Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Türkiye, İhracatta Cumhuriyet Tarihi Rekorunu Kırdı

2018’de ihracat bir önceki yıla göre yüzde 7.1 artışla 168.1 milyar dolar oldu. Yıllık enflasyon YEP’teki yüzde 20.8’lik hedefin altında gerçekleşmeyle yüzde 20.3’e indi. İhracatın yeni rekorlara koşması, enflasyondaki düşüşün sürmesi bekleniyor…

TÜRKİYE, 2018’de ihracatta Cumhuriyet tarihi rekorunu kırdı. 2018 yılında ihracat bir önceki yıla göre yüzde 7.1 artışla 168.1 milyar dolar oldu. Enflasyon Yeni Ekonomi Programındaki (YEP) yüzde 20.8’lik hedefin altında bir gerçekleşmeyle 2018:i yüzde 20.3’le kapadı. Enflasyondaki gerilemede enerji ve petrol fiyatları ile döviz kurundaki gelişmelerin olumlu yansımaları etkili oldu.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yaptığı bir açıklamada 2018’i, enflasyonda koydukları yüzde 20.8’lik hedefin altında, yüzde 20.3 rakamıyla kapattıklarını belirterek, bunun gerçekten çok pozitif bir süreç olduğunu dile getirdi. “Yılsonu itibarıyla hedeflerimizin neredeyse tamamını tutturduk, hatta daha iyi bir performans ortaya koyduk” diyen Albayrak, 2019’da da 2020 ve 2021’e temel oluşturması noktasında güçlü bir şekilde, aynı ciddi duruş ve kararlılıkla yola devam edeceklerini kaydetti. Bakan Albayrak, 2019’un reel sektör açısından likiditenin bol olduğu bir dönem olacağına işaret ederek, “Bankacılık sektörümüzle kredi kanalları noktasında yakın bir çalışma içindeyiz. Önümüzdeki günlerde özellikle esnafımız, imalat sanayisinde küçük orta ölçekteki işletmelere özel, vadesiyle ve maliyetiyle çok daha rekabetçi olan bir paket açıklayacağız” dedi.

ÇEKİRDEK ENFLASYON GERİLEDİ

2019 yılının ilk haftasında açıklanan verilerden biri de enflasyon oldu. Aralık’ta tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 0.40 azaldı ve yıllık enflasyon 1.32 puan gerileyerek yüzde 20.30 düzeyinde gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Aralık’ta TÜFE’de aylık en yüksek artış yüzde 1.08 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yaşandı. Aylık en fazla düşüş gösteren grup ise yüzde 4.08 ile giyim ve ayakkabıydı. Yıllık en fazla artış yüzde 31.61 ile ev eşyası grubunda gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Aralık Ayı Fiyat Gelişmeleri Raporu’na göre yıllık TÜFE’deld gerilemede enerji ve petrol fiyatları ile döviz kurundaki gelişmelerin olumlu yansımaları izlendi. Aylık bazda en yüksek artışın yaşandığı gıda ve alkolsüz içeceklerde yıllık enflasyon 0.55 puan azalarak yüzde 25.11 oldu. Gıda yıllık enflasyonundaki gerilemeye hem işlenmemiş hem de işlenmiş gıda fiyatları katkı verdi. Temel mal enflasyonundaki düşüşün sürükleyicisi dayanıklı tüketim malları ile giyim fiyatları oldu. Çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonu ve ana eğilimi geriledi. Aralık’ta B ve C endekslerinin yıllık değişim oranı bir önceki aya göre yaklaşık 1.1’er puan azalarak yüzde 20.15 ve 19.53 olarak gerçekleşti.

YÜKSEK SEVİYESİNİ KORUDU

TÜİK verilerine göre Yİ-ÜFE 2018 yılı Aralık’ta bir önceki aya göre yüzde 2.22 düşerken, yıllık enflasyon 4.90 puan azalarak yüzde 33.64’e geriledi. TCMB aylık fiyat gelişmeleri raporuna göre endeks genelinde Türk Lirası’nda yakın dönemde gözlenen değerlenme ve petrol fiyatlarındaki düşüşün olumlu yansımaları izlendi. Üretici fiyatları Türk lirasında yakın dönemdeki görünüm ve enerji fiyatlarındaki düşüşlere bağlı olarak son iki aylık dönemde gerileme kaydetti, ancak üretici fiyatları yıllık enflasyonu birikimli etkilerle yüksek seviyesini korudu.

Bu arada Aralık ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla memur ve emekli aylıklarına yapılacak artışlar da belli oldu. Enflasyon oranından kaynaklı olarak Ocak itibarıyla memur maaşları ve emekli memur aylıkları yüzde 10.7, SSK ve Bağ-Kur emekli aylıkları da yüzde 10.2 oranında artırılacak.

Yeni yıla girerken, konut, beyaz eşya, mobilya, beyaz eşya ve otomotiv sektörlerine yönelik katma değer vergisi (KDV) ve özel tüketim vergisi (ÖTV) indirimleri üç ay daha uzatıldı. KDV ve ÖTV indirimleri kapsamına tarımda kullanılan römorklar, 250 cc ve altı motosikletler vc bir yardımcı motoru bulunan tekerlekli taşıtlar da eklendi.

“ENFLASYONU OLUMLU ETKİLER”

Enerji fiyatlarında yapılan indirimlerle KDV-ÖTV indirimlerinin uzatılmasının enflasyonla mücadeleyi olumlu etkilemesi bekleniyor. Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, ÖTV indirimlerinin enflasyonda bir seferlik (idiosyncratic) aşağı yönlü etki yapan bir faktör olduğunu belirterek, indirimlerin uzatılmasının şüphesiz enflasyonu olumlu etkileyeceğini vurguladı. Burada önemli olanın enflasyondaki düşüşün sebeplerini iyi tespit edebilmek olduğunu belirten Demiralp, “ÖTV kaynaklı bir düşüş, enflasyon trendinde bir azalış anlamına gelmez. ÖTV indirimi kalktığı anda bu etki sona erer. Trendde kalıcı bir azalış ancak enflasyon beklentilerinin çıpalanması ile uzun vadede gerçekleşir” dedi.

DİJİTALLEŞME VE E-İHRACAT

2018’de ihracatta Cumhuriyet tarihi rekoru kırıldı. İthalattaki ve dış ticaret açığındaki gerileme sürerken, ihracatın ithalatı karşılama oranı yükselmeye devam etti. 2018 yılı resmi olmayan geçici dış ticaret verileri, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ihracat verileriyle birlikte Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, TİM Başkam İsmail Gülle ve ihracatçıların katılımıyla Ankara’da gerçekleştirilen bir toplantıyla açıklandı. Ticaret Bakanı Pekcan yaptığı konuşmada, küresel anlamdaki olumsuz gelişmelere rağmen 2018’de ihracatın yüzde 7.1 artışla 168.1 milyar dolar olarak gerçekleştiğini açıklayarak, “Bizler için asıl önemli olan yakaladığımız bu fiili yıllık ihracat rakamının aynı zamanda Cumhuriyet tarihi ihracat rekoru olmasıdır” dedi.

TİM Başkanı İsmail Gülle ise, 2019 hedefi olan 182 milyar dolarlık ihracat rakamım yakalayacaklarını, hatta aşacaklarını söyledi. 2018’de mal ihracatında yakalanan ivmeyi koruyarak hizmet ihracatı, transit ticaret, ihracatta dijitalleşme ve e-ihracat gibi kritik başlıkları üzerine eğileceklerini dile getiren Gülle, İM olarak ihracatta 2019 yılı hedeflerini “İhracatta Sürdürülebilirlik ve Yenilik Yılı” olarak belirlediklerini kaydetti.

DIŞ TİCARET AÇIĞI GERİLEDİ

Ticaret Bakanlığı’nın resmi olmayan geçici dış ticaret verilerine göre, ithalat 2018’de bir önceki yıla göre yüzde 4.6 azalışla 223.1 ıfiilyar dolara geriledi. 2018’de dış ticaret açığı bir önceki yıla göre yüzde 28.4 azalışla 54 milyar 994 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, ihracatın ithalatı karşılama oranı 8.2 puan artışla yüzde 75.3’e yükseldi. 2018’de bir önceki yıla göre geniş ekonomik grupların sınıflamasına göre yatırım malları ihracatı yüzde 8.15 artışla 19.85 milyar dolara, ara malları ihracatı yüzde 8.61 artışla 79.4 milyar dolara, tüketim malları ihracatı yüzde 4.95 artışla 68.1 milyar dolara yükseldi. Bu dönemde yatırım malları ithalatı yüzde 11.45 azalışla 29.3 milyar dolar, ham madde ithalatı yüzde 0.8 azalışla 170.1 milyar dolar, tüketim malları ithalatı yüzdel9.7 azalışla 22.9 milyar dolar oldu.

2018’dc en çok ihracat yapılan fasıl, 26.8 milyar dolarla motorlu kara taşıtları, traktör, bisiklet, motosiklet ve diğerleri oldu. Geçen yıl en çok ithalat yapılan fasıl ise 43 milyar dolarla mineral yakıtlar ve yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler oldu. Ülke bazında bakıldığında, 2018’de en çok ihracat 16.2 milyar dolarla Almanya’ya yapıldı. Bu ülkeyi 11.1 milyar dolarla İngiltere, 9.6 milyar dolarla İtalya izledi. En fazla ithalat ise 22 milyar dolarla Rusya’dan gerçekleşti.

“PAZAR ÇEŞİTLENDİRMESİNE DEVAM”

Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Ferman, Türkiye’nin ihracatının geçen yıl yaşanan ekonomik saldırılar ortamında inişli çıkılı bir grafik çizmesine karşın özellikle yılın son döneminde olumlu bir tempo yakaladığını vurguladı. 2018’de ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 75’lere çıkmasının olumlu bir işaret olduğunu dile getiren Ferman, bunun öngörülebilir bir gelecekte yüzde 80’lerin üzerine çıkarılması ve sürdürülebilir bir karakteristiğe büründürülmesi gerektiğini belirten Ferman şunları kaydetti: “Düzeltici tedbirlerle ihracat performansının artırılması gerekir. Dış ticaret pazar geliştirme çalışmalarına karşın, verilere göre ihracatta yine ilk sıraları AB ülkeleri alıyor. Hedef ülke olarak kabul edilen Hindistan ve Latin Amerika’ya yüzde 25-30’larda ihracatımız arttı. Bu kalıcı bir eğilim haline getirilmeli. Türkiye’nin özellikle dış ticaret kredi mekanizmasında uygulamaya koyduğu ve KOBİ’leri de işin içine alan ihracatı destekleme paketi olumlu sonuçlar vermiş gözüküyor. İhracatta inovatif yenilikçi politikaların sonuç alabilmesi için 3-5 yıllık perspektiflere ihtiyaç var. Bunlar hiçbir zaman aksatılmadan sürdürülmeli. Aktif ihracat yapan şirket sayısı 17 binin altında. Bunu 100 bine çıkarmamız gerekir. Ürün ve pazar çeşitlendirmesine devam edilmeli, ihracatın uzun soluklu serüven olduğu unutulmamalı.”

“YAPISAL REFORMLAR ÖNEMLİ”

İhracat artarken ithalatın azalmasının, ihracatın ithalatı karşılama oranının yükselmesinin olumlu gelişmeler olduğunu belirten TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Dr. Cahit Sönmez, ancak bunların sürdürülebilir hale getirilmesinin önemli olduğunu vurguladı. 2018’de toplam ithalatta sermaye malları ithalatının payının düştüğünü belirten Sönmez, “Bu firmaların yatırım harcamalarım azalttığı anlamına geliyor. Toplam ithalatta ara mallarının payının yüksek olması, ithal girdi kullanımının yüksek olduğunu gösteriyor. Üretimde dışa bağımlılık hala var. Yüksek teknolojili ürünlerin payı hala yüzde 4’ler düzeyinde. Buradan da yapısal reformlara ne kadar ihtiyaç duyulduğu ortaya çıkıyor. Yeni Ekonomi Programı’nda da öne çıkarılan yapısal reformların tamamlanması, yüksek teknoloji ürünlere önem verilmesi gerekiyor” diye konuştu.

İSO TÜRKİYE İMALAT PMI 44.2

Geçen hafta ekonomik büyümenin öncü göstergelerinden biri kabul edilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) anketinin Aralık 2018 dönemi sonuçları açıklandı. Eşik değer olan 50’nin üzerinde ölçülen tüm rakamla-fln sektörde iyileşmeye işaret ettiği anket sonucuna göre, Kasım’da 44.7 olarak kaydedilen İSO Türkiye İmalat PMI, Aralık’ta 44.2 olarak ölçülerek sektörün faaliyet koşullarının yavaş seyretmeye devam ettiğini gösterdi. Üretim ve yeni siparişler yavaşlamaya devam ederken, gerileme Kasım ayındakine kıyasla daha düşük oranda gerçekleşti. Maliyet enflasyonundaki düşüş sayesinde, firmalar müşteri talebini artırmaya yönelik çabaları desteklemek üzere satış fiyatlarını azaltma imkanı buldu. Nihai ürün fiyatları son 6.5 yılda ilk kez gerilemiş oldu.

İSO Türkiye İmalat PMI verilerinin sektörün faaliyet koşullarının yavaş seyretmeye devam ettiğine işaret ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Murat Ferman, zorlu faaliyet koşullarının hem üretim hem de yeni siparişlerin daha da yavaşlamasına neden olduğunu kaydetti.

Buna karşın Kasım ve Aralık’taki yavaşlamanın önceki aylara göre daha hafif gerçekleştiğinin altını çizen Ferman, “Aralık’taki ivme kaybı, Ağustos’tan bu yana gözlenen en düşük oranda gerçekleşti. Sanayide yavaşlamanın hızı düştü. Bu gelişmenin, son çeyrekte negatif büyüme ihtimalini ortadan kaldıracağını düşünüyorum. Son çeyrekte GSYH artışının sıfırın biraz üzerinde olacağını, negatife yakalanmama şansımızın olduğunu öngörüyorum. 2019 yılı ilk çeyrekte birikimli etki dolayısıyla GSYH büyümesi negatif olabilir” dedi.

Dr. Sönmez ise, İSO Türkiye İmalat PMI’nın metodolojik açıdan 50 değerinin altına inmesinin büyüme hızının momentum kaybedeceğine işaret ettiğini belirterek, belli sektörlerde teşviklerin devam edecek olması, enflasyondaki düşüşün önümüzdeki aylarda da devam etmesi durumunda PMI verisinin yeniden yukarıya yönünü çevirebileceğini kaydetti.

KASIM’DA 66 BİN 578 TAŞIT TRAFİĞE ÇIKTI

Geçen hafta açıklanan verilerden biri de motorlu kara taşıtları istatistikleri oldu. TÜİK verilerine göre trafiğe kayıtlı araç sayısı Kasım sonunda 22 milyon 850 bin 238 adet düzeyinde gerçekleşti. Kasım’da toplam 66 bin 578 taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı Kasım’da bir önceki aya göre yüzde 74.7 artarken, geçen yılın aynı ayma göre yüzde 39.1 azaldı. Ocak-Kasım döneminde 847 bin 162 adet taşıtın trafiğe kaydı yapılırken, 215 bin 969 adet taşıtın ise trafikten kaydı silindi. Böylece 11 aylık dönemde trafikteki toplam taşıt sayısı 631 bin 293 adet arttı.

Prof. Dr. Selva DEMİRALP / Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi
“MB daha şahin tutum sergilemeli”

Aralık’ta enflasyondaki gevşemenin en önemli sebeplerinden birisi enerji fiyatlarındaki düşüş. Bir taraftan petrol fiyatları düşerken bir taraftan kur sakinleşti. Yİ-ÜFE’deki azalma, TÜFE ile aradaki makası görece kapatsa da geçen sene TÜFE’ye yansıtılamamış maliyetler 2019 içinde kademeli olarak tüketiciye yansıyacak. 2019’da kur mevcut seviyelerini koruduğu sürece maliyet enflasyonunun etkisi kademeli olarak azalacak ve bunun yerini azalan talebin getirdiği aşağı yönlü baskı alacak. Dolayısıyla 2019 sonunda enflasyonun bu seneyi kapattığımız 20.3’lük rakamın altında göreceğimizi söyleyebiliriz. Özellikle yılın üçüncü çeyreğinde baz etkisi ile bir düşüş olacak ancak bunu son aylarda yine baz etkisi ile bir yükseliş takip edebilir. Dolayısıyla yüzde 15.9’luk YEP hedefine göre konum belirlemek için henüz erken. Döviz kurunda yeni bir atak gelmediği sürece Merkez Bankası’nın faiz artırım döngüsünü kapattığını düşünüyorum. Bundan sonra sorulacak soru Merkez’in ne zaman faiz indirimine gideceği olacak. Bu konuda acele edilmemeli. Enflasyonun yüzde 20.3 olduğu ve hedefin yüzde 5 olduğu bir ortamda Merkez’in beklentileri yeniden çıpalayabilmek için eskisinden daha şahin bjr tutum sergilemesi gerekiyor. Aksi takdirde beklentiler aşağı çekilemeyecek ve enflasyondaki yapışkanlık devam edecektir.

Prof. Dr. Murat FERMAN / Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Yİ-ÜFE’nin baskısı hafifleyecek”

Enflasyonda beklentiler paralelinde bir gerçekleşme yaşanması olumlu. Çekirdek enflasyon, manşet enflasyonun altına düştü. Bu özellikle hem 2019’a devreden enflasyon stoku hem de 2019’da Enflasyonla Mücadele Programı’mn kolaylaşması açısından önemli. Yİ-ÜFE’de gelişmeler daha iyi. Yİ-ÜFE yüzde 46’lardan 33’lere indi, Yİ-ÜFE’nin baskısı hafifleyecek. YEP ve Merkez Bankası tahminlerinin altında kalan bir manşette yılı kapatıyoruz. Bu da öngörülebilirlik, bu programlara ve kurumlara olan güven bakımından önemli. Gıdada alınacak çok yol var. Yıllık TÜFE artışı gıdada yüzde 25.11. Özellikle Hal Kanunu ile ilgili düzenlemeler bir süreliğine rölantiye alındı, görüş toplanıyor. Hazır giyim ve tekstilde fiyatlarda yukarı yönlü bir seyir olmuştu. ‘Acaba gıdadan sonra giyim de sorun mu olacak?’ diye düşünmüştük. Artık giyim ve benzeri harcamalarda biraz daha makule gidildiğini görüyoruz. Mart’a kadar özellikle piyasaların daha dengeli gideceğini düşünüyorum. Seçim sonrasında da belirsizlik nispeten ortadan kalkacağı için ikinci çeyrekte daha mutedil bir seyir izleyeceğiz. Seçili sektörlerde vergi indirimlerinin üç ay daha devam etmesi olumlu etki yaratacak. Merkez Bankası’mn önümüzdeki altı ay içinde indirime gideceğini tahmin etmiyorum.

Hülya Genç Sertkaya

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu