Haberler

Türkiye yeni nesil tarıma nasıl hazırlanıyor?

Covid-19 "Gelecek tarımda” tezini doğruladı

BÜTÜN dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgını önümüzdeki dönem bütün dengeleri değiştirecek gibi. Yaklaşık iki aydır koronovirüs nedeniyle evlere kapandık. Evlerimiz evofise döndü. İşlerimizi telefonlardan, e-postalardan yapar hale geldik. Ancak gerçek olan bir şey var ki o da insanın hayatını devam ettirebilmesi için yiyip içmesinin zorunlu olması. Covid-19 gösterdi ki tarım sektörü hayati derecede stratejik bir sektör. Koronovirüs ile mücadele kapsamında sağlık çalışanlarının olağanüstü performansı elbette unutulamaz. Ancak evlerimizde yememizi içmemizi sağlayan, salgına rağmen tarlalarda, seralarda, dağda bayırda tedbirlerini alarak üretime hiç ara vermeden devam eden tarım kesimi de ayrı bir teşekkürü hak ediyor. Hiçbir tarımsal üründe sıkıntı yaşatmadılar. Sadece Türkiye’yi değil ihracat da yaparak dünyayı doyurdular.

Bir anlamda Covid-19 “Gelecek tarımda” tezini doğruladı. Biz de önümüzdeki dönem tarım sektörü nasıl olacak diye hem kamu hem de özel sektör tarafına sorular yönelttik. Türkiye yeni nesil tarıma nasıl hazırlanıyor? Bakanlık, sahadaki üreticiler, yazılımcılar, bankalar, marketlerin yeni dönem hazırlıklarım sorduk. Türkiye’nin en büyük seracılarından en büyük meyve üreticilerine stratejilerini öğrendik. Üretilen ürünlerin tüketiciye ulaşmasında önemli bir görev üstlenen marketlerin tarıma dönük yeni projelerini sorduk. Kullanılan teknolojiler tarım sektörünün yeni nesil tarıma geçtiğini gösteriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın dijital pazardan teknolojik sistemlere birçok projesini aktaracağız. Türkiye’nin en modern çiftliklerinden örnek kesitler olacak. Bakliyatın ve meyveciliğin duayenlerinden çok özel öneriler aldık. Bankaların cazip tarım kredileri ise finans sayfamızda detayları ile veriliyor. Özetle, yeni nesil tarımı tüm paydaşları ile masaya yatırdık. Üreticiden finans kaynağına, teknolojiden pazarlamaya her ayağını inceledik. Bu bölümde üretim, pazarlama ve teknoloji yatırımlarını, finans sayfalarımızda ise tarımı dönüştürecek kredi mekanizmalarını bulabilirsiniz.

“ÖNCELİĞİMİZ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK”

Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, tarımdaki yeni döneme ilişkin Para Dcrgisi’ne özel açıklamalarda bulundu. Bakanlık olarak bu süreçte yoğun bir mesaide olduklarını belirten Bakan Pakdemirli, “Önceliğimiz, bitkisel ve hayvansal üretimde sürdürülebilirliği temin etmektir. Bu kapsamda yazlık ekiliş programı başlatarak tarım takviminin elverdiği alanlarda üreticilerimize yüzde 75’i hibe olacak şekilde tohum dağıtarak özellikle stratejik öneme sahip ve arz açığı olan ürünlerin ekilişinin yapılmasını sağladık. Kısa bir sürede 350 bin dekar alanda tohum ile toprağı buluşturduk. Üreticilerimize 6.100 ton buğday, arpa, mercimek, kuru fasulye, mısır, ayçiçeği, çeltik tohumu dağıttık” diyor.

Önümüzdeki dönem için gübre, tohum ve zirai ilaç noktasında önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Bakan Pakdemirli, “Ülkemizde gübre üretimi ithalata davalı hammadde ile yapılıyor.

Bu nedenle ülkesel kaynakların kullanılarak gübre üretiminin artırılması önem kazanıyor. Bu çerçevede, ilk defa 2019 yılında büyük oranda ülkemiz kaynakları ile üretilen ve kimyasal gübre kullanımını azaltan organik ve organomincral gübre desteği uygulamasını önümüzdeki yıllarda da devam ettirmeyi planlıyoruz” diyor.

“ÜRETİME KESİNTİSİZ DEVAM”

Koronavirüs salgını ile ilgili tedbirleri alarak kesintisiz üretimi sağladıklarını belirten Pakdemirli şu değerlendirmeyi yapıyor: “Tarımsal üretimin kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi için çiftçilerimizin ekim, dikim, gübreleme, sulama, ilaçlama, çapalama, bakım vb. faaliyetleri için arazilerine, bahçelerine, seralarına veya çiftliklerine ulaşmalarıyla ilgili bir sıkıntı yaşanmaması için ilgili bakanlıklarla işbirliği halinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Ayrıca, mevsimlik tarım işçilerinin faaliyetlerine devam edecek şekilde nakilleri ve barınma koşullarının düzenlenmesi ve hasat edilen ürünlerin pazara arzının kesintisiz bir şekilde sağlanmasına yönelik lojistik imkânların sağlanmasıyla ilgili İçişleri, Sağlık ve Ticaret Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüyoruz.”

KADINA VE GENCE POZİTİF AYRIMCILIK

Tarım kesiminde yaş ortalaması oldukça yüksek. Bu nedenle de gençlerin tarımda kalması için bakanlık cazip destekler veriyor. Bakan Pakdemirli, “Yazlık ekiliş programı ile yürüttüğümüz ve üreticimiz tarafından yoğun ilgi gören programı güzlük ekiliş programı olarak ülke genelinde uygulamayı planlıyoruz. Bu doğrultuda çalışmalara ve planlamaya başladık. Bu çalışmalarda genç çiftçilerimize ve kadınlarımıza pozitif ayrımcılık yapacağız. Ayrıca, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında verilen/verilecek hibe desteği projelerinde de gençlere pozitif ayrımcılık yapıyoruz” diyor.

Pakdemirli’nin verdiği bilgiye göre, 2016-2018 yıllarında Genç Çiftçi Projeleri uygulandı. Proje kapsamında toplamda 47 bin 775 genç çiftçiye 1 milyar 433 milyon TL hibe desteği ödemesi yapıldı. Bakanlık şimdi yepyeni bir proje daha başlatıyor. Pakdemirli, “Tarımsal faaliyetlerin uzman kişiler tarafından yapılmasını teşvik amacıyla Kırsal Kalkınmada Uzman Eller projesiyle, kırsal alanda yaşayan veya yaşamayı taahhüt eden, tarım, hayvancılık, ormancılık, gıda ve su ürünleri konularında yüksekokul veya üniversite mezunu olan gençlerimize, hazırlayacakları tarımsal projeleri için 100 bin TL’ye kadar hibe desteği veriyoruz. Proje bu yıl dört pilot ilde (Amasya, Düzce, İzmir, Mardin) yürütülüyor. Proje kapsamında, hayvansal ve bitkisel ürünler, su ürünleri, yöresel tarım ürünleri, tıbbi ve aromatik bitki üretimiyle bunların işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik yatırımlar destekleniyor” diyor.

ÇİFTÇİYE 12.4 MİLYAR TL ÖDENDİ

‘Tarımsal destek ödemeleri tüm hızıyla devam ediyor. 2020 tarımsal destekleme bütçesinden 29 Nisan 2020 tarihi itibariyle 12.4 milyar TL ödeme yapıldı. Geçen aylarda olduğu gibi geri kalan ödemelerin de belirlenen takvimden önce yapılması için çalışmalar devam ediyor. Ödemelerde herhangi bir gecikme söz konusu değil. Bu çerçevede illerden gelen icmaller hemen ödeme işlemine almıyor. Destekler 2020 bütçesinde 22 milyar TL’ye çıkarıldı. Tarımın önemi daha da arttı. Bu rakamın yukarı yönde revize edilmesi de gündemde.

Tarım ve Orman Bakanlığı, öncelikli olarak stratejik öneme sahip ve arz açığı olan ürünlerin üretimine büyük önem veriyor. Bitkisel Üretimin Geliştirilmesi Programı kapsamında yazlık ekilişler başlatıldı. İlk etapta buğday, arpa, mercimck, kuru fasulye, ayçiçeği, mısır ve çeltik gibi ürünler öncelikli olarak ele alındı. Bu proje önümüzdeki dönemde de devam edecek. Ayrıca nadas alanları ve Hazine arazileri de tarımsal üretime dâhil edilecek. Böylece ekilişi yapılmayan alanların da üretime kazandırılmasıyla toplam tarımsal üretim artırılmış olacak.

TOHUMDA YERLİ HAKİMİYETİ

Son yıllarda uygulanan politikalar neticesinde sertifikalı tohum ile sertifikalı fidan üretimi ve ihracatında büyük artışlar sağlandı. Bakan Pakdemirli’nin verdiği bilgiye göre, 2002-2019 döneminde (son 17 yılda) sertifikalı tohum üretimi 145 bin tondan sekiz kat artışla 1 milyon 134 bin tona, tohum ihracatı 17 milyon dolardan dokuz kat artışla 149 milyon dolara yükseldi. Tohumda ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 31’den yüzde 86 seviyesine ulaştı. 2019’da 38 milyon dolarlık fidan ve fide ihracatı gerçekleştirildi. Süs bitkileri ihracat miktarı ise 73 milyon dolar oldu. Fidan ve süs bitkileri dâhil edildiğinde toplam tohum, fide, fidan ihracatı 260 milyon dolar seviyesine ulaştı. Yurtiçinde kullanılan sertifikalı tohumluk miktarının yüzde 96’sı yerli imkânlarla yurtiçinde üretiliyor.

Bakan Pakdemirli, “Ülkemiz, tarımsal üretim için gerekli olan bütün tohumlukları kendisi üretebilecek durumdadır. Sınırlar kapansa dahi bitkisel üretimde herhangi sıkıntı ya da darboğazın yaşanması söz konusu değil. Türkiye tohumculuk sektörü kendi ihtiyacı olan tüm tohumluğu üretecek güç, yetenek ve kapasiteye sahiptir” diyor. Pakdemirli’nin verdiği bilgiye göre, tohumla iştigal eden firma sayısı 939 adet. Sermaye durumuna göre bu firmalardan 879’u yerli, 40’ı yabancı ve 20’si de yerli-yabancı ortaklığı şeklinde. Bakanlık yerli yeni tohum çeşitleri çalışmalarını da hız kesmeden sürdürüyor. Bakanlığa bağlı 30 araştırma enstitüsünde şimdiye kadar 749 çeşit tescil ettirildi.

DİJİTAL DEVRİM: DİTAP

Tarım ve Orman Bakam Pakdemirli, tarımdaki dijitalleşmeye büyük önem veriyor ve bu yönde önemli çalışmalara imza atıyor. Bakan Pakdemirli, Dijital Tarım Pazarı ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Devreye aldığımız Dijital Tarım Pazarı, önemli bir dijital devrim olacak. Böylece çiftçimiz ürünlerine rahatlıkla pazar bulabilecek, tüketicimiz ve esnafımız ise aradığı kalite ve standartta ürünü tedarik edebilecek. Yani küçük işletmeci, büyük sermaye sahiplerinin gücü altında ezilmeyecek. Genç girişimcinin hevesi, ufak aile işletmecilerinin şevki kırılmayacak. Aynı pazarda kim daha iyi, daha kaliteli üretebiliyorsa ve kim müşteriye daha uygun fiyata sunabiliyorsa, o daha çok kazanacak. Yani artık ürettim, elimde kaldı, pazar bulamıyorum yok. Bu yıl ne üretsem, üretsem satabilir miyim tedirginliği yok. Bundan sonra planlayarak, tasarlayarak, rakiplerinizi görerek, rekabete iştirak ederek gerçekleştirebileceğiniz yeni bir üretim modeli var. Yani iyinin, emek verenin kazandığı bir sistem var. Yani arzın taleple buluştuğu, tohumdan çatala kadar olan zincirin takip edildiği, sürdürülebilir üretim ve tedarikin sağlandığı, tek elden yönetilen, kaliteli ürüne uygun fiyatlarla ulaşılan, planlı üretimin yapıldığı bu ortak pazarla umut ediyorum ki Türkiye, dünyayı doyuran ülke olacak inşallah.”

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ÜRETİCİSİ

Türkiye’nin en büyük meyve şirketi Anadolu Etap’ın altı bölgesinde toplam 30 bin dekar alan üzerine kurulu sekiz çiftliği, üç meyve suyu fabrikası ve bir meyve suyu paketleme tesisi bulunuyor. Yıllık 350 bin tonluk meyve işleyen bir yapıdan bahsediyoruz. Hem taze meyve, hem de meyve suyu üretimi yapıyor. Çiftlikleri Balıkesir-Tahirova’da, Çanakkale-Kumkale’de, Denizli, Konya-Karapmar ve Karaman’da. Adana ve Urfa’da ise toplamda 3 bin 500 dekar arazide, Türkiye’ye ilk defa getirilen meyve türlerini yetiştirdiği deneme çiftlikleri bulunuyor. En büyük çiftliği 10 bin dekar ile Tahirova’da. Bu arazide sert çekirdekli kategorisinde kayısı, şeftali, nektarin, kiraz, erik ve yumuşak çekirdekli kategorisinde elma, armut çeşitleri yetiştiriliyor. 6 bin dekarlık Kumkale’de şeftali, nektarin ve kayısı üretimi var. Bin 200 dekarlık Denizli çiftliğinde ise vişne ve kiraz çeşitleri üretiliyor. Konya’daki bin 500 dekarlık arazide ise organik elma ve vişne yetiştiriliyor. Anadolu Etap, bu çiftlikler dışında bölgedeki üreticilerle de ortaklıklar yaparak meyvelerini pazarlıyor.

Anadolu Etap Genel Müdürü Bahadır Açık, “Kendi çiftliklerimize ek olarak, özellikle de ihracat müşterilerimizden gelen talepleri karşılamak üzere üretim kalitemize uyan ve ‘Duyarlı ve Kontrollü Tarım’ uygulamalarını yapabileceğimiz bahçeler ile işbirliği yapıyor, buralarda da meyveler üretimlerimize devam ediyoruz” diyor. Yıllık 300 bin tonluk bin tonluk meyve işleyip paketlediklerini söyleyen Açık, firmanın bugüne kadar meyvecilik için hem tarım teknolojilerine hem de sürdürülebilir tarıma 350 milyon doların üzerinde yatırım gerçekleştirdiğini belirtiyor. Bu sayede ihracattaki paylarım yüzde 65’e çıkardıklarını söyleyen Açık, “Koronavirüs ile tüm dünya mücadele ederken daha önce yaptığımız yatırımlar ve tedarik zincirinin kesintisizliği ile çalışan sağlığını korumak amacıyla tedbirler sayesinde operasyonlarımızı kesintisiz sürdürebiliyoruz” diyor.

Anadolu Etap, ürettiği meyveleri hem meyvesuyu sanayinin kullanımına sunuyor hem de perakendede tüketiciye ulaştırıyor. Firma, taze meyvelerini Doal, Taptazem, Solemio ve Bolfrut markalarıyla hem yurtiçine hem de yurtd ışına satıyor. Ayrıca doğranmış meyve ve salata grupları market zincirlerinde tüketici ile buluşuyor.

Koronavirüs salgını döneminde hem ihracat hem iç piyasaya kesintisiz meyve tedariki yapmaya devam eden firmanın sekiz yıldır kurduğu çiftliklerde teknoloji en üst düzeylerde kullanılıyor. Yatırımların büyük bölümü akıllı tarım ve üretim teknolojileri için yapılmış. Açık, “Sağlıklı nesiller için sağlıklı meyveler misyonumuzla, ülkemizdeki en modern tarım uygulamalarını hayata geçirmeye ve bu amaçla yatırım yapmaya devam ediyoruz. Endüstri 4.0 yanında, Tarım 4.0 uygulamalarım da ülkemize kazandırma çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Hali hazırda, farklı meyve tiplerine göre çiftliklerimizde ve Ar-Ge tesislerimizde ‘Hassas Tarım’ yapıyor, dokuz farklı meyvede 150 farklı çeşit yetiştiriyoruz” diyor.

Açık’ın verdiği bilgiye göre çiftliklerde, ekimden hasada kadar olan süreçlerin tamamında ileri teknoloji tarım araçları kullanılıyor. Zirai Don Mücadele Sistemleri, Uzaktan Kontrollü Sulama Sistemleri, Terbiye Sistemleri, Biyoteknik Mücadele Yöntemleri, Sensörlerle Donatılmış Tarım Makinaları, Sera Kurulumları ve Topraktan Sofraya Takip Sistemleri gibi yenilikçi teknolojileri iş süreçlerinde uygulanıyor.

1 2 3 4Sonraki sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu