Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Türkiye’nin Kredi Notu ve Not Görünümü

Türkiye’ye yönelik notlar olması gereken düzeyin altında

Prof. Dr. Sinan SÖNMEZ / Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Notlar kırılgan yapıyı yansıtıyor”

Başlıca kredi derecelendirme kuruluşları olan Moody’s, Fitch ve S&P’nin Türkiye’ye verdikleri notlar ve değerlendirmeleri aynı doğrultuda. Şöyle ki, Moody’s ve Fitch ekonominin negatif bir görünüme sahip olduğunu, S&P ise durağan olduğunu belirtiyor. İlk iki kuruluşa göre Türkiye yatırım yapılabilir olmaktan çıkmış, S&P’ye göre ise bölgesel güvenlik risklerinin yanı sıra ABD ve AB ile bozulan ilişkiler ekonomiye güveni sarsıyor.

Verilen notların ülkedeki koşulları yansıttığı görülüyor ancak bazı eksik değerlendirmelerin yapıldığını düşünüyorum. Türkiye’de faiz ve kur politikalarının kayganlığı, yüksek dış borç yükü, giderek artan kamu açığı gibi etkenler olumsuz değerlendirmeye yol açıyor.

Türkiye’de ekonomik model değişikliği gerekli olmakla birlikte sağlam temellere dayalı bir ekonominin inşası ve çalışması için öncelikle Türkiye’deki kurumların güvenilir olması, siyasi yönlendirmeye tabi olmaması, demokratik hukuk devletinin çalıştırılması gerekiyor.

Prof. Dr. Mustafa Necat COŞKUN / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Not, yatırım yapılabilir olmalı”

Kredi derecelendirme kuruluşları 1997 Doğu Asya krizinden itibaren ve özellikle 2007 küresel krizi ile güvenilirliklerini yitirdi. Değerlendirmelerinde ekonomik göstergeler dışında politik yönlendirmelerin de etkisi arttı.

Türkiye’nin notu spekülatif düzeyde ve yatırım yapacaklar için olumsuz uyarılar veriyor. Türkiye’nin ekonomik verileri dışında, spekülasyona açık konularda tartışma yapılamayacak görünüm sergilemeli. Hukukun üstünlüğü, insan hakları, yolsuzluk, şeffaflık, rekabet gibi konularda tartışmaya açık yapısal sorunları olmamalıdır. Değerlendirme sadece ekonomik düzlemde yapılabilir hale getirilmeli. Her ne kadar politik değerlendirmelere yer verilse de ekonominin mali ve reel verilerinin iyileşmesi notu olumlu yönde etkileyecektir. Özellikle cari işlemler dengesi, enflasyon ve işsizlik verilerinde iyileşme olmalı. Türkiye’nin notunun, orta alt yatırım yapılabilir düzeyde olması çok iyimser bir değerlendirme olmaz.

Prof. Dr. Sinan ALÇIN / İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Notların yükselme ihtimali arttı”

Türkiye’nin üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu yatırım yapılabilir seviyenin altında seyrediyor. Aslında son iki yılda Türkiye’deki risklerin artışını CDS primlerindeki sert yükselişte de görmüştük. Mevcut durumda CDS seviyesi 300 seviyesine doğru gerilerken, BIST’de de son dönemde yukarı yönlü kararlı bir hareket görüyoruz. Fitch’in geçtiğimiz ay Türkiye’nin kredi notunu negatiften durağana yükseltmesi ve ardından da 20 bankanın görünümünü negatiften durağana yükseltmesi, düşen risk primi ile birlikte kredi derecelendirme kurumlarının yakın dönemde Türkiye’nin kredi notunu yukarı yönlü revize etme ihtimalini artırıyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu tekrar ‘yatırım yapılır’ seviyeye yükselmesi için risk algısını besleyen ekonomik dalgalanmanın [volatilitenin) azalması gerekiyor. Son bir yıl içerisinde (işsizlik hariç) makroekonomik dengelenme sürecinde güçlü bir toparlanma olduğunu görüyoruz. Bunun kalıcı hale gelmesi, kredi notlarının da yükselmesini teşvik edecektir.

Enver ERKAN / Tera Yatırım Ekonomisti
“Daha iyisi hak ediliyor”

Türkiye’nin notunun spekülatif seviyede olması yatırım almayacağı anlamına gelmiyor. Nitekim yatırım almaya devam ediyor. Genelde yabancı payında bir azalma olmuyor ve yabancı yatırımcı portföy yatırımlarına devam ediyor. Tabii bu portföy girişi tarafında geçerli, doğrudan yatırım kısmı ise olumsuz etkilenebiliyor. Düşük kredi notu demek, uluslararası piyasalardan daha maliyetli borçlanma demektir, dolayısıyla Türkiye’nin IG kredi notlarını geri kazanması konusu çok önemli. Benzer notlandırmaya sahip ülkelerin durumuna bakıldığında, Türkiye daha iyi bir kademe notlandırmayı hak ediyor. Ancak bu tamamlamamız gereken ödevlerimiz olduğu ve gidilecek yolumuz olduğunun farkında olur ve doğru adımları atarsak geçerli olur; o zaman yatırım yapılabilir notlarımızı yeniden kazanabiliriz.

Üç büyük kuruluşun nüfuzu kısa vadede kırılacak gibi görünmüyor. Türkiye’nin yeniden IG ülke olmasının yolu ekonomideki ödevleri yerine getirmesinden geçiyor. Makro stabilite, kalıcı ve sürdürülebilir büyüme, enflasyonun ana dinamiklerinde kalıcı iyileştirmeyi getirecek yapısal adımlar ile bütçe disiplini bu noktada elimizi güçlendirmemiz için gerekli unsurlar.

Hikmet BAYDAR / 3. Göz Danışmanlık CEO’su ekonomist
“Kabul etmek mümkün değil”

Türkiye’nin notu yatırım yapılabilir seviyeye getirilmeli. 2020 yılında daha istikrarlı bir TL öngörmekteyiz. O yüzden yatırım yapılamaz notunu kabul etmek mümkün değil.

Birçok Avrupa ülkesinin ekonomisi Türkiye’den çok daha kötü ama notları daha yüksek. Türkiye’nin kredi notunu yükseltmek için kurlarda denge korunmalı, mümkünse TL’nin daha güçlü olması sağlanmalı. Bir yandan bütçe disiplinini korunurken diğer yandan iç piyasayı canlandırıcı tedbirlerin etkili bir şekilde alınması gerekiyor.

Dış borç 2019 ödemelerinin kur üzerindeki baskısını azaltmak amacıyla yurtdışı ödemeler için döviz cinsi dış borçlanmaya gidilmeli, döviz alımı yapılmamalı.

Ayşe ÖZDEN / AST Bank Ekonomik Araştırmalar Müdürü
“İki üst basamakta olmalıyız”

Kredi derecelendirme şirketlerinin Türkiye’ye verdikleri notlara ilişkin yaptıkları açıklamalarda makroekonomik veriler, finans sektöründeki gelişmelerle politik ve jeopolitik riskler belirleyici unsur olarak öne çıkıyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarının endişeleri arasında banka dışı şirketlerin döviz yükümlülükleri ve döviz pozisyonu açığı da yer alıyor. Aynı dönemde banka dışı şirketlerin döviz açık pozisyonları 223 milyar dolardan 183 milyar dolara geriledi. Finans sektörünün yüzde 80’nini oluşturan bankacılık sektörünün güçlü aktif kalitesi ve sağlıklı altyapısı sayesinde kurdaki değer kaybı ile başlayan hem ekonomideki hem de şirketlerdeki negatif etkiler ve riskler başarıyla yönetildi. Önümüzdeki sene de sektörün olumlu performansının devam edeceğini düşünüyoruz. Kredi derecelendirme şirketlerinin ön plana çıkardığı risklerin aksine Türk bankaları 2019’da vadesi gelen sendikasyon kredilerini yenilemiş, euro tahvil ihraçlarına devam etti. 2019’un son çeyreğinden itibaren ekonomik aktivitedeki toparlanma ve yıl genelinde kaydettiği ekonomik performans ile birlikte özellikle büyüme göstergeleri ve bankacılık sektörünün sergilediği performans dikkate alındığında 2020 içinde Fitch ve Moody’s’in bir sonraki hamlelerinin kredi notu yükseltme şeklinde olacağını düşünüyoruz. Türkiye’nin kredi notunun olması gereken seviye “BB” (durağan] düzeyinde. (Yatırım yapılabilir seviyenin iki alt basamağı.)

Beste Naz SÜLLÜ / Gedik Yatırım Yatırım Danışmanlığı Müdür Yardımcısı
“Ekonomik toparlanma görünmeliydi”

Türkiye ekonomisi senaryoların aksine sene sonuna doğru daha iyi performans gösterdi. Mevcut yıl ve gelecek yıl büyüme beklentilerinde revizyonlar yapıldı.

Fitch Türkiye’nin notunu yatırım yapılamaz seviyede bırakırken, görünümü negatiften durağana yükseltti. Bu altı ay içerisinde notunuz düşürmeyeceğim demek oluyor ki Moody’s’ten aynı hamleyi göremedik.

Türkiye mevcut durumda ekonomiden daha çok siyasi bir arenadan geçiyor. Muhtemel ABD yaptırımları kredi derecelendirme kuruluşlarının ön görülebilirliğini azaltan bir gelişme oldu.

Ancak bu potansiyeli yansıtamayacağımız anlamına gelmediği gibi en azından notlarda olmasa da ekonomideki toparlanmayı gösteren görünüm ve notlarda olabilirdik.

HÜLYA GENÇ SERTKAYA

Önceki sayfa 1 2 3 4

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu