Haberler

Türkiye’nin En Zengin 100 Ailesi

Borsa İstanbul, geçen yıl bu araştırmayı yaptığımızda 78.000 seviyele-rindeydi. Dolayısıyla TL bazında değer kaybından çok, dolar kurundaki yüzde 17’lik düşüş servetleri etkiledi.

Zenginliği etkileyen bir diğer kaynak da gayrimenkul alanı. Gayrimenkul geliştirme alanında yaratılan yüksek değerler, zenginlik sıralamasına önemli bir katkı yapıyor. Özellikle 2005 yılından sonra, 2008 sonunda patlak verip 2009 yılında da etkisini sürdüren global kriz hariç, inşaat ve emlak şirketi sahibi ailelerinin yıllar itibariyle listede daha fazla yer bulduğunu gördük. Ağaoğlu buna örnek olarak gösterilebilir. Taahhüt alanında da Şarık Tara, Tekfen, Akfen Holding, yine son yıllarda aldıklan ihalelerle adlarından söz ettiren İbrahim Çeçen, Cengiz İnşaat, Limak gibi grupların sahiplerinin listede yer bulduğunu görüyoruz.

SATIN ALMA ETKİSİ

Ayrıca 2005 yılından beri Türkiye’de çok ciddi Satınalma & Birleşme işlemleri oluyor. Ekonomist dergisi olarak bu konuyu en yakından izleyen, bu işlemleri üçer aylık dönemler itibariyle haberleştiren, ekonomi basınındaki tek yayınız. İki hafta önceki sayımızda yılın ilk dokuz ayında yapılan işlemleri listeledik. Potansiyel işleri de sıraladık. Burada da belirttiğimiz üzere, satılan şirketlerden elde edilen büyük gelirler söz konusu. Ya da benzer şirketlerin çarpanlarından olası satış değeri hesapları yapılabiliyor.

Bir önemli kaynağımızı da yine her yıl tekrarladığımız Anadolu 500 Araştırması oluşturuyor. Bu çalışmada Anadolu’nun en büyük gruplarını, şirketlerini ortaya çıkarıyoruz. Kardeş yayınımız Capital’in Capital 500 araştırmasından da faydalanıyoruz. İSO-500, İSO İkinci 500 gibi önemli çalışmaları da kaynak olarak kullanıyoruz. Bu listelerde öne çıkan şirketlere sahip olan aileleri, büyüklüklerini dikkate alarak En Zengin 100 listemize taşıyoruz.

Örneğin bir ay önce yaptığımız Anadolu 500 listesinde yer alan ailelerden Boydak, Konukoğlu, Tosyalı, Erdemoğlu, Yolbulan gibi aileler, bu listelerdeki yükselen performanslarıyla zaman içinde En Zengin 100 listemizde yer bulmaya başladılar.

Ayrıca servet yönetimi uzmanlarıyla, bilgisine güvendiğimiz üst düzey bankacılarla da konuşup danışmanlık alıyoruz. Tüm bunların sonucunda önünüzde bulunan listeyi hazırlıyoruz.

11 YILDA NELER OLDU?

En Zengin 100 araştırmasını 2004’ten beri yapıyoruz. Bu 11 yıla baktığımızda Türk iş dünyasının en büyük ailesi olan Koç’un hep en tepede olduğunu görüyoruz. Son yıllarda Tüpraş başta olmak üzere enerji alanındaki yatırımlarıyla ve Yapı Kredi’yi satın alarak farkı daha da açtı. Holdingin yönetiminde üçüncü kuşak temsilcisi Mustafa Koç’un 2003’te görevi devralmasının ardından Koç’taki değişim ve büyüme trendinin daha da hızlandığını söyleyebiliriz.

En Zengin 100 listesinin ikinci ve üçüncü sıralarında konjonktürel olarak değişiklik olduğunu görüyoruz. Ancak burada Sabancı Ailesi’ne dikkat çekmek istiyoruz. En Zengin 100 çalışmasında 2004 yılından 2010 yılına kadar Sabancı Ailesi’ni tek çatı altında değerlendirdik ve bu süreçte Sabancı Ailesi, Koç Grubu’nun ardından Türk iş dünyasının en büyük, en zengin ikinci ailesi oldu. 2010 yılına gelindiğinde servet yönetim uzmanlarının Sabancı Ailesi’ni kardeşler olarak ayırmak gerektiği uyarılarıyla birlikte listemizde buna göre düzenleme yaptık.

Sabancıların bölünmesiyle birlikte daha önce üçüncü olarak listelerde yer alan, yönetim kurulu başkanlığını Ferit Şahenk’in yaptığı Doğuş Holding (Şahenk Ailesi) ikinci konuma yükseldi. Ferit Şahenk, Tansaş’ı Koç Gnıbu’na sattı. Garanti Bankası’nda önce General Elektrik ile ortaklık yaptı. Bugün ise İspanyol sermayeli BBVA ile ortaklık yürütüyor. Şahenk, 2008 global krizinde özellikle bankacılık sektöründe şirket değerlerinin çok erimesiyle birlikte üçüncülüğü Ülker Grubu’na kaptırmıştı. Sonrasında sektörün de hızlı toparlanmasıyla birlikte en zengin ikinci aile konumunu sürdürüyor. Garanti Bankası’ndaki hisselerini Ispanyol BBVA’ya satması durumunda dünyanın en nakit zenginlerinden biri de olabilir.

EN ZENGİN 100 LİSTESİNE BU YIL 3 AİLE GİRDİ

Bayraktar Ailesi: Emin Bayraktar ve oğullan Ali, Mehmet ve Coşkun Bayraktar’ın omuzlarında yıllarca inşaat ağırlıklı faaliyet yürüten Bayraktar Kardeşler Grup, son dönemde özellikle niş gayrimenkul projeleri ile öne geçti. Beş yılda 3 milyar TL’lik bir yatırım öngördü, adım adım da uyguladı. Zaten En Zengin 100 listesine dahil olmalarında son dönemdekilerle birlikte geçmiş 10 yıl içindeki yatırımları da büyük rol oynadı. Ailede Coşkun Bayraktar, tüm büyük projelerin sorumluluğunu yürütüyor. Bunlar arasında Viaport, Venezia, Vialand sayılabilir. Dünyanın en büyük üç eğlence parkı olarak kabul edilen ve 1 milyar 150 milyon dolara mal olan Vialand ile AVM’sini bu yılın sonuna kadar 25 milyon kişi ziyaret edecek. Grup bünyesinde 5 bin kişi çalışıyor. Bu yıl 1,5 milyar TLTık ciroya ulaşacak olan grubun, yeni dönemde yurtdışmda ve enerji gibi alanlarda büyük yatırımları olacak.

Kazım Türker: Çimento, taahhüt, gayrimenkul geliştirme ve su arıtma ve dağıtım alanlarında faaliyet gösteriyor. Taahhhüt alanında 1,6 milyar doları aşan projeleri var. Gayrimenkul tarafında İstanbul Zircirlikuyu’daki Çiftçi Towers, Ankara Mahall ve Çukuranbar, İzmir Mahatl projelerine sahip ve bu projelerin tahmini satış bedeli 2 milyar dolar. Vangölü Elektrik Dağıtım ihalesini kazanan grup, İzmir Doğalgaz’da da var. Grup, üretim tarafında da çok aktif. Ankara Etlik, İzmir Bayraklı ve Kocaeli Entegre Sağlık Kampüsleri’nin ihalesini aldı. Bu üç projede toplam yatırım maliyeti 2 milyar Euro civarında olacak. Çimentoda ise Sakarya Karasu’da 1,2 milyon ton kapasiteli fabrika inşa ediyor.

Yalçın Sabancı: Kamuoyunun yakından tanıdığı Hacı Ömer Sabancı’nm çocukları olan Sabancı Kardeşler ile kuzen olan Yalçın Sabancı, 1999 yılına kadar Sabancı Holding’te mesai yürüttü.

Ağırlıklı olarak tekstil grubunda sorumluluk alsa da kendi kişisel yatırımlarını armatörlük alanında gerçekleştirdi. 1999’dan bu yana aralıksız sürdürdüğü denizcilik yatırımları ile Türkiye’nin en büyük taşıma kapasitesine ulaştı. Denizciliğin yanı sıra turizm, havacılık ve tekstil alanlarında da yatırımları bulunuyor.

“Varlık artışı için tasarruf artmalı”

“Asya Pasifik ve gelişmiş ülkelerde tasarruf oranının yüksek olması nedeniyle varlık büyüklüğü güçlü büyüme trendi sergiliyor. Brezilya ve bizim gibi tasarruf oranı düşük gelişmekte olan ekonomiler zayıf bir büyüme gösterdi. 2001 yılı sonrasında hızlı büyümeye rağmen kredi imkanlarındaki artış, faizlerdeki düşüş ve ertelenmiş tüketim gibi nedenlerden dolayı özel tasarruflarda gereken artış sağlanamayınca yurtiçi tasarrufların gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 12-13 seviyelerine geriledi. Yurtiçi tasarrufların düşük seyretmesi neticesinde yatırımlar giderek artan oranda dış sermayeyle finanse edilmeye başlandı. Bu da cari işlem açığının büyümesinde etkili oldu. Bu bağlamda, Türkiye için sürdürülebilir uzun vadeli büyümenin temini için tasarruf oranının yüzde 20 seviyelerine ulaşması kritik önem taşıyor.

KÜRESEL VARLIKLAR ARTIYOR

Global yönetim danışmanlığı şirketi The Boston Consulting Group’un (BCG) hazırladığı Küresel Varlık Raporu’nda ülkeler ve ülkeler içinde Türkiye’nin yeri ile ilgili de önemli bilgiler var. Rapora göre 2013 yılında dünyada bireylerin toplam finansal varlıkları, yani küresel servet, 2012’ye göre yüzde 14,6 artarak 152 trilyon dolara ulaştı. Bu artışta hisse senedi piyasalarındaki artış ve gelişmekte olan ülkelerdeki varlıkların artışı önemli rol oynadı. Özellikle Japonya hariç Asya Pasifik, Çin’in lokomotif etkisiyle dikkat çekti. BCG’nin 2018 beklentisi, yıllık yüzde 5,4 büyüme ile 198,2 trilyon dolar.

BCG Küresel Varlık Raporu’na göre, genel olarak dünyada küresel varlıklarda geçtiğimiz yıllara göre büyük bir artış gözlemlenirken Türkiye düşüşte.

Ülkemizde finansal varlıkları 1 milyon doları aşan yaklaşık 22 bin hane var ve bu bir önceki yıla göre bir artış olmadığını gösteriyor. Türkiye 2012’de dünya genelinde 39’uncu sırada yer aldığı bu listede 2013’te 42’nci sıraya geriledi.

Türkiye aynı düşüşü 100 milyon dolar ve üzerinde kişisel servete sahip olanların dahil olduğu ultra zenginler listesinde de yaşadı. 2012 yılında bu listede Türkiye’den 357 isim yer alırken, 2013’te bu sayı 288’e geriledi.

BCG’nin raporuna göre Türkiye’deki bireylerin sahip olduğu toplam varlıklar 840 milyar TL seviyesinde. Bu rakam 2008 yılında ise sadece 500 milyar TL’ydi. Türkiye’deki varlık büyüklüğü 2008-2012 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 10,6 ve 2012-2013 arasında yüzde 12,1 büyüdü.

2013 yılında Türkiye’de bireylerin sahip olduğu toplam finansal varlıkların büyük bir kısmını nakit ve mevduatlar oluşturuyor. Nakit ve mevduatlar yüzde 8l, bonolar yüzde 10 ve hisse yüzde 9 seviyesinde. 2018 yılında çok farklı bir tablo olması beklenmiyor. Nakit ve mevduatlar yüzde 78 oranına düşerken, hisse senetlerinin oranının yüzde 11 seviyesine çıkması bekleniyor.

Önceki sayfa 1 2 3

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu