FAVÖK çarpanından işlem görmekte. Tekfen Holding hisselerinde yüzde 30 yükselme potansiyeli ile 29 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

TÜRK TELEKOM: Gelirlerdeki artışın özellikle fiyat ayarlamaları ile hız kazanması ve marjların güçlü seyri ile ön plana çıkıyor. Enflasyondaki artış ve internette uygulanan tarifelerdeki değişiklik gelirlere olumlu etki yapacaktır. Mobil segmentin gelir artışındaki katkısının artan pazar payı ile devam etmesi beklenebilir. Bunun yanında FAVÖK marjı performansı ise artan abone başına gelir, artan abone sayıları ve getirilen maliyet tedbirleri ile devam edecektir. Diğer taraftan şirketin özellikle maliyetler tarafında da tedbirleri devam ettirmesi ve yıl içerisinde özellikle personel maliyetlerinde yaşanacak artışı kompanse etmesi beklenebilir. Bu sene geçilecek UFRS 16 uygulamasının ise şirketin FAVÖK rakamına 650 milyon TL olumlu etkisi beklenirken FAVÖK marjı yüzde 43 seviyelerine çıkmış olacaktır. Şirketin 15.4 milyar TL seviyesine ulaşan borcu ve bunun yüzde 73’ünün döviz olması kurlarda yaşanacak dalgalanmaya karşı risk oluşturuyor. Ancak şirketin hedge oranını 2018 yılsonu itibariyle yüzde 67 seviyesine çıkarması bu alandaki kırılganlıkları azaltıyor. Türk Telekom 2019 beklentilerine göre 3.2 FD/ FAVÖK çarpanından işlem görmekte. Şirket hisselerinde yüzde 56 yükselme potansiyeli ile 6.77 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

MİGROS: Yurtiçi satışlarında üç yıllık yüzde 16, yıllık birleşik büyüme oranı (YBBO) yakalamasını bekliyoruz. 2019 yılı için yurtiçi satış alanı büyümesi tahminimiz Kipa tarafındaki alan optimizasyonuna da bağlı olarak yüzde 1 olmakla beraber 1.466 bin metrekare satış alanı öngörüyoruz. Önümüzdeki üç yıl için ortalama yüzde 4 alan büyümesi bekliyoruz. Bu doğrultuda, şirketin 2019 yılında yurtiçi satışlarını yüzde 18 büyüteceğini tahmin ediyoruz. (2019-21 ortalama yüzde 17). Ekonomik yavaşlamaya rağmen bu hedeflerin Migros için ulaşılabilir olduğunu, Kipa (satışların yüzde 12’si) karlılığındaki olumlu değişimden ve optimizasyon çalışmalarından pozitif etkileneceğini düşünüyoruz. 2019 yılı için yüzde 16’lik FAVÖK büyümesi, sonraki üç yıl içinse FAVÖK’te yüzde 14 YBBO öngörüyoruz. 2019’da yüzde 6 olan FAVÖK marjının kademeli olarak gelecek yıllarda yüzde 5’e düşmesini bekliyoruz. Borcunu 2023’e kadar kapatmayı planlayan şirket, 2019 ve 2020 yılları için sırasıyla 95 milyon euro ve 115 milyon euro ödeme paketleri planlıyor. (Borç, 4.588 milyon TL). Yeni uygulanmaya başlanan raporlama sistemi, IFRS 16’nın değerleme üzerinde herhangi bir etki yaratmasını beklememekteyiz ve yüzeysel olarak leasing kontratlarının raporlanma şeklini değiştirdiğini söyleyebiliriz (sadece fınansal leasing). Şirket 2019T ortalama FD/FAVÖK ve F/K tahminlerine göre benzerlerine kıyasla yüzde 56 iskontolu ve daha hızlı büyüme ile daha yüksek karlılık sunmakta. Bu doğrultuda, organik büyüme kabiliyetinin ve normalleşen kurların da şirket için katalist olacağını düşünüyoruz. (2019T FD/ FAVÖK: 4.8). Şirket hisselerinde yüzde 96 yükselme potansiyeli ile 27.8 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

Muammer DEMİR / Ahlatcı Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı
“Aselsan, yüksek rekabet gücüne sahip”

ASELSAN ELEKTRONİK: Şirketin yayınladığı 2018 dördüncü çeyrek fmansallarını bir önceki yılın aynı çeyreğine göre kıyasladığımızda, satışları yüzde 93.5 ve satışların maliyeti yüzde 113.6 oranında artış kaydetmiş. İlgili çeyrekte diğer faaliyet giderleri grubunda yaşanan artışın esas faaliyet karı üzerinde negatif yansımaları görülürken; esas faaliyet karı bir önceki yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 59.5 oranında azalarak 230.9 milyon TL olarak açıklandı. İlgili dönemde ana ortaklık payları net dönem karı yüzde 6.6 düşüş ile 582.7 milyon TL’ye geriledi. 2018 yılı ana ortaklık payları net dönem karı ise yüzde 68.5 artış ile 2.319 milyar TL olarak gerçekleşti. FAVÖK yüzde 68.6 artış ile 813 milyon TL’ye yükselirken, FAVÖK marjı da yüzde 21.42 düzeyine geriledi. Şirketin 2019 yılı konsolide finansal sonuçlarına ilişkin beklentileri, konsolide gelirlerdeki artış (TL bazında) yüzde 40 -50, konsolide kur farkından arındırılmış FAVÖK marjı yüzde 19-21, konsolide yatırım (maddi ve maddi olmayan duran varlıklar) harcamaları,

Maddi Duran Varlık: 650 milyon TL ve Maddi Olmayan Duran Varlık: 350 Milyon TL olarak öngörülmüştür. Aselsan ile Savunma Sanayii Başkanlığı arasında Termal El Dürbünü ‘Tedariki Projesi kapsamında toplam bedeli 149.607.500 TL tutarında bir sözleşme imzalandığı açıklanırken, bu sözleşme kapsamında teslimatların 2020-2022 yıllarında gerçekleştirilmesi planlanmakta. Aselsan ile Savunma Sanayii Başkanlığı arasında Termal Kamera Tedariki Projesi kapsamında toplam bedeli 83.405.400 TL olan bir sözleşme imzalandığı ve bu sözleşme kapsamında teslimatların 2019-2020 yıllarında gerçekleştirilmesinin planlandığı açıklandı. Öte yandan Yönetim Kurulu’nun 19 Mart 2019 tarihli toplantısında şirketin 2018 yılı faaliyetlerinden elde etmiş olduğu net dönem kârından; pay sahiplerine dağıtılacak nakit kâr payının 19 Haziran 2019,18 Eylül 2019 ve 18 Aralık 2019 tarihlerinde olmak üzere üç eşit taksitte dağıtılması, bedelsiz payların ise yasal sürecin tamamlanmasını takiben dağıtılması hususlarının 44. Olağan Genel Kurul toplantısında teklif edilmesine karar verildiği açıklandı. Şirketin yer aldığı sektörde öncü konumu, yeni alınan sözleşmeler ve bakiyeli siparişlerde yaşanan artışlar, geniş ürün yelpazesi ile yüksek rekabet gücü, şirket pay senetlerini ön plana çıkarıyor. Aselsan hisselerinde uzun vadede yüzde 25 yükseliş potansiyeli ile 26.70 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

ŞİŞE VE CAM FABRİKALARI: Şirketin yayımladığı 2018 dördüncü çeyrek finansallarının bir önceki yılın eş dönemine kıyasla, satışları yüzde 39.4 ve satışların maliyeti yüzde 40.7 oranında artış gösterdi. İlgili dönemde brüt kar yüzde 36.9 oranında artış ile 1.438 milyar TL’ye yükseldi. Diğer faaliyet gelirleri grubunda yaşanan gerilemenin ve operasyonel maliyetlerde esas faaliyet karı üzerinde azaltıcı etkileri görülürken, esas faaliyet karı ilgili çeyrekte yüzde 28.8 artış ile 598.4 milyon TL olarak gerçekleşti. Şirketin ana ortalık payları net dönem karı yüzde 31.8 azalış ile 244.2 milyon TL’ye gerilerken, 2018 yılı ana ortaklık payları net dönem karı bir önceki yıla kıyasla yüzde 89.8 artış ile 2.325 milyar TL’ye yükseldi. FAVÖK ilgili çeyrekte yüzde 45 artış ile 905 milyon TL ve FAVÖK marjı ise yüzde 4 artış ile yüzde 20.27 düzeyine yükseldi. Şirketin yer aldığı sektörün önemli oyuncuların biri olması, rekabetçi konumu, yurtdışı operasyonların ciroya olumlu katkısı, yaygın üretim ve pazarlama ağı, artan yatırım harcamaları önemli. Şişe Cam hisselerinde uzun vadede yüzde 10 yükseliş potansiyeli ile birlikte 6.48 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

PETKİM: Şirketin yayımladığı 2018 yılı dördüncü çeyrek finansal sonuçlarını bir önceki yılın aynı dönemine göre kıyasladığımızda, satışlar yüzde 3,6 ve satışların maliyeti yüzde 33 oranında artış gösterirken, maliyetlerde yaşanan artışın ilgili dönemde brüt kar üzerinde kısmi azaltıcı etkisi ile birlikte brüt karın yüzde 87.7 U) Petkim azalış ile 59.1 milyon TL’ye gerilediği & görüldü. Esas faaliyetlerden diğer giderler grubunda ve genel yönetim giderleri gruplarında yaşanan artışlar sonrasında faaliyet zararı 131.8 milyon TL olarak gerçekleşti. İlgili çeyrekte FAVÖK yaklaşık 75 milyon TL olarak gerçekleşirken FAVÖK marjı ise bir önceki yılın eş çeyreğine göre yüzde 84.3 azaldı ve yüzde 3.67 düzeyinde gerçekleşti. Öte yandan şirketin nakit pozisyonunun daha da güçlendirilmesi amacıyla, STEAŞ ile yapılan görüşmeler neticesinde, kapanış ve dolayısıyla üçüncü taksit ödemesi için belirlenen tarihin en geç 30.06.2020 olarak belirlenmesini teminen sözleşmenin tadil edilmesi yönünde mutabakata varıldığı ve sözleşmenin bu doğrultuda tadil edildiği açıklanmıştır. Şirket hisse senetlerinde orta ve uzun vadede yüzde 13 yükseliş potansiyeli ile birlikte 5.10 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

Önceki sayfa 1 2 3Sonraki sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu